KENDİ servetini ve mal varlığını açıklayıp açıklamayacağı tartışılıyordu. Meclis kürsüsüne çıktı, hesabını veremedi. Ancak Atatürk’e sığındı!
Atatürk’ün vasiyetinden söz etti. CHP’nin İş Bankası’ndan para aldığını savundu.
Kürsüden okuduğu konuşmasını basın danışmanı Akif Beki yazmıştı. Fakat danışmanı bilmiyordu, yanılgı içindeydi. Başbakan Recep Erdoğan’a yanlış şeyler okuttu, yanlış şeyler söyletti.
Fakat çok ilginç bir olaya hep birlikte tanık olduk. Yıllarca Atatürk’e, Atatürkçü olan her şeye karşı çıkmayı (!) başaran bir zat, sıra kendisinin mal varlığına gelince Atatürk’ün adını ağzına alıyordu.
O Atatürk ki, ölümünden sonra bütün mal varlığını Türk milletine bırakmış bir büyük insandır.
* * *
Biz Recep Bey’in geçmişteki sözlerini henüz unutmadık. Aynen, kelimesi kelimesine şöyle diyordu:
"Türkiye’nin yarınında artık Kemalizme ve Kemalizm benzeri rejimlere yer yoktur. Kemalizmin yeniden kendini üretmesi söz konusu değildir. Bizim için en üst belirleyici, İslam’ın ilkeleridir. Her şey ona göre belirlenir. Ben İslam’ın devlet planı içinde düşünüyorum."
Çıksın ortaya ve bu sözlerini yalanlasın bakalım! "Ben böyle bir şey söylemedim" desin.Asla diyemez. Yine de açıklamasını bekleyeceğim ve gelirse size buradan aynen ileteceğim.
En fazla söyleyeceği "ama biliyorsunuz, ben artık değiştim" olabilir!
Elbette değişti, hem de fazlasıyla!
Herhalde o yüzden, TRT’de her ayın son günü yaptığı Ulusa Sesleniş konuşmalarında, arkasındaki Atatürk resmini kaldırdı.
O resim yok edildi!
Şimdi işine geldiğini zannedince kürsüye çıkıyor, Atatürk’ün vasiyetinden söz edip bunu iç siyasete alet etmeye, kendisini bu yolla kurtarmaya, gündemi saptırmaya kalkışıyor.
İşin daha da ilginç yanı, kürsüden okuduğu sözler yanlış! Basın sözcüsü tarafından hazırlanan konuşma baştan sona yanlışlar içeriyor. Deniz Baykal bunları tek tek belgeledi. CHP, Erdoğan’ın sözünü ettiği vasiyet uyarınca İş Bankası’ndan bir kuruş para almıyor. Bir Başbakan bunları bilmiyorsa, bilmeden konuşuyor ve bilmeden suçluyorsa, ayıbı kendisine ve konuşma metnini yazana aittir.
* * *
Burada bir başka konu üzerinde kısaca durmak istiyorum. Atatürk’ün manevi kızı Ülkü Adatepe, CHP hisseleri üzerinden aldığı maaşın azlığı konusunda AKP veya Recep Bey’e başvuruda bulunup yakındı mı?
Başvurusunu yazılı olarak mı yaptı? Ne zaman yaptı?
Eğer bunlar gerçekse, üzülerek söylemek isterim ki, çocukluk fotoğraflarından tanıdığımız küçük Ülkü çok yanlış bir iş yapmıştır.
Hem de para için!
Atatürk’ün sevdiği manevi evladı -hem de hiçbir parasal sorunu olmadığı halde- ayda net 5 milyar maaş alan küçük Ülkü, günün birinde Atatürk’ü ve Kemalizmi reddedenlere başvurup yardım isteyecek!
Kırk yıl düşünsek aklımıza gelmezdi. Çok yakışıksız bir iş yapmış.
Demek o da değişmiş!
Değişmiş olması kendisini ilgilendirir.
Ama bu davranışıyla Atatürk’ün ruhunu incitmiş oldu.
(Bu olayın gerçek olmamasını diliyorum. İki günden beri suskunluğunu bozmayan Ülkü Hanım en kısa zamanda konuşmalı ve gerçekleri açıklamalıdır.)
* * *
Sevgili okuyucularım, mal varlığı tartışması da ister istemez birkaç gün sonra gündemden düşecek. Şimdi geçmişe bakalım ve AKP kesiminin acemice gündeme getirdiği asparagas (yalan, palavra) haberin sonuçlarını bir kez daha görelim.
İktidarın yarı resmi yayın organı ve en büyük destekçisi olan İslamcı Yeni Şafak Gazetesi’nde Maliye Bakanı Unakıtan’ın ağzından manşet patlattılar. Baykal’ın bankalarda "muazzam" parası vardı! Haber fos çıktı. Tartışma büyüdü ve iş Başbakan Erdoğan’ın malına mülküne yansıdı!
Recep Bey açıklayamadı!
Oyun ters tepti. AKP,Erdoğan ve Kemal Unakıtan büyük yara aldı. CHP ve Baykal puan topladı.
AKP, Erdoğan ve Kemal Unakıtan bu yamayı tamir edemezler. Bu yama bu saatten sonra dikiş tutmaz...
Çünkü rakibin üzerine fırlatmayı çalıştıkları kendi bombalarını bilmeden ve yanlışlıkla kendi ellerinde patlattılar.