Güncelleme Tarihi:
XINHUA: Ortadoğu barış görüşmeleri için son çabalar fayda etmeyecek
Filistin Yönetimi Devlet Başkanı Mahmud Abbas, Perşembe günü ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Goerge Mitchell ile bir araya geldi. Filistinli yetkililer, görüşmeyi Ortadoğu barış sürecini rayına oturtmak için gösterilen son çaba olarak belirtti.
Abbas’ın bürosundan yapılan açıklamaya göre, iki saat süren görüşmede bir ilerleme sağlanamadı. Mitchell, ABD Başkanı Barack Obama’nın İsrail-Filistin barışında sonuç alınmasını birinci öncelik kabul ettiğini ve bu süreçte iniş çıkış yaşanabileceğini ifade etti. İsrailli yetkililer ile bir araya geldikten sonra Abbas ile görüşen Mitchell, iki taraf arasında “ortak zemin” oluşturmak istediğini belirtti.
Ancak Mitchell’in İsrail’e konut birimi inşası için geçerli olan moratoryumu sürdürmesi adına baskı yapamadığı ve Filistinlilere imtiyaz tanınması konusunda da bir ilerleme kaydedemediği öne sürüldü. Xinhua’ya konuşan Filistinli bir yetkili, 2 Eylül’de başlayan doğrudan görüşmelerden bu yana ABD’nin morayoryumun uzatılması konusunda başarısız olduğunu ifade etti.
Arap Birliği ise, barış görüşmelerini değerlendirmek için 4 Ekim’de yapılmasını kararlaştırdığı toplantısını iki gün daha erteledi. Bu arada, Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) üyesi Hanan Ahrani, sürecin devam edebilmesi için İsrail’in kararlılık göstermesi gerektiğini aksi takdirde Filistin’in barış sürecinden çekileceğini belirtti.
GUARDIAN: Tartışma konusu olan cami Hindu ve Müslümanlar arasında paylaşılacak
Hindu çeteleri tarafından 1992’de harap edilmesinden bu yana Hindu ve Müslümanlar arasında gerginliğe neden olan Ayodhya Camisi için mahkeme kararını verdi. Allahabad Yüksek Mahkemesi, caminin Hindu ve Müslüman gruplar arasında paylaşılması gerektiğini belirtti.
Kararın açıklanmasından önce cami etrafına 10 binden fazla güvenlik görevlisi yerleştirilirken, ülkenin kuzeyindeki kentlerde beklendiği gibi gerginlik yaşanmadı. Mahkeme, 16’ıncı yüzyıldan kalma caminin en çok tartışmaya neden olan alanını Hindulara verirken, cami alanının diğer kısımları Müslümanlar ve bir Hindu mezhebi arasında paylaşılacak.
Karardan memnun olmayan yargıçlar ise caminin Müslümanlara ait olduğunu ve temyize gideceklerini açıkldı. Ayodyha Camisi’nin 18 yıl önce harap edilmesi Hindistan’ın tanık olduğu en şideetli protestoların başlamasına neden olmuş ve iki bine yakın insan hayatını kaybetmişti.
1528 yılıda Hint-Türk İmparatoru Babür tarafından inşa ettirilen camiyi, ilk kez 150 yıl önce Hindular Tanrıları Rama’nın doğduğu yer olduğu gerekçesiyle sahiplenmek istemişti.
REUTERS: Hollanda hükümeti burkayı yasaklama anlaşmasına vardı
Hollanda’da iki merkez sağ partisi Perşembe günü burkanın yasaklanması konusunda anlaşmaya vardı. Partilerin bu kararı almasını sağlayan şey ise, kurmak istedikleri azınlık hükümette yer alacak Müslüman karşıtı Özgürlük Partisi’nin desteğini kazanmak istemeleri.
Alınan kararın ardından, Hollanda’nın Fransa’dan sonra burkayı yasaklayan ikinci ülke olması konusunda büyük bir adım atıldı. Üç parti arasında yapılması düşünülen anlaşma kapsamında göçmenlere karşı önlemler sıkılaştırılacak ve Özgürlük Partisi’nin ırkçı lideri Geert Wilders’e sunulan imtiyaz altında polis sayısı artırılacak.
Bunların karşılığında, Wilders’in partisi yeni hükümetin 18 milyon euroluk bütçe kesintisi planını destekleyecek. Hollanda böylece Avrupa Birliği’nin (AB) 2013 için belirlediği ülke açığı limitine erişmeyi amaçlıyor. Wilders, Batılı olmayanların göçünü yarıya yarıya kesecek anlaşma üzerinde karar alınmasının ardından, “Hollanda’nın İslamlaşmasını istemiyoruz” dedi.
Hıristiyan Demokrat Bilriği (CDA) lideri Maxime Verhagen’de varılan taslak anlaşmayı destekledi ve “Kabine kadın-erkek, Hıristiyan-Müslüman herkesin özgürlüğünü aynı şartlarda yaşamasını garanti edecektir” dedi. Taslak anlaşmasının hayata geçebilmesi için Pazar günü yapılacak CDA kongresinde onay alması gerekiyor.
BBC: Dev antik penguen gün yüzüne çıkarıldı
Peru’da, 36 milyon önce yaşamış olan dev bir penguen fosili bulundu. Bilim insanları, penguenlerin evrim basamaklarının ilk dönemlerinde tüm vücutlarının tüyle kaplı olabileceğini belirtti. Science bilim dergisinde yer alan keşif hakkındaki bilgilerde, penguenlerin milyonlarca yıl önce kahverengi ve gri tüylere sahip oldukları ve bugünün “smokin” penguenlerinden farklı oldukları belirtildi.
Bilim insanları, dev fosilin bugün var olan en büyük penguen türü İmparator Penguen’in iki misli kadar olduğu olduğunu ifade etti. Inkayacu paracasensis adıyla sınıflandırılan kuşun, Eosen dönemine (34-56 milyon yıl önceki dönem) ait olduğu belirtildi.
“Pedro” takma adı verilen fosilin, bugünkü türlerine kıyasla çok daha uzun bir gagası var. Texas Üniversitesi akademisyeni Julia Clarke, “Bu fosil bulunmadan önce penguenlerin evrim dönemlerinin başında nasıl tüylere, renklere ve boyuta sahip olduğu hakkında bir fikrimiz yoktu” dedi.
Sahip olduğu yüzgeç ve tüylerle mükemmel bir yüzücü olan Pedro, suyun bugünkü penguenlerin erişemediği derininliklerine dalabiliyordu. Clarke, penguenleri daha iyi tanımak için Pedro’nun bir başlangıç olduğunu söyledi.
WASHINGTON POST: İran’a dev yaptırım darbesi
ABD, Avrupa’nın önde gelen beş petrol şirketinin İran ile enerji yatırımlarını keseceğini duyurdu. Bu gelişmenin, Tahran’ın nükleer programını engellemek için yaptırımlar uygulayan Obama yönetimi için çok önemli bir başarı olduğu belirtildi. ABD’li yetkililer aynı zamanda Avrupa’nın boş bıraktığı yeri doldurmaması Çin’e baskı yapmayı sürdürüyor.
Dışişleri Bakanı yardımcısı James Steinberg, İngiltere ve Hollanda merkezli Royal Dutch Shell, Fransa’nın Total, İtalya’nın Eni ve Norveç’in Statoil petrol şirketlerinin İran’a yatırımlarını durduracağını açıkladı.
Steinberg, adı geçen şirketlerin İran ile ticaretlerini kesmek yönünde söz verdiklerini, ayrıca İsviçre’deki bir İran petrol firmasına ait taşeronun da yaptırım kapsamına alınmaya çalışıldığını belirtti. Dışişleri Bakanlığı ayrıca Rusya’nın Lukoil, Hindistan’ın Reliance ve Türkiye’den Tüpraş’ın da aralarında bulunduğu Avrupalı ve diğer Kuveytli firmaların İran’a doğalgaz ve arıtılmış petrol ürünleri satmayı kesme sözü verdiklerini ifade etti.
Bu gelişmelerin yanı sıra, İngiliz petrol şirketi BP ve Shell, İran’a uçak yakıtı sağlanmayacağını açıkladı. Londra merkezli Lloyd’s sigrotacılar birliği ise İran’a giden petrol yüklerinin sigorta kapsamına alınmayacağını duyurdu. Steinberg, “Finans, nakliyat veya ulaşım sektöründe olsun, alınan önlemler İran üzerinde büyük bir etki yapmaya başladı” dedi.
İran ile ilişkilerini kesecek dört Avrupalı petrol firmasının yanında, Japon petrol devi Inpex’inde benzer bir açıklama yapması bekleniyor. Şirketin böyle bir karar alması halinde, İran’ın en büyük kıyı şeridi enerji projesi Azadegan petrol yataklarından yatırımlarını çekmesi gerekecek.
Japonya’nın petrol ihtiyacının dörtte birini karşılayan İran, Angola ve Suudi Arabistan’ın ardından Çin’in en büyük tedarikçisi konumunda. Son yıllarda Çin, İran enerji sektörüne 100 milyardan fazla yatırım yapılmasını içeren ön anlaşmalar imzaladı. ABD, iki Asya devine İran ticaretlerini kesmeleri için yaptığı baskıyı sürdürüyor.
VOICE OF AMERICA: Afganistan’da beş NATO askeri öldürüldü
NATO, Afganistan’ın güney bölgesinde yapılan farklı saldırılarda beş askerin öldüğünü açıkladı. Yetkililer, dört askerin iki ayrı bomba patlamasında, bir tanesinin de militanların açtığıateşte öldüğünü belirtti.
Afganistan savaşının başladığı 2001 yılından bu yana NATO en fazla kaybını2010’da verdi. İlk 10 ay içinde 530’dan fazla koalisyon gücü askeri hayatını kaybetti. NATO yetkilileri güney Afganistan’ın en büyük kenti Kandahar ve çevresindeki yerleşim birimlerinde militanlarla yaşanan çatışmaların devam edeceğini ifade etti.
Perşmebe günü, Kandahar’daki havaalanının yakınlarındaki bir NATO konvoyuna düzenlenen intihar saldırısında üç kişi ölmüş, 12 kişi de yaralanmıştı. Aynı gün, NATO’nun Gazni eyaletinde düzenlediği operasyonda dört Afgan sivil öldü, üç sivil yaralandı.
NATO, Afgan ve koalisyon gücü askerlerinin militan ateşi altında kaldıklarını, destek vermek için gelen helikopterin açtığı ateşte sivil kayıpların yaşandığını açıklamıştı.
EL CEZİRE: Olağanüstü hal ilan ediken Ekvador’da Devlet Başkanı askerler tarafından kurtarıldı
Ekvador ordusuna bağlı askerler, primlerini kesme planları yaptığı için Devlet Başkanı Rafael Correa’yı bir hastanede mahsur bırakan polis kuşatmasını yardı. Correa’ya sadık olan askerler, ülkenin başkenti Quito’daki hastaneye baskın düzenleyerek, polis kuşatması altındaki devlet başkanını kurtarmayı başardı.
Askerler, Perşembe günü polisle girdiği ağır çatışmaların ardından hastaneye yaklaşmayı başarmıştı. Correa, kurtarıldıktan sonra başkanlık sarayına gitti ve ellerinde bayraklarla sevinç gösterileri yaparak kendisini bekleyen halka balkondan seslendi.
Correa, “ulusal polis gücüne utanç getirmekle” suçladığı isyancı polisler için, “Ülkelerine ihanet etmelerine neden olan yasayı okumadılar bile” dedi. Correa, Perşembe günü erken saatlerde bir polis merkezinde temaslarda bulunurken aniden göz yaşartıcı bombanın atılmasıyla saldırıua uğramış ve Ulusal Polis Hastanesi’ne götürülmüştü.
Correa, hastanede yaptığı açıklamada polislere boyun eğmeceğini belirtti ve “Ya devlet başkanlığını burada bırakırım ya da buradan bir ceset olarak çıkarım” dedi. Polisin havaalanlarını ve ana yolları kapatması üzerine ülkede olağanüstü hal ilan edildi. Ayrıca tüm polis merkezlerinin önü ateşe verilen lastik bariyerlerle kapatıldı.
Ekonomik düzensizlikten dolayı birçok defa toplum içi kargaşaların yaşandığı Ekvador’da, Correa iktidara gelmeden önce de yaşanan ekonomik kriz üç devlet başkanının görevini bırakmasına neden olmuştu. Correa, göreve gelmesinin ardından anayasayı düzenleyeceğini ve güç dengesini sağlayacağını vaat etmişti.
ABC News: Jamaika’daki fırtınanın neden olduğu sellerde ölümler artıyor
Jamaika’yı etkisi altına alan Nicole tropik fırtınası ülkede büyük sellerin yaşanmasına neden oluyor. Ülkede en az dokuz kişinin ölmesine neden olan seller aynı zamanda ABD’nin Florida eyaleti, Küba ve Cayman ile Bahama Adaları’na da şiddetli yağış getirdi.
Çarşamba günü erken saatlerde etkili olanve öğleden sonra etkisini azaltan fırtına, Jamaika’da altı farklı selin oluşmasına yol açtı. İlk belirlemelere göre sel sular yaşlı ve genç bir adam ile altı kişilik bir aileyi yuttu. Sular altında kalan kişilerin, baskının şiddetlendiği anda evlerine dönmeye çalıştıkları belirtildi.
Altı kişiye mezar olan evin başkent Kingston’daki ABD elçiliğinin yakınlarında buluduğu ve çamurdan bir aile üyesinin sağ çıkarıldığı ifade edildi. Ülkede su ve çamur akıntısı yüzünden çok sayıda yol kapandı, köprüler çöktü ve geniş tarım arazisi zarar gördü.
Yetkililer iki gün içinde Jamaika’da 300 bin hanenin boşaltıldığını belirtti. Bu rakam, devletin elektrik sağladığı hanelerin yüzde 40’ını oluşturuyor.