Denktaşların dramı

Haberin Devamı

Rauf Denktaş’ın en küçük oğluydu Raif Denktaş.
Bir yandan Gazi Magosa Yüksek Teknoloji Enstitüsü’nde öğretim üyesiydi…
Bir yandan da müzisyen…
70’lerin rüzgârıyla Anadolu rock besteleri yapıyordu.
Müzik mi ona asi bir yan katmıştı…
Yoksa eleştirenleriniz olsa bile, hatırası önünde herkesin saygıyla eğilmesi gereken, dik duruşlu büyük bir dava adamının kanından gelmesi mi bilinmez…
Hepsinden öte aynı zamanda bir muhalifti…
Üstelik toplum lideri babasının siyasi danışmanı gözüküyor olsa da...
Sosyal demokrat bir parti kurup düşüncelerini siyasete taşıyacak kadar aktif bir muhalif.
İşte Raif Denktaş ve ailesinin kaderi, bütün bu siyasi çalkantıların arasında, KKTC 1983’te kurulduktan sonra Rauf Denktaş’ın 1985’te cumhurbaşkanı seçilmesiyle değişti.
Türkiye halen 80 darbesinin etkilerini yaşarken…
Omzunda iki pırpır olan etrafta Ali kıran baş kesen gibi dolaşıyorken…
Raif Denktaş hakkında nereden çıktığı belli olmayan söylentiler türemeye başladı.
Raif Denktaş yasadışı işler yapıyormuş lafları...
Siz şimdi en yeni Şemdin Sakık’lı andıçları, Tuncay Güney’li videoları biliyorsunuz ya…
Sene 1985…
Bir dünya evde siyah-beyaz televizyon bile yokken, daha o dönem iki yöntemi birleştirip müthiş bir iftira kampanyası başlattılar.
Andıçlı video…
Dönemin suç baronlarından Behçet Cantürk, MİT tarafından sorgulanmış ve bağlantıları ortaya çıkarılmıştı.
Cantürk sonra ifadesiyle ilgili itirazda bulunup MİT’i kendisine işkence yapmakla suçladı.
MİT de bunun üzerine Cantürk’ün sorgu kasetlerini mahkemeye gönderince, 4. Kolordu Ankara 1 Numaralı Askeri Mahkemesi, 6 Aralık 1985’te sorgulamayı gazetecilerin önünde videodan gösterdi.
Cantürk videodaki ifadesinde birçok kişiyi suçluyordu.
Kimlerle çalıştığını vesaire…
Fakat işin garip yanı, olaya bu meselelerle hiç ilgisi olmayan başka isimler de eklenmişti…
İşte bunlardan biri de Rauf Denktaş’ın oğlu Raif Denktaş’tı.
İddialar, 9 Aralık 1985’te gazetelerde çıktı.
15 Aralık 1985’te ise “Korkunç Bir İftira” başlığıyla Raif Denktaş’ın açıklaması geldi.
Aynen şöyle diyordu Rauf Denktaş’ın oğlu…
“Büyük bir oyun oynandığını hissediyorum. Evim ve iki eski arabamdan başka hiçbir maddi varlığım yoktur. Ama şerefli bir ismim, canımdan çok sevdiğim ailem, dostlarım ve bir görevim var. İfadeleri alanların, basına aktaranların kimler olduğu Türkiye Cumhuriyeti ilgili makamları tarafından iyice incelenmelidir. Türk yetkililerinden bu rezilliği ortaya çıkarmalarını beklemek, en doğal hakkımdır.”
Kıyamet koptu…
Hikâye Kıbrıs’ı salladı.
Bütün Kıbrıs gazeteleri Raif Denktaş’a destek verdi.
Türkiye’ye yönelik ağır eleştiriler yapıldı.
Ancak Raif Denktaş, o açıklamadan tam 8 gün sonra…
23 Aralık 1985’te ders verdiği üniversiteden evine dönerken bir trafik kazası geçirdi…
Ve kaldırıldığı hastanede 34 yaşında öldü.
Çarpan mı?
Askeri bir kamyondu.
Biz Can Denktaş’ın adını hayatındaki karışıklıklarla öğrendik ya…
İşte onun hikâyesinin mütemmim cüzü…
Bilinmeyen, kimsenin konuşmak istemediği, kimin sebep olduğu da hâlâ anlaşılmamış asıl kısım…
Hayır…
Denktaşların başına gelen Kennedy’lerinki gibi bir talihsizlik değil.
Çünkü bu olay bizim geçmişimizin yarattığı…
Hâlâ da o pis nefesini ensemize üfleyen acımasızlığın yarattığı korkunç bir dram…
Can Denktaş 37 yaşında babasının mezarının başında intihar mı etti...
Yoksa babası 34 yaşında bir cemsenin altında kalırken aslında o da öldürülmüş müydü…
Kararı siz verin…

Yazarın Tüm Yazıları