Güncelleme Tarihi:
Cazın efsanevi isimlerinden, Amerikalı basçı Ray Brown bir röportajda “Kontrbası gitar gibi çalan çocukları keyifle dinliyorum, buna karşın eskisi gibi ritme odaklanarak çalmayı tercih ediyorum; iyi bir tını eşliğindeki ritmin yerini hiçbir şey tutmaz. Kalp atışı gibidir” demişti...
Ozan Musluoğlu, Ray Brown’ın yolundan yürüyen gençlerden. Cazın takım işi olduğunu, sohbete benzediğini, ancak tüm katılımcılar fikirlerini aktardığında sohbetin zenginleşeceğini düşünüyor. Kontrbasın geri planda kalıp, müziğin nabzını tutması gerektiğine inanıyor: “Kontrbas öncelikle görevini yapmalı, ortak üretilen müziğe hizmet etmeli. Dizginlenmeyen egolar müziğe zarar verir. Bugüne kadar çaldığım tüm topluluklarda basçılığımı gösterme çabasına girmek yerine, ortak müzik üretmeyi, güzel bir uyuma ulaşmayı hedefledim. Solo sırası geldiğinde fırsatı en iyi şekilde değerlendirmek yeterli... Tercihim biraz da karakterimle ilgili...”
Geçen hafta piyasaya çıkan dördüncü albümü ‘My Best Friends Are Vocalists / En İyi Arkadaşlarım Vokalistler’ bu yaklaşımın ürünü. Kapağında Musluoğlu’nun fotoğrafını görüyorsunuz, 12 besteden 4’ünde adını okuyorsunuz, fakat icrada gitar gibi bas çalan, her fırsatta ortaya çıkan bir kontrbasçı duyamıyorsunuz...
Tıpkı örnek aldığı Ray Brown gibi... 70’ine merdiven dayamış Brown, 1994’te ‘Some of My Best Friends’ serisine başlamış, 2002’deki ölümüne kadar piyanist, saksofon, trompet ve gitarcılarla, vokalistlerle birer albüm kaydetmişti. Ve hiç birinde kendisini gösterme çabasına girişmemişti.
Oysa piyanist Kerem Görsev’e sorarsanız, Türkiye’nin en iyi üç genç caz kontrbasçısından biri Musluoğlu. “Kendisini en hızlı geliştiren 5 Türk cazcısını sıralamamı isteseniz, mutlaka Ozan’dan bahsetmem gerekir” diye ekliyor Görsev...
İKİ GÜNDE KAYDEDİLDİ
Musluoğlu, ‘My Best Friends’ serisinin ilk albümünü 2012’de 12 piyanistle kaydetmişti. Caz çevrelerinde ilgiyle karşılanan bu CD’den iki yıl sonra serinin ikinci projesi, şarkıcılar gündeme geldi... “2014 baharında Dünya Caz Günü vesilesiyle İstanbul’da bir konser verdik. Beş vokaliste eşlik ettiğimiz konseri kısa süre sonra tekrarladık.Projede yer alanlar çok mutlu oldu, albüme dönüştürme fikri oluştu. Sonbaharda çalışmalara başladık. Geçmişte birlikte çalıştığım, bende anısı olan müzikçilere projeden bahsettim. Kendi besteleri ya da sevdikleri eserlerle albüme katılmalarını önerdim. Tek sorun 28 müzikçiyi aynı tarihte stüdyoda bir araya getirmekti. İleri tarihe stüdyo günü alınca sorun çözüldü. Çekirdek ekibi oluşturan beşliyle bir prova yaptık, ertesi gün stüdyoya girdik. İki günde, toplam 20 saatte 12 parçanın ses ve video kaydı aynı anda tamamlandı.”
24 Mayıs’ta, İTÜ MİAM Stüdyoları’ndaki kaydın ilk gününe deprem sürprizi damgasını vurdu. Semadirek Adası’nın açıklarında meydana gelen 7 kuvvetindeki deprem İstanbul’u sarsınca, stüdyodaki kumanda masası kilitlendi.
‘My Best Friens Are Vocalists’ tam bir imece ürünü. Sekiz şarkının sözlerini, altısının müziğini eseri seslendiren şarkıcılar yazmış. Toplam 12 eserden 4’ü Ozan Musluoğlu’nun bestesi. “Küçük, butik projeler hazırlar, erişilir hayaller kurarım. Bu kez sonuçlar hayallerimin ötesine geçti” diyor Musluoğlu. “Albümün Sony etiketiyle piyasaya çıkması aklımın ucundan geçmezdi. Video kliplerden bir tanıtım hazırlayıp sosyal medyada yayımlamıştık, bunu görmüşler, içeriğine hiç müdahale etmeden yayımını üstlendiler. Bu albüm dostluğu, dayanışmayı vurgulayan bir projeydi. Geçen hafta İş Sanat’taki ilk tanıtım konseri sırasında sanatçı arkadaşlarımın sahnedeki, kulisteki iletişimi beni çok mutlu etti. Dinleyicilerin dakikalarca ayakta alkışlaması projenin amacına ulaştığını gösteriyordu, zorlu çalışmanın ödülü oldu...”
İKİ CAZ USTASI
MUSLUOĞLU'NU ANLATTI
ÖNDER FOCAN: Ozan, teknik açıdan son 3-4 yılda kendisini çok geliştirdi. Soloları dikkat çekiyor. Ayrıca üretken bir müzikçi. Birlikte çalmaktan zevk aldığım basçılar arasında.
NEŞET RUACAN: Çalışkan bir müzikçi. Güzel projeler üretiyor, bunları sorunsuz gerçekleştirmeyi başarıyor. Son albümü, katılımcıları onore edecek inceliklerle dolu. Kontrbasçı olarak da önemli bir özelliğe sahip: Kuzey Cazı ile moda olan aşırı uzun, yayılmış seslerden uzak duruyor.
İLK GİTARINI BİSİKLET TELİ
CİVİ VE KALASLA YAPMIŞTI
Ozan Musluoğlu (37), Almanya doğumlu. 10 yaşında İstanbul’a döndü. Heavy metal grubu Iron Maiden ve ünlü basçısı Steve Harris’in etkisiyle müziğe yöneldi. 16 yaşında, bir kalasa çaktığı bisiklet freni teliyle müzik yapmaya çalıştığını gören babaannesi aldı ilk bas gitarını. Aynı yıl evi terk etmesi, babaannesinin yanına sığınması gerekti. 2000 yılında Bilgi Üniversitesi’nin caz bölümüne başvurdu. Tam burslu kabul edildi. Kısa süre sonra kontrbasa geçti. Volkan Hürsever, James Lewis ve Kürşat And’ın öğrencisi oldu. Bir yandan da ska ve punk rock grubu Athena’da çaldı, Eurovision’a katılan ekipte yer aldı. “Eğitim sürecinde en çok zamanımı alan, yanlış öğrendiklerimi unutmak ve düzeltmekti. Hocam Arda Agoşyan üç ay kontrbasa dokunmamı yasaklamıştı” diyor öğrencilik günlerinden bahsederken.