Paylaş
Yüksek lisans mezunuyum, ilkokul mezunu hizmetli maaşından az maaşım. Ek ders ücreti, 45 dakika 30 kişiye ders anlatmanın ücreti 7.3 TL ve öğretmenlerin yarıdan fazlası ek ders ücreti almıyor. İki gün hastalan rapor al, tüm hafta ek dersin kesilir.
Sayın Başbakan ‘15 saat çalışıyorsunuz, sizin ücretiniz diğer memura haksızlık diyor?’ Peki diğer memurlar 8 saatin her dakikasında iş mi yapıyor?
Mesaiden çalıp, telefonla konuşmuyor mu? Lavoboya gitmiyor mu? Mesai saatinde internette sörf yapıp oyun oynamıyor mu? Sigara molası vermiyor mu? Mesai saati içerisinde market ihtiyacını görmüyor mu? Abdest alıp namaz kılmıyor mu?
Peki imam kaç saat çalışıyor? Sadece namaz kıldırmıyor mu?’
Okur Ünal Karakaş yazıyor bunları.
Tutmuş, öğretmenlerin yaptığı bazı işleri sıralamış; hepsi de iki-üç satırlık 176 madde...
“Toplantılara katılınacak, yıllık plan yapılacak, günlük plan yapılacak, OGYE çalışmasına katılınacak, TKY çalışmalarında bulunulacak, nöbet tutulacak, sınıflar düzenlenip panolar hazırlanacak, toplantılar hafta sonları veya ders saatleri dışında yapılacak, kurumların açtığı sınavlara ucuz işgücü olarak gidilecek, seçimlerde zorunlu olarak sandık başkanı olunacak, envai çeşit tören, kutlama vb. programa katılınacak, her hafta tüm öğrenciler için ve tüm derslerde değerlendirme formları doldurulacak, kişisel dosyalar her dönem sonunda doldurulacak, öğrenci tanıma fişleri doldurulacak, sınırsız sorumluluk, öğrenci takılıp düştüğünde polise ifade verilecek. Hiçbir dayanağı olmaksızın dayakçı öğretmen olmakla suçlanılacak, öğrencilere çalışma kâğıdı hazırlanacak, öğrencilere yarın ne gibi etkinlikler yaptırabilirim diye düşünülecek, velilerle görüşülecek, teneffüslerde çocukların şikâyetleri dinlenecek...”
Daha 25 konuyu yazabildik... Yerimizin boyutunu geçiyor.
Ve son madde: “Her dönemin başında ve sonunda zümre öğretmenler tarafından müfredatı değerlendirme raporu yazılacak ama bu raporlar bir tek Allah’ın kulu tarafından adam gibi okunmayacak, öğretmenler müfredatla ilgili aynı sıkıntıları yaşamaya devam edecek.”
İşini gereği gibi yapan bu öğretmenlere üzülmemek elde değil.
Sezaryen ve kürtaj dersleri kalkacak mı
İSTANBUL Tabip Odası Yönetim Kurulu, kürtaj konusundaki sözleri üzerine Başbakan’a su soruları yöneltti:
“Tıp fakültesi müfredatını değiştirmeyi düşünüyor musunuz?
Artık sezaryen ve kürtaj dersleri kalkacak mı?
Hekimliği nasıl uygulayacağımıza ve kadınların bedenleri üzerindeki tasarruflarına artık siz mi karar vereceksiniz?
İnsan sağlığı ve kadının bedeni üzerindeki haklarının, erkek egemen söylemlerle siyasi polemiklere malzeme yapılmasından ve evrensel bilimsel değerler yerine muhafazakâr yaklaşımın gündelik yaşama müdahalesinden kaygılıyız.”
KHK DA ÇIKARILSA...
PROF. Dr. Ahmet Rasim Çokusta diyor ki:
Tarlada çalışan, evinin suyunu çeşmeden, odununu ormandan taşıyan güçlü kuvvetli, acı çekmeye alışmış çilekeş köylü kadını rahatlıkla normal doğum yapabilir; zaten de öyle yapıyor. Büyük şehir kadınlarına gelince. Ben de açıkça söylüyorum. KHK da çıkarılsa onları normal doğuma zorlayamayız. Karın ve pelvis kasları dumura uğramış, sıkınma gücü sıfıra yakın, canı tatlı, çıtıpıtı, nazenin metropol kadınlarının isteseler bile “normal doğum yapmaları mümkün değildir”.
Danton ve Balbay
(F. Almanya Dışişleri Bakanlığı Komisyonu üyesiyle ilgili ‘İki Türkiye’ (23.5.2012) yazısıyla ilgilidir.)
İZLEMİŞ misinizdir bilmem, ama Andrzej Wajda’nın filmi Danton’da yazınızdaki Mustafa Balbay’a ait şu sözlerin benzerini Danton da söyler:
“Efendim ben bu kişilerle yan yana oturmak istemiyorum, siz bu kişileri benim yanıma oturtarak onların işlemiş olduğu suçlara beni de mi ortak etmek istiyorsunuz? Ben bundan rahatsızlık duyuyorum, bu kişileri yanımda istemiyorum”. Bu bana Türkiye’de de benzer bir sürecin olduğunu düşündürdü. Filmi izleyin ve Silivri’deki mahkemelerin bir benzeri olup olmadığını sorun kendinize!
Nebi Can KÖKSAL
Biliyor musunuz
- CHP Rize İl Kongresi’ni, Ömer Şan’ın 70 oyuna karşın, İl Başkanı Hikmet Aslankaya’nın 100 oyla 4. kez kazandığını...
- KONYA Milletvekili Atilla Kart ve İstanbul Milletvekili Ayşe Eser Danışoğlu’nun Ereğli’nin il olması hakkında TBMM’ye kanun teklifi sunduklarını...
Fatih Camisi bugün açılıyor
2002 yılından beri onarılan Fatih Camisi bugün ikindi namazından sonra tümüyle ibadete açılacak. Açılışa Başbakan ve bakanların da katılacağı bildirildi. Açılıştan sonra bir fener alayı ve mehter takımı ile birlikte Ayasofya’ya kadar yürünecek.
Kayseri’den çıkarılacak dersler
YP Genel Başkanı Sadettin Tantan, terör örgütünün Kayseri Pınarbaşı’ndaki saldırısıyla Uludere arasında dikkat çekici bir paralellik kurdu. Tantan şu değerlendirmelerde bulundu:
“Kayseri olayından çıkarılacak çok dersler var. Güvenlik ağının içi AKP döneminde boşaltıldı. Teknolojik imkân ve kabiliyetler hukuk zemininde kullanılamıyor.
Bu, Kahramanmaraş’a gelen ve kontrolden kaçan aracın, Pınarbaşı’na kadar gelmesi gerçeğinde görüyoruz. Eski klasik usullerle çalışılıyor. Olay olduktan sonra
değil, olmadan önce önleyici tedbirlerinizi almanız gerekiyor. Bunun için ‘bilgi bankanız’ olması gerekiyor. Nerede bunlar? Güvenlik güçleri, arkasında siyasi bir destek göremiyor. Siyasetçi, PKK’ya ‘silahları bırakın’, BDP Milletvekili ‘gelin anlaşalım’ diyor. Bu durumda, güvenlik güçlerinin de, halkın da sahipsiz olması doğal. Ülkede güvenlik güçleri bu durumda ne kadar mücadele edecek? Yine de ediyor ve şehit oluyor. ABD’den gelecek istihbaratla mücadele edilemez.”
Paylaş