Güncelleme Tarihi:
Gazze açıklarındaki Türk gemisi Mavi Marmara'ya Pazartesi sabahının ilk saatlerinde giren İsrailli komandolar karşılaştıkları manzaraya hiç de hazırlıklı değillerdi: Ellerinde bıçaklarla ve demir çubuklarla bekleyen onlarca militan.
Bu olayın sonucu, en az 9 yolcunun hayatını kaybettiği kanlı bir çatışma ve Benjamin Netanyahu hükümetinin uğraşması gereken bir diplomatik kriz oldu.
Her ne kadar yapılacak olan soruşturma esas suçlunun kim olduğunu ortaya çıkaracak olsa da İsrail'in Filistin yanlısı filoya müdahalesi hem yanlış yönlendirilmiş hem de kötü uygulanmış bir operasyon oldu.
İçinde Filistin davasının Avrupalı sempatizanlarından İsralli Arap liderlere ve Türk İslamcı aktivistlere kadar birçok kişiyi barındıran filonun katılımcılarına hiçbir sempati beslemiyoruz.
İsrail, organizatörlerin bazılarının Hamas ve el Kaide ile bağlantılı olduğunu söylüyor. Grubun kağıt üzerindeki birincil amacının Gazze'ye "insani" yardım götürmek olduğu biliniyor ancak ikincil amacı da bir çatışma ortamını provoke etmek.
Filo, İsrail'in altı geminin yükünü boşaltarak malzemeleri Gazze'ye kamyonla taşıma önerisini reddederken, Gazze'ye ulaşmasına izin verilmeyeceği yönünde defalarca yapılan uyarılara da kulak asmadı. Filo sözcüsü, "İsrail'in kuşatmasını kırmaya" kararlı olduklarını söyledi.
Yine de İsrail'e yönelik tehdit askeri olmaktan çok siyasi nitelikte. Şu ana kadar geminin Hamas'a füze ya da benzeri silahlar taşıdığını gösteren herhangi bir kanıt ortaya çıkmadı.
Netanyahu'nun amacı militanların yaratmak istedikleri olayın gerçekleşmesini engellemek olmalıydı. Gemilerin daha önce de olduğu gibi Gazze'ye demirlemelerine izin verilmesi, müdahale için komando göndermekten çok daha iyi bir yöntem olurdu.
Filoya liderlik eden Türk gemisine helikopterle inen askerlerin, yolcuları öldürücü güç kullanmadan kontrol altına almaya hazır olmamaları da mevcut hatalara bir yenisini ekledi.
İsrail'in şimdi aylarca olmasa da belki günlerce düşmanları tarafından kınanmaya katlanması gerekecek. Hem Ortadoğu barış görüşmeleri hem de İsrail'in bir zamanlar çok güçlü olan Türkiye ile ilişkileri bir kez daha risk altına girdi.
Netanyahu ile Başkan Obama arasında Salı günü yapılması planlanan uzlaşma toplantısı da iptal edildi. Beyaz Saray şu ana kadar olaya verdiği tepki de uygun bir şekilde itidalli davrandı. Önümüzdeki dönemde de İsrail karşıtı korodan kendisini ayrıştırmak için dikkatli hareket etmesi gerekiyor.
ABD diplomasisi, uluslararası bir soruşturma açılması yönündeki kaçınılmaz çağrıların, Birleşmiş Milletler'in Goldstone komisyonu gibi tek taraflı bir düzene yol açmamasını sağlamalıdır. İsrail'in 2008'deki Gazze işgaliyle ilgili Goldstone raporu, Yahudi devletini gayrimeşru kılmak için yürütülen uluslararası kampanyaya yeni bir cephane daha sağlamıştı.
Netanyahu için bu felaketten kurtulmanın tek yolu tam ve kesin olarak bir Filistin devleti için koşulların yaratılmasını sağlayacak güvenilir adımlar atmasına bağlı. Pazartesi günkü olayın yankıları dinmeye başladığında hem Gazze hem de Batı Şeria üzerindeki kısıtlamaların hafifletilmesi iyi bir başlangıç olacaktır.
En ciddi sorunlarından birisi İsrail diplomasisini çelişkili hale getiren kabinedeki şahinler olan Netanyahu'nun ayrıca, barış yanlısı partileri de içerecek şekilde hükümet tabanını genişletmesi gerekiyor. Başbakan derin bir çukurun içinde ve dışarı çıkmasının tek yolu merkeze doğru kaymak.