Güncelleme Tarihi:
Müslüman ülkelerden gelen göçü durdurmayı seçim kampanyasının merkezine koyan Geert Wilders, İsrail’in “cihada karşı verdiği savaşı” övdü ve bu ülkenin başarısız olması durumunda Batı’nın cihatla savaşmak konusunda sırada beklediğini belirtti.
Wilders, Jerusalem Post’a Çarşamba günü yapılan seçimler öncesinde verdiği röportajda İsrail’i “tehlikeye ilk maruz kalan ülke olarak” tanımladı ve “cihadın sadece İsrail’e karşı olmadığını, Batı’nın tamamına karşı durduğunu” söyledi.
Wilders’in Özgürlük Partisi (PVV), bundan bir yıl önce kamuoyu anketlerinde aldığı yüzde 28 oyla seçimleri kazanmak konusunda gerçekçi beklentilere sahip olduğunu ortaya koymuştu. Ancak ekonomik gelişmelerin gündemi işgal etmesiyle bu destek de azalma görüldü.
Hollandalı siyasetçi seçimler öncesinde, “Başbakan olma şansım yüksek değil” dedi. Buna rağmen parlamentodaki sandalye sayısını iki katına çıkarması beklenen Wilders, beklentilerin de üzerine çıkarak oy oranını yüzde 100 artırdı.
ILIMLI İSLAM’A İNANMIYORUM
Katolik olan Wilders, İslam’a yönelik ağır eleştirileri nedeniyle yoğun eleştirilere, yasal işlemlere ve ölüm tehditlerine maruz kaldı. Çok sayıda “ılımlı Müslüman’ın” olduğuna inandığını belirten Wilders, bu Müslümanların birçoğunun Batı’da yaşadığını ve kanunlara bağlı insanlar olduklarını belirtirken, “ılımlı İslam”ın varlığına inanmadığını söyledi.
Wilders, İslam’ı “özgürlüğe, hukukun üstünlüğüne ve kilise ile devletin ayrılmasına karşı olan totaliter bir ideoloji” olarak tanımladı.
Hollandalı siyasetçi ayrıca, Müslümanların Hollanda gibi ülkelere akın etmesinin “toplumlarının İslamileşmesine” neden olduğunu söyledi. 2008 yılında çektiği “Fitne” adlı filmde, “İslam hakkında söyledikleri şeyler yüzünden ceza mahkemesine çıkarıldığını” anımsatan Wilders, girişinin yasaklandığı İngiltere’ye tekrar girme hakkı elde etmek için yasal mücadele vermek zorunda kalmıştı.
İfade özgürlüğünün saldırı altında olduğunu belirten Wilders, “Katolikliği eleştirmişmiş olsaydım, başıma benzer olayların gelmezdi” dedi. Sağcı politikacı Hollanda’daki Müslüman nüfusun bir milyona yaklaştığını ve her yıl Somali, Irak, Fas, Türkiye ve öte ülkelerden on binlerce göçmenin geldiğini söyledi.
Diğer Avrupa ülkelerinde Müslüman nüfus oranının daha fazla olduğunu belirten Wilders, yaşanan akının “çok büyük değişimlere neden olduğunu” belirterek sokaklarda kadınların ve eşcinsellerin taciz edildiğine ve Şeriat mahkemelerinin artışına dikkat çekti.
GÖÇÜ DURDURMAMIZ LAZIM
Wilders, Müslüman ülkelerden yaşanan büyük göçün durdurulması gerektiğini, bunun göç eden insanlar kötü olduğu için değil ancak Hıristiyan ve Yahudi değerleri üzerine kurulu kültürel miras ve toplumlarının İslam’dan daha üstün olmasını gösterdi. Wilders, “Eğer yanlış yönlendirilen politik doğru sebepler nedeniyle göçün önüne geçemezsek Avrupa’yı kaybederiz” dedi.
PVV partisini altı yıl önce kuran Wilders, Özgürlük ve Demokrasi Partisi’ni (VVD) Türkiye’nin AB üyeliğine destek verdiği gerekçesiyle terk etti. İsrail’in sözünü esirgemeyen destekçisi olan Wilders, İsrail-Filistin çatışmasını bölgesel olmaktan çok ideolojik olarak tanımladı.
“Eğer İsrail Batı Şeria’yı Filistin’e vermeyi kabul ederse, bu barış getirmez. Bunun ardından Filistinliler için bir sonraki basamak, sırayla Aşkelon, Aşdod, Hayfa ve Kudüs’ü ele geçirilmek istenen diğer yerleşimler olarak istemek” dedi.
Wilders, her zaman Batı’da yaşayan anne babaların rahat uyuduklarını söylüyorum, ancak İsrail’de anne babalar geceleri ayakta duruyor çünkü çocukları cihatla savaşıyor” dedi. Sağcı politikacı sözlerini, “Bizim kavgamızda mücadele ediyorsunuz, İsrail’den sonra ise sıra bizde” dedi.