Özal, Ruhban Okulu’nu açardı

Güncelleme Tarihi:

Özal, Ruhban Okulu’nu açardı
Oluşturulma Tarihi: Aralık 20, 2004 00:00

Özel yatıyla sürdürdüğü dünya turuna mola verip Ä°stanbul’a gelen Koç Holding Åžeref BaÅŸkanı Rahmi Koç, Ruhban Okulu’nun açılmasını önerdi.Rahmi Koç’a Nazenin IV’le çıktığı dünya turunun çok yaradığı, yüzünden okunuyor. Bunda belki de yeni restore ettirip taşındığı, buram buram tarih ve sanat kokan 200 yıllık Kont Ostrorog Yalısı’nın da payı var, kim bilir? Rahmi Koç’la Koç Holding’in NakkaÅŸtepe’deki merkezinde buluÅŸtuk, Ostrorog Yalısı’nda kahvaltı yaptık. Huskie cinsi köpeÄŸi Çakır’ı dayanımıza alıp Rahmi Koç’un kaptanlığında Maviden’le Rumelihisarı’na geçtik. Saatler boyu zaman fukarası iÅŸadamına aklıma gelen her ÅŸeyi sordum, hepsine tek tek cevap verdi. Dış görünüşünden kendisi de ÅŸikayetçi; Rahmi Bey o kadar arkadaÅŸ, o kadar alçakgönüllü, o kadar sıcak ve samimiydi ki... Rahmi Koç’u ilk defa bu kadar yakından tanıyacaksınız. Hacı Bayram Veli soylu Rahmi Koç neden Fener Rum PatriÄŸi Bartohomeus’la bu kadar sıkı fıkı dosttur diye merak edenlere... - Biz ne dersek diyelim, Fener Rum PatriÄŸi Bartholomeus’u bütün dünya ekümenik olarak tanıyor. Türkiye’ye gelen birçok devlet ve hükümet baÅŸkanı gelir gelmez onu ziyaret ediyor. Ben patriÄŸi, papa ile bir tutuyorum; papa o dinin başı olarak Ä°talya’ya ne getiriyorsa, patrik de Türkiye’ye onu getirebilir, iyi kullanabilirsek. Ben senelerce Türk-Yunan Ä°ÅŸbirliÄŸi Konseyi BaÅŸkanlığı yaptım Yener Bey. O zamanlar Patrik hazretleri yeni gelmiÅŸti, onunla dostluk geliÅŸtirirsem belki iki ülke arasındaki iÅŸbirliÄŸine yardımcı olur diye düşündüm. Patrik nüfuzlu bir insan, kendisini ziyaret ettim, böylece dostluÄŸumuz baÅŸladı. O da gelip beni ziyaret etti, lütfedip evimize yemeÄŸe geldi. Ondan sonra o kadar ahbap olduk ve seviÅŸtik ki, kardeÅŸlerimin rahatsızlığında, vefatlarda 4 defa ziyaretimize geldi. Benim tanıdığım Bartholomeus, fevkalade Türk dostudur. Türk vatandaşı olmakla da iftihar eder, çok akıllı bir adamdır. Bu memleketin uzun vadeli dünya çapındaki menfaatleri açısından onu karşımıza deÄŸil, yanımıza almalıyız. Mesela patrik yurtdışına giderken kendisine Yunanistan uçak tahsis ediyor, niye bizimkiler vermiyor? Bartholomeus neden Havana’ya, Roma’ya, New York’a Türk Hava Yolları’yla inmesin? Böyle yapsak bizim için çok büyük prestij unsuru olur. Türk vatandaşı papaz yetiÅŸmesi için ruhban okulunun açılması lazım, yoksa ithal edip Türk vatandaşı yapacaklar. Niye papazlar Türk görgüsü, ádeti, saygısıyla yetiÅŸmesin? Rahmetli Özal saÄŸ olsaydı çoktan açılmıştı, Tayyip Bey’in de buna sıcak baktığını zannediyorum. Ayrıca AB ülkelerinin hepsinde isteyen, istediÄŸi okulu rahatlıkla açıyor, bunu da unutmayalım.AIDS korkusuyla ABD’de kan almadım- Mustafa New York’ta by-pass ameliyatına girerken heyecanımı belli etmemeye çalıştım. Ben de 1984’te aynı ameliyatı geçirdim, o zaman da babam beni merak etmiÅŸti. Ä°nsan ameliyatta babasının ne kadar merak ettiÄŸini, ancak kendi oÄŸlunda yaÅŸayarak öğrenebiliyor. Kalp damarı tıkanmaları, enfarktüs, Mustafa’nın yaşındakilerde çok tehlikeli olabiliyor, aniden felç gelme ihtimali var. Neyse ki Mustafa’nın rahatsızlığı zamanında teÅŸhis edildi. Mehmet Öz, kalbi durdurup Mustafa makineye baÄŸlamadan ameliyat etti. Ya beyefendininki... - Benimkinde ise kalbimi durdurup makineye baÄŸladılar. O sıralarda AIDS meselesi yeni yeni baÅŸlamıştı, ‘Ne olur, ne olmaz, ben Amerika’dan kan almam. Kendi kanımı temizleyip yeniden bana verin’ dedim. MeÄŸer kan vücuttan çıkınca bir saat içinde içindeki demir zayıflarmış. Ameliyatım bitti, kanımdaki demiri kuvvetlendirmek için ilaçlar verdiler, onlar da kalp ilaçlarına ters etki yaptı. MüthiÅŸ kramplar geldi, çok acılar çektim, çok sıkıntılı günlerdi. Rahmi Koç’un hayal kırıklıklarıRahmi Koçlar’ın da hayalleri, düşleri vardır, hayal kırıklıkları olduÄŸu gibi. - Armatör olmayı çok isterdim Yener Bey. Konu 1963’te idare meclisimize geldi, bir oyla kaybettim. Vehbi bey de taraftar olmadığı için kaybettim, o tarihlerde 5-6 gemi almış olsaydık çok iyi olurdu. Bu kadar mı?- Daha sonra bankacılığa girelim dedim, ona da hayır dediler. Rahmetli babamda hep ‘Bankacılığa girersek bize öbür bankalar kredi vermez’ diye bir düşünce vardı. Halbuki tam aksini gördüm ben, rahmetli Sakıp Sabancı bir odaya girdiÄŸi zaman, elini öpmeye kalkan bankacılar oluyordu. Ona kredi vermek için adeta birbirleriyle yarışırlardı. Ondan sonra bir büyük gazeteyi satın alma teklifini getirdiler, babam ona da müsaade etmedi. Dahası da mı var?- Sonra Çukurova Elektrik’i getirdiler, onu da kaçırdık. Atatürk Barajı’nı o zamanki parayla 100 milyon lira farkla kaçırdık. Derken Telsim’i getirdiler, Siemens’le beraber. Tam konuyu kendi aramızda müzakere ederken bir bakan, ‘ÖzelleÅŸtiÄŸi gün 500 milyon dolar ödenecektir’ diye bir madde ilave etti. Ä°kinci sene için 300 bin abone öngörülünce rakamlar birbirini tutmadı. Vehbi Bey ‘BaÅŸkaları bu parayı ödemez ama, biz böyle bir ÅŸey yapamayız, bu iÅŸe girmeyelim’ dedi. Biliyorsunuz, alanlar 500 milyon doları ödemedi.YARIN: OSTROROG YALISINI NASIL SATIN ALDIMÂ
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!