Güncelleme Tarihi:
Türkiye’nin İran ile yaptığı nükleer takas anlaşması, Ankara'nın bazen Washington’u öfkelendirme riskini de göze alarak, güvenlik ve ticaret çıkarları adına komşularıyla olan pürüzleri giderme çabasının bir örneği.
Nükleer takas anlaşması, Türk hükümetinin “komşularla sıfır sorun” politikası altında ticaret için kapılarını açtığı Suriye, Irak, Rusya ve Yunanistan’ın yanında İran’la da bir dönem gergin olan ilişkilerini geliştirdiği bir dönemde imzalandı.
ABD’YE MODEL ORTAK
Bu politikanın mimarı olan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu dış politikada gösterilen etkinliğin, Ortadoğu’nun kalbinde güçlü bir “model ortağa” ihtiyaç duyan ABD için bir nimet olacağını belirtti. Yürütülen politika, Türkiye’ye bölgesinde nüfuz ve ticari piyasalarda başarı kazandırdı.
Ancak son bir yıl içinde, Washington’un ne istediği ile Ankara’nın Türkiye adına iyi olacağını düşündüğü şeyler üzerinde yaşanan ayrışma iyice belirginleşmeye başladı. Çatışmayı belirgin kılan ise Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Gazze işgali nedeniyle İsrail’e sert eleştirilerde bulunması, Ermenistan ile sınırların açılmasına yönelik anlaşmada geri adım atması ve Hamas, Suriye ve İran üzerindeki uluslararası izolasyonun sona erdirilmesini savunması oldu.
Washington merkezli düşünce kuruluşlarından Uluslararası Stratejik Araştırmalar Merkezi Türkiye Programı Direktörü Bülent Ali Rıza, İran’ın ABD ve Türkiye arasındaki ilişkilerde bir kırılma noktası oluşturabileceğini belirtti.
Ali Rıza, “Eğer Türkiye yaptırımları kabul etmemekte diretir ve Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi’nde ABD ve İsrail aleyhine oy kullanırsa, Türkiye-ABD ilişkilerinde küçük çaplı bir krizle karşılaşabiliriz” dedi.
TÜRKİYE’YE GÜVEN ARTTI
Dışişleri Bakanlığı İran’ın zenginleştirilmiş uranyumunu Türkiye’ye göndermeyi kabul ettiği anlaşmanın Türkiye’nin komşuları arasında son yıllarda geliştirdiği güvenin bir sonucu olduğunu belirtti.
Türkiye’de ise tam bir zafer havası var. Orta Doğu Teknik Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Hüseyin Bağcı, “Erdoğan ve İran yaptıkları anlaşmayla akılcı bir oyun oynadı. Erdoğan bu şekilde uluslararası bir devlet adamı imajı oluşturduğu gibi İran da zaman kazanmış oldu” yorumunu yaptı.
Ticaret anlaşmaları ve boru hattı sözleşmeleri komşularının Türkiye’ye olan ana ilgisini oluştururken, Türkiye’nin Batı’ya doğalgaz ve petrol taşımacılığında merkez nokta olmayı amaçlayan temel stratejik amacını hatırlamasında İran’ın yardımı ayrı bir önem içeriyor.
TİCARİ KAPILAR AÇILDI
Washington merkezli düşünce kuruluşu Carnegie Uluslararası Barış Vakfı kıdemli üyesi Henri Barkey, “Dış politikadaki ana dürtü ticari çıkarlardır. İranlılar Türkiye’ye bu başarısından dolayı borçlu hissedecek, Türkler de karşılık bekleyecektir” dedi.
Türkiye’nin Tahran havaalanında yeni bir terminal inşa etmesi ve işletmesi ile Turkcell’in İran’da bir cep telefonu şirketi kurma anlaşmaları, Türkiye’nin İsrail ile olan ilişkilerinden doğan güvenlik endişeleri nedeniyle 2004’te iptal edilmişti.
Ancak analistler benzer bir iptal durumunun bugün gerçekleşme olasılığının çok düşük olduğunu düşünüyor.