Güncelleme Tarihi:
ABD'nin 11 Eylül 2001’deki saldırılara bir cevap vermek amacıyla oluşturduğu çok gizli istihbarat ağı, o kadar büyük ve karmaşık bir hale geldi ki, kimse maliyetinin ne kadar olduğunu, kaç kişiyi çalıştırdığını veya bünyesinde kaç proje bulundurduğunu bilmiyor.
Washington Post, iki yıl süren araştırmalarında elde ettiği bulgular ışığında Çok Gizli Amerika'yı keşfetti. Dokuz yıl süren eşi benzeri görülmemiş bir harcama ve büyümenin ardından, ABD’yi koruması için oluşturulan sistem o kadar devasa bir hale geldi ki, işlerliğini belirlemek bile neredeyse imkânsız.
Yapılan araştırmada elde edilen bazı bulgular şunlar: Bugün 1,271 devlet kurumu ve 1,931 özel şirket, ABD geneline yayılmış 10 bin noktada terör karşıtı eylem, ulusal güvenlik ve istihbarat programları üzerinde çalışıyor. İç ve dış istihbaratı takip eden analistler her yıl yaklaşık 50 bin rapor yayımlıyor. Bu rakam o kadar yüksek ki, raporların çoğu rutin olarak göz ardı ediliyor.
GEREĞİNDEN FAZLA BÜYÜK
Savunma Bakanı Robet Gates, geçtiğimiz hafta Washington Post’a verdiği röportajda “11 Eylül’den beri o kadar büyük bir büyüme var ki, sadece CIA direktörü veya benim için değil, herhangi biri için bu büyümeyi kontrol edebilmek çok zor” ifadesini kullandı.
Bu durumun ciddiyetini farkına varılmasının ardından, geçtiğimiz yıl emekli Tuğgeneral John Vines, Savunma Bakanlığı’nın en önemli kollarının başına geçmesi için teklif aldı. Irak’ta 145 bin askeri yöneten Vines, gördükleri karşısında afalladı. Vines, karşılaştığı durumu, “Tüm bu aracılık ve ticari faaliyetleri koordine edebilecek bir kurum, yönetim, sorumluluk veya süreç bilmiyorum. Bu sistemin karmaşıklığı tanımlamanın ötesinde” dedi. Vines, sonuç olarak sistemin ABD’yi güvenli kılıp kılmadığını etkin bir şekilde değerlendiremeyeceklerini belirtti.
CIA direktörü Leon Panetta ise, beş yıllık bir eylem planı hazırladıklarını çünkü 11 Eylül’den sonra yapılan harcamaların sürdürülemez bir noktaya geldiğini söyledi. Panetta, “Bu açıklarla duvara toslayacağız. Ben buna hazır olmak istiyorum” ifadesini kullandı.
ÇOK GİZLİ ABD’NİN ÜSSÜ
Washington’un malikâneleriyle bilinen McLean bölgesinde, her sabah sıra halinde dizilmiş bir grup araç hiçbir haritada görünmeyen ve sokak levhalarında adı geçmeyen bir dağa tırmanmaya başlıyor. Yaklaşık beş alışveriş merkezi boyutunda olan bu beton dağ Liberty Crossing, en az 1,700 federal görevli ve 1,200 özel müteahhidin çalıştığı gizli bir üs. Liberty Crossing, 2001’deki saldırıların ardından mantar gibi büyüyen ABD hükümet kurumları ve şirket müteahhitlerinin merkezinde yer alıyor.
Her gün, ABD genelinde 854 bin memur, askeri personel ve özel müteahhit, elektro manyetik kilitler, retina kontrolü ve güçlendirilmiş duvarlarla korunan binalarda çalışıyor. Bu sistem, uluslararası çapta köktenci hareketleri etkisiz hale getirmek için kurulmuş ulusal güvenlik girişimi.
Bu görev hakkında birçok bilgi gizli tutuluyor. Ancak Çok Gizli Amerika’da başarıyı ölçmek ve sorunları teşhis etmek çok zor. ABD’nin istihbarat bütçesi geçen yıl 75 milyar dolar olarak açıklandı. Bu rakam, 10 Eylül 2001’deki rakamın 10.5 katı. Personel sayısı, birim ve örgütlerin kontrolden çıkmaya başlamasıyla, yönetim kademeleri bir çıkmaza girdi. George Bush hükümeti, bu sorunu olağanüstü yetkiler verdiği Ulusal İstihbarat Direktörlüğü Bürosu'nu (ODNI) açarak gidermeye karar verdi.
Bugün, istihbarat kurumlarında çalışan yetkililer ODNI’nin görevinin ne olduğu hakkında emin olmadıklarını söylüyor. Kurum istihbarat paylaşımı, bilgi teknolojileri ve bütçe reformu gibi bazı alanlarda ilerleme kaydetse de, boyutlarının gereğinden fazla büyük olması veri aktarımının analiz edilmesi ve kullanılmasının önüne geçiyor.
ÇALIŞMA SİSTEMİ
Ortaya çıkan sistemin oluşturduğu hantallık her yerde görülebiliyor. Örneğin, Ulusal Terörle Mücadele Merkezi direktörü Michael Leiter, gününün büyük bir kısmını masasının üzerine yığılmış ekranlara bakarak geçiriyor. Onlarca veri tabanından beslenen ve birbirleriyle etkileşmeyen olağanüstü bir veri akışı gözlerinin önünden akıp geçiyor. Bu veri tabanları neden birleştirilmiyor diye sorarsanız, neden bunu yapmanın çok zor olması.
Her tesiste SCIF (hassas bölümlendirilmiş bilgi tesisi) odası bulunuyor. Bazıları dolap büyüklüğünde iken, bazıları bir Amerikan futbolu sahasının dört katı büyüklüğünde. SCIF içindeki en önemli insanlar, 20’li, 30’lu yaşlarındaki analistler. Bu insanlar, Çok Gizli Amerika’nın yapmaya çalıştığı her şeyin çekirdeğindeki kişiler. Analistlerin işi genel olarak veri ayıklayıp kategorize etmek. Ancak sonunda insan yargısı gerektiren bu işlem için birçoğu tecrübesiz kalıyor. Ortadoğu ülkeleri hakkına çok az bilgiye sahip olan bu insanlar, dillerini bile bilmedikleri bu ülkeler hakkında sayısız rapor üretiyorlar. En hassas ve elde edilmesi zor bilginin bir araya getirilmesi gereken Ulusal Terörle Mücadele Merkezi (NCTC) bile yetkililerden orijinal raporlar üretmediği ve zaten var olan bilgiyi geçtikleri eleştirisi alıyor.
Ancak tek sorun bilgi paylaşımında değil. Sadece Savunma Bakanlığı içinde 18 komutanlık, elde edilen bilginin yürütülmesi üzerinde çalışıyor. Ayrıca, tüm istihbarat kurumlarının yanı sıra en az iki askeri komutanlık bilgisayar ağlarında yaşanan bu siber savaşta en büyük rolü üstlendiğini öne sürüyor.