Modern evlilik, gerçek bir mit!

Beni yanlış anlamayın, bence evlilik gerçekten konsept olarak çok güzel ve özel bir şey. Birine ait olma ve onun da sana ait olması… Her güne sevdiğin kişinin kollarında başlamak ve günü yine onun kollarında bitirmek… Beraber yemek, beraber harcamak ve beraber kazanmak… Birçok açıdan “bir” olmak. “Bir” hareket etmek… “Bir” düşünmek…

Bunların hepsi benim için kağıt üzerinde esas olan mutluluğu simgeliyor. Ama sadece kağıt üzerinde… Çünkü birileri beni bir zamanlar evliliğin bundan ibaret olduğuna inandırmış olsa da artık biliyorum ki evlilik sadece böyle bir şey değil. Eskiden öyle miydi bilemem ama eğer öyleyse bile evlilikler de değişti evlilik kavramı da…

Artık yaşadığımız dönemdeki evliliklere modern evlilik deniyor. Mesela kadın erkeğe eskisi kadar bağımlı değil artık. Evde oturup kocasının yolunu beklemiyor. Tek görevi evi çekip çevirmek, kocasına iyi bir eş, çocuklarına iyi bir anne olmak değil. Uzun zamandır çalışıyor, kazanıyor, ev bütçesine katkıda bulunuyor. Yani bir zamanlar evlilikte erkeğin asli görevi olan eve ekmek getirme misyonunu da üstleniyor. Bu sayede erkeğin de tek görevi para kazanmak olmuyor artık. O da ev işlerine yardım ediyor, çocuklarla ilgileniyor, masayı topluyor… Modern evlilikte roller değişiyor, birbirine karışıyor, biraz da eşitleniyor…

Artık kimse biriyle yaşı geldiği veya ailesi istediği için ya da aynı evi paylaşmak, sevişmek hatta çocuk sahibi olmak için bile evlenmek zorunda olduğunu düşünmüyor. Özellikle kadınlar artık kendilerini iyi hissetmek için birisinin karısı olmaya ihtiyaç duymuyor. Ailelere veya arkadaşlara başarılı bir kişisel hayatları olduğunu gösterme çabası da değil artık evlilikler.

Kısacası eskisi gibi bir mecburiyet değil artık evlenmek sadece bir tercih...  İsteyen istediğiyle istediği şekilde evleniyor ama bu evlilikler anam babam usulü olmuyor. Dedim ya bunun adı modern evlilik. Kadın çalışıyor, adam ev işlerine yardım ediyor. Kimse kimseyi evde oturup beklemiyor. Herkesin kendi hayatı, kendi kazancı, kendi hayalleri var.

Ama adı ne olursa olsun bir yerde arıza veriyor bu evlilikler. Yola modern evlilik niyetiyle çıkılsa da eski usul evlilik tanımı genlerimize kazınmış bir kere. Ne kadar moderniz, ne kadar modern bir evlilik içindeyiz diye konuşup dursak da DNA’mıza yerleşen eski evlilik ritüellerini bekliyoruz içten içe. Ve ne söylersek söyleyelim ne yaparsak yapalım eskiyi yakalayamayınca da mutsuz oluyoruz. Modernlik hakkında atıp tutuyor ve sonra ninelerimizin evliliklerini örnek veriyoruz.

Modern evlilik diye bir kavram ürettik, ona inanıp, onun kurallarına göre yaşamak istedik ama kabul edin beceremedik. Çünkü modernleşirken yüzyıllardır biçilmiş rolleri birbirine kattık. Doğru niyetlerle yola çıktık ama sonunu getirmeyi bir türlü başaramadık. Neden? Çünkü modern evlilik dediğimiz şeyin temelinde bir yerlerde hata yaptık ve bunu kabul edemeyecek kadar da gurur yaptık!

Erkekgiller

Erkeklerin evliliklerde ve ilişkilerde tüm yükü kadının omuzlarına bindirmesine bayılıyorum. “Kadın isterse evlilik/ilişki yürür” diyorlar. “Adamı evine kadın bağlar” diyorlar. Onlara göre “Evliliği kadın kurtarır”mış. Bana göreyse erkekler her zamanki gibi tembellik ediyor!

Her zaman kadının alttan almasını beklemek, hizmet etmesini istemek veya tek görevi evi çekip çevirmesi gibi davranmak en kolayı çünkü. Neden içinde iki kişinin olduğu bir denklemde tüm yük ve sorumluluk bir tarafta olsun diye düşünmezler hiç. Çünkü onların penisleri var.Haksız olamazlar, emek harcayamazlar, kendilerini yoramazlar!

 
Biri ödün verecekse kadın vermeli. Biri işinden fedakarlık edecekse kadın etmeli, biri beklentilerini düşürecekse kadın olmalı. Oldu canım! Kadın işinden, hayallerinden, tutkularından vazgeçerse adam mutlu olacak ve evlilikte/ilişkide sorunlar çıkmayacak öyle mi?

Sanki tüm evlilikler/ilişkiler kadının adamı yatakta ihmal etmesinden, sürekli dırdır etmesinden veya tembelliğinden bitiyor.

Büyük saçmalık. İlişkiler bitiyor çünkü devir değişti. Günümüz evlilikleri anneanne veya dedelerimizinkinden çok farklı. Flört ederken, modern olsun ayaklarının üstünde dursun, kendi hayalleri olsun, güçlü olsun diyor evlenince tek derdi evi ve kocası olsun diye mi bekliyorsunuz? İlişkideki sorunlarda kendi hatanız olup olmadığına bakmak yerine tüm suçu kadına mı atmak istiyorsunuz? Sonra da dönüp “Aradığım kadını bulamadım” diye dert mi yanıyorsunuz? Küçük hayal balonunuzu patlatmak gibi olmasın ama öyle bir kadın yok. Ya aramaktan vazgeçin ve elinizdekinin kıymetini bilin ya da yalnız yaşlandığınızda isyan etmeyin…

https://twitter.com/Sabanur