Güncelleme Tarihi:
Batı’nın Türkiye, Brezilya ve İran arasında imzalanan uranyum takası anlaşmasına verdiği ilk tepki kaybedeceğinin kesin olduğunu anlayan bir satranç oyuncusunun tepkisine benziyor. Başkentlerde tuhaf bir sessizlik ve hızla yayılmakta olan bir panik hali söz konusu. Batılı liderler birkaç hamle öteye bakıyor ve düştükleri tuzaktan kurtulmak için bir yol bulamıyor. Anlaşma İran’ın nükleer heveslerinin önüne geçmeyi başaramasa da kabul edilmesi gerekecek ve ABD’nin yaptırım çabaları güç kaybedecek.
Daha sonra İran Dışişleri Bakanlığı adına açıklama yapan bakanlık sözcüsü Ramin Mehmanperest, “Elbette uranyumu yüzde 20 oranında zenginleştirme çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.
Bu açıklama pek çok kişiyi çok şaşırttı. İran’ın Şubat ayında yüzde 20 zenginleştirilmiş uranyum üretimine başlamaktaki bahanesi Tahran Araştırma Reaktörü’nde kullanılacak tıbbi izotoplara ihtiyaç duymasıydı. Bu yeni anlaşmayla bu izotoplar İran’a bedavaya verilecek. Peki o zaman İran neden hala uranyum zenginleştirme çalışmalarına devam etmek istiyor?
İran’ın nükleer silah geliştirmek istediğini düşünenler için yüzde 20’nin anlamı çok açık. İran’ın silah yapımı için gerekli olan yüzde 90 oranda zenginleştirilmiş nükleer madde yapmaya çok yakın olduğu anlamına gelen yüzde 20’lik uranyum, İran’ın santrifüjlerinin kapasitesinin test edilmesi açısından çok önemli.
Birkaç dakika içinde açıklamalar gelmeye başladı. Beyaz Saray Sözcüsü Robert Gibbs, İran’ın yüzde 20’lik zenginleştirmedeki ısrarının BM Güvenlik Konseyi kararlarının doğrudan ihlal edilmesi anlamına geldiğini söyledi. İngiltere’nin yeni Dışişleri Bakanı William Hague, bir önceki hükümetin tepkisini daha da sertleştirerek, “anlaşmanın bir oyalama taktiği olduğunu” söyledi.
“Birleşmiş Milletler nezdinde yaptırım kararları için çalışmaya devam edeceğiz” diyen Hague’e benzer bir açıklama da Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’den geldi: “İran’ın bazı resmi açıklamalarından anladığım kadarıyla uranyum zenginleştirmeye devam edecekler. Bu durumda uluslararası kamuoyunun da kaygıları sürecektir.”
Dün imzalanan anlaşmanın öncelikle Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) tarafından onaylanması gerekiyor. Bilim ve Ulusal Güvenlik Enstitüsü UAEK’de bu açıdan sorunlar çıkabileceğini çünkü metinin İran’ın “zenginleştirme faaliyetleri dahil nükleer yakıt çemberi”ni meşrulaştırıyor gibi göründüğünü ve BM Güvenlik Konseyi kararlarına aykırı olacağını ifade etti.
Bütün bunlar ABD’nin yaptırım girişimlerinin başarıyla süreceği anlamına gelmiyor. Çin henüz anlaşmayla ilgili yorum yapmadı. Güvenlik Konseyi’nin geçici üyeleri olan Türkiye ve Brezilya ise yaptırımların artık gerekli olmadığını söyledi. Dolayısıyla çoğunluk kararıyla da alınsa, yaptırım kararının güvenilirliği ve etkinliği az olacaktır.
Ancak şimdi en azından, ABD ve müttefikleri dünyanın geri kalanının bir kez daha zenginleştirme meselesine odaklanacağı yönünde bir umut doğdu.