Güncelleme Tarihi:
Zeynep Casalini ve Tahsin Berk aşkına yerinde tanıklık etmek istedik. İlk gece birlikte Casalini’nin programına gittik, ikinci gün evlerinde sohbet ettik, üçüncü gün de aşklarının başladığı yerlerde bisiklet turuna çıktık.
Üç gün boyunca aşklarını anlatan çift, “Birbirimizi
bir türlü bulamayan iki serseri mayındık” diyor
- Nasıl tanıştınız?
Tahsin Berk: Zeynep’i isim olarak tanıyordum. Müziklerini ara ara dinlerdim. Dükkanıma ilk kez bir buçuk sene önce geldi. Dede Vedat Türkali, anne Deniz Türkali olunca o vesileyle de bir aşinalığım vardı. Siyaset, çevre, doğa, spor, vejetaryenlik derken ahbaplık ilerledi. Ben bir grup arkadaşımla her sabah 6.30’da yağmur çamur, yaz kış demeden doğada bisiklet biniyorum...
Zeynep Casalini: “O saatte nasıl bisiklete binilir, adam kafayı yemiş” diye düşündüm. Geçen sene bütün kış, “Bodrum’da yarı deli bir adam var. Böyle şeyler yapıyor” diye başkalarına anlattım. Bu sene o kadar ballandıra ballandıra anlattı ki... Bir yandan da benim yapamayacağımı kastediyordu; denedim.
- Başkalarına da anlattığınıza göre, Tahsin Bey kafanızın bir yerine yerleşmiş...
Z.C: Yerleşmemesi mümkün değil. Çok özel bir adam. Solcu, ilerici, bunlar benim için önemli. Doğru dürüst adam kalmadı memlekette.
- İlk bisiklete bindiğiniz gün ne oldu?
Z.C: Öldüğüm bir gündü. 4.5 saat sürdü. Defalarca düştüm. İkimizdik. Beni bırakıp gidiyordu. “Allah’ın cezası huysuz adam” diye düşünüyordum. İçime bir meydan okuma hissi geldi.
KIZILDERİLİ RİTÜELİYLE AŞKIMI İTİRAF ETTİM
- O zamanlar sizli bizli mi konuşuyordunuz?
Z.C: Tabii. Tahsin Bey, sonra Tahsin Abi, daha sonra Tahsin Berk ve en son Tahsincim oldu.
- İlk elektriklenme nasıl oldu?
T.B: İlk gördüğüm zamanlarda...
Z.C: Konuştukça etkisi büyüdü ama Tahsin hep çekingendi. Karşısındakini tanımak isteyen bir adam. Bisiklete binerken çok güzel anılarımız birikti. Sabahın köründe o kokuyu içimize çekmek bile çok özeldi. Sincaplar kaçışıyor, inekler mööö’lüyordu. Özel şeylerdi.
- Aşk nasıl itiraf edildi?
T.B: Akmayan bir çeşme diyebilirim.
- O ne demek?
Z.C: Bizim bisiklet parkurumuzun dönüş yolunda akmayan bir çeşmemiz var. Bir gün orada artık daha fazla bir şeyleri içimizde tutamayacağımızı anladık, çok fazla söze dökmeden niyetimizi ifade ettik.
- Nasıl oluyor o?
T.B: Söz yoktu. Çocukluğumda Geronimo hayranıydım. Bir Kızılderili ritüeli vardır. Anlatmak istemiyorum ama onu yaptım. Zeynep anladı...
- Şimdiye kadar yaşadığınız en büyük aşk mı?
Z.C: Kesinlikle. Ben hayatımda hiç böyle bir şey yaşamadım. Tahsin’e hep “Neden bu kadar geç kaldın? Kırk yılımı boşa harcadın” diyorum.
T.B: Büyük bir aşk. Ama ilk eşime de haksızlık etmek istemem.
- Evlenme kararı?
Z.C: Aslında kışın evlenelim diye konuşuyorduk. Ama Tahsin’e karşı bir ait olma duygusu yaşıyordum. Ve hemen evlenmeye karar verdik.
- Bundan sonra Bodrum’da mı yaşamayı düşünüyorsunuz?
Z.C: Tabii. Beyim bilir. Gülüyor. Benim kocam elini değdirdiği her şeyi güzelleştirir. Çorak bir çöle bile gitsek bir güzellik yaratıp orayı yaşanır hale sokar.
- Bu evlilik neden insanları bu kadar şaşırttı sizce?
Z.C: Kimse benim evlenmemi beklemiyordu herhalde. 4 Ağustos’ta evlendik. Ben de inanamadım.
- Reklam evliliği dendi...
Z.C: Ne reklamı? İkimizin de kafasında böyle şeyler asla yok.
- Fiziksel eleştiriler oldu...
Z.C: Kulağıma gelenler var. Ama umrumda değil. Kızımı, annem ve birkaç dostumu umursarım o kadar.
- Aranızda söylenildiği gibi 10 santim boy farkı var mı?
Z.C: Tahsin bana gerçekten dünyanın en yakışıklı ve hoş erkeği gibi geliyor. Önemli olan benim kalbim.
T.B: Ben kolsuz, bacaksız da olabilirdim. Başımın yarısı bir mayın patlamasında yok olabilirdi. Bunlar ayıp şeyler...
- Bu söylenenler sizi üzüyor mu?
T.B: Yok üzmüyor. Ama kılık kıyafet konusunda haklı olabilirler.
- Damatlık biraz özensizdi...
T.B: Kimseye haber vermeyi düşünmemiştik. Apar topar kıyafet aldık. Hata yapmış olabilirim. Ama ben 10 yıldır ceket giymedim. Hep motor montu giydim.
Z.C: Ben beğendim. Önemli olan da bu!
HER ŞEYİM KISA, BARİ BIYIKLARIM UZUN OLSUN
- Kaç yıldır bıyığınız var?
T.B: Hep vardı. Gençliğimizde önemsediğimiz abiler bıyıklıydı. Biz de öyle olduk. Her şeyim kısacık ya, bari bıyıklarım uzun olsun dedim.
- En çok nerelerinizi beğeniyorsunuz?
Z.C: Ben onun her şeyini beğeniyorum. Ama özel bir yeri söylemek gerekirse, elleri diyebilirim.
T.B: Ben de gözlerini.
- Birbirinizi seksi buluyor musunuz?
Z.C: Eveet, çok! (Gülüyor)
- Romantik bir çift misiniz?
Z.C: Romantiğiz. (Tahsin Berk’e dönüyor) “Aşk böceğim nedir en romantik yaptığımız şey?” Her zaman el ele tutuşuyoruz, gözlerimize bakıp öpüşüyoruz. Gece saat kaçta evde olursak olalım aşk üstüne konuşuyoruz.
ÇOCUĞA KARŞIYIM DAĞ TAŞ ÇOCUK
- Söylendiği kadar zengin misiniz?
- Zenginlik falan yok. Her şeyimiz bir tane.
- Bodrum’a neden geldiniz?
- İstanbul’dayken işim gücüm vardı. Başka türlü yaşamak için geldim.
- Mesleğiniz?
- İktisat okudum. Üniversite yıllarından itibaren bir basın yayın atölyesinde çalıştım. Sonra ticaret... Otobüslerde uçaklarda ikram edilen kahvaltı setlerini hazırladım. Sonra da Bodrum...
- Çocuk yapmayı düşünmüyor musunuz?
- Ben normalde evliliğe de karşıydım. Biri birinin boynuna bir şey geçiriyor onu yürütüyor... Bunlar hoş değil. Biz başka bir tabloyu hayata geçirebileceğimize inanıp evlendik. Ben çocuğa da karşıyım. Dağ taş çocuk... Bir de kaybettiğim abimin üç çocuğuyla ilgileniyorum. Zaten Ceren de var. Enerjimi onlara veriyorum.
- İlk evliliğinizden çocuğunuz var mı?
- Yok. Olmuyor bizim çocuğumuz, Gülüyor.
KALBİMDE BAŞKASI VARKEN DEVAM EDEMEZDİM AMA ALDATMA SÖZ KONUSU DEĞİL
- Raşit Algül ile üç yıllık bir ilişkiniz vardı. Daha sizin ayrıldığınızı duymadan bir başkasıyla evlendiğinizi duyduk. Üçünüzün arkadaş olduğu
doğru mu?
Z.C: Evet restorana beraber gidiyorduk ama o sosyal olmayı seven bir insan değildi. Tahsin’le bu yüzden çok muhabbet etmedi. Ben o zamanlar Tahsin’le hep sohbet etmek istedim. Çünkü her konuşmamızda ondan iyi şeyler alıyordum. Onun kafasına ve yaşam tarzına aşık oldum. Ama işin buralara geleceğini bilemezdim.
- Bu ilişki siz Raşit Bey’le birlikteyken mi başladı?
Z.C: Yok, hayır.
- Evlendiğinizi duyunca “Kafamı toplayınca konuşacağım” dedi...
Z.C: İlgilenmiyorum, konuşmuyorum, görüşmüyorum.
- Ondan intikam almak istediğiniz onun için apar topar evlendiğiniz söylendi...
Z.C: İnan ki böyle şeyler yok. Ne intikamı? Ben hayatımda kimseye sahtekarlık yapmadım. Kalbimde ve kafamda başkası varken başkasıyla olmaya devam edemezdim. Bunun böyle olacağını aslında ikimiz de biliyorduk. Aldatma kesinlikle söz konusu değil. O ne isterse yapabilir. Çünkü benden bağımsız bir adam.
Marina’da sahneye çıkıyor
Zeynep Casalini 30 Ekim’e kadar Bodrum Marina Yat Club’da programına devam edecek. Cuma-cumartesi geceleri yaklaşık 2.5 saat sahnede kalan Casalini programının ilk bölümünde yabancı ikinci bölümünde Türkçe coverlar seslendiriyor. Sahnede kendisine altı kişilik bir orkestra eşlik ediyor. 700 kişilik mekanı dolduran Casalini, repertuvarına aldığı sevilen şarkılarla dinleyiciyu unutulmaz bir Bodrum gecesi yaşatıyor.
ANNEM EVLENMESE DURUMA HOŞ BAKMAZDIM
Zeynep Casali’nin kızı Ceren, Tahsin Berk’le ilk tanıştıklarında biraz korktuğunu anlatıyor: “Çünkü biraz sert görünüyor. Aslında çok tatlı ve iyi bir insanmış. Ben zaten aralarındaki durumu hissediyordum. Anneanneme de gizli gizli söylüyordum. Ama evlenmeseler hoş bakmazdım bu duruma. Evlenmeleri hoşuma gitti.”