Üç kuşaktır denizdeler
Güncelleme Tarihi:
Oluşturulma Tarihi: Haziran 01, 2008 00:00
Motor Boat Dergisi bugün çıkan 7’inci sayısında 15 Haziran Babalar Günü şerefine denizciliğe meraklı babaları ve çocuklarını bir araya getirdi.
Nur-Cemil Okten, Fatih-Burak Gorbon, Azat-Arda Baykal, Turgut-Burak Baran, Emre-Emir Kunt da deniz tutkusunu nasıl bir kuşaktan diğerine taşıdıklarını, kupayı birlikte kaldırmanın zevkini, yine birlikte hayatta kalma mücadelelerini anlattılar. Seyhun-Sağnak-Sadun Binzet üçlüsü ise dededen toruna başlı başına bir denizcilik hikayesi.
Sadun Binzet (80), Seyhun Binzet (58) ve Sağnak Binzet (29) denizi bir yaşam biçimi olarak gören İstanbul Kalamışlı bir ailenin üç kuşağını temsil ediyor. Dede Sadun Binzet’in, yelken ve yatçılık dünyasında almadığı görev kalmamış. 1955’te Dragon sınıfında İstanbul şampiyonu olmuş. Ayrıca, İstanbul’da 48 yıldır yapılan Donanma Kupası yat yarışının ilk stardını veren hakem de kendisiymiş. Milli hakemlik de yapan Binzet "Deniz kirlendi, ben de yavaş yavaş denizden çekildim" diyor.
Sadun Bey’in oğlu Seyhun Binzet de babasının etkisiyle 1961’de 11 yaşında yelkenle tanışmış, bir daha da denizden kopamamış. "Biz Kalamış koyunun Fenerbahçe’ye bakan tarafındayız. Fenerbahçe’ye bakan burnu rüzgárlıdır, Moda’ya bakan burnu durgundur. Bu yüzden Moda’ya bakan taraftaki çocuklar yüzücü veya kürekçi olur. Fenerbahçe’ye bakan tarafın çocukları da rüzgárdan dolayı yelkenci olur. Mesela onlar bizden daima daha iyi yüzerdi. Fakat biz de yelkende onları hep geçerdik. Yelken bizim için kaçınılmazdı..."
KIZ İSTEMEYE GİTTİLER KONUYA GİREMEDİLER
Denizle bu kadar haşır neşir olunca babasının başarısını da geride bırakmış Seyhun Binzet. Dragon sınıfında Türkiye şampiyonu olup onu da gururlandırmış. Seyhun Bey aynı zamanda tam 44 yıldır İstanbul Yelken Kulübü’nün üyesi, bir yıldır da aynı kulübün başkanı.
Hem dedesinden, hem de babasından etkilenerek yelkene başlayan Sağnak Binzet pusetinde yelken dünyasına girmiş. Babası yarışırken annesiyle birlikte kulüpte onların dönüşünü beklermiş. O da kısa sürede yelkenle tanışıp yarışlara katılmış.
Ayrıca yelken sayesinde eşi Hande Binzet Peynirci’yle de tanışmış. Yalnız eşini istemeye gittiklerinde bir sorun çıkmış: Çünkü Hande Binzet Peynirci, kardeşi Levent Peynirci ve babası Uğur Peynirci de deniz tutkunudur. İki aile de denizci olduğundan konuşma yelken üzerinde döner durur, bir türlü asıl konuya geçemezler.
Seyhun Binzet
Babamdan ne öğrendim?
"Bir teknenin randımanını yakaladıysan, tek bir çiviyi dahi sökmeyeceksin derler. Babamdan bu sözün önemini öğrendim."
Oğlumdan ne öğrendim?
"Oğlumla beraber yarışmaya başladıktan sonra yelkende babalık, amcalık gibi kavramların olmadığını öğrendim."
Sadun Binzet (80), Seyhun Binzet (58) ve Sağnak Binzet (29) denizi bir yaşam biçimi olarak gören İstanbul Kalamışlı bir ailenin üç kuşağını temsil ediyor. Dede Sadun Binzet’in, yelken ve yatçılık dünyasında almadığı görev kalmamış. 1955’te Dragon sınıfında İstanbul şampiyonu olmuş. Ayrıca, İstanbul’da 48 yıldır yapılan Donanma Kupası yat yarışının ilk stardını veren hakem de kendisiymiş. Milli hakemlik de yapan Binzet "Deniz kirlendi, ben de yavaş yavaş denizden çekildim" diyor.
Sadun Bey’in oğlu Seyhun Binzet de babasının etkisiyle 1961’de 11 yaşında yelkenle tanışmış, bir daha da denizden kopamamış. "Biz Kalamış koyunun Fenerbahçe’ye bakan tarafındayız. Fenerbahçe’ye bakan burnu rüzgárlıdır, Moda’ya bakan burnu durgundur. Bu yüzden Moda’ya bakan taraftaki çocuklar yüzücü veya kürekçi olur. Fenerbahçe’ye bakan tarafın çocukları da rüzgárdan dolayı yelkenci olur. Mesela onlar bizden daima daha iyi yüzerdi. Fakat biz de yelkende onları hep geçerdik. Yelken bizim için kaçınılmazdı..."
KIZ İSTEMEYE GİTTİLER KONUYA GİREMEDİLER
Denizle bu kadar haşır neşir olunca babasının başarısını da geride bırakmış Seyhun Binzet. Dragon sınıfında Türkiye şampiyonu olup onu da gururlandırmış. Seyhun Bey aynı zamanda tam 44 yıldır İstanbul Yelken Kulübü’nün üyesi, bir yıldır da aynı kulübün başkanı.
Hem dedesinden, hem de babasından etkilenerek yelkene başlayan Sağnak Binzet pusetinde yelken dünyasına girmiş. Babası yarışırken annesiyle birlikte kulüpte onların dönüşünü beklermiş. O da kısa sürede yelkenle tanışıp yarışlara katılmış.
Ayrıca yelken sayesinde eşi Hande Binzet Peynirci’yle de tanışmış. Yalnız eşini istemeye gittiklerinde bir sorun çıkmış: Çünkü Hande Binzet Peynirci, kardeşi Levent Peynirci ve babası Uğur Peynirci de deniz tutkunudur. İki aile de denizci olduğundan konuşma yelken üzerinde döner durur, bir türlü asıl konuya geçemezler.
Seyhun Binzet
Babamdan ne öğrendim?
"Bir teknenin randımanını yakaladıysan, tek bir çiviyi dahi sökmeyeceksin derler. Babamdan bu sözün önemini öğrendim."
Oğlumdan ne öğrendim?
"Oğlumla beraber yarışmaya başladıktan sonra yelkende babalık, amcalık gibi kavramların olmadığını öğrendim."