Paylaş
Ekip “Strangeland” albümü turnesinde dünyayı gezmeye devam ederken, bir de Best Of yayınlama hazırlığında. 11 Kasım’da çıkacak olan toplama albüm önceki albümlerinden 18 şarkının yanı sıra ayrıca iki de yeni şarkı içeriyor. Benim gibi koyu hayranları için Best Of’un iki CD’li deluxe versiyonu daha doyurucu. Zira bu versiyonda standart albümdeki şarkıların dışında ayrıca b-side’lar da yer alıyor.
Bu haftanın en büyük aktivitesi şüphesiz Cumartesi günü Küçük Çiftlik Parkı’nda yapılacak olan Belle & Sebastian konseri. Bu konserin öncesinde aynı sahnede Biz, Gürcan Ersoy ve The Away Days de sahne alacak.
Canlı performanslarını hiç izleyemediğim The Away Days’i de bu konser öncesinde izleyebileceğim için çok mesudum. Cumartesi programınızı yaparken bu konser gecesini es geçmeyin derim.
WHITE LIES– BIG TV
Bir grup veya sanatçı için 3. albüm, dananın kuyruğunun koptuğu albümdür. İlk albümle çıkış yakalanmış, ikinci albümde bu gazla devam edilmiş veya becerilememiştir. Ama 3. albüme gelince artık rüştünü ispatlama zamanı gelmiştir. Çok sanatçı ve grup vardır, ilk albümle tepelere çıkmış, 2. albüm de benzer şeyler denemiş ama 3. albüm de tepetaklak olmuştur. İşte bu yüzden White Lies’in 3. stüdyo albümleri, benim nazarımda grup üyelerinin tahmininden daha çok anlam yüklü.
Bayram tatilinde Londra’da metroda hangi trene bineceğim diye levhaları incelerken grubun 1 hafta sonra çıkacak 3.albümlerinin posterini her yerde asılı olduğunu görüp haberdar oldum. İyi ki Deezer var, albüm çıkar çıkmaz -yaklaşık 2 haftadır- sürekli dinliyorum. İşin güzelliği Deezer’da albümün yanında, White Lies her şarkı öncesinde tek tek her şarkıyı ve hikayesini anlatmış. Arasam da bulamayacağım bir altın madeni diyebilirim.
White Lies ile ilk tanışmam henüz Ankara’da yaşarken olmuştu. Radyo Odtü’de çalan “ To Lose My Life”, albümlerini almama sebep olan şarkıydı. Kendisi hala bazı partilerde çaldığım, nadide ara vakit çoşturan şarkılardan biridir. O dönem White Lies’ı dinlerken biraz Editors biraz Depeche Mode hissi aldığım için, hatta tam da bu ikisinin karması bir pop-rock grubu oldukları için, yeni çıkarttıkları her şarkı ayrıca meraklanmama sebep olmuştur.
Grubun basçısı Charles Cave albüm için verdiği röportajda “yeni bir grup çıktı denildiğinde ilgimi artık çekmiyor bu, çünkü bir grubun gelişip, kimliğini bulması epey vakit alıyor, biz yaşadık bu süreci” demiş.“Big TV” albümü aslında konsept bakımından grup için de bir ilk. Albümün tamamı büyük bir şehire taşınan genç bir kızın hayatından kesimleri konu alıyormuş. Baştan sona bir insan hikayesi neredeyse.
Albümün açılış şarkısı “Big TV”, kinayeli bir başlangıç yapıyor hikayeye. Kahramanımızın taşındığı minicik bir apartman dairesine dev gibi bir televizyon alması ve hayatını doldurması anlatılmak istenmiş. Cave “Pop albüm yapmak istedik, bu yüzden bilinçli olarak şarkıları daha melodik ve akılda kalıcı yaptık” demiş. Başlangıçta bunun için çok çaba sarf etmeleri gerektiğini sanan grup üyeleri, şarkılar oluşmaya başladıkça tahmin ettiklerinden daha kolay bu yolla şarkı üretebildiklerini fark etmişler. Şarkıların neredeyse tamamı akılda kalıcı, akıcı ve melodik. Albümü dinlemeye başlayınca arka arkaya tüm şarkılar akıp gidiyor. Gerçekten bu anlamda nefis bir pop albüm diyebilirim.
“Big TV” albümünün kapak fotoğrafı da aslında şarkılardaki hikayeye benzer bir mantıkla ortaya çıkmış. Charles Cave, boşluğa bakan astronot fotoğrafını ekibin diğer üyeleri Jack ve Harry’e gösterince onlar da bu fikre hayran olmuşlar. Bu mantıkla daha az dijital, daha çok eski usul çizim fotoğraflar kullanarak albümün diğer single’larında da benzer bir mantık uygulayacaklarmış.
White Lies’a henüz bulaşmamış herkesin tanışması için nefis bir sebep bu albüm. Başlangıçta belirttiğim “Big TV” ile ekip, 3. albümde rüştünü ispatlayan hatta belki de isimlerini vazgeçilmezler ligine yazdıran bir başarıya imza atmışlar.
YILDIZLAR:
Big TV
There Goes Our Love Again
Getting Even
Tricky To Love
Goldmine (bu şarkı Placebo’ya bir göndermeymiş, White Lies da Placebo’ya delice hayranmış. Bunu duydum ya, White Lies’a artık daha da çok sevgi besliyorum)
OSCAR’IMI VERDİM GİTTİ:
First Time Caller (White Lies bu şarkı yazdığımız en iyi şarkı diye iddia ediyorlar, bence de baya iyi)
Change (Albümün incisidir. Canlı çalması en zor şarkımız diyorlar. Şarkı ilk versiyonunda 10 dakikanın üzerindeymiş, sonradan albüme alırken kısaltıp, bu haline getirmişler)
KARIŞIK KASET
“Yaz Bitmeden” adıyla bir liste yaptım bu yazıya. Hoş, havalar normalin de üzerinde sıcak, yazın da bittiği yok ama kış ve soğuk havalar aklıma gelince, söylenmemeyi tercih ettim.
Ağustos bitmeden yeni çıkan single’lardan bir Karışık Kaset iyi gider.
Keyifli dinlemeler…
1) Panic! At The Disco – This is Gospel
2) Katy Perry – Roar
3) Lady Gaga – Applause
4) Paramore – Anklebiters
5) London Grammar – Strong
6) CHVRCHES – The Mother We Share
7) Cher – Woman’s World
8) Jessie J – Wild
9) Selena Gomez – Come & Get It
10) Breach – Jack
11) Miley Cyrus – We Can’t Stop
12) White Lies – There Goes Our Love Again
13) Fall Out Boy – The Phoenix
14) Jake Bugg – Two Fingers
15) Placebo – Loud Like Love
16) Lana Del Rey – Young And Beautiful
17) Arctic Monkeys – Why’d You Only Call Me When You’re High
18) Palma Violets- Best of Friends
19) Swim Deep – Honey
20) Foals - Bad Habit
Yazarın son yazıları |
#20 Ağustos 2013 Muhteşem kapanış Placebo'dan geldi
#13 Ağustos 2013 Placebo ile buluşmaya az kaldı
#06 Ağustos 2013 Roger Waters'dan Gezi'ye Selam
#02 Ağustos 2013 Bu iki konser kaçmaz
#30 Temmuz 2013 Dalgalandım da geldim
#19 Temmuz 2013 Iron Maiden ile tarihi son konser: 26.07.2013
#16 Temmuz 2013 Glee'den bir yıldız kaydı
Paylaş