Üşümeyelim diye

Sporseverler, Fenerbahçe-Trabzonspor maçının uzun zamandır futbol üzerine iki laf edilebilecek zemini sunduğunda hemfikirler, ama beyhude. Dışarda kopan fırtına içeriyi konuşmaya fırsat vermiyor.

Haberin Devamı

Türkiye futbolunun müzmin sorusu: “Neden sahanın içini konuşamıyoruz?”dur. Neden konuşalım ki? Sahanın dışı Hisseli Harikalar Kumpanyasıyken sahanın içinin nesini konuşalım?


Fenerbahçe- Trabzonspor maçından sonra duyduğumuz cümleleri ancak “Kız Meselesi Meslek Lisesi” çıkışında filan duyabilirdik herhalde. Mesela, Trabzonspor Başkanı Hacıosmanoğlu’nun “İstediğim yerden girer çıkarım” cümlesini. Ya da “Çağırırım yedi sülalemi, çıkarım buradan” demesini. Hele “Başka başkanlar gibi botoks mu yaptırayım?” sorusu gerçekten iddialıdır, bu soruyla gerçekten delikanlılığın kitabını baştan yazabilir, o derece.

Yaşananları bir mantık dizgesi içinde açıklamaya çalışmak, anlamlandırmaya çabalamak akla zarar, orası kesin. Ama insan merak ediyor, bu cümlenin olan bitenle ne alakası vardır? Hangi kulüplerin başkanları botoks yaptırmıştır? Botoks yaptıran birini, kim neden aşağılamak ister? Kadınlar arasında yaygın bir şey olduğundan, erkeğe yakıştıramama vurgusu mu yapılmaktadır? Botoks yönetici olmaya engel midir? Botoks mu yoksa dolgu mu daha iyidir? Bundan böyle kafamızı kızdıran birine “Şişt botokslu!” diye seslensek verdiğimiz mesajı alır mı?

Haberin Devamı


Bir de insan şunu merak ediyor. Trabzonspor’un hakları delikanlılık söylemi içine yerleştirilmiş bu tehditkâr ton ve tavırlarla mı aranacaktır? Hazırcevaplık kisvesi altında, her tür hakareti mubah gören bir anlayışla mı temiz futbol istenecektir?


Sporseverler istedikleri kadar, Fenerbahçe-Trabzonspor maçının uzun zamandır futbol üzerine iki laf edilebilecek zemini sunduğunda hemfikir olsunlar, beyhude. Dışarda kopan fırtına içeriyi konuşmaya fırsat vermiyor.


Devekuşu Kabare’nin Geceler oyununda, çoluk çocuk, kayınpeder aynı odada uyumak zorunda olan yoksul karı kocanın bir gecesi anlatılır. Karısıyla beraber olmak isteyen adam, ne yapsa başaramaz; ev ahalisi bir türlü uykuya dalmaz, çocuklardan birinin çişi gelir, birinin uykusu kaçar, yaşlı kör babanın sıkıntısı bitmez.


Adam gece boyunca “Kafanızı yorganın altına sokun da üşümeyin. Üşümeyin diye kafanızı yorganın altına sokun!” diye çırpınır durur, bütün gece süren uğraş sonunda muradına eremez, sonunda isyan eder: “Bu kadar kontrolün arasında doğum mu olur be!”

Haberin Devamı


Bütün bunların arasında futbol filan konuşulamayacağına göre kafamızı yorganın altına sokalım da üşümeyelim! Üşümeyelim diye kafamızı yorganın altına sokalım!

Yazarın son yazıları



#08 Ekim 2013 Altı tam puan İlhan Mansız’ın
#05 Ekim 2013 Milli profesyonellik
#01 Ekim 2013 Üç büyüklerin sonuncusu
#28 Eylül 2013 Kabile şefini nasıl seçer?
#24 Eylül 2013 Hepimiz Pluton’uz!


YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>

Yazarın Tüm Yazıları