Güncelleme Tarihi:
Amerikan başkanlarının Kongre’nin Temsilciler Meclisi ve Senato ortak oturumunda yaptıkları “Birliğin Durumu” konuşmaları normalde daha çok iç politikaya ayrılıyorken, yaklaşık bir saat süren konuşmasının neredeyse yarısını dış politikaya ayıran Obama, 2008 sonunda seçilmesinin ardından yedi yıl boyunca başkanlığı döneminde izlediği dış politikaya da açıklık getirdi.
Tıpkı konuşmasının iç politika kısmında olduğu gibi dış politikada da uluslararası sistemin değişmesi gerektiğini söyleyen Amerikan Başkanı, ayrıca Cumhuriyetçi Parti’nin önümüzdeki kasım seçimlerinde başkan adayı olacağı düşünülen Donald Trump’ın Müslümanlara yönelik ayrımcı sözlerini de isim vermeden eleştirdi. Obama, ABD’nin dünyanın lideri olduğunu söylerken, yeni yüzyıldaki Amerika’nın nasıl bir liderlik politikası izleyeceğine dair şunları söyledi:
ABD EN GÜÇLÜ ÜLKE, NOKTA
“Düşmanlarımızdan duyduğunuz, onların güçlendikleri, bizim zayıfladığımız, retorikten ibaret. ABD, dünyanın en güçlü ülkesidir. Nokta. Aksi, söz konusu bile değil. Biz askeriyemize, sonraki sekiz ülkenin toplamından daha fazla para harcıyoruz. Askerlerimiz, tarihin gördüğü en iyi savaşçılar. Araştırmalar da dünyadaki algımızın göreve geldiğim gündekinden daha iyi olduğunu gösteriyor. Önemli uluslararası meseleler olduğunda dünyadaki insanlar liderlik için Pekin’e, Moskova’ya bakmıyorlar, bizi arıyorlar.
TEHLİKELİ ZAMANLARDAYIZ
Güne her gün istihbarat brifingiyle başlayan biri olarak bunun tehlikeli zamanlar olduğunu biliyorum. Ancak bu, Amerika’nın gücü azaldığından olmadı. Bugünün dünyasında şeytani imparatorluklardan daha az ama başarısız devletlerden daha çok tehdit altındayız. Ortadoğu, kökeni bin yıllık ihtilaflara dayanan, bir nesil sürecek bir değişimden geçiyor. Ekonomideki sert rüzgârlar, Çin ekonomisindeki dönüşümden. Ekonomileri buna müsait olmasa bile, Rusya, kendi uydusundan uzaklaşan Ukrayna ve Suriye’yi desteklemek için kaynaklarını akıtıyor. Ve 2. Dünya Savaşı’ndan sonra inşa ettiğimiz sistem, bu yeni realiteyle baş edebilmek için mücadele ediyor. Bu sistemi yeniden yaratmak bize bağlı. Bu da öncelikleri belirlememiz gerektiği anlamına geliyor.
HEM IŞİD HEM EL KAİDE TEHDİDİ
Birinci öncelik Amerikan halkını korumak ve terörist ağlarının peşine düşmek. Hem El Kaide hem IŞİD, halkımıza direkt tehdit oluşturuyor. Ülkemizdeki beyinleri zehirlemek için interneti kullanıyorlar ve müttefiklerimizin istikrarını bozmak için altlarını oyuyorlar. IŞİD’i yok etmeye odaklanmışken, 3. Dünya Savaşı’nın onların elinde olduğu iddia ediliyor. Ama varlığımıza yönelik bir tehdit değiller. Bu IŞİD’in anlatmak istediği hikâye. Militan toplamak için kullandıkları bir tür propaganda. Bu konuda bazı hayati müttefiklerimizi kendimizden uzaklaştıracak biçimde IŞİD’in dünyanın en büyük dinlerinden birinin temsilcisi olduğu yalanını tekrarlamaya ihtiyacımız yok. Yok edilmeleri gereken katiller, fanatikler olduklarını söylememiz yeterli.
IŞİD OLMASA DA İSTİKRARSIZLIK SÜRECEK
Dış politikamız IŞİD ve El Kaide tehdidine odaklanmalı ama orada kalmamalı. IŞİD olmadan da Ortadoğu’da, Pakistan’da, Afganistan’da, Orta Amerika, Afrika, Asya’nın bazı bölgelerinde on yıllar boyunca istikrarsızlık olmaya devam edecek. Ayrıca krize sürüklenen her ülkeyi devralıp yeniden inşa etmeyi deneyemeyiz. Bu liderlik değildir. Bu bataklığın reçetesidir. Bizi sonunda zayıflatacak biçimde Amerikan kanını, hazinesini akıtmaktır. Bu, Vietnam’dan, Irak’tan alınan derstir ve şimdiye kadar bunu öğrenmiş olmamız gerekir.
DÜNYAYI MOBİLİZE EDECEĞİZ
Ancak iyi ki, daha akıllıca bir yaklaşım var. Ulusal gücümüzün tüm unsurlarını kullanan sabır isteyen, disiplinli bir strateji. Eğer gerekli olursa Amerika kendi halkını, müttefiklerini korumak için her zaman yalnız da olsa tek başına hareket edecektir ama küresel kaygı yaratan konularda dünyayı bizimle çalışma konusunda mobilize edeceğiz ve diğer ülkelerin de meseleye ağırlıklarını koymalarını sağlayacağız. Bu, bizim Suriye gibi ihtilaflara olan yaklaşımımız.
YARDIMLAR ULUSAL GÜVENLİĞİN PARÇASI
21’inci yüzyıldaki Amerikan liderliği, dünyanın geri kalanını göz ardı etme tercihi değildir. Teröristleri öldürdüğümüzde ve çözülen toplumları yeniden inşa ettiğimizde bu istisna olabilir. Liderlik, askeri gücün akıllı uygulanması ve dünyayı doğru amaçların arkasından koşturmaktır. Bu da yabancı ülkelere yardımları sadaka olarak değil, ulusal güvenliğimizin bir parçası olarak görme anlamına gelir.
GUANTANAMO İÇİN ÇALIŞMAYA DEVAM
Şu anda AIDS belasını bitirme yolundayız ve sıtma için de aynısını başarma kapasitemiz var. Bu güçtür. Bu liderliktir. Ve bu türden bir liderlik, örnek olmaya bağlıdır. Bu yüzden Guantanamo’daki hapishaneyi kapatmak için çalışmaya devam edeceğim. Pahalı, gereksiz ve sadece düşmanlarımızın militan kazanmak için hazırladıkları broşürlere hizmet ediyor. Bu yüzden, ırkları ya da dinleri nedeniyle insanları hedef alan her türlü politikayı reddetmeliyiz. Bu bir politik doğruculuk meselesi değil. Bizi neyin güçlü yaptığını anlama meselesi. Dünya bize cephaneliğimiz nedeniyle değil, çeşitliliğimiz, açıklığımız ve inançlara saygı duyma biçimimiz nedeniyle saygı duyuyor. Politikacılar Müslümanlara hakaret ettiklerinde, bir cami tahrip edildiğinde, bir çocuğa hoyratça davranıldığında, bu bizi daha güvenli yapmaz. Bu yanlıştır. Bu, bizi dünyanın gözünde küçültür. Amaçlarımızı gerçekleştirmemizi zorlaştırır. Ve bu ülke olarak aslında kim olduğumuza ihanet etmektir.”
OBAMA, ABD İÇİN SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ İSTEDİ
ABD Başkanı Obama, Oval Ofis’te geçirdiği yedi yılın ardından yaptığı son “Birliğin Durumu” konuşmasında Amerika’nın dünyanın en güçlü ekonomisine sahip olduğunu söyledi. Başkanlığı döneminde en büyük pişmanlıklarından birinin Washington’da partiler arasında artan hınç olduğunu söyleyen Obama “Sistemi değiştirmek zorundayız” diyerek Amerikan siyasetine dair şimdiye kadarki en radikal çıkışını gerçekleştirdi:
SON KONUŞMAMDA GELECEĞE ODAKLANACAĞIM
“Bu Meclis’e son konuşmamda, sadece önümüzdeki yıldan bahsetmek istemiyorum. Gelecek beş yıla, on yıla ve ötesine odaklanmak istiyorum. Geleceğimize odaklanmak istiyorum. İyimserliğimiz ve iş ahlakımız, keşif ve inovasyon ruhumuz, çeşitliliğimiz, hukukun üstünlüğüne bağlılığımız, ulus olarak bizi güçlü yapan bu özellikler, gelecek nesillerin refahı ve güvenliği için ihtiyacımız olan her şeyi bize sağlıyor. Aslında geçmiş yedi yılın gelişimini sağlayan ruh da buydu. Nesiller boyu karşılaştığımız en kötü ekonomik krizden bu şekilde kurtulduk.
DÖRT BÜYÜK SORUNUMUZ VAR
Şimdi önümüzde ele almamız gereken dört büyük sorun var:
1) Bu yeni ekonomide herkese nasıl fırsat eşitliği ve güvenlik sağlarız?
2) Özellikle iklim değişikliği gibi acil çözüm gerektiren meselelerde teknolojinin bize karşı değil, yararımıza çalışmasını nasıl beceririz?
3) Amerika’yı nasıl güvenli ve dünyanın jandarması olmadan lideri olarak tutarız.
4) Siyasetimizin bizdeki en kötüyü değil en iyi olanı yansıtmasını nasıl başarısız?
EN GÜÇLÜ EKONOMİYE SAHİBİZ
ABD, şu anda dünyanın en güçlü, en sağlam ekonomisine sahip. Şimdi tarihin en uzun süreli özel sektör istihdam artışının ortasındayız. 14 milyondan fazla istihdam, 90’lardan beri en güçlü iki yıllık istihdam büyümesi ve yarıya düşen işsizlik oranı. Otomotiv endüstrimiz, daha yeni tarihinin en iyi senesini geçirdi. Üretim sektörü, son altı yılda, 900 bin yeni istihdam yarattı. Ve bunların hepsini, bütçe açığımızı neredeyse dörtte üç azaltarak yaptık. Amerikan ekonomisinin gerilediğini iddia eden kim varsa uyduruyor.
HERKESE OKUL ÖNCESİ EĞİTİM
Önümüzdeki yıllarda bu ilerlemeyi herkese okul öncesi eğitim sağlayarak inşa etmeliyiz. Tüm öğrencilere, birinci günde işlerini hazır edecek biçimde, bilgisayar bilimi ve matematik kursları önermeliyiz. Ve çocuklarımız için daha fazla olağanüstü öğretmenler işe alıp onları desteklemeliyiz. Ve üniversiteyi tüm Amerikalılar için maddi açıdan karşılanabilir bir hale getirmeliyiz.
WALL STREET PERVASIZLIĞI
Ben başarılı bir özel sektörün ekonominin can damarı olduğuna inanıyorum. Ancak yıllar boyunca rekorlar kıran şirket kârlarından sonra çalışan aileler, büyük petrol şirketleri ya da yatırım fonlarının herkesin aleyhine işleyecek kendi kurallarını koyarlarken daha fazla fırsat ve maaş kazanamayacaklar. Finansal krize sebep olanlar yemek yardımı alanlar değildi, buna Wall Street konusundaki pervasızlık neden oldu. Maaşların yeterince yükselmemesi göçmenler nedeniyle olmadı. Bu yeni ekonomide, işçiler ve yeni kurulan şirketlerin, küçük işletmelerin daha fazla sesinin çıkması gerekecek, daha az değil.
KEŞİF RUHU DNA’LARIMIZDA
60 yıl önce Ruslar bizi uzayda yendiklerinde, Sputnik’in orada olduğunu inkâr etmedik. Bilime karşı çıkmadık. Ya da araştırma bütçelerimizi kısmadık. Neredeyse bir gecede bir uzay programı oluşturduk ve 12 yıl sonra Ay’da yürüyorduk. Bu keşif ruhu bizim DNA’larımızda. Amerika, Thomas Edison ve Wright Kardeşlerdir, George Washington Carver’dır. Amerika, Grace Hopper, Katherine Johnson ve Sally Ride’dır.
KANSERLE SAVAŞIN BAŞINA JOE’YU GETİRİYORUM
Geçen sene, Başkan Yardımcısı Joe Biden, yeni Ay yolculuğu macerasının Amerika’nın kanseri iyileştirmesi olabileceğini söyledi. Bunun başarılması için bu akşam yeni bir ulusal girişimi duyuruyorum. Geçmiş 40 sene boyunca birçok konuda bizi korumak için mücadele ettiğinden bu işin başına Joe’yu getiriyorum. Kaybettiğimiz tüm sevdiklerimiz, kurtarabileceğimiz aileler için, Amerika’yı herkes için kanseri tedavi eden ülke haline getirelim.
ABD Başkan Yardımcısı Biden, 46 yaşındaki oğlunu Mayıs ayında beyin kanserinden kaybetmişti.
SİYASETİMİZ DÜZELTİRSEK OLUR
İstediğimiz gelecek, ailelerimiz için fırsat ve güvenlik, çocuklarımız için barışçıl bir dünya bizim elimizde. Ancak bu sadece birlikte çalışırsak olur. Ancak siyasetimizi düzeltirsek olur. Başkanlığımın sadece birkaç pişmanlığından biri de partiler arasında iyileşeceği yerde daha da kötüleşen hınç ve şüphe oldu. Ancak bu sadece benim ya da sadece herhangi bir başkanın görevi olamaz. Bu Meclis’te daha fazla işbirliği, Washington’da daha nezih bir tartışma görmek isteyen ama yeniden seçilme endişesiyle kapana kısılmış hisseden birçok insan var. Biliyorum, bana söylediniz. Ve daha iyi bir siyaset istiyorsak, sadece milletvekilini, senatörü, hatta başkanı değiştirmek yetmez, en iyi yanımızı yansıtmak için sistemi değiştirmek zorundayız.
REFORMLAR İÇİN ÜLKEYİ DOLAŞACAĞIM
Politikacılar seçmenlerini belirleyebilsinler diye milletvekili seçim bölgesini değiştirme uygulamasına son vermek zorundayız. Siyasetimizde paranın etkisini azaltmak zorundayız, ki birkaç aile, gizli menfaatler, seçimlerimizi paraya boğamasın. Oy vermeyi daha kolay hale getirmeliyiz. Ve bu yıl, bu reformları gerçekleştirmek için ülkeyi dolaşmaya niyetliyim.”