Güncelleme Tarihi:
Grubun “Kıbrıs: Mülk Uçurumunda Köprü Kurulması” başlıklı raporunda, mülk konusunun Doğu Akdeniz’in istikrarı için hayati önem taşıyan Kıbrıs sorununun çözümü adına en önemli noktalardan biri olduğu ifade edildi.
Kıbrıslı Rumların ve Türklerin, adanın iki tarafında on binlerce parsel mülk ve bina sahibi olduğunun altı çizilen raporda, “Çatışan iddiaların çözümü için hazırlanacak ikna edici bir plan, adada birleşme çabalarına çok büyük bir destek olacak ve müzakerelerdeki dış ortakları bir uzlaşma sağlanması yönünde ikna edecektir” denildi.
Raporda 2011’in hem Türkiye hem de Kıbrıs Rum Kesimi için seçim yılı olduğu hatırlatılarak, önümüzdeki yılın müzakereler için bir “son tarih” niteliği taşıdığı ifade edildi.
Raporda, “Kıbrıslı siyasetçilerle Türkiye bir anlaşma sağlama konusunda başarısız oldukça, mülk meselesi de bireysel faaliyetler ve mahkeme kararlarıyla daha atomize bir hale geliyor – böylece süreç de bütün taraflar için kapsamlı bir mülk anlaşmasına kıyasla daha pahalı, yavaş ve etkisiz bir hal alıyor” yorumu yapıldı.
Uluslararası Kriz Grubu uzmanları, “Kapsamlı bir anlaşmanın uzaklaşmasıyla, ağır hukuki ve idari cezalar ile Kıbrıslı bireylerin attığı adımlar, mülk meselesini daha fazla göz ardı edilemeyecek bir hale getiriyor. Acilen yeni fikirlere ihtiyaç var” ifadelerini kullandı.
Raporda, Kıbrıs’ın iki bölgeli ve iki toplumlu bir federasyon olması yönünde genel bir uzlaşı olsa da, taraflar iki bölgeliliğin dönüş hakkını nasıl etkileyeceği konusunda zıt görüşleri savunduğu hatırlatıldı.
“Kıbrıslı Rumlar, uluslararası hukuk doğrultusunda yerinden edilmiş kişilerin geri dönüş ve mülkten faydalanma hakkına vurgu yapıyor. Kıbrıslı Türkler ise kendi bölgelerinde nüfus çoğunluğunu korumaları gerektiğini ve bunun kaç tane Kıbrıslı Rum’un mülklerini yeniden elde edeceğini etkileyeceğini belirtiyor” ifadeleriyle yaşanan fikir ayrılıklarının altı çizilen raporda, Kıbrıslı Rumların ve Türklerin çeyreğinden azının diğer tarafın sınırları içinde kalması durumunda mülklerine döneceğini söylediği ifade edildi.
Siyasi alanda bir anlaşma sağlanamadığı için günden güne daha fazla Kıbrıslının maliyetli ve yavaş yargı yolunu tercih ettiğine dikkat çekilen raporda, “Uluslararası mahkemeler Türkiye’yi Kıbrıslı Rumların kuzeydeki mülklerin erişimine engel olmakla sorumlu tuttu ve büyük para cezaları verdi. Ancak mahkemeler aynı zamanda mülklerin kullanımını uzun süredir elinde bulunduran bireylerin de hakkı olduğu ve bireysel sahiplerin mülkleri gönüllü olarak takas etmeleri gerektiğine kanaat etti” denildi.
Raporda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) özellikle Kıbrıslıları haklarını başta Kuzey Kıbrıs Taşınmaz Mal Komisyonu olmak üzere iç hukuk yollarıyla aramaya yönlendirdiği ve komisyonun kuruluşundan bu yana birçok Kıbrıslı Rum’un bu yönde adım attığı vurgulandı.
Kıbrıs’ta varılacak herhangi bir uzlaşmanın yerinden edilmiş Rumlar ile yerinden edilmiş Türklerin hakları arasında bir denge tutturması gerektiğinin altı çizilen raporda adaya sonradan göçenlerin barınma ihtiyaçlarının da dikkate alınması ihtiyacı vurgulandı.
Geçtiğimiz 30 yıldaki süreçte yaşanan başarısızlıkların her iki tarafın da esnek davranması gerektiği yönünde bir işaret olduğu belirtilen raporda, Kıbrıslı Türklerin adanın kuzeyindeki malların üçte ikisinin 1974 öncesi dönemde Rumlara ait olduğunu kabul etmesi gerektiğinin altı çizildi.
Raporun “Tavsiyeler” bölümünde Kıbrıslı Rumlar ve Türklerin yanı sıra Ankara’nın da göz önüne alması gereken noktaların altı çizildi. Buna göre
Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk toplumların liderleri tarafından;
1- Kıbrıslı Rumların mülk, sınır ve yerleşimciler konularını müzakerelerle bağlantılantılandırma teklifinin, Kıbrıslı Türklerin teklif ettiği bütün müzakere başlıklarıyla ilgili bir uluslararası konferansın ilk safhasına dönüştürülmesi.
2- Her iki bölgede de diğer topluma ait olan toprakların ortak, hızlı ve temsili bir denetiminin yapılması, böylece mülklerle ilgili iki tarafın da kabul ettiği bir kategorizasyon sağlanması.
3- Her iki tarafta da mülklerin yeniden geliştirilmesiyle ilgili çeşitli teklifler üzerinde hızla ve işbirliğiyle bir ekonomik etki etüdü yapılması; bu çalışmaya siyasi bir çözüm öncesi hayalet bölge Varoşa’nın normalleştirilmesiyle ilgili bir incelemenin de dahil edilmesi.
4- Mülkiyet konusundaki temel yaklaşımlarda yaşanan anlaşmazlıklar arasında köprü kurulması:
a) Her iki taraf da 1974’ten önceki dönemdeki ev sahiplerinin ilk mülkleriyle ilgili hak iddia etme hakkını kabul etmeli.
b) Kıbrıslı Rumlar kamuoyunu Kıbrıslı Türklerden oluşan bir devletteki iade haklarının iki bölgelilik ve kamu kullanımı gibi karşılıklı olarak anlaşılmış örneklerle kısıtlanabileceğini kabul etmeye ikna etmeli.
c) Kıbrıslı Türkler iki bölgelilik çerçevesi kapsamında mümkün olduğunca fazla mülkün iadesini teklif ederken, şu anki mülk sahiplerinin, özellikle de söz konusu mülkü birincil ikamet adresi olarak kullanıyorlarsa, haklarının korunması
d) Yaşamakta oldukları evleri boşaltmak zorunda kalanlar ve başka evi olmayanlar için alternatif barınma seçeneklerinin sunulması
Kıbrıslı Rum toplumunun liderleri tarafından;
5- Her iki tarafta Kuzey Kıbrıs Taşınmaz Mal Komisyonu tarafının onayından geçmiş yerinden edilmiş mülk sahiplerinin mülklerinin takası için yasal çerçeve sağlanması.
6- Kıbrıslı Rumların Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurmaktan caydırılmasına son verilmesi
7- Güneydeki mülklerini terk edip kuzeye yerleşen Kıbrıslı Türklerin benzer kurumlarda aynı şekilde hak aramasına izin verilmesi.
Kıbrıslı Türk toplumunun liderleri tarafından;
8- Taşınmaz Mal Komisyonu’ndaki davalarda, tazminat hesaplamalarında ve ödeme detaylarında eşitlik ve şeffaflığın sağlanması, komisyonun yetki süresinin 2011’deki bitiş tarihinin ötesine uzatılması için çaba gösterilmesi.
9- Yerinden edilmiş Kıbrıslı Rumların varislerine kuzeydeki malların miras kalmasıyla ilgili ikamet kısıtlamalarının kaldırılması
10- Kuzeyde Kıbrıslı Rumlara ait mülklerde inşaat moratoryumu ile süregelen görüşmelerin desteklenmesi
Türkiye’nin liderleri tarafından;
11- Kıbrıslı Rumları Türkiye’nin bir anlaşma sağlanması konusunda kararlı olduğu yönünde bir ikna edecek girişimlerin yeniden başlatılması ve sürdürülmesi.
Raporun tamamına Uluslararası Kriz Grubu'nun internet sitesinden ulaşılabilir.
http://twitter.com/HurriyetPlanet