Güncelleme Tarihi:
Okuma alışkanlığı kazanmak için kuşkusuz, en ideali işe küçük yaşta başlamak. Ancak ilerleyen yaşlar da bu alışkanlığı edinmek için geç değil. Özellikle sınavlara hazırlanan gençler, bu sizin için kaçınılmaz bir hedef olmalı. Çünkü okuma alışkanlığı, akademik başarıyı artırdığı gibi, sınavlarda hızlı ve doğru soru çözme konusunda da önemli etkiye sahip. Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bülent Yılmaz, bu etkileri, okuma alışkanlığı kazanılması için yapılabilecekleri bakın nasıl anlatıyor.
BEYNİMİZİ OKUYARAK BESLERİZ
Okuma alışkanlığına sahip bir kişinin genel olarak her konuda anlama ve kavrama kapasitesi gelişir. Okuma alışkanlığı, kişinin düşünme gücünü, zihinsel işlem becerisini artırır. Kavrama, anlama ve çözümleme zihnin bir işlevi. Vücudumuzun fiziksel gelişimi nasıl ki aldığımız gıdalara bağlıysa, iyi beslenince sağlıklı bir gelişme ve büyüme süreci yaşarsak; zihnin de beslenmesi ve geliştirilmesi gerekir. Zihin, bilgi ile beslenir. Okumak, bilgilenmenin en önemli yollarından biri.
DOĞRU VE HIZLI ANLAMADA ETKİLİ
Sınav, her şeyden önce soruları doğru ve hızlı biçimde kavramayı ve anlamayı gerektirir. Zihinsel kapasitesi gelişmiş bir öğrenci ile daha az gelişmiş birinin, soruyu anlama hız ve doğruluğu farklı olur. Dolayısıyla okuma alışkanlığının sınav başarısındaki ilk etkisi, soruları doğru ve hızlı anlama konusunda yaşanır. Üstelik, bu anlama işlevinin sadece Türkçe ve sosyal nitelikli dersler için değil, hatta belki de daha çok fen-matematik ağırlıklı dersler için de geçerli olduğu unutulmamalı.
SORU ÇÖZME HIZINI DA ARTIRIR
Okuma alışkanlığı kişide çözümleme becerisini de doğal olarak artıran, çabuk ve doğru kararlar verdiren bir olgu. Bu alışkanlık öğrencinin sınavda soruyu çözme hızını ve becerisini geliştirir.
HAFIZAYI GÜÇLENDİRİR
Zihnin en önemli parçalarından ve işlevlerinden birisi hafıza ve dolayısıyla hatırlamak. Yaptığımız her eylem için beyinde başvurulan ilk yer hafızadır. Soru(n) çözme belleğin hızla taranmasına ve varsa oradaki bilginin kullanılmasına dayanır. Eğer hafızanızda bilgi yoksa soruyu çözemezsiniz. Ancak bunun sadece belleğinizde olması yetmez, hatırlanması da gerekir. Okuma alışkanlığının hafızayı hem yeni bilgilerlebesleyen, hem de hatırlamayı güçlendiren bir etkisi var. Ne kadar hızlı ve doğru hatırlarsanız, o kadar hızlı ve doğru soru çözersiniz. Alzheimer hastalarına kitap okumalarının önerilmesi bu yüzden. Ayrıca hafıza sadece bir hatırlama işlevini güçlendirmez, aslında orası beynin bilgi işlem merkezi gibi çalışır. Bu açıdan da okuma bilgi işlem kapasitemizi artırır.
NE KADAR SÖZCÜK O KADAR GELİŞİM
Bir beynin gelişmişliği, sahip olunan farklı sayıda sözcük sayısı ile doğru orantılıdır. Fazla sayıda sözcüğe sahip bir beyin, daha hızlı ve doğru işlem yapar. Okuma alışkanlığı kelime hazinemiz ve dil becerilerimizi geliştirerek de sınav başarımızı doğrudan olumlu biçimde etkiler. Her şeyin ötesinde son yıllarda üniversite sınavlarında dereceye girmiş öğrencilerin neredeyse tümü,bunu düzenli ve disiplinli çalışmalarının yanı sıra okuma alışkanlılarına da borçlu olduklarını sık sık söylüyor.
OKUMA ALIŞKANLIĞI KAZANMAK İÇİN GEÇ DEĞİL
Okuma alışkanlığı kazanılması için hiçbir zaman geç değil. Elbette alışkanlıkların asıl edinildiği yaşlar çocukluk dönemi. Ancak her zaman okuduğumuz kitap işe yarar ve bu beceriyi her dönemde edinebiliriz. Bu konuda en önemli rol, önce anne-babaya; sonra da öğretmene düşüyor. Unutmayın, okumak yeni pencereler açarve gerçeği ancak dört tarafı pencereli bir odadan tam olarak görebiliriz.
Başarıyı yüzde 35 artırıyor
Okuma alışkanlığı olan öğrenci bir soruyu daha çabuk ve daha doğru anlar. Daha hızlı ve doğru çözer. Çözüm için önce kavramak sonra da hatırlamak gerek. Okuma her iki kapasiteyi de geliştiren bir zihinsel etkinlik. Somut olarak söylemek gerekirse, yapılan araştırmalar, okuma alışkanlığının eğitimde başarıyı yüzde 35 artırdığını ortaya koyuyor. Her soruda yüzde 35 zaman kazandığınızı düşünürseniz, bunun bir sınavda ne kadar büyük anlam taşıdığını algılayabilirsiniz. Bizim Ankara’da 2013’te 8’inci sınıf öğrencileri üzerine yaptığımız bir araştırma sonuçları da bunu destekler nitelikte. Öğrencilerin okul başarı notu ve teşekkür-takdir belgesi almaları ile okuma alışkanlığı arasında doğru orantılı bir ilişki saptadık. Bu alışkanlık artıkça öğrencilerin akademik ortalamaları ve teşekkür-takdir belgesi alma oranları da yükseliyor. Bu ilişkiyi pekala sınav başarısı için de düşünebiliriz. Zaten akademik başarıyı ölçmede kullanılan temel ölçüt, sınav notlarıdır. Dolayısıyla okuma alışkanlığı sınav başarısını yüzde 35 artırır, demek yanlış olmaz.
Öğrenci olarak payınıza düşen görevler var
Her gün süresi hiç önemli değil, 5 dakika, yarım saat, bir saat kitap okuyun. Sıkıldığınızda bırakabilirsiniz. Hoşuna giden konularda okuyun. Otobüste, okulda, durakta, evde, tatilde her yerde okumaya çalışın. Bundan zevk alın. Çünkü okumak son derece zevkli bir şey. Başlangıçta bunu anlamasanız da, bir süre sonra mutlaka bu zevki tadacaksınız. Okuduklarınızı mutlaka arkadaşlarınızla paylaşın. Okul ve halk kütüphanelerine kesinlikle üye olun. Kitapçı ziyaretleri yapın; kitap fuarı, yazar söyleşilerine katılın. Genel olarak sosyal yaşamı güçlü öğrencilerin daha çok okudukları bilinir. Televizyon, bilgisayar, cep telefonu ile okuma arasında zamanınızı dengeli biçimde paylaştırın. Televizyon izlemede seçici olun. Sinema, tiyatro, konser, konferans, folklor, spor gibi sosyal etkinlikleri bolca gerçekleştirin.
Öğrencilerinize rol model olun
Öğretmenler, öğrencilerin okuma ilgilerini doğru keşfetmeli, izlemeli ve desteklemeli. Anne ve babadan sonra model olma işlevi öğretmene geçer. Okuyan, kütüphane kullanan bir öğretmen modelinin, öğrencilerinin okuma alışkanlığı edinmelerinde büyük etkisi olur. Sınıfta güzel edebiyat eserlerini ders havası dışında okumak ve üzerine konuşmak, okuyan öğrencileri övmek, ödüllendirmek, onlar için doğru ve nitelikli eserler seçmek, sınıf kitaplığı ve okul kütüphanesi oluşturmak yapılabilecekler arasında.
Çoçuğunuzu kitapla ödüllendirin
Evde kitaplık olması, bebeklik ve çocukluk döneminde ona kitap okumak, onu kitapçıya, kütüphaneye götürmek-üye yapmak, okuyarak model olmak, ödüllendirmek için zaman zaman kitap hediye etmek, okuduğu için övmek, televizyon, bilgisayar ve okuma arasında bir denge kurmalarına yardımcı olmak; anne-babaların yapabilecekleri doğrulardan birkaçı.