Paylaş
Birincisi: Hukuk ve Adalet Mekanızmasında yapılması gereken değişiklikler. Türk Ceza Kanunu’ nun 104. Maddesine göre“Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”.Kanuna göre 15 yaş altı çocukla cinsel ilişkiye girmek başlı başına bir suç iken 16 yaş ve üstü sözkonusu bir durumda şikayete bağlı olarak ceza ile yargılanma söz konusu oluyor.
Türk Ceza Kanunu nun 100/son maddesi gereğince zanlıların tutuksuz yargılanmalarına karar verilince “nasıl olur, bu da mı tecavüz değil?!!” tepkisi oluşuyor. Ne diyor bu madde: “Adli para cezasını yada cezasının üst sınırı iki yıla kadar hapis cezasını gerektiren suçlarda tutuklama kararı verilemez”
Durum böyle olunca, mağdurun uğradığı darp, yaralanma gibi bir durum tespit edilmemişse başta hakimlerin tutukluluk konusunda yapacakları çok kısıtlı. İtiraz edilince durum tekrar incelenip tutuklama emri çıkabiliyor.
Bu tabloya bakıldığında özellikle TCK 104 ‘ün başlı başına yeniden çocukların üstün yararı gözetilerek değiştirilmesi gerektiği hem hukukçular hem de yetkililer tarafından gündeme alınıyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin bir açıklama yaparak gerekli maddelerin değişikliği için çalıştıklarını, ekim ayında değişiklik teklifi vereceklerini söyledi.
İkincisi: Eğitim ve çocuklara cinsel istismarı kapsayan bir reform. Hukuksal boyutta çocuklara yapılan cinsel saldırıların layıkıyla cezalandırıldığında çocuklara gereken cinsel eğitim güvence altına alınarak anlam kazanır. Bir çocuk cinsel saldırıya uğradığı halde zanlı elini kolunu sallayarak gezebiliyorsa, yasalarda caydırıcılık söz konusu değilse biz eğitimciler istediğimiz kadar cinsel eğitim verelim, çocukları istismardan koruyacak bilgiler vermeye çalışalım bu konudaki sessiz kaostan kurtulamayız.
Bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Zihinsel engelli çocukların mağruz kaldığı cinsel saldırılar ve diğer suçlarla ilgili olarak biz özel eğitim öğretmenleri normalden daha fazla olumsuz olayla karşılaşırız. Çünkü zihinsel yetersizliği olan çocuklar istismara çok açıktır.
Öğretmeni olduğum her çocuğa mutlaka şunları söylerim:“Bu senin bedenin, kimse sana iznin olmadan dokunamaz. Eğer biri sana dokunmak isterse, seni bir yere götürmek isterse izin verme. Güzel sözler söyleyip hediye verebilir, sana aşık olduğunu, çok sevdiğini söyleyebilir. Sana kötü şeyler yapabilir. Hemen uzaklaş ve ailene haber ver. Bana da anlatabilirsin, seni herzaman dinlerim. ” Özellikle ergenliğe girmiş kız öğrencilerim doğaları gereği yaşıtı genç erkeklerden hoşlanıyor ve hayal kuruyorlar. Daha küçük ve ağır zihinsel yetersizliği olan çocuklara daha basit bir dille anlatıp, bunun çok önemli olduğunu vurguluyorum.
Gölgede kalan konu ise cinsel saldırıya uğrayan erkek çocuklar oluyor. Özellikle yakınları tarafından cinsel saldırıya uğramaları, konunun aile içi olması, kolaylıkla ört bas edilmesini kolaylaştırıyor.Aile içi taciz ve tecavüz konusunda daha caydırıcı neler yapılabilir? Gündeme getirilerek tartışılmalı.
Eğitimciler cinsel taciz ve tecavüzlerle ilgili olarak sık aralıklarla etkili seminerlerle bilgilendirilerek, daha etkin bir bakış açsısına sahip olduklarında cinsel istismara uğramış veya uğramakta olan çok sayıda çocuğa ulaşılacağını düşünüyorum. Araştırmalara bakıldığında adli makamlara ulaşan çocuk tacizi ve tecavüzü olayları varolanın %10 ‘ nunu bile geçmiyor deniyor.
Psikologlara göre pedofili tedavisi güç bir hastalık. Pedofillerin 15 yaş altı çocuklara cinsel saldırıları ispatlandığında ceza artarken, 15 yaş üstü çocuklarda, ergen yaşta olmaları sebebiyle “çocuk da bana yanıt verdi, o da istedi, rızası var” gibi savunmalarda bulunarak suçu reddediyor veya gerçekleri çarpıtabiliyorlar. Gerçeklerin ortaya çıkmasını zorlaşıyor haliyle…
Pedofilleri tedavi etmek insani açıdan bir yükümlülük. Mağdur olanların “çocuk” olduğu düşünüldüğünde, biz yetişkinlerin sorumluluğu artıyor. Cinsel saldırılardan korumak kadar kendilerini korumayı öğretmekle mükellefiz. Cinsel saldırıya uğrayan çocuğun ve ailesinin-yakınlarının devlet tarafından korunma altına alınması da çok önemli bir konu. Çünkü hem çocuğa saldırıp hem de ölümle veya cinsel saldırıların devamıyla tehdit devam edebiliyor. Hem suçlu hem güçlü olunmaması, cezanın gerçekten caydırıcı olması gerektiği kanaatindeyim.
Hukuksal olarak konuyla ilgili suçları en adil şekilde yargılayarak, toplum vicdanını rahatlatacak cezalar verildiğinde bu konuda çok şeyin aşılacağını düşünüyorum.
Haftanın kitabı:
Zor ÇocukÇocuk yetiştirmenin zor olduğunu düşünüyorsanız, çocuğunuzun bir çok özelliğinden dolayı neredeyse tükenmişlik sendromu yaşadığınızı düşünüyorsanız lütfen bu kitabı okuyun. İçinde ebeveynlerin işine yarayacak çok sayıda pratik bilgi ve çeşitli teknikler yer alıyor. Aynı zamanda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu konusundaki bakış açısı D.E.H.B tanılı çocukların ebeveynlerini rahatlatacaktır diye düşünüyorum.
Anneler Gezegeni Kara Listesinde Bu Hafta:
Sağlık Bakanlığı 325 ürünü denetlemiş ve 20 üründe yüksek seviyede mikrobik risk tespit etmiş. Mikroplu, küflü ve sertifikasız oldukları gerekçesiyle ceza alan firmalar bu hafta kara listede. İçinde bebe şampuanı olan ürünleri linkteki haberde bulabilirsiniz: http://www.hurriyet.com.tr/saglik/23763418.asp
https://twitter.com/AylinAnne
www.aylinanne.com
Yazarın son yazıları |
#17 Temmuz 2013 Çok zorsun çocuğum!
#13 Temmuz 2013 Ben nerede yanlış yaptım?
#10 Temmuz 2013 Hareketli mi? Hiperaktif mi?
#6 Temmuz 2013 Hamileler İçin Keşkesiz Doğum Rehberi
#3 Temmuz 2013 Anneler Mama Konusunda Yanlış mı Yönlendiriliyor?
#29 Haziran 2013Çocuklara Taciz ve Tecavüzün İç Yüzü
#26 Haziran 2013Ağlarsa anneler ağlar
YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>
Paylaş