Paylaş
Biri toplumsal gündem ikincisi ise çocuğa ait gündem. İlkinden habersiz yaşanabilir ama ikinci olarak bahsettiğim gündem herzaman heryerde bir numaradır. Tıpkı bizim evde olduğu gibi.
Takip edenler bilirler, arada sırada Ata’ nın yemek seçme ve bazı tatları reddetme huyundan dert yanarım.
Yemek savaşlarından çok önce vazgeçmiştim. Belki de benim anlamsız ısrarım ve onun anlamsız itirazından dolayı bunun çatışarak ilerlemeyeceği çok ortadaydı. Oldukça yorucu bu mücadeleyi bırakmadım elbette, sık sık taktik değiştirdim ama son yöntem gerçekten çok işe yaradı.
Hem doysun hem de dengeli beslensin isterken, sadece belirli yemekler yemesine bir son vermeden önce ters köşe yaptım; bir çocuk psikoloğuna danıştığım. Hiçbir psikolojik alt nedeninin olmadığını söylemesinden sonra çocuk doktoruna danışmıştım. Çinko, demir, magnezyum ve omega içerikli bir beslenme tablosu önermiş ve minik bir takviye yazmıştı. Ayrıca tat alıştırma programıyla birlikte yüzümü sonuçlar oldu.
Peynir çeşitlerini tüketmeye başladı.
- Hayatından tamamen çıkan çikolatalı sütün yerine günlük süt geldi.
- Bu ara et yemeklerini seçmeden ve itiraz etmeden yiyor.
İşte bu üç gelişme nedeniyle çok sevinçliyim. İstikrarlı bir şekilde tat alıştırma çalışması yapmak gerçekten çok işe yaradı gibi geliyor. Çinko, demir, magnezyum vb gibi destekler sayesinde ise tat alma yetisini destekleyince sonuç olarak çocuk daha sağlıklı bir beslenme biçimine kavuştu. Takviyeyi doktorumuz uygun gördüğünde kesecek. Tıpkı kolluksuz yüzermiş gibi olacak bir bakıma.
Önümüz kış, gribal enfeksiyonlara karşı bağışıklığını güçlendirmenin en iyi yolu ona sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazandırabilmek diye düşünüyorum.
Kış sebzelerini tüketmek için bir çizelge hazırladım. Bu çizelgeye göre her hafta bir tat denenecek. Örneğin ilk sırada turp var. Her gün minicik bir ısırık dahi olsa tadına bakmasını isteyeceğim. Patates yediği için birlikte pişirilecek kereviz ve kereviz yemekleri ise ikinci sırada. Hergün aynı yemek pişmeyeceğine göre, hazırlandığı hergün bir ısırıkla başlayacağım. Aynı zamanda ıspanak ve brokoliyi düzenli olarak tattıracağım. Bakalım neler olacak?
Artık küçük bir bebek değil. Dilini çıkararak, başını sağa sola çevirmiyor. İstemediği bir şeyi oldukça net bir şekilde ifade etmesi çok hoş. Büyüdüğü için karşısındakinin duygularını çok iyi anlıyor. Belki de gözden kaçırılmaması gereken en önemli etmen bu; çocuğumla etkili diyaloglar yaşıyor olabilmek…
Tabağındaki farklı yemeği hiç mücadele vermeden, itiraz yaşamadan ve büyük uğraşlar vermeden yediğinde kendimi bir uçan balon kadar hafif hissetmiştim. Darısı isteyen annelerin başına.
Umarım sebze yemekleri konusunda benzeri güzel bir gelişme yaşarız.
https://twitter.com/AylinAnne
www.aylinanne.com
Yazarın son yazıları |
#11 Eylül 2013 Cinsel istismara hayır!
#07 Eylül 2013 İyi ki doğdun Ata
#04 Eylül 2013 Çocuğunuz için değmez mi?
#31 Ağustos 2013 Yemek yemek istemiyorum anne!
#24 Ağustos 2013 Söylesem Tesiri Yok Sussam Gönül Razı Değil
#21 Ağustos 2013 Postpartum Kılavuzu
#17 Ağustos 2013 Anne olmadan önce ve Anne olduktan sonra
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>
Paylaş