Güncelleme Tarihi:
Hollanda’da hükümet pazarlığının bu hafta sona ermesi bekleniyor. Öte yandan 30 Eylül tarihinde kabul edilen ve geçtiğimiz günlerde Hollanda hükümetinin resmi internet sitesinde kamuoyuyla paylaşılan koalisyon anlaşması ve destek protokolü metinlerinde, “Hükümet AET-Türkiye Ortaklık Anlaşması’nın değiştirilmesi, böylece Türkiyelilerin entegre olma zorunluluğu duyması yönünde çalışacaktır” cümlesi dikkat çekti.
Koalisyon protokolüne bu ifadelerin konmasının asıl nedeni Türkiye’den aile birleşimi yoluyla Hollanda’ya gitmek isteyen göçmenleri “entegrasyon sınavı”na tabi tutma ve dolayısıyla ülkeye göçmen girişini sınırlama çabası.
Halihazırda geçerli olan uygulamayla Türkiye’den gelen göçmenlerin bu sınava tabi tutulmuyor çünkü bir Hollanda mahkemesi yakın zamanda aldığı bir karar Türkleri böyle bir sınava sokmanın AET-Türkiye Ortaklık Anlaşması’na aykırı olduğu kararını aldı. Dolayısıyla hükümetin böyle bir uygulamaya gidebilmesi için ilk olarak 1963’te kabul edilen Ortaklık Anlaşması’nda bir değişiklik yapılmasını sağlaması gerekiyor.
Bu maddeyi merkez sağ iki partinin kuracağı koalisyona dışarıdan destek vermeyi kabul eden Özgürlükler Partisi lideri Wilders’ın metne koydurduğu öne sürülüyor.
Maddenin sadece koalisyon anlaşmasında değil destek protokolünde de yer alması, fikrin kaynağının Wilders olduğu yorumlarını güçlendiriyor. Geçtiğimiz hafta başında, 2008 yılında çektiği “Fitne” isimli kısa filmiyle kamuoyunda Müslümanlara karşı kin ve nefretin oluşmasına yol açtığı suçlamasıyla bir kez daha mahkemeye çıkarılan Wilders’ın hükümete verdiği destek karşılığında öne sürdüğü şartlar bunlarla sınırlı değil.
Koalisyon müzakereleri sırasında “Hollanda’nın İslamlaşmasını istemiyoruz” açıklamalarıyla dikkat çeken Wilders’ın protokollere yabancıların Hollanda’ya yerleşimini güçleştirecek katı kurallar eklenmesine ve dolayısıyla ülkeye gelen yabancı göçmen sayısını yarıya indirmeye odaklandığı belirtildi.
Hollanda basınına göre Wilders, hükümete verdiği destek karşılığında, burkayı ve emniyet ile yargı çalışanlarının başlarını örtmesini yasaklatıyor, göçmenlerin suç işlemeleri halinde pasaportlarının geri alınması koşulunu koyduruyor. Bu konularda da atılacak adımların AB mevzuatı ile çelişmesi durumunda Hollanda, mevzuatın değiştirilmesine çabalayacak.
Wilders’ın hükümet programına aldırdığı bu maddelerle geçtiğimiz yıl Türkiye’ye gelişine izin vermeyen AK Parti hükümetinden intikam aldığı ifade ediliyor.
Aşırı sağcı liderin bu yıl 4-9 Ocak tarihleri arasında bazı milletvekilleriyle birlikte bir çalışma ziyareti için Türkiye’ye gelmeyi planlıyordu. Ancak Aralık ayında Hollanda parlamentosu tarafından yapılan açıklamada Wilders’in, “Türkiye’deki hükümet yetkililerinin çoğunun kendisiyle görüşmek istememesi üzerine” ziyaretini iptal ettiği açıklanmıştı.
Wilders planlanan ziyaretten çok kısa bir süre önce Vokskrant Gazetesi’ndeki makalesinde, Türkiye’nin AB üyeliği karşıtı görüşlerini tekrarlarken Türkiye’deki azınlıklara yönelik politikalarını da eleştirmişti.
Türkiye’nin Müslüman bir ülke olmasının yanısıra daha çok göçe yol açılacağını, Avrupa Parlamentosu’nda fazla güç elde edeceğini ve AB’ye çok pahalıya mal olacağını öne süren Wilders, AB reformlarının, “Türk ordusunun gücünü zayıflatarak şeriat devletine yol açacağını” ve Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye’yi ağır ağır İslamlaştırmak istediğini” de savmuştu.
Wilders, “NATO ortağı olarak Türkiye ile iyi ilişkileri sürdürelim. Ancak Türk Truva atının AB’ye girmesine izin vermeyelim” demişti.
Planet'i Facebook'ta takip etmek için:
http://www.facebook.com/#!/HurriyetPlanet
Planet'i Twitter'da takip etmek için:
http://twitter.com/HurriyetPlanet