Güncelleme Tarihi:
Özlem –Abdullah Burnaz çifti yıl önce boşandı. Davaya bakan Üsküdar Aile Mahkemesi çift için boşanma kararı verdi. Mahkeme, davanın açıldığı tarihte 4
BOŞANMIŞ DA OLSA İZİN ŞART
Özlem Altay bu yıl yaz tatilini, 11 yaşındaki kızı A. ile yurtdışında geçirmek istedi. A.’nın, 26 Avrupa ülkesini kapsayan Schengen Bölgesine giriş vizesinin süresi ise 27 Temmuz’da sona eriyordu. Anılan ülkeler, 18 yaşın altındaki çocuklara verilecek vize için, boşanmış da olsalar, her iki tarafın da iznini içeren muvafakatname talep ediyor.
‘YANIT VERMEDİ’ İDDİASI
Altay, durumu e-posta mesajı ile eski eşi Abdullah Burnaz’a bildirdi. İddiaya göre Burnaz, bir süre, gelen mesajlara yanıt vermedi. Altay, hemen her yıl benzer bir sorun yaşamamak için dava açtı. Davanın açılması ile birlikte Burnaz, babanın da iznini içeren belgeyi imzaladı: ancak A. için vize başvurusu yapılamadı. Altay’ın avukatı Osman Hacıbekiroğlu aracılığı ile İstanbul Aile Mahkemesi’nde açtığı dava dilekçesinde “Müşterek çocuğun velayeti üzerinde bulunan annesi refakatinde yapacağı seyahatlere ilişkin vize başvurularında, ilgili makamlara sunabilmek için, vize başvurusuna ve turistik gezi amaçlı seyahatlere baba yerine muvafakat verilmesini talep etmekteyiz” denildi. Mahkeme, 7 yıl önceki boşanma kararını talep ederken, duruşma için önümüzdeki Şubat ayına gün verildi.
ÇOK SAYIDA MAĞDURU VAR
Av. Osman Hacıbekiroğlu, açtıkları davaya konu sorunun yüz binlerce kişinin yaşadığı bir sorun olduğuna işaret etti. Av. Hacıbekiroğlu, benzer sorunu yaşayan çok sayıda kişinin hukuki yardım için kendilerine başvurduğuna işaret etti.
YASAL DAYANAĞI YOK
Av. Hacıbekiroğlu, sorunun çözümü için Hollanda Başkonsolosluğu’na da başvuruda bulunarak yazısında şu ifadelere yer verdi: “Boşanmış çiftlerde çocuklar için müracaatlarda muvafakati aranması gereken kişi velayet hakkı sahibi kimse o olmalıdır. Velayet hakkına sahip olmayan eşten muvafakat istemek kanuna aykırı... Boşanmanın travmatik etkilerin yıllarca süremsi neden oluyor. Anne- baba boşanmış olmalarına rağmen, sadece bu muvafakat için tekrar görüşmek zorunda kalıyor. Ve genellikle bu durum bir suiistimal aracı olarak kullanılmaktadır. Bundan da en çok zarar gören çocuklar olmaktadır.” denildi. Av. Hacıbekiroğlu, söz konusu izin belgesinin istenmesinin yasal dayanağı olmadığını, bu durumun Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine de aykırı olduğuna vurgu yaptı.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR