Paylaş
Doğal doğumu çok istemiştim keşke o dönem doula kavramıyla tanışmış olsaydım, kesinlikle herşey daha farklı olurdu. 24-26 Nisan 2013 tarihlerinde İstanbul’ da 1. Doğal Doğum Kongresi yapıldı. Sloganı “doğal doğum her kadının hakkı” olan bu kongrede çok sayıda doğal doğum destekçisi hekim, psikolog, ebe, hemşire ve doula konuşmacı olarak yer aldı.
Doula nedir?
“Doula” kelimesi eski Yunancada “destek veren kadın” anlamına gelir. Günümüzde ise, doğumdan önce, doğumda ve loğusalıkta, anneye ve ailesine fiziksel, duygusal ve bilgisel destek veren eğitimli ve tecrübeli kadını anlatmak için kullanılıyor. Aslında halk arasında gayet iyi bilinen ve kabul görmüş bir inanışa göre, birikimleriyle doğum sırasında anneye yol gösterip korkularıyla baş etmesine yardımcı olan destekçi bir kişinin varlığı anneyi rahatlatmaktadır. Bu destekçi kişi yeri geldiğinde annenin eşi, bir aile yakını ya da arkadaşı olabilmektedir. Doula’nın farkı ise bu işi eğitimini alarak daha tanımlı ve profesyonel uygulamalara dayandırarak yapmasıdır.
Araştırmalar, doğumlarında destek alan kadınların doğumlarının daha kısa ve kolay olduğunu, sezaryen, forseps, vakum ve epizyotomi oranlarının azaldığını, ağrı kesicilere ihtiyacın azaldığını, bebeklerin daha sağlıklı ve kolayca emdiklerini ve doğum sonrasında ailelerin daha kolay bir geçiş dönemi yaşadıklarını gösteriyor. Tüm bunlarla birlikte ayrıca doğum tecrübesinin daha pozitif bir anı olarak algılandığı gözlenmiş ve annenin kendi bedenini daha güçlü ve dayanıklı olarak gördüğü tespit edilmiştir.
Doulalar, bir kadının bedenine ve kendi bebeğini dünyaya getirebilme yeteneğine inanır. Bunu desteklemek için masaj yapar, cesaretlendirir, rahatlatıcı pozisyonlar önerir, meditasyon ve nefes teknikleriyle yardımcı olur. Bunun yanında gebelerin hastane prosedürlerini anlayabilmelerine de destek olur. Doula, doğumu annenin hayatı boyunca hatırlayacağı kutsal bir tecrübe olarak görür ve bu hatırayı kadının doğum ile ilgili kararlarını destekleyerek korumaya çalışır.
Doula - doğum destekçisi nasıl biridir?
-Kadının bedenine ve doğumun mahremiyetine saygılıdır.
-Meditatiftir, anda olmak konusunda rahattır ve tüm varlığını doğumunuza getirebilir.
-Objektiftir ve sizin seçimlerinize saygılıdır; kendi tercihlerinin veya doğum deneyimlerinin sizin doğumunuzu etkilemesine izin vermez.
-Kendi enerjisinin ve doğum ortamına olan etkisinin farkındadır.
-Kendi içsel çalışmalarını yapmıştır veya hâlihazırda yapmaya devam etmektedir.
-Sizi yargılamaması gerektiğini bilir.
-Hassastır.
-Sakindir.
-Ve herşeyden önemlisi sizin yanında kendinizi rahat hissettiğiniz biridir.
Doulalık artık ülkemizde yaygınlaşıyor. Esra Demiröz bir doula ve mesleği hakkında şunları söylüyor “Anne adayının evinde doğumdan önce iki ya da üç çalışma yapıyoruz. Bu çalışmada anne adayına nefes ve ilaç dışı ağrı kesici yöntemleri öğretiyoruz, beraber uygulama yapıyoruz. Basit bir şekilde doğumun nasıl başlayacağını, doğumun nasıl olduğunu anlatıyoruz.
Doğal doğumun bileşenlerinden bir tanesi de kesinlikle aktif doğum. Hareket etmek çok önemli. Bu nedenle farklı doğum pozisyonları öğretiyoruz. Doğum planı, hastane prosedürleri hakkında onları bilgilendiriyoruz. Beklenen doğum tarihinden 10-15 gün öncesine ve sonrasına tatil planı yapmıyoruz.
Her an ulaşılabilir şekilde doğumu bekliyoruz. Doğum başladığında da anne adayının yanındayız. Doğum sırasında en önemli görevimiz, ona başarabildiğini hatırlatmak, cesaretlendirmek ve mahrem alanı korumak. Doğumda en önemli olay bence mahremiyet. Hastane odasını sessiz, sıcak ve karanlık yani doğuma uygun şekilde korumaya çalışıyoruz. Öğrendikleri nefes çalışmalarını uygulatıyoruz, farkında olmalarını sağlıyoruz. Doğumdan sonra ilk emzirmeye kadar hastaneden ayrılmıyoruz.
Ayrıca lohusa döneminde de evde 1-2 ziyaret yapıyoruz, genel lohusa durumu hakkında konuşuyoruz, dertleşiyoruz. Emzirme konusunda sorun var ise emzirme danışmanına yönlendiriyoruz.”
Doğal doğumun, korkunç öykülerle anneleri korkutmasından çok özendirici öykülerle birlikte çoğalması ve yaygınlaşması dileğiyle.
Haftanın Kitabı: Köstebek Kuki
Bu öyküde afacan bir köstebek var, adı Kuki. Arkadaşlarına güya çok sevimli (!) şakalar yapıyor ama sonunda işler kötü gitmeye başlıyor. Kuki’ nin hatasını anlaması ve arkadaşlarından özür dilemesi, üstlik hatasını telafi etmeye çalışması o kadar güzel anlatılmış ki… Ata’yla birlikte bayıldık bu kitaba. Gün aşırı okuduğumuz oluyor. Sayfalardaki metinler biraz uzun. Ancak görseller konuyu çok iyi anlattığı için minikler sıkılmadan dinleyebilir. 3-4 yaş ve üzerindekilerin zevkle dinleyeceği ve kendi kendine okumak isteyeceği bir kitap, tavsiye ederim.
Yazarın son yazıları |
#24 Nisan 2013 Sübyancılık hak mı?
#20 Nisan 2013 Yurdum Annesiyle Yabancı Anneler Arasındaki Farklar Neler?
#17 Nisan 2013 Yeni nesil babalar ev erkeği olmayı mı tercih ediyor
#13 Nisan 2013 Bebeği kucağa almak onu şımartır mı?
#10 Nisan 2013 Mükemmel Anne Yoktur Mükemmelliyetçi Anne Vardır
# 6 Nisan 2013 Oyuncak seçiminde nelere dikkat edilmeli?
Paylaş