Paylaş
Özellikle kadınlarda menopozla birlikte osteoartrit sorunu, yaşam keyfini bir hayli kaçırır. Temel sorun yaşlanmayla birlikte eklemlerde yastık görevini yapan kıkırdak dokusunun aşınmasıdır.
Geceleri eklemlerinizdeki ağrılar nedeniyle uyuyamıyorsunuz. Sabahları hareketlerinizdeki güçlük ve eklemlerinizdeki şişme canınızı oldukça sıkıyor. Adeta “pas tutmuş” gibisiniz. Gün içerisinde yavaş da olsa hareket kısıtlılığınız azalıyor.
Aslında sorun, öyle pek yeni de değil. Birkaç yıldır yürürken, merdiven çıkarken diz eklemlerinizde ağrılar oluştu.
Başlangıçta pek önemsemediğiniz bu ağrılar birkaç ay içinde kalça eklemlerinize, omuz, el, bilek, dirsek ve hatta sırt eklemlerinize kadar yayıldı.
Şimdi artık neredeyse parmak eklemlerinizin bile ağrıdığından yakınıyorsunuz.
Yukarıdaki sorunlar erkeklerde 50 yaş, kadınlarda 40 yaş civarında belirir. Özellikle kadınlarda menopozla birlikte osteoartrit sorunu, yaşam keyfini bir hayli kaçırır. Temel sorun, yaşlanmayla birlikte eklemlerde yastık görevini yapan kıkırdak dokusunun aşınmasıdır. Bu elastik yastığın yapısının bozulması ve zamanla yok olması, eklem yüzeylerinde sürtünmelere, aşınmalara, kırılmalara sebep olur. İşte yaşamınızı berbat eden, canınızı yakan bu ağrıların nedeni, eklem yüzeylerindeki sürtünmelerdir.
KADINLAR RİSK ALTINDA
Osteoartrit sorunu kadınları daha çok ilgilendirir. Menopoz dönemine girilmesiyle bu sorun daha da sıklaşır ve ağırlaşır.
Pek çok çalışmada, genetik eğilimin etkin olabileceğini gösterilmiştir.
Eğer annenizde, babanızda ve yakın akrabalarınızda osteoartrit yoğunsa sizde de ortaya çıkma olasılığı fazladır.
Kilo fazlalığı ve şişmanlık, özellikle diz, kalça ve bel eklemlerinde osteoartritin daha erken ortaya çıkmasına, hızlı ve ağır seyretmesine yol açar.
Eğer düzenli egzersiz ve fiziksel aktivite alışkanlığını erken yaşlarda edinmemiş, hareketsiz bir yaşam sürdürmüşseniz, eklemlerinizi ve birlikte görev yaptığı kas ve bağları yeterince güçlendirmemişseniz osteoartrit riskiniz daha yüksektir.
NE YAPMALI
Osteoartritle mücadelede en önemli yaklaşım “yükünüzü artırmamanız”dır.
Alacağınız her kilonun diz, kalça ve bel eklemlerinize yük bindireceğini unutmayın. Vereceğiniz her kilo ve bel çevrenizdeki her santim incelme, riskinizi azaltacaktır. Eklemlerinizi desteklemek için kıkırdak hasarını engelleyen ve osteoartrit riskinizi neredeyse üç kat azaltan C vitaminini yeterli miktarda almalısınız.
D vitamininin kemiklerinizi güçlendireceğini ve hastalığın gidişini yavaşlatabileceğini unutmamalısınız.
Eklemlerinizi korumak için yaralanmalardan kaçınmalısınız. Erken yaşlarda dizlerini yaralayanlarda ileri yaşlarda osteoartrite yakalanma olasılığının 2-3 kat artacağı belirlenmiştir.
Bilinçsiz yapılan bazı egzersizlerle de eklemlerinizi zorlayabilirsiniz.
Bu nedenle yaptığınız egzersiz türüne dikkat etmeli, orta ve ileri yaşta ilk kez egzersize başlıyorsanız, doktorunuzdan, egzersiz fizyolojistlerinden veya fizyoterapistlerinden yardım istemelisiniz.
Eğer eklemleriniz yaralanmışsa ilk önlem olarak dinlenme, buzla kompres yapma ve incinen yeri yukarı kaldırma gibi çözümleri hatırlamalısınız.
Sorun kısa sürede iyileşmezse bir doktordan yardım talep etmelisiniz. Gecikme veya yanlış tedavi ekleminizde daha sonra osteoartrit oluşmasına sebep olabilir.
Eklemlerinizde herhangi bir yaralanma, o ekleminizin dinlenmesini zorunlu kılar. Ama dinlenmeyi fazlaca uzatırsanız yürümeye başladığınızda problem yaşayabilirsiniz. Bu nedenle eklem hareketsizliğini uzatmamanızda ve istirahat ederken bile egzersiz fizyolojistinizin önerdiği bazı hareketleri zaman zaman yaparak eklem hareketliliğini korumanızda fayda vardır.
Osteoartrit yaşlılık döneminizin en önde gelen sağlık sorunlarından biridir.
Eklemlerinize gözünüz gibi bakmalı; ağrı, hareket kısıtlılığı, şişlik, kızarıklık gibi eklem sorunlarınızı doktorunuza bildirmekte geç kalmamalısınız. Eğer mutlu, keyifli bir yaşlılık düşünüyorsanız, bunun sizi -canınızı yakmadan- sağlıkla taşıyan eklemlerle olabileceğini unutmamalısınız.
UYGUN TEDAVİ HANGİSİ
Ağrı kesici ilaçlar başlangıçta çoğu kez yeterlidir. Kullanacağınız her türlü ilaca sadece doktor önerisiyle başlamalısınız.
Özellikle önceden belirlenmiş bir karaciğer sorununuz varsa ve alkol kullanıyorsanız dikkatli olmalısınız. Bir süre sonra aspirin, ibuprofen, diklofenak, naproksen ihtiva eden daha etkin ilaçlara ihtiyacınız olacaktır. Bu ilaçlar, özellikle 60 yaş üzerindeyseniz midenizi tahriş edebilir ve kanamaya yol açabilir. Doktorunuz tedavinize mide koruyucu ilaçlar ekleyebilir.
DESTEKLER İŞE YARAR MI?
Pek çok çalışmada osteoartriti önlemede ve tedavide glukozamin ve kondroitin sülfat desteğinin yararını düşündüren veriler saptanmıştır.
Glukozamin, eklem kıkırdağının bileşenlerinde yer alan birçok kimyasalın yapıtaşıdır.
Glukozaminin yaşlanmayla ilişkili romatizmal bir hastalık olan osteoartrite bağlı eklem ağrılarını azalttığını, eklemleri kıkırdak hasarından koruduğunu gösteren çok sayıda çalışma yayımlanmıştır.
Bu nedenle de iç hastalıkları, romotoloji ve ortopedi uzmanlarının reçetelerinde sık sık yer almaktadır. Günde 2 doz şeklinde toplamda 1500 mg alınması tavsiye edilmektedir.
Kan şekerini artırabildiğinden, diyabetlilerin dikkatli olmaları gerekmektedir. Kabuklu deniz hayvanlarından elde edilen bu desteği, bu hayvanlara alerjisi olanların ve mide sorunu bulunanların dikkatli kullanmaları gerekir.
Glukozamin içeren desteklere çoğu kez “kondroitin” de katılmaktadır. Kondroitin de eklem kıkırdağında doğal olarak bulunan bir maddedir.
Kıkırdağa esneklik kazandırdığı yıkıcı ve yıpratıcı etkilerinden koruduğu düşünülmektedir. Önerilen dozu günde 2 kez toplam 1200 mg’dır.
Her iki desteği de doktorunuz önermedikçe kullanmamalısınız. Size yararlı olup olmayacağını doktorunuzla konuşmalısınız.
Paylaş