Güncelleme Tarihi:
Değişim sloganıyla başkanlık görevine gelen ABD Başkanı Barack Obama’nın iç politikada beklentileri karşılayamaması, hoşnutsuz seçmenlerin yeni bir hareket oluşturmasına yol açtı.
Obama yönetiminin izlediği değişim politikasını benimsemeyen Amerikalılar, hükümete yönelik beklentilerini ve eleştirilerini ifade edebilmek için arayış içine girdi. Sonunda modern iletişim teknolojileri aracılığıyla bir araya gelen muhalifler, “Tea Party” yani Çay Partisi Hareketi’ni başlattı.
Kısa zamanda ABD’nin son dönemde en göze çarpan oluşumlarından biri harekete, ülkenin dört bir yanından işsiz ve emeklilerin başını çektiği 10 binlerce insan destek verdi.
Üstelik bu hareketin destekçileri, internet ve yeni medyanın olanaklarını kullanarak, seçim kampanyasında teknolojik gelişmelerle genç seçmenleri etkilemeyi başaran Obama’yı kendi silahıyla vuruyor.
SESİNİ DUYURMA HAREKETİ
Çay Partisi Hareketi, adını 18’inci yüzyılda yaşanmış olan bir başkaldırı eyleminden aldı. 16 Aralık 1773 tarihinde, İngiliz kolonisi olan Boston kenti Londra hükümetinin Çay Yasası’nı protesto etmek için İngiltere’ye gidecek çay yükünü denize döktü.
Bu eylem, kolonilerin kendi söz hakları olmadan ticaretini yaptıklara mallara konulan vergilere gösterdikleri tepki olarak belirdi ve bugün ortaya çıkan toplum hareketine adını verdi.
Günümüzde Çay Partisi Hareketi destekçileri, Obama yönetiminin uygulamalarına karşı duydukları rahatsızlığı dile getirmek isteyen ABD’lilerden oluşuyor. Harekete destek verenler, Obama yönetimini vergileri kısmak ve ülke sorunlarında daha etkin bir görev almak konusunda yetersiz kalmakla eleştiriyor. Protestoların odağında ise, yeni vergi uygulamaları getiren sağlık yasası reformu bulunuyor.
New York Times’a göre, Çay Partisi Hareketi’nin katılımcıları ağırlıklı olarak işsizlerden oluşuyor. Ancak, bazı ekonomistler işsiz olan muhaliflerin ekonominin düzelmesi halinde protestolarını sona erdireceğini düşünüyor.
HAREKETİN ARKASINDAKİ GÜÇ
Wall Street Journal da arkasında parti, uluslararası örgüt, dernek ya da sendika gibi bir oluşum olmadığı bu hareketin modern teknoloji ve internetin olanaklarını kullanan bireylerin tetiklediği toplumsal bir hareket olduğuna dikkat çekiyor.
İnternetteki blog sayfalarında organize edilen ilk Çay Partisi protestosu, her Şubat ayında kutlanan ABD Başkanlar Günü’ne denk gelecek şekilde, 16 Şubat 2009’da Seattle kentinde düzenledi. Protestonun ardından, sadece birkaç hafta içinde eylemler Orlando, Kansas City ve Denver gibi ABD’nin dört bir yanındaki şehirlere yayıldı.
Protestolar en büyük sıçrayışını, gelir vergisi son beyanname günü olan 15 Nisan’da yaptı. O gün ABD’de 500’den fazla kentte 200 ila 320 bin insan bir araya geldi.
SEÇİMLERİ ETKİLEYEBİLİR
Cumhuriyetçi araştırma şirketi Winston Group’un Nisan ayı rakamlarına göre, her 10 Çay Partiliden biri Demokrat veya bağımsız seçmenden oluşuyor.
Ayrıca, protestolar ağırlıklı olarak politik düzene olan memnuniyetsizliklerini göstermek isteyen ABD’lileri içeriyor. Katılımcılardaki bu özellik, Çay Partisi katılımcılarının seçimlerdeki nüfuzunu artırıyor.
Çay Partisi Hareketi, seçimlerde gösterebileceği ilk önemli etkiyi, 2010 Masacchussetts Kongre seçimlerinde gösterdi. Cumhuriyetçi aday Scott Brown, geriden başladığı seçim yarışında internet üzerinden organize olan Çay Partisi üyelerinin yaptığı bağışlarla kampanyasını güçlendirdi ve 50 yılı aşkın bir süredir Demokratların kalesi olarak görülen eyaletten zaferle çıktı.
HAREKETİN ANA FİGÜRÜ
2008 seçimlerinde Cumhuriyetçilerin başkan yardımcısı adayı olarak bir anda ün kazanan Alaska eski valisi Sarah Palin, Çay Partisi’nin önde gelen katılımcısı haline gelmekte gecikmedi.
Cumhuriyetçi seçmenin 2012 seçimlerinde aday olmasını istediği Palin, çok satan kitabı ve televizyon programları sayesinde kazandığı popülariteyi Çay Partisi’yle güçlendirdi.
Palin gibi isimlerin de desteğini alan Çay Partisi Hareketi, Brown’un ardından Kasım ayındaki Kongre ara seçimlerinde Demokratların canını sıkmaya devam edebilir.