Ortadoğu'da her şey silbaştan

Şubat 2011’de devrik lider Hüsnü Mübarek görevden ayrıldığında birçokları “devrim” çığlıkları atmış olsa da, esasen yine ordu yönetime müdahale etmişti. Üstelik ülke yönetimini de cumhurbaşkanlığı ve meclis seçimlerine kadar bir yıl boyunca elinde tutmuştu.

Seçim yapıldı, önceki gece devrilen Müslüman Kardeşler’in adayı Muhammed Mursi seçildi. Mursi de iktidarda ancak bir yıl kalabildi. Seçilmesinin yıldönümünde başlayan olaylar, darbeyle sonuçlandı.

Mursi’ye yönelik tepkinin ve ülkenin farklı yerlerinde milyonlarca insanın toplanmasının muhtelif nedenleri var. Ancak, ordunun devreye girmesinin nedenleri ve sonuçları çok daha derinlerde...

Öncelikle şunu belirtmek gerekiyor: Biz darbe diyoruz ama hem Mısırlı komutanlar hem de ABD’li yetkililer ordunun müdahalesini “darbe” olarak tanımlamaktan ısrarla kaçınıyor.

Çünkü, ABD yasalarına göre, darbe yaşanan bir ülkeye askeri yardımda bulunmak mümkün değil. Mısır da yıllık ortalama 1.5 milyar dolara yakın aldığı kaynakla ABD’den en çok askeri yardım alan ikinci ülke.

DARBE, HEM DE DIŞ DESTEKLİ

Ardından şunu da açıkça eklemekte bir sakınca görmüyorum: Bu, dış destekli bir darbedir.
Zaten, Mısır ordusunun ABD’nin karşı çıktığı bir adım atabileceğini düşünmek biraz zor. Zira Mısır’daki bu olay, ABD’nin Ortadoğu’da Suriye nedeniyle tıkanan süreci, bu tıkanıklığın nedeni olarak görülen politikaları uygulayan aktörleri tasfiye etme girişimlerinin son halkası. Haziran sonunda Katar’da yaşanan iktidar değişikliğinden bağımsız görmemek gerek, Mısır’da yaşananları.

KATAR DESTEKLİ POLİTİKALAR DEĞİŞİYOR

Katar, bir süredir Ortadoğu’nun en örgtülü ve güçlü siyasi akımı İslamcı Müslüman Kardeşler’in “gayrıresmi sponsoru” olarak hareket ediyordu.
Mübarek’in devrilmesinin ardından Mısır yönetimine yaptığı mali yardımlar 8 milyar doları aştı.

Zengin doğalgaz yatakları sağolsun elindeki milyarlarca dolarları aktararak, Ortadoğu’nun etkisi kendinden büyük ülkesi Katar ise sürpriz bir şekilde Emir Şeyh Hamad, oğlu Şeyh Tamim’e bıraktı.

Katar’daki yönetim değişikliği de çoğunluk tarafından uyguladığı ve bir süredir komşusu Suudi Arabistan dahil olmak üzere bazı ülkeleri rahatsız eden Ortadoğu politikasına bir ince ayar olarak görülüyor.
Tüm bunlar, Suriye’deki rejimin her türlü devrilmemesinin hesaplarda yarattığı değişikliğin bir yansıması.

“ESAD’I YEDİRTMEYİZ”

İran ve Rusya, son günlerin moda deyimiyle Esad’ın Suriye’sini yedirtmemeye kararlı. Dahası, tüm taraf değiştirmelere rağmen ordu hala Esad’ın yanında.
Sahada da Lübnan Hizbullahı’nın da desteğiyle silahlı muhalif gruplara karşı mevzi kazanmayı sürdürüyor. Özetle, Esad sendelese de ne daha çok zayıflıyor ne de devriliyor.

Ortadoğu, Suriye batağına saplandıkça da A Planları, B’ye dönüşüyor. Bu noktada da Arap Baharı sonrası ortaya çıkan ve kendini yenilemeye başlayamayan aktörlerine yerine yenileri geliyor.

#28 Haziran 2013 Onların derdi de Penguen değil,Muffin
#21 Haziran 2013 Kolay ama yanlış yolu seçmek
#14 Haziran 2013 O gece neler oldu?
#7  Haziran 2013Siz ne cool'muşsunuz,be abi!
#31 Mayıs 2013 Acil çıkışı istemeden bir daha düşünün!
#24 Mayıs 2013 Dünya tarihini değiştirecek sütun
#17 Mayıs 2013 Ben Affleck’i kıskandıracak gizli operasyon...

YAZARIN TÜM YAZILARI İÇİN >>