Türk usulü ödül savaşları

Kimi adayın ne kadar o ödülü hak ettiği, kimi adayların da hiç listede olmaması epeyce tartışıldı. 19 sene epeyce uzun bir zaman ve böyle bir ödül töreninin geleneksel olması, Türk Müziği için aslında çok önemli. Gel gör ki, ödül almak veya almamak ne kadar ilgilendiriyor sanatçıları esas o biraz tartışılır.  Ödül törenini eleştirenlerin çoğunluğu aslında bu tarz işlerin daha çok olmasının, müzik adına her alanda-farklı türlerde de benzer ödüllerin doğmasına sebep olacağını atladıklarını düşünüyorum. Eleştirilere de kulak vermemek olmaz ama en nihayetinde bu sadece bir ödül töreni, zaten bir albüm-sanatçı seviliyorsa, konserlerle-sevenleriyle bunun karşılığını net şekilde alıyordur gibime geliyor.

Yeri gelmişken, bazı müzik kanallarında özellikle Rock Müziği kliplerinin yayınlanmamasına, daha doğrusu bu kliplerin yayın politikasına uygun olmaması gerekçesine en başından beri karşıyım. Bu anlamda Redd’e haksızlık edildiğini düşüyorum. Neyse ki tek mecra televizyon değil, internette bile olsa grubun tüm videolarına ulaşmak mümkün.

15-17 Mart tarihleri arasında, gittiği her ülkede kapalı gişe oynayan dünyaca ünlü Cirque Du Soleil’in Michael Jackson The Immortal World Tour İstanbul’da sahne alacak. Sadece 5 şov için ülkemizde olan ekibi görmek, MJ’ı anmak için nefis bir sebep olacak.

Haftanın bir diğer önemli haberiyse, bu yaz İstanbul Caz Festivali’nde, 2 Temmuz 2013 tarihinde, açık havada Alicia Keys rüzgarı esecek olması.Biletler henüz satışa çıkmadı ama çıktığı gibi tükenmesi an meselesi olacak, ilgilenenlere şimdiden duyurulur.

MIKA – THE ORIGIN OF LOVE

Esas adı Michael Holbrook Penniman, sahne adıyla Mika. Lübnan’da doğmuş, ailesiyle Fransa’ya göçmüş, İngiltere’de büyümüş ve olmuş Mika. İlk şarkısını 7 yaşındayken yazan Mika, aslında disleksi olduğu için okul hayatı epey sorunlu geçmiş. Evde annesinin yardımıyla 1 seneye yakın okuluna devam eden Mika, Londra’da Royal Collage Of Music’e kaydını yaptırmış olsa da, ilk albümünün kayıtları için oradan da ayrılmak zorunda kalmış.

Mika’nın üçüncü albümü The Origin Of Love aslında geçtiğimiz yıl Eylül’de İngiltere’de piyasaya çıktı. Epey zaman geçmiş olmasına rağmen, bu hafta sonu İstanbul’da ikinci kez konser verecek olmasından ötürü, Mika’yı ve albümünü büyüteç altına almak istedim.
İlk albümü Life In Cartoon Motion dünya çapında 6 milyona yakın satış yapınca, hemen kendi plak şirketini kuran Mika, ikinci albümü The Boy Who Knew Too Much’ı kendi plak şirketinden çıkarttı.

Eminim Mika ismini duyduğunda tıpkı bana olduğu gibi herkesin aklında bir müzik türü beliriyor. Neşeli, yüz güldüren, enerjik bir ses Mika. Giyim tarzından, şarkılarındaki özgürlük serzenişine tamamen kendi tarzını belli ediyor.

Mika 3. albümü The Origin Of Love’da tür değiştirip, tekrardan Amerika’yı keşfetmiyor, bildiği yoldan ilerlemeye devam ediyor. Daha profesyonel ve kendinden emin bir şekilde geri dönüyor. Albümün Deluxe versiyonunda şarkıların akustik versiyonları ve bazı remiksler yer alırken, birçok sanatçının yapmak için büyük prodüksiyonlar ve paralar harcayacağı bir şey yaparak, albümün İtalyanca ve Fransızca versiyonlarını da çıkartıyor. Aynı anda 3 albüm çıkartmak gibi bir iş, plak şirketini takdir etmek lazım.





1,5 sene hiç bir şey yazamadan kitlendiğini söyleyen Mika, aynı dönemde bir de ayrılık yaşadığını anlatmış. Tüm bunların üzerine kız kardeşi kaza sonucu camdan düşüp ciddi şekilde yaralanmış. Olayların üzerinden birkaç ay geçince, birine aşık olduğunu söyleyen Mika albümün ilk şarkısı The Origin Of Love’ı yazmış. Mika, “herkesin aksine ben mutsuz veya aşk acısı çekerken güzel şarkılar çıkartamıyorum, benim durumum daha tuhaf, çok mutluyken veya aşıkken daha harika şarkılar yazabiliyorum” demiş.

Ortalık sakinleyip, hayat yine eskisi gibi akmaya başlayınca, oturup bunun keyfini sürmek yerine toplanıp Montreal’e Nick Littlemore (Empire Of The Sun) ile görüşmeye gitmiş. Bir öğlen Nick ile telefonda konuşup, bileti alıp Kanada’ya uçan Mika, gittiği gün 3. albümün bir şarkısını hemen tamamlamış. Ancak 7 ay sonra evime döndüm diyen Mika, elinde yeni albümü “The Origin Of Love” ile daha mesut döndüğünü söylemiş.

Mika 17 Mart Pazar günü Küçük Çiftlik Parkında 2. Kez İstanbul’da sahne alacak. Hava biraz soğuk olabilir, ama konserle o havadan eser kalmayacağına eminim.

YILDIZLAR:

The Origin Of Love

Lola

Stardust   (Sözleri tipik Mika, müzik de tipik Benny Benassi )

Kids

Popular Song

Celebrate

OSCAR’IMI VERDİM GİTTİ:


Underwater (Bence albümün en ayrık şarkısı, ne çok neşeli, ne çok melankolik)

Overrated

SAHNEDEN KULİSE:

• Michael Jackson The Immortal World Tour – Cirque Du Soleil @ Ülker Sports Arena, İstanbul, 15-17 Mart
İçimdeki MJ aşkı bambaşka. Keşke kendisi hayatta olsa da, bu harika şovu ondan canlı canlı bir konserinde izleseydik. Türkiye’ye sadece 5 gösteri için gelen bu şovu kaçırmamanız dileğiyle.

• Zülfü Livaneli @ Anadolu Gösteri Merkezi, Ankara, 15.03.2013, 20.30
26. albümünü tamamlamak üzere olan Zülfü Livaneli’nin, yeni şarkılarını da ilk kez seslendireceği bir konser olacak. 26 albüm rakamsal olarak inanılmaz geliyor kulağa, benimse aklımda U2 konserindeki Bono ile olan sürpriz performansı var.

• Vega @ Bronx, İstanbul, 16.03.2013, 22.00
Son dönemde Badem, Kargo, Nilüfer ile yaptıkları şarkılarla Vega’ya olan özlemin ne ciddi bir boyutta olduğunu tekrar fark ettim. Keşke yeni bir albüm yapsalar da zevkten dört köşe olsak.  Bronx konseri Vega’yı özleyen herkes için harika bir Cumartesi programı olabilir.

Mutlak Kulak’ın incisi farkında olmadan Karışık Kaset listeleri oldu diyebilirim. Köşenin en ilgi çeken kısmı olmaya devam ediyor.
16 Mart’ta İstanbul’da, 18 Mart’ta Ankara’da Avea Sıra Dışı Müzik Konserleri kapsamında Sezen Aksu, Fahir Atakoğlu ve Ara Dinkjian iki özel konser için bir araya geliyorlar. Bu konser haberini görünce istedim ki, Karışık Kaset bu hafta özel bir Sezen listesinden oluşsun. Hatta bu listeyi de hakiki bir hayranı yapsın istedim.

Bir kişinin sanatçıya küçüklüğünden beri hayran olup, yetişkin bir birey olduğunda bile hala aynı heyecanla her konserine gittiğinde şarkılarda gözlerinin dolması, hakkında herhangi bir kötü haber duyunca üzülüp yüzünü asması, eğer gerekiyorsa onun hakkını her ortamda savunması gerçek bir hayranın portresi nazarımda.

Sezen Aksu’nun koyu bir hayranı olan ben, Aslı Ensari Sel’i tanıyınca kendi hayranlığımın hafif kaldığını gördüm. Listenin onun elinden çıkması, unuttuğum birçok şarkıyı tekrar hatırlattı bana.
Aslı listeyle birlikte şu kısa notu da eklemiş;

Listedeki 20 şarkı iç sızısı ile; 23 adet albümden, 300'ün üzerinde  söz-müzik ve sesin Sezen Aksu'ya ait olduğu, 800'den fazla eser arasından,  “Sen Ağlama- Ağlamak Güzeldir- Git - Geri Dön - Unut - Geni Unutma -Küçüğüm - Masum Değiliz - Deli Kızın Türküsü - İkinci Bahar - Değer mi - Ünzile - Firuze - Büküm Büklüm”  gibi yüzlerce potpurinin "zaten hepimizin içinde" düşüncesiyle yapılmıştır.

Keyifli dinlemeler…

1. Kusura Bakma - Kusura Bakma 76'
2. Kaybolan Yıllar - Kaybolan Yıllar 77'
3. Minik Serce - Serce 78'
4. Hata - Sevgilerimle 80'
5. Biliyorsun - Ağlamak Güzeldir 81'
6. Tükeneceğiz - Sen Ağlama 84'
7. Seni Kimler Aldı - Gülümse 91'
8. Kalbim Ege'de Kaldı - Deli Kızın Türküsü 93''
9. Son Sardunyalar - Işık Doğudan Yükselir 95'
10. Yalnızlık Senfonisi - Düş Bahçeleri 96'
11. Tutuklu - Adı Bende Saklı 98'
12. Sarı Odalar - Sarı Odalar 99'
13. Hayat Sana Teşekkür Ederim - Deliveren 00'
14. Şarkı Söylemek Lazım - Şarkı Söylemek Lazım 02'
15. Farkındayım - Yaz Bitmeden 03''
16. Ahdım Olsun - Bahane 05'
17. Gidemem - Kardelen 05'
18. Yol Arkadaşım - Deniz Yıldızı 08'
19. Sorma - Yürüyorum Düş Bahçelerinde 09'
20. Vay - Öptüm 11'