Güncelleme Tarihi:
Kırgızistan hükümeti, 1991’de ilan edilen bağımsızlıktan bu yana ilk kez düzeni sağlamak için Rusya’nın yardımını istedi. Kremlin, 300 kişilik bir güvenlik gücü göndereceğini söyledi ancak ülkenin güneyine gitmeyecek bu askerlerin görevi sadece Bişkek yakınlarındaki Rus üssünü korumak olacak. Bunun dışında Moskova Kırgızistan’daki çatışmadan mümkün olduğunca uzak kalmayı seçiyor.
Kırgızistan güvenlik güçleri ise güneyde yükselen etnik tansiyonu kontrol altına almayı başaramadı. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Perşembe gecesi başlayan çatışmalarda 100’den fazla kişi hayatını kaybetti. Yetkililer bu rakamın sadece hastanelerde ölen ve morglara kaldırılan insanları kapsadığını, dolayısıyla can kaybının çok daha yüksek olabileceğini belirtiyor.
Rusya resmi haber ajansı, Özbek hükümetinin verdiği bilgiye dayanarak, çoğunluğu kadın ve çocuk yaklaşık 75 bin kişinin savaştan kaçıp komşu Özbekistan’a sığındığını bildirdi.
Hükümet yetkilileri, etnik çatışmaların, özellikle de Kırgızların Özbek azınlığa yaptığı saldırıların Pazar günü Kırgızistan’ın en büyük ikinci eyaleti Celalabad’a yayıldığını belirtti. Yerel haber kaynakları, saldırganların Özbeklerin evlerini ve işyerlerini ateşe verdiğini duyurdu.
Çatışmaların yükselttiği tansiyon, Orta Asya genelinde yaşanacak daha büyük bir kaosla ilgili endişeleri de artırıyor. Bugüne kadar bölgedeki barışçıl eski Sovyet ülkeleri ABD’nin Afganistan’daki savaşı için bir üs konumundaydı. Pazar günü ABD Dışişleri Bakanlığı, en kısa zamanda barış ve düzenin sağlanması çağrısı yaparken, Birleşmiş Milletler ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nın çabalarına da destek verdi.
ABD dokuz yıl boyunca Kırgızistan’daki bir hava üssünü operasyonları için kullanmaktaydı. Son dönemde ülke bir iç savaşın sahnesi haline geldi. Nisan ayında, yolsuzluk iddiaları ve enflasyondaki hızlı artışa karşı düzenlenen protestoların ardından yaşanan ayaklanmalarda ülkenin otokratik devlet başkanı koltuğundan olmuştu. Geriye kalan iktidar boşluğunun sonucu ise etnik çatışma oldu.
Bişkek’teki geçici hükümetin lideri eski Başkan Kurmanbek Bakiyev’i yeniden iktidara gelmek için güneyde huzursuzluk çıkarmakla suçladı. Bakiyev, Pazar günü yayımladığı açıklamada Kırgızistan’ın “devlet olma özelliğini kaybetmek üzere olduğunu” söyledi.
Interfax haber ajansının bildirdiğine göre Bakiyev, “Bu çatışmanın önüne geçilmesi için bütün kaynakları harekete geçirmek yerine, hükümet röportajlar vererek ben ve akrabalarım hakkında yalanlar söylüyor” dedi.
Kırgızistan’daki etnik gruplar arasındaki gerginlik Sovyetler Birliği’nin yıkılışından itibaren içten içe kaynasa da pek sık yüzeye çıkmıyordu. Gerginliğin geçmişi Birliğin dağılmasının öncesine, 1990’da etnik milliyetçiliğin yükselip ekonomik koşulların kötüleştiği ve Sovyet askerleri müdahale etmeden önce yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği kadar gidiyor.
Kırgız hükümeti Rusya’dan son çatışmaların kontrol altına alınması için destek istedi ancak şu ana kadar Kremlin’den net bir yanıt gelmedi. ABD’nin Kırgızistan’daki varlığını kıskanan Moskova, hükümetten Bişkek yakınlarındaki ABD üssünü kapatmasını istiyordu. Moskova merkezli Devlet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü’nün Orta Asya analisti Ivan Safrançuk, Kremlin’in buna rağmen bölgede yeni bir barış gücü rolüne soyunmakta tereddütlü olduğunu belirtti.
Safrançuk, Kremlin’in Kırgızistan’a asker gönderirse bir açmazın içine gireceğinden yana endişeli olduğunu ancak Rusya’nın bu huzursuzluğun devam etmesini kaldıramayacağını belirtti ve ekledi: “Çünkü bunun ne zaman biteceği belli değil.”
Rusya ABD’nin Afganistan’daki savaşı konusunda net bir tavır ortaya koymaktan kaçınıyor. Analistler Moskova’nın ABD’nin çok fazla güçlenmesine sıcak bakmadığını ancak savaşı kaybetmesini de istemediğini ifade ediyor.
Taliban son dönemde Afganistan’ın kuzeyinde bir dönem güvenli görülen bölgeleri kontrol altına alarak Tacikistan’a sızmaya başladı. Safrançuk, “En kötü senaryo militanların Kırgızistan’da kendilerine sığınak bulması olur. Ne de olsa Afganistan buradan çok uzakta değil” dedi.