Güncelleme Tarihi:
Filistin yanlısı organizatörler Gazze Şeridi’nin üzerindeki İsrail ablukasını kırma hedefiyle yola çıkan gemileri “insani yardım konvoyu” olarak tanımlıyordu. Ancak İsrail askerleri, filodaki en büyük gemi olan Mavi Marmara’ya çıkartma yaptıkları anda karşı karşıya kaldıkları aktivistlerin sessiz sakin barış gönüllüleri olmadıklarını da anlamış oldu.
Bazı “barış aktivistleri” İsraillileri demir çubuklarla ve sapanlarla karşıladı. Hatta bazı “insan hakları aktivistleri” askerlerin ellerindeki silahları alıp ateş etmeye başladı.
Barışçıl bir protesto böyle olmaz.
Ancak hukukun üstünlüğüyle yönetildiğini iddia eden İsrail’den gelen tepki de uygunsuzluğun ta kendisiydi. Gemilerdeki organizatörlerin şiddet olaylarına girmeye ne kadar hazır olduklarından bağımsız olarak, ölü ve yaralılar da düşünüldüğünde ortada kesin olan bir şey var: İsrail askeri operasyonlarda göz önünde bulundurulması gereken en önemli ilke olan orantısallığı doğrudan bir kenara attı.
Pazartesi günkü olayla ilgili olarak sorulması gereken bir dizi soru var:
İsrailli yetkililer tek yaptıklarının kendilerini savunmak olduğunu söylüyor. Aktivistlerin “aşırı şiddet” kullandığını ve kurbanların sayısının bu kadar yüksek olmasının tek sorumlusunun da onlar olduğu ifade ediliyor. Ancak asıl sorumluluk İsrail’in omuzlarında. Ordu sorumsuzca davrandı. Aşırı tepki verdi ve kurbanlara kesinlikle şefkatle yaklaşmadı.
İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon, “Dünyaya bu provokasyonun tuzağına düşmemesi çağrısı yapıyoruz” dedi. Ancak ülkesi provokasyona ne kadar orantısızca tepki verebileceğini gösterdi. Bu tepkinin sonuçları ağır olacak ve küresel kınamanın çok ötesine geçecek.
İsrail’de yaşayan Araplar sokaklara döküldü çünkü İsrail’deki Arap İslami Hareketi’nin liderlerinden biri olan Şeyh Raed Salah da yaralananlar arasındaydı. Hamas üyeleri de uluslararası televizyon kanallarının kameraları önünde Gazze Şeridi üzerindeki ablukayla dalgasını geçti. İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ABD Başkanı Barack Obama’ya yapmayı planladığı ziyareti iptal etmek zorunda kaldı. Böylece iki ülke arasındaki zaten gergin ilişkiler iyice gerildi.
İsrail Gazze’de bir insani felaket yaşanmadığını iddia ederken haklıydı. Bölgede yaşayan bir çok Filistinli için İsrail bir çok ürünün girişine izin vermediği için hayatın konforlu olduğunu söylemek mümkün değil ancak açlıktan ölen de yok. Yine de yoğun askeri operasyonlarıyla İsrail Gazze’de gizli saklı bir şeyler çevirdiği imajını yaratmayı başardı.
İsrail’in eski Dışişleri Bakanı Abba Eban, bir keresinde Filistinlilerin barış fırsatını kaçırma konusunda hiçbir fırsatı kaçırmayacağını söylemişti. İsrail için durum tam tersi. Kriz zamanlarında İsrail dünyayı kendine düşman etmek için elinden gelen her şeyi yapıyor.