Geçen sezonu şampiyon olarak tamamlayan ve bu sezon kadrosunu Kylian Mbappé gibi yıldız isimle güçlendiren Real Madrid, El Clasico’dan 4-0’lık şok bir yenilgiyle ayrıldı. Barcelona, bu sonuçla puanını 30’a yükselterek liderliğini sağlama alırken Real Madrid ise 24 puanda kaldı. Real Madrid’in geleceği olarak görülen milli futbolcu Arda Güler, mücadelede forma giymedi. 19 yaşındaki yetenek, eflatun-beyazlı formayla bu sezon 11 maçta 292 dakika süre buldu. Yıldız futbolcunun takımdaki geleceği ve diğer maçlardaki forma şansı merak konusu olurken; İspanyol muhabirler, konuyla ilgili olarak önemli değerlendirmelerde bulundu.
İSPANYOL MUHABİRLERDEN ‘ARDA GÜLER’ AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE:
CESAR MANUEL SEVILLA (MADRIDISTAREAL)
“KADRODA YETENEKLİ VE İYİ İSİMLER VAR AMA CARLO ANCELOTTİ…”
La Liga'daki en büyük rakibinize karşı kaybetmeniz form düşüklüğünden başka bir şey değildir. Neyse ki Real Madrid’in önünde koca bir sezon var. Real Madrid, bu ağır yenilgi nedeniyle ya daha da batacak ya da ayağa kalkıp geçen sezonki başarılarını tekrarlayabileceklerine inanacak. Real Madrid taraftarları söz konusu sonuçlar olduğunda aşırı derecede hassastırlar. Ve böylesine ağır bir yenilgi teknik direktörden başlayarak bazı oyuncuları değiştirmek gerektiğini ortaya koyuyor. Kulüpte iyi bir atmosfer var ama takım iyi oynayamıyor. Ayrıca tüm maçları kazanmak için yeterli bir kadro var. Bu yüzden sorunun bu kadar yetenekli ve iyi isimlerin olduğu bir kadroyla sahada iyi oyunu nasıl oynatacağını bilmediği için teknik direktörden kaynaklandığı ortaya çıkıyor.
“ARDA GÜLER’DE REAL MADRİD’İN GELECEĞİNİ GÖRÜYORUM”
Henüz 19 yaşında olan Arda Güler’in önünde adından söz ettirmiş bazı yetenekler var. Türk futbolcudan sadece en iyi performansını sergilemesini bekliyorum. Real Madrid'in geleceğini onda görüyorum. Ancak Arda’nın takımdaki rolünün diğer oyuncular tarafından doldurulduğunu unutmamakta fayda var. 5 maçta forma giydiği 21 dakikalık oyunda yaptıklarını görmek bile Arda Güler’in bu takımın yıldızı olabileceğini ve Mesut Özil'in Real Madrid'e sağladığı katkı gibi bir faydası olacağını gösteriyor.
“REAL MADRİD TARAFTARLARI ARDA GÜLER İÇİN DELİ OLUYOR”
Süper Lig’in namağlup ekiplerinden olan Galatasaray ile Beşiktaş, dev derbide karşı karşıya gelecek. 25 puana sahip olan sarı-kırmızılılar, şampiyonluk yolunda avantajını sürdürmek için rakipleriyle arasındaki puan farkını daha da açmak istiyor. Hollandalı teknik adam Giovanni van Bronckhorst yönetiminde geçen sezondan daha farklı bir görüntü çizen siyah-beyazlı ekip ise şampiyonluk yarışından kopmama peşinde. İki takımın efsanevi isimlerinden olan ve kulüpleriyle birçok başarıya imza atan eski milli futbolcular Erdal Keser ile Rahim Zafer, kritik 90 dakika öncesi önemli değerlendirmelerde bulundu.
ERDAL KESER: TÜRKİYE’DE GALATASARAY’A KARŞI ŞU AN HERHANGİ BİR RAKİP YOK!
Galatasaray’da çok başarılı ve kaliteli bir ekip var. Teknik direktör Okan Buruk, çok iyi işler başarıyor çünkü böyle bir ekibi idare edebilmek de çok önemli. Yani burada ekip çalışmasının süper bir neticesi ortaya çıkıyor. Bu durum Galatasaray’ın ileride Avrupa’da da başarılı olmasını sağlayacaktır. Çünkü şu an Türkiye’de bana göre Galatasaray’a karşı herhangi bir rakip yok. Okan Buruk, çok başarılı bir teknik direktör. Onun performansından da çok memnunum. Oyuncularını çok iyi motive edebiliyor. Bu yüzden Galatasaray’ın bu sezon şampiyonluk şansının yüzde yüz olduğuna inanıyorum. Kaliteli futbolcuların takıma katılmasıyla artan seviyeyi Avrupa’ya da yansıtmaları gerekiyor. Bu kadro böyle oynamaya devam ederse Galatasaray’ın Avrupa Kupalarında final oynaması benim için sürpriz olmaz.
“VICTOR OSIMHEN, ÇOK KLAS VE OYNAMAYA AÇ BİR OYUNCU”
Derbide Lucas Torreira’nın fark yaratacağını ve orta sahada kontrolü ele alacağını düşünüyorum. Mauro Icardi ve Victor Osimhen, yine golleriyle katkı sağlayacaktır. Ayrıca kaleci Fernando Muslera da derbide etkili olacaktır. Osimhen, çok klas ve fit bir oyuncu. Ayrıca derbiye hazır durumda ve oynamaya aç bir oyuncu. Icardi ise yaşına göre gol yüzdesi çok yüksek olan bir futbolcu. O yüzden iki forvetin de her zaman beraber ilk 11’de oynamasını tavsiye ederim. Icardi ve Osimhen’i çift forvet olarak mücadeleye başlatmalı ve orta sahayı da buna göre dizayn etmeli. Bu konuda 4-4-2 sistemi tercih edilebilir. Galatasaray’ın bu şekilde daha da başarılı olacağını düşünüyorum.
“ÇOK BÜYÜK BİR KALİTE FARKI VAR, DERBİDE FAVORİ GALATASARAY”
Beşiktaş, performans olarak geçen seneye göre iyi seviyede olan bir takım. Teknik direktör Giovanni van Bronckhorst, iyi bir performans gösterdi ve hızlı bir şekilde sonuç almasını bildi. Bu kadar az bir zamanda takımı düzeltmeyi başardı. Bundan dolayı iyi bir yoldalar. Giovanni van Bronckhorst ve ekibi önümüzdeki yıllarda daha iyi işler başaracaktır. Derbide kimin kazanacağını hiçbir zaman garanti edemezsiniz ama yine de ben iki takım arasında çok büyük bir kalite farkının olduğuna inanıyorum. Bundan dolayı benim için yüzde yüz favori olan takım Galatasaray’dır. Galatasaray, kadro kalitesi anlamında daha ağır basıyor. Diğer yandan Galatasaray taraftarı, takımına her zaman müthiş bir şekilde en yüksek desteği veriyor. Taraftarların 12.adam görevi görmesi takımın çok iyi bir şekilde ilerlemesine yardımcı oluyor. O yüzden taraftarın bu maçta da Galatasaray’a ekstra bir avantaj sağlayacağını düşünüyorum.
Sezon başında Fenerbahçe’den Premier Lig ekiplerinden Brighton & Hove Albion'a transfer olan Ferdi Kadıoğlu, İngiliz ekibinde yükselen form grafiğiyle göz dolduruyor. Geçen hafta Brighton’un deplasmanda Newcastle United’ı 1-0 yendiği maçta 90 dakika forma giyen Kadıoğlu, dünkü maçta ise Wolverhampton Wanderers’a karşı 72 dakika mücadele etti. Takımına savunma ve hücum anlamında enerji kazandıran milli futbolcu, taraftarlardan da tam not aldı. Brighton formasıyla 146 maçta mücadele eden eski futbolcu Adam Virgo, Ferdi Kadıoğlu’nun transfer süreci, performansı, potansiyeli ve kulüpteki geleceğiyle ilgili düşüncelerini anlattı.
“ÖDENEN BONSERVİS BEDELİ BİR BEK İÇİN İYİ BİR FİYAT AMA FERDİ…”
Fenerbahçe’den 30 milyon euro karşılığında Brighton’ın yolunu tutan Ferdi Kadıoğlu, Türkiye'den Avrupa'ya transfer olan en pahalı yerli oyuncu rekorunun sahibi oldu. Ayrıca bu rakam, Fenerbahçe tarihinin en yüksek bedelli transfer satışı olarak kayıtlara geçti. İlk olarak yıldız oyuncuya ödenen bonservis bedeliyle ilgili konuşan eski futbolcu, “Ferdi Kadıoğlu, 25 yaşında olmasına rağmen çok sayıda maç oynadı. Ayrıca büyük turnuvalarda oynayarak uluslararası deneyim kazandı. Bu durum bir bek için iyi bir fiyat olarak görülebilir. Bir oyuncunun fiyatı her zaman takımdan ayrıldığı zamanki sonuca göre belirlenir. Brighton, takımdaki iyi yetenekleri daha yüksek fiyatlara gönderme konusunda başarılı bir sicile sahip. Ferdi’nin bundan dolayı bonservis olarak daha da ileri gitme potansiyeli var ama bunu zaman gösterecek” değerlendirmesinde bulundu.
“ÇOK YÖNLÜ BİR FUTBOLCU OLMASI BRIGHTON İÇİN AVANTAJ OLACAK”
Son yıllarda ismi La Liga, Serie A, Bundesliga ve İtalya Ligi ekipleriyle de anılmasına rağmen sezon başında Premier Lig takımlarından Brighton’ı tercih eden Ferdi Kadıoğlu, İngiliz ekibiyle 4 yıllık sözleşmeye imza atmıştı. Milli yıldızın transfer sürecine değinen Adam Virgo, “Brighton'ın Ferdi Kadıoğlu gibi bir futbolcuyu transfer etmesine gerçekten çok sevindim. Sol bek Pervis Estupiñán, son 18 ayda çok sık sakatlık yaşadığı için o pozisyonda bir desteğe ihtiyaçları vardı. Tecrübeli, oynamaya hazır ve uluslararası alanda da iyi bir geçmişi olan biriyle anlaştılar. Ferdi’nin ayrıca çok yönlü bir futbolcu olması da büyük bir avantaj olacak” diye konuştu.
“TOPLA OYNAMA KONUSUNDA RAHAT VE OYUNU İYİ OKUYOR”
Her iki bekte de forma giyebilen milli futbolcu, hızı ve güçlü fiziğiyle Premier Lig’e çabuk uyum sağladı. İkili mücadelelerde gösterdiği performansla da dikkat çeken başarılı oyuncu, şimdiye kadar oynadığı toplam 6 maçta her zaman ayakta kalmasını bildi. Yıldız ismin teknik özellikleri ve potansiyeliyle ilgili konuşan eski kaptan Virgo, “Ferdi, iyi savunma yapan ve gerçekten sağlam bir oyuncu. Bu özellik maalesef günümüz futbolunda beklerde kaybolan bir özellik. Ferdi, topla oynama konusunda rahat ve oyunu iyi okuyor. Bu arada yaşına göre biraz daha istikrarlı performanslar sergilemesi gerekiyor. Fenerbahçe'de son birkaç sezondur bunu net bir şekilde gösterdi” ifadelerini kullandı.
UEFA Avrupa Ligi’ndeki temsilcilerimizden olan Galatasaray, 3.hafta karşılaşmasını da kayıpsız atlatarak yoluna başarılı bir şekilde devam etti. İsveç ekibi IF Elfsborg’u 4-3’le geçen sarı-kırmızılılar, 7 puana ulaştı ve puan tablosunda 5.sıraya oturdu. Okan Buruk ve öğrencileri, Kasım ayının ilk haftasında konuk edeceği Tottenham Hotspur’a odaklandı. Mücadelede 90 dakika forma giyen stoper Sebastian Holmén, kaleci Isak Pettersson ve sağ bek Johan Larsson, karşılaşmayla ilgili dikkat çekici değerlendirmelerde bulundu. Üç futbolcu, Galatasaray’ın stadyum ve taraftar atmosferinden de bahsetti.
SEBASTIAN HOLMEN, ISAK PETTERSSON VE JOHAN LARSSON’UN DEĞERLENDİRMELERİ ŞÖYLE:
SEBASTIAN HOLMEN: “ROMA MAÇINDA KUSURSUZ BİR OYUN SERGİLEMİŞTİK ANCAK…”
Öncelikle Roma maçında neredeyse kusursuz bir oyun sergilemiştik. O maçta gerçekten çok iyi savunma yaptık ve hücumda da çok etkiliydik. Galatasaray maçına çıkarken iyi bir sonuç elde etmek için yine seviyemizin en üstünde performans göstermemiz gerektiğini biliyorduk. Hepimiz buna inandık ve son düdüğe kadar mücadeleye devam ettik ama ne yazık ki bu sefer yeterli olmadı.
“GALATASARAY BİZİ ÇOK SERT CEZALANDIRDI”
Türkiye'deki birçok stadyumda atmosferin gerçekten iyi olduğunu düşünüyorum ama belki de en iyi ve en gürültülü atmosfer Galatasaray'ın stadyumunda. Böyle maçları oynamak gerçekten keyifli oluyor ve rakip taraftarlar size karşı olsa bile bu durum maçlarda size ekstra itici bir güç sağlıyor. Performansımız özellikle ikinci yarıda oldukça iyi seviyedeydi. Maçında ilk yarısında biraz korkmuş gibiydik sonra zaten Galatasaray bizi çok sert cezalandırdı. Ama genel olarak performansımızdan memnun olduğumuzu düşünüyorum. Skor 3-2 ve 4-3 olduğunda hepimizde en azından bir puan alma şansımızın gerçekten yüksek olduğu hissi vardı. Bu yüzden evimize puanla dönebileceğimizi düşündüğümüzde bu durum daha da sinir bozucu oluyor.
“VİCTOR OSİMHEN, ÇOK İYİ VE BAŞA ÇIKILMASI ZOR BİR OYUNCU”
Galatasaray’ın iyi oynadığını düşünüyorum. Özellikle hücumda çok kaliteli olduklarını zaten biliyorduk ve bu maçta bizi gerçekten cezalandıran şey de bu oldu. Skoru yakalamaya çalıştığımızda Galatasaraylı oyuncuların gerçekten strese girdiklerini ve işlerini zorlaştırdığımızı hissettim ama maalesef bu yeterli olmadı. Daha önce de söylediğim gibi Galatasaray’ın hücum gücü çok iyi durumda ve birçok oyuncuları en üst seviyede. Rakip takım olarak bir saniye bile rahatlayamıyorsunuz çünkü onlar bunu hemen değerlendirmeye çalışıyor. Victor Osimhen'in çok iyi ve başa çıkılması zor bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. Savunmanın derinliğine doğru çok hızlı bir şekilde iniyor ve aynı zamanda top hakimiyeti çok güçlü bir performans sergiliyor. Bu yüzden onunla mücadele ederken etrafınızda size yardımcı olacak bir veya iki oyuncunun daha olmasını istersiniz, aksi takdirde sizin işinizi çok zorlaştırır.
UEFA Avrupa Ligi’ndeki temsilcilerimizden Fenerbahçe, Kadıköy’de Manchester United ile karşı karşıya geldi. Kırmızı Şeytanlar, 15.dakikada Joshua Zirkzee’nin asistinde Christian Eriksen’in attığı golle ilk yarıyı 1-0 önde kapattı. Golden sonra baskısını artıran sarı-lacivertliler, 49.dakikada Allan Saint-Maximin’in sol kanattan açtığı ortayı iyi değerlendiren Youssef En-Nesyri’nin golüyle skora dengeyi getirdi. Mücadele boyunca net gol fırsatlarından yararlanamayan Fenerbahçe, zorlu rakibi karşısında 1 puanı hanesine yazdırmayı başardı. İngiliz meslektaşlarımız, heyecanı yüksek 90 dakikayla ilgili analizlerini aktardı. Gazeteciler, ayrıca teknik direktör Jose Mourinho’yu da değerlendirdi.
İNGİLİZ GAZETECİLERİN KADIKÖY’DEKİ MÜCADELE SONRASI GÖRÜŞLERİ ŞU ŞEKİLDE:
CARL ANKA (THE ATHLETIC):
“ERIK TEN HAG’IN TAKIMI İÇİN ZOR BİR MAÇ OLDU”
Erik ten Hag'ın takımı için zor bir maç oldu. Takım birkaç sakatlıkla uğraşıyordu ve Bruno Fernandes cezalı olduğu için mücadelede forma giyememişti. Manchester United teknik direktörü, sürpriz bir değişiklik yaparak Noussair Mazraoui'yi defans hattındaki normal pozisyonundan çıkarıp hücuma dönük orta sahaya kaydırdı. Oyunun ilk aşamalarında planın işe yaradığı görülüyordu. Faslı oyuncu, Joshua Zirkzee ve Alejandro Garnacho ile yaptığı iş birliği sonucu Christian Eriksen'in maçın açılış golünü atmasına yardımcı oldu. Ancak Manchester United, bazı noktalarda şansına güvenmek zorunda kaldı. Mesela Manuel Ugarte, Manchester United'ın gol yemesini önlemek için kale çizgisine yakın bir noktada önemli bir hamlede bulundu. Kaleci Andre Onana ise Youssef En-Nesyri'nin kafa vuruşunda önemli bir çift kurtarış yaptı. Kamerunlu oyuncu, Manchester United'daki ikinci sezonunda kendini daha da geliştirdi. Bu zor dönemde onun kurtarışlarına kesinlikle ihtiyaç vardı.
“YOUSSEF EN-NESYRI, YETENEKLERİNİ BİR KEZ DAHA SERGİLEDİ”
Manchester United'ın ilk yarıdaki performansı Fenerbahçe'nin tehlikeli olduğunu açıkça ortaya koydu. Erik Ten Hag'ın takımının gol attıktan kısa bir süre sonra gol yeme alışkanlığı var ve bu durum burada da tekrarlandı. Manuel Ugarte, Türk takımının orta sahada ilerlemesini engellemek için mükemmel müdahalelerde bulundu ancak Allan Saint-Maximin'in kanatlardan yaptığı ataklar gidişatı değiştirmeye yardımcı oldu. Youssef En-Nesyri, 2022-23 sezonunda Sevilla formasıyla Avrupa Ligi'nde Manchester United'a karşı 2 gol attı. O, bugünkü maçta yeteneklerini bir kez daha sergiledi. En-Nesyri, hava toplarında en etkileyici forvetlerden biri ve kafa vuruşlarındaki kalitesi herkes tarafından açıkça görülüyordu. Ayrıca Alexander Djiku, savunmada önemli bir performans gösterdi.
“JOSE MOURİNHO’YA EĞER ZAMAN VERİLİRSE BAŞARILI OLABİLİR”
Süper Lig’de geride bıraktığımız hafta Konyaspor’u mağlup eden ve 1 maç eksiğiyle puan tablosunda 2.sırada yer alan Beşiktaş, Avrupa’nın 2 numaralı kupasında Olimpik Lyon ile oynayacağı maça odaklandı. Zorlu rakibini mağlup ederek bu sezon Avrupa sahnesindeki ilk 3 puanına ulaşmak isteyen siyah-beyazlılar, teknik direktör Giovanni van Bronckhorst önderliğinde zafer peşinde. Fransız meslektaşlarımız, Parc Olympique Lyonnais Stadyumu'ndaki kritik mücadele öncesi Beşiktaş’a Lyon’un dikkat etmesi gereken yönleriyle ilgili uyarılarda bulundu.
FRANSIZLARIN LYON-BEŞİKTAŞ MAÇIYLA İLGİLİ DEĞERLENDİRMELERİ ŞU ŞEKİLDE:
Arnaud Clement (Le Progres):
“LYON, SON MAÇLARDA DEFANSTA VE HÜCUMDA KOLLEKTİF BİR OYUN SERGİLİYOR”
Olimpik Lyon, iki sezondur PSG, Monaco ve Marsilya'nın yer aldığı Fransa Top 4 seviyesindeki takımlar arasında yer alıyor. Geçtiğimiz sezon lige çok kötü başlayan kulübün 7 puanla 18. sırada yer aldığı ve istatistiksel olarak küme düşme tehlikesi yaşadığı dönemler oldu. Teknik direktör Pierre Sage'in gelişiyle her şey değişti ve kulüp geçen sezon mucizevi bir şekilde 6. olarak Avrupa Ligi'ne katılmaya hak kazandı. Bu sezon yaz transfer dönemine bağlı aksaklıklarla birlikte kulüp kötü bir başlangıç yaptı. Lyon, iki yenilgi aldı ve bir kez daha büyük sıkıntılar yaşadı ancak ağustos ayının sonundan bu yana işler gerçekten ivme kazandı. Son 5 maçta hem defansta hem de hücumda gerçekten kollektif bir oyun gördük. Glasgow Rangers (4-1), Nantes (2-0) ve Le Havre (4-0) karşısında alınan son üç galibiyet gerçekten başarılı ve ustacaydı.
“LACAZETTE, ZAHA VE FOFANA GİBİ ÇOK KALİTELİ HÜCUM OYUNCULARI VAR”
Lyon’da artık Fransa'nın en iyileriyle rekabet edebilecek ve Avrupa’da önemli kariyere imza atabilecek bir takımın inancı ve işaretleri var. Lyon’un 28 kişilik çok zengin bir kadrosu ve bunların arasında Lacazette, Cherki, Fofana, Mikautadze, Benrahma, Zaha ve Orban gibi çok sayıda kaliteli hücum oyuncuları var. Orta sahada ise sakatlıktan dönen Nemanja Matic ve Fransız milli oyuncu Jordan Veretout bulunuyor. Bu bölgede özellikle ciddi sakatlıklardan sonra fiziksel olarak sıkıntı yaşayan ve bu sezon milli takım seviyesine dönen Corentin Tolisso da yer alacak. Takımda formda olan iki isim ise genç ve teknik oyuncular Rayan Cherki ve Belçika Milli Takımı'na yeni çağrılan Malick Fofana. Şu anda gerçekten her yönden tehdit oluşturabilirler. Takımda şu anda güven ortamı tam ve Lyon'da çok az hata ya da zayıf yön görüyoruz.
“LYON, CIRO IMMOBILE VE RAFA SILVA ÜZERİNDE YOĞUNLAŞIYOR”
Geride bıraktığımız hafta Samsunspor deplasmanından 2-2’lik beraberlikle dönerek zirve yarışında ağır yara alan Fenerbahçe, UEFA Avrupa Ligi’nde Manchester United ile oynayacakları maça odaklandı. Ülker Stadı'nda taraftarının da desteğiyle Kırmızı Şeytanlar’ı yenmek isteyen sarı-lacivertli ekip, tüm hesapları mutlak galibiyet üzerine kurdu. Avrupa’da namağlup ilerleyen Jose Mourinho ve öğrencileri, Premier Lig devini gözüne kestirdi. İngiliz gazeteciler, her iki takımın son dönemdeki performansı ve güçlü yönleriyle ilgili analizlerini aktardı. Meslektaşlarımız, Kadıköy’deki tribün atmosferine ise ayrı bir parantez açtı.
İNGİLİZ MUHABİRLERİN ZORLU 90 DAKİKA ÖNCESİ AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:
GEORGE CUMMINS (BBC SPORT):
“MOURINHO’NUN OYNATTIĞI FUTBOL ÇOK AKICI DEĞİL AMA KAZANMAYI BİLİYOR”
Öncelikle İstanbul'da olmanın ne kadar güzel bir duygu olduğunu söylemek istiyorum. Beşiktaş ve Galatasaray’ın sahasında birçok maç izleme şansım olmuştu. Fenerbahçe'de de mükemmel bir atmosfer olacağını tahmin ediyorum. Geçtiğimiz sezon Galatasaray'ın büyük sağanak yağış altında 3-3 berabere kaldığı maç kadar gürültülü olmasını umuyoruz. Bu maç şimdiye kadar bir futbol maçında gördüğüm en yağışlı maçtı. Galatasaray taraftarları, ellerinde "cehenneme Hoş geldiniz" yazılı pankartlarla maç öncesi muhteşem bir atmosfer oluşturdu. Mücadelede Edin Dzeko ve Dusin Tadic'i izlemeyi sabırsızlıkla bekliyorum. İkisinin de Premier Lig'de başarılı dönemleri oldu. Fred ve Amrabat'ın da iyi bir performans sergilemesini bekliyorum. Diğer yandan Jose Mourinho’nun Tottenham menajeri olarak görev yaptığı dönemi takip etme zevkine eriştim. Mourinho, resmen gişe rekorları kırıyordu. Röportajları ve basın toplantıları her hafta İngiltere'de manşetlere taşınıyordu. Mourinho’nun oynattığı futbol belki çok akıcı değil ama kazanmayı biliyor.
“GÜNÜNDE OLDUKLARINDA MANCHESTER CITY’Yİ BİLE YENEBİLECEK KAPASİTEDELER”
Manchester United, teknik direktör Erik Ten Hag yönetiminde çok öngörülemeyen bir takım haline geldi. Hangi Manchester United'ın sahaya çıkacağını asla bilemezsiniz. Bu nedenle onları izlemekten gerçekten keyif alıyorum. Manchester United'da cezalı olan Bruno Fernandes forma giyemeyecek ancak Rashford, geçen hafta Brentford karşısında ikinci yarıda harika bir performans sergiledi. Rashford, kötü bir yıl geçirdi ama Garnacho ile birlikte gerçekten tehlikeli olabilir. Garnacho, şu anda iyi oynuyor. Gününde olduklarında geçen sezon FA Kupası finalinde yaptıkları gibi Manchester City'yi yenebilecek kapasitedeler. Bazıları cumartesi günü Brentford'a karşı oynadıkları maçın ikinci yarısının bu sezonki en iyi performansları olduğunu söylüyor. Diğer yandan sadece bir ay önce Tottenham'a karşı kötü oynadılar ve Old Trafford'da 0-3 kaybettiler.
UEFA Avrupa Ligi’nde 2 maçta 4 puan toplayarak yoluna namağlup devam eden Galatasaray, bu dikkat çekici gidişatını sürdürme peşinde. Sarı-kırmızılılar, 3.hafta maçında bugün sahasında ağırlayacağı İsveç Ligi’nin önemli ekiplerinden IF Elfsborg’u gözüne kestirdi. Hücum bölgesindeki oyuncularının yükselen form grafiğine güvenen Galatasaray, alacağı galibiyetle üst sıralara tırmanmak istiyor. İsveçli gazeteciler, zorlu 90 dakika öncesi sorularımızı yanıtladı. İsveç ekibinin tehlikeli yönlerine dikkat çeken meslektaşlarımız, IF Elfsborg’un Roma galibiyetini hatırlatarak sarı-kırmızılılara uyarılarda bulundu.
İSVEÇLİ GAZETECİLERİN ‘GALATASARAY-IF ELFSBORG’ MAÇIYLA İLGİLİ GÖRÜŞLERİ ŞÖYLE:
JESPER HUSSFELT (DISNEY+):
“10 NUMARA MİCHAEL BAIDOO’YA DİKKAT EDİN!”
IF Elfsborg’un AZ Alkmaar ve Roma’ya karşı oynadığı maçlarda oradaydım. Avrupa Ligi’ndeki ilk 2 maçta da gerçekten iyi performans sergilediklerini söyleyebilirim. AZ Alkmaar ile Hollanda’da oynadıkları ilk maçta kontrolü ellerinde tutmayı başardılar ancak kaleci hatası ve gereksiz bir penaltıyla cezalandırıldılar. Böyle hatalar karşısında Avrupa'da daha ağır bir şekilde cezalandırılıyorsunuz. Bunun dışında Elfsborg, sahada güçlüydü. Roma maçında ise galip geldiler ve catenaccio taktiğiyle (İtalyan taktiği) oynadılar. Gerçekten etkileyiciydi. IF Elfsborg, genellikle 3-4-3 dizilimi ile sahaya çıkıyor ve hücumdaki tüm oyuncuları tehdit yaratabiliyor. Ancak teknik direktör Oscar Hiljemark'ın göreve gelmesinden bu yana en güçlü performanslar orta saha oyuncuları Timothy Noor Ouma ve Besfort Zeneli'den geldi. Ayrıca 10 numara Michael Baidoo'ya da dikkat edin; bu seviyede gerçekten çok iyi bir performansla oynuyor.
“ICARDI VE OSIMHEN’İN NELER YAPABİLECEĞİNİ BİLİYORUM”
Uzun yıllar Serie A'da çalıştığım için Icardi ve Osimhen'in neler yapabileceğini biliyorum. Mertens, yaşı ilerlemesine rağmen her zaman klas bir isim oldu. Galatasaray'ın hücum hattı inanılmaz. Taraftar gücünün Galatasaray’a ekstra bir avantaj sağlayacağını düşünüyorum ama bu durum taraftarların bu akşam gerçekten ateşli olup olmadıklarına bağlı olacak. Türk taraftarlar, dünya standartlarında bir atmosfer yaratıyor. Dünya çapında birçok kişi İstanbul'daki kulüplerin taraftarlarından bahsediyor. Muazzam!
LUDVIG SVAN (VIAPLAY):
Galatasaray’ın Napoli’den 1 yıllığına kiralık olarak kadrosuna kattığı Nijeryalı golcü futbolcu Victor Osimhen, son maçlarda etkili bir performansa imza atarak taraftarlardan alkış topladı. Süper Lig’in 7.hafta maçında Kasımpaşa ağlarına 2 gol bırakan Osimhen, geçen haftaki Alanyaspor maçında sakatlığı nedeniyle görev yapamadı. Geride bıraktığımız hafta sonu oynanan Antalyaspor maçında 78.dakikada Mauro Icardi’nin yerine oyuna dahil olan yıldız futbolcu, uzatma dakikalarında attığı röveşata golüyle izleyenleri kendine hayran bıraktı. Nijeryalı futbol muhabirleri, Victor Osimhen’in göz kamaştırıcı performansıyla ilgili düşüncelerini anlattı.
NİJERYALI GAZETECİLERİN ‘VİCTOR OSİMHEN’ AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE:
BABAJİDE OREVBA (LEGİT.NG):
“OSİMHEN’İN İNGİLTERE’YE GİTMESİNİ İSTİYORDUM ANCAK GALATASARAY…”
Şahsen ben Victor Osimhen’in İngiltere'ye gitmesini istiyordum ancak Galatasaray da Avrupa'nın en büyük kulüplerinden biri. Nijeryalı forvetin Türk kulübünde şimdiden kendini göstermesine sevindim. Osimhen, takımına bu sezon Süper Lig şampiyonluğu yolunda yardımcı olacaktır. Victor Osimhen, Nijerya'da bir kahramandır. Ülkesindeki taraftarlar, özellikle milli takıma yaptığı katkılardan dolayı bu genç oyuncuya büyük hayranlık duyuyor. 25 yaşındaki oyuncu, Nijerya tarihinin en golcü oyuncuları listesinde şimdiden üçüncü sırada yer alıyor ve birçok kişi onun efsane futbolcu Rashidi Yekini'nin 37 gollük rekorunu geçeceğine inanıyor.
“KALE ÖNÜNDE NE KADAR ÖLÜMCÜL OLDUĞUNU BİR KEZ DAHA GÖSTERDİ”
O, çok etkileyici bir forvet. Ceza sahasındaki hareketlerinden nasıl bir tekniğe sahip olduğu kolayca anlaşılabiliyor. Nijerya'nın Lagos kentinde sokak futbolu oynayan Osimhen, bu sokak becerilerinden bazılarını Avrupa'da da sergiliyor. Osimhen, tam bir 9 numara olduğu için gol atma konusunda istikrarlı bir grafik çiziyor. Osimhen, Napoli’de oynarken daha zor ama güzel goller atmıştı. Antalyaspor'a attığı gol onun kale önünde ne kadar ölümcül olduğunu bir kez daha gösterdi. Özellikle sakatlıktan yeni dönen biri için ne gol ama!
2017 yılında Steaua Bucarest takımından Kayserispor’a transfer olarak Türkiye kariyerine adım atan Fernando Boldrin, daha sonra yıldızının parlayacağı takım olan Çaykur Rizespor’a transfer oldu. Karadeniz temsilcisinde toplam 4 sene forma giyen Boldrin, özellikle usta sol ayağı ve etkili vuruşlarıyla her zaman adından söz ettirdi. Türkiye kariyerine veda etmeden önce Samsunspor’da oynayan 35 yaşındaki futbolcu, geride bıraktığımız sezonu Brezilyanın Ferroviária ekibinde tamamladı.
Beşiktaş’ın ilgilendiği dönemden bahseden tecrübeli 10 numara, Çaykur Rizespor formasıyla unutamadığı maçları da anlattı. Boldrin, kariyerine önemli düzeyde etkilerinin bulunduğunu söylediği teknik direktörler Okan Buruk ve İsmail Kartal’a ise ayrı bir parantez açtı.
FERNANDO BOLDRİN’İN SÜPER LİG KARİYERİYLE İLGİLİ ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
“TÜRKİYE’DE BİRİNCİ SINIF OYUNCULARIN YER ALDIĞI, İLGİ ÇEKİCİ BİR FUTBOL VAR”
Süper Lig’e transfer olmadan önce Brezilya, Çek Cumhuriyeti ve Romanya Liglerinde futbol oynadınız. Süper Lig’deki mantalite ve mücadele hakkında neler söylemek istersiniz?
Brezilya Ligi’nde teknik seviyenin çok iyi olduğunu söyleyebilirim ancak oyundaki dinamizmin Avrupa'ya kıyasla biraz daha düşük olduğuna inanıyorum. Çek Cumhuriyeti'nde oynadığım dönem çok gençtim. Slovan Liberec'e geldiğimde henüz 17 yaşındaydım ama hatırladığım şey orada çok fazla güç ve mücadele gerektiren bir futbolun olduğuydu. Ligde bulunan az sayıda takımın pas oyunu üzerine kurulu bir oyun tarzı vardı. Futbol daha çok uzun toplarla oynanıyordu. Ayrıca orada savaşmanız gerekiyordu. Romanya'da topla oynamayı seven, çok pas yapmamızı isteyen ve topa daha fazla sahip olmak için uğraşan harika antrenörlerle çalışacak kadar şanslıydım. Bu durum oradaki oyunumu daha çok kolaylaştırdı. Performansımla kendimi gösterdiğim ve çok başarılı olduğum bir ülkeydi. Türkiye'de ise hücum geçişlerinin çok olduğu ve birinci sınıf oyuncuların yer aldığı bir futbol var. Türkiye'nin taktiksel anlamda çok fazla geliştiğini görüyorum. Ayrıca son derece rekabetçi ve ilgili çekici bir futbol oynanıyor.
“TÜRKİYE’DE FUTBOL OYNAMAK İÇİN ÜST DÜZEY BİR LİG BULUNUYOR”
Süper Lig’e son dönemde dünyaca ünlü teknik direktörlerin ve futbolcuların transfer olduğunu görüyoruz. Türk futbolunun kalitesi hakkında ne düşünüyorsunuz?
İspanya’nın önemli haber sitelerinden olan Diario AS, Fenerbahçe’nin Barcelona’nın İspanyol süper starı Ansu Fati’yi kadrosuna katmak için girişimde bulunduğunu duyurdu. Habere göre; sarı-lacivertli kulüp, Jose Mourinho’dan gelen olumlu raporla birlikte yıldız oyuncuyu devre arasında kiralık olarak kadrosuna katmak için girişimlere başlama kararı aldı. Katalan deviyle 2027 yılına kadar sözleşmesi bulunan İspanyol hücumcu, yaşadığı şanssız sakatlıklar nedeniyle şimdiye kadar 3 maçta 51 dakika sahada kaldı. İspanyol futbol muhabirleri, büyük yankı uyandıran transfer iddiasıyla ilgili önemli tespitlerde bulundu.
İSPANYOL GAZETECİLERİN ‘FENERBAHÇE-ANSU FATİ’ GÖRÜŞLERİ ŞU ŞEKİLDE:
EDUARD BOADA (PANENKA): “ANSU FATİ, ONU KARAKTERİZE EDEN ESKİ HIZINA VE GÜCÜNE HENÜZ ULAŞAMADI”
Ansu Fati, sezon başında sakatlık yaşadığı için şu ana kadar çok az süre alabildi. Uluslararası turnuvalar için verilen aralar ve sezon başında oynanan çok sayıda maçlar nedeniyle takımın dinamiğine uyum sağlaması zor oldu. Ancak şimdi Barcelona, Ferran Torres gibi hücumda kayıplar verdiği bu dönemde bir dizi önemli maça çıkacak. Bundan dolayı bence Ansu Fati, daha fazla varlık göstermeye başlayacak. Ansu Fati’nin şu ana kadar yeteneğiyle ilgili çok az şey görebildik ama onu karakterize eden eski hızına ve gücüne henüz ulaşamadığını düşünüyoruz.
“HANSİ FLİCK, ANSU’YU TAKIMDA TUTMAK İÇİN HER ŞEYİ DENEYECEK”
Ansu'nun Barcelona’dan ayrılması, her iki tarafın da oyuncunun fiziksel formunu geri kazanabileceğine olan inancını yitirdiği anlamına gelecektir. Ansu Fati’nin Barcelona’da 10 numarayı giyen bir oyuncu olduğunu ve şu anki performansı her ne kadar yeterli olmasa da hepimizin büyük bir potansiyel hayal ettiğini unutmayalım; işte o dönemlerde transfer olması benim için sürpriz olurdu. Ancak Ansu'nun ocak ayında kiralık olarak gönderilmesi süre bulmasına yardımcı olabilir fakat gideceği yeri çok iyi seçmesi gerekiyor. Yine de teknik direktör Hansi Flick'in Ansu'yu takımda tutmak ve tekrardan form kazanması için her şeyi deneyeceğini düşünüyorum.
“ANSU FATİ, EĞER ESKİ FORMUNA GERİ DÖNERSE…”
Ansu’nun hücum gücü yüksek ve bitiriciliği iyi bir oyuncu olduğunu hepimiz biliyoruz. Lamine Yamal gibi mükemmel bir top sürme becerisine sahip değil ancak bire bir hücumlarda her zaman rahat bir performans sergilemiştir. Ansu, ayrıca kolaylıkla kaleciyle karşı karşıya kalabiliyor ve kaleye şut atabiliyor. Tüm bunlar Ansu'nun birkaç yıl önce geçirdiği büyük sakatlıktan önce gördüklerimizdi. Eğer bu formuna geri dönerse özellikle çok genç olması nedeniyle ilginç bir yetenek sergileyebilir.
2009 yılında Molde’den Manchester United’a transfer olan Mame Diouf, Kırmızı Şeytanlar’da 9 maçta forma giydi ve 1 gol kaydetti. Blackburn Rovers, Hannover 96, ve Stoke City kariyerlerinden sonra 2020 yılında Hatayspor’un yolunu tutan başarılı futbolcu, Akdeniz ekibinde çıktığı 75 maçta 31 gol ve 8 asist kaydederek göz doldurdu. Konyaspor ve Göztepe formaları da giyen Diouf, sezon başında TFF 1.Lig ekiplerinden Ankara Keçiörengücü’ne transfer oldu. İngiltere günleriyle ilgili yaşadığı deneyimleri paylaşan 36 yaşındaki tecrübeli yıldız, Süper Lig’de mücadele eden mevkidaşları Dzeko, Icardi, Osimhen, Immobile, En-Nesyri ve Batshuayi arasından favori ismini açıkladı.
SENEGALLİ YILDIZ SANTRFOR MAME DIOUF’UN ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
“MANCHESTER UNİTED’IN İLGİSİNİ DUYUNCA KENDİMİ ÇOK MUTLU VE GURURLU HİSSETTİM”
Molde’de gösterdiğin başarılı performansın ardından 2009 yılında Manchester United’ın yolunu tutmuştun. İngiliz devine transfer sürecini anlatır mısın? O dönem ismin Arsenal’le de anılmıştı.
Evet, Molde’de oynarken o sezon birçok takımın beni transfer etmek istediğine dair haberler medyada yer almıştı. Ben bu transfer konularını kafama takmadan iyi bir şekilde Molde’de sezonu tamamlamıştım. Menajerim beni aradığında benimle bir konu hakkında yüz yüze görüşmek istediğini söyledi. Konunun ne olduğunu bana telefonda da söyleyebileceğini belirttim. Menajerim, bu konunun telefonda konuşulmayacak kadar önemli bir konu olduğunu söylemişti. O zamanlar Fransa’nın Nice şehrine tatile gitmiştim. Menajerim yanıma geldi ve Manchester United’ın temas kurduğunu, beni transfer etmek istediklerini söyledi. Böyle bir büyük takımın benim gibi genç bir futbolcuyla ilgilenmesinden dolayı çok mutluydum ve kendimi gururlu hissediyordum.
“ÜST DÜZEY VE BÜYÜK FUTBOLCULARLA ANTRENMAN YAPMAK GELİŞMEMİ SAĞLADI”
4,5 milyon euro gibi 2009 senesine göre büyük bir bonservis bedeliyle transfer olduğun Manchester United günlerinden bahseder misin? Manchester United’daki günlerin beklediğin gibi geçti mi?
Manchester United’a gittiğimde çok genç bir oyuncuydum. Her hafta sonu maçlarını izlediğim bir takıma transfer olmuştum. Oradaki üst düzey ve büyük futbolcuları sadece televizyonda görüyordum. Böyle oyuncularla birlikte her gün antrenman yapmak benim gelişmemi sağladı. Manchester United’da öğrendiğim bilgilerin kariyerimde bana çok faydası oldu. O günlerde aldığım eğitimlerden dolayı hala futbol oynuyor, iyi performans sergiliyorum.
Geçtiğimiz yaz EURO 2024 defterini çeyrek final başarısıyla kapatan A Milli Futbol Takımı, UEFA Uluslar Ligi’nde çıktığı 4 maçta 3 galibiyet ve 1 beraberlik alarak fark yaratmaya devam etti. Ay-yıldızlılar, son oynadığı zorlu İzlanda deplasmanından 4-2’lik zaferle dönerek klasını konuşturdu. Milliler, Kerem Aktürkoğlu’nun 1 gol ve 1 asistle yıldızlaştığı maçta İzlanda’yı bozguna uğrattı. 3.dakikada Orri Óskarsson’un attığı golün asistini yapan Mikael Anderson ile 83.dakikada skoru 2-2’ye getiren Andri Gudjohnsen’in attığı golün asistini kaydeden Valgeir Lunddal Fridriksson, mücadeleyle ilgili değerlendirmelerini aktardı. İzlandalı futbolcular, 2 maçta 4 gole imza atan Kerem Aktürkoğlu’na da ayrı bir parantez açtı.
İZLANDALI FUTBOLCULARIN TARİHİ MAÇLA İLGİLİ YORUMLARI ŞU ŞEKİLDE:
Mikael Anderson:
“GÜÇLÜ BİR ŞEKİLDE GERİ DÖNDÜK ANCAK HATALAR YAPTIK”
Açıkçası Türkiye'de oynadığımız ilk maçtaki performansımızdan memnun değildik ve İzlanda'daki maçta performansımızı geliştirdiğimizi göstermek istedik. Maçın çok dengeli geçtiğini düşünüyorum. Maça gerçekten iyi başladık ve ilk yarıdaki performansımızdan memnunduk. İkinci yarıya Türkiye güçlü bir şekilde başladı ve kazandıkları penaltılarla maçın gidişatı değişti. Daha sonra biz güçlü bir şekilde geri döndük ancak bazı hatalar yaptık ve maçı Türkiye kazandı.
“TÜRKİYE, HERKESİN CANINI YAKABİLECEK ÇOK İYİ BİR TAKIMA SAHİP”
Türkiye'nin gerçekten güçlü bir takım olduğunu düşünüyorum. Çok genç bir takım ve takımda bazı büyük yetenekler var. Ben Türkiye'nin önümüzdeki yıllarda çok daha iyiye gideceğini ve gelecekte çok daha büyük işler başarmak için mücadeleye başlayacağını düşünüyorum. Türkiye’nin şu anki kadrosunun şimdiye kadar görülen en güçlü Türk takımı olduğuna inanıyorum. Bence herkes Kerem Aktürkoğlu’nun da ne kadar kaliteli bir oyuncu olduğunu biliyor. Bize karşı çok etkili bir performans gösterdi ve Benfica'da da harika bir sezon geçiriyor. Kerem, üst düzey bir oyuncu. Türkiye'nin oynadığı her ülkeye karşı iyi bir şansı olduğunu düşünüyorum. Elbette turnuvayı kazanmak için favori değiller ama herkesin canını yakabilecek çok iyi bir takıma sahipler.
A Milli Futbol Takımı, İzlanda’yı Laugardalsvöllur Stadı’nda İrfan Can Kahveci, Hakan Çalhanoğlu (P), Arda Güler ve Kerem Aktürkoğlu’nun golleriyle 4-2 yenerek namağlup yoluna devam etti. 53. dakikada kaptan Hakan Çalhanoğlu’nun penaltıdan kaydettiği gol, vuruş esnasında topa iki kez temas ettiği gerekçesiyle iptal edildi. Özellikle ikinci yarıda etkili bir oyun ortaya koyan ay-yıldızlılar, dirençli rakibini resmen bozguna uğrattı. Karşılaşmayı yakından takip eden İzlandalı meslektaşlarımız, heyecanı yüksek mücadele sonrası analizlerini aktardı.
İZLANDALI GAZETECİLERİN MAÇ SONU GÖRÜŞLERİ ŞU ŞEKİLDE:
Hoddi Magnusson (RUV):
“İLK YARIDA ÇOK İYİ HIZLI HÜCUMLAR YAPTIK”
İzlanda'nın ilk yarıdaki performansı çok iyiydi. Takım kompakt bir futbol oynadı ve hiçbir mücadeleyi kaybetmedi. Çok iyi hızlı hücumlar yaptık ve Orri Oskarsson bireysel kalitesini kullanarak harika bir gol attı. Orri Oskarsson, kısa sprintlerde patlayıcı bir tempoya sahip. Türk savunması çok yavaştı ve defans çizgisi çok ilerideydi. Ama bütün maç boyunca yeterince iyi oynayamamak İzlanda’nın son yıllardaki hikayesinin genel özetiydi. Bu maçta da durum böyleydi.
“TÜRKİYE, HARİKA PASLARI VE ZEKASIYLA KALİTESİNİ GÖSTERDİ”
Bu Türk takımı çok sayıda genç oyuncusu ve istikrarlı oyun kurucusu Hakan Çalhanoğlu ile büyük bir potansiyele sahip. Takımın Almanya'daki son Avrupa Şampiyonası'ndaki performansını çok beğendim. Bu takımın Türk tarihindeki en iyi takım olma potansiyeline sahip olduğunu düşünüyorum. Türkiye, kalitesini ikinci yarıdaki harika pasları ve zekasıyla herkese gösterdi.
Son günlerde Güney Amerika medyasında Arjantinli futbolcu Mauro Icardi’yi ülkesinin köklü ekiplerinden River Plate’in transfer etmek istediğine dair haberler sıkça yer aldı. River Plate Teknik Direktörü Marcelo Gallardo’nun yıldız golcüyü takımda görmek istediği ve efsanevi kulübün yakın zamanda girişimde bulunacağı belirtildi. Icardi’nin geleceği merak konusu olurken; iddiaların sahibi olan Arjantinli gazeteci Renzo Pantich, gelişmelerle ilgili düşüncelerini aktardı.
ARJANTİNLİ GAZETECİ RENZO PANTİCH (AZZ STREAMING, 90MIN ES, CHANEL 9):
“MAURO ICARDİ, GOLCÜLÜK İÇ GÜDÜSÜ ÇOK İYİ OLAN ELİT BİR FUTBOLCU”
River Plate’in şu an forvet pozisyonunda oynayan Adam Bareiro, Facundo Colidio, Miguel Borja ve Agustín Ruberto’nun performansıyla ilgili bir sorunu yok. River Plate, Amerika Birleşik Devletleri'nde düzenlenecek Kulüpler Dünya Kupası'na hazırlanıyor ve kadrosuna yıldız isimler katmak istiyor. Basit bir durum olmasa da bu oyuncuların arasında Mauro Icardi’nin olma ihtimali var mı diye bakabilirsiniz. Çünkü Icardi’nin golcülük iç güdüsü çok iyi. O, aynı zamanda üst düzey ve elit bir futbolcu.
“RİVER PLATE TARAFTARLARI BEKLENTİLERİNİ KORUYOR”
Dürüst olmak gerekirse bunun hala bir söylenti olduğunu ve somut bir şey olmadığını gören River Plate taraftarları yine de beklentilerini koruyor. Bu transfer eğer gerçekleşirse hiç şüphesiz üst düzey bir takviye olacaktır. Mauro Icardi’yi destekleyecek çok sayıda taraftar olacak. Icardi, ayrıca Arjantin futbolu için ideal bir yaşa sahip. O, ülkesinde de çok iyi bir şekilde karşılanacaktır.
“WANDA NARA, TÜM TRANSFER GÖRÜŞMELERİNDE HAYATİ BİR ROL OYNUYOR”
UEFA Uluslar B Ligi’nde yoluna namağlup devam eden A Milli Futbol Takımı, İzlanda’yı gözüne kestirdi. Vincenzo Montella ve öğrencileri, 4 puanı bulunan rakibini yenerek gruptaki avantajını artırma peşinde. Ay-yıldızlılar, dirençli futbolunu deplasmanda da devam ettirerek liderliğini daha da sağlama almayı hedefliyor. İzlandalı futbol muhabirleri ve İzlanda Milli Takımı forması ile 73 maçta 18 gol kaydeden eski futbolcu Alfred Finnbogason karşılaşma öncesi her iki takımın etkili yönleriyle ilgili analizlerini aktardı. Gazeteciler ve Finnbogason, rakibimizin dikkat edilmesi gereken noktalarıyla ilgili dikkat çekici ifadeler kullandı.
İZLANDALI GAZETECİLERİN MÜCADELE ÖNCESİ AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
Johann Ingi Hafborsson (MBL.IS):
“OYUNCULAR, TÜRKİYE MAÇINI SABIRSIZLIKLA BEKLİYOR”
Geçen gün oynadığımız Galler maçındaki ilk yarı teknik direktör Age Hareide'nin göreve gelmesinden bu yana oynadığımız en kötü ilk yarılardan biriydi. İzlanda, neredeyse hiçbir şey üretemedi ve bu durum pek iyi görünmüyordu. İkinci yarı ise tam tersi oldu. İzlanda, çok iyi oynadı; çok enerjikti ve şanssız bir şekilde maçı kazanamadı. 2-0 gerideyken beraberliği yakaladıktan sonra takımdaki ruh hali ve atmosfer çok iyi durumdaydı. Oyuncular, şimdi Türkiye ile oynayacağı maçı sabırsızlıkla bekliyor. Kadromuz orta sahadan hücum hattına kadar güçlü. Hücum oyuncularımız çok iyi durumda. Orri Oskarsson, Jon Dagur Porsteinsson ve Johann Berg Guomundsson gibi oyuncular tehlikeli olabilir. İzlanda, Galler karşısında ikinci yarıda yaptığı gibi hücum futbolu oynadığında çok güçlü bir takım oluyor ama savunması o kadar iyi değil. Yani Türkiye, İzlanda'da hücum futbolu oynarsa bu İzlanda takımı için zor olabilir.
“İZLANDA, KEREM’İ DURDURMAK İÇİN BİR YOLUNU BULMALI”
Türkiye'nin İzlanda'yı 3-1 yendiği maçta İzmir'deydim. Adil bir sonuçtu ve Türkiye çok iyi oynadı. Türkiye'deki genç yetenekler, çok iyi seviyedeydi. Türkiye, çok tehlikeli ve iyi bir takım. Kadro uyumu çok iyi görünüyor ve Montella bu takımla kesinlikle doğru yolda ilerliyor. Türkiye, çok iyi ve geleceği çok parlak görünüyor. İzlanda'nın İzmir'de üç gol atan Kerem Aktürkoğlu'na karşı dikkatli olması gerekiyor. Kerem, o maçta çok iyiydi ve İzlanda'nın onu durdurmanın bir yolunu bulması gerekiyor. Hakan Çalhanoğlu da pasları ve şut yeteneğiyle göz dolduruyor. Arda Güler, elbette bir yıldız ve çok tehlikeli olabilir. Şimdi Kenan Yıldız da çok iyi durumda. Türkiye'nin genç oyuncuları birer yıldız.
“TÜRKLERİN İZLANDALI TARAFTARLARDAN KORKACAĞINI DÜŞÜNMÜYORUM”
Türkiye, Karadağ’ı 1-0’lık skorla devirerek gruptaki yenilmezliğini devam ettirdi. Mücadele boyunca etkili ve baskılı bir oyun ortaya koyan ay-yıldızlılar, İrfan Can Kahveci’nin golüyle grup lideri olarak yoluna devam etmesini bildi. Savunma ağırlıklı bir oyun ortaya koyan teknik direktör Robert Prosinečki yönetimindeki Karadağ ise grupta 0 puanla son sırada yer aldı. Karadağ medyasında görev yapan editör Aleksandar Popovic, iki ekibin performansıyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
KARADAĞLI MESLEKTAŞIMIZIN ‘TÜRKİYE-KARADAĞ’ MAÇIYLA İLGİLİ YORUMLARI ŞÖYLE:
ALEKSANDAR POPOVİC (LOB SPORT):
“FIRSATLARI DEĞERLENDİREMEDİĞİMİZ İÇİN CEZALANDIRILDIK”
Karadağ, özellikle savunma bloğunda istekli ve özverili bir futbol oynadı. Kaleci Igor Nikić, performansıyla kalede güven verdi. Hücumda çok ciddi pozisyonlar yakaladık ancak son dokunuş konusunda eksiklik yaşadık. Bu durum maçtan maça en büyük sorunumuz olarak ortaya çıkan bir konu. Diğer yandan şu ana kadar UEFA Uluslar Ligi’nde daha fazla puan kazanmayı kesinlikle hak ettik. Ancak rekabetin yüksek olduğu bir ortamda, yarattığınız fırsatlarınızı değerlendirmediğinizde genellikle hemen cezalandırılırsınız. Şimdi sıra Galler ile deplasmanda oynanacak maça geldi. Karadağ'ın mücadelesi her zaman olduğu gibi devam edecek. Bu arada Arda Güler ve takım arkadaşı Kenan Yıldız’dan bir yaş küçük olan Karadağlı futbol incimiz Vasilij Adzić de Juventus'ta oynuyor ve ondan gelecek adına çok umutluyuz.
“TÜRKİYE, HER ZAMAN OLAĞANÜSTÜ BİR MİLLİ TAKIMDIR”
Türkiye, herkes için her zaman tehlikeli bir rakip olan olağanüstü bir milli takımdır. Ayrıca fiziksel olarak üstün, İtalyan teknik direktör Vincenzo Montella'nın katkılarıyla her zaman enerji üreten, çok kaliteli bir takım. Bu Türk Milli Takımı’nda kesinlikle görmeyi özlediğim bir şey var; Bir santrfor, klasik bir dokuz numara, bir golcü... Çünkü tarih boyunca rakip kale önünde, rakip savunmaya sürekli tehdit oluşturan ve bu nedenle son hatta baskı altında olan böyle bir profilde ve kalibrede oyuncularınız hep oldu. İşte o zaman Türkiye daha da değerli bir takım haline gelecek ve zirveye bir basamak daha tırmanacaktır.
UEFA Uluslar B Ligi’nde Galler ile deplasmanda 0-0 berabere kalan ve İzmir’de İzlanda’yı 3-1 yenerek grupta zirveye yerleşen A Milli Takım, Karadağ’ı gözüne kestirdi. Grupta henüz puanla tanışamayan ama son saniyeye kadar dirençli bir oyun ortaya koyan rakibine karşı sürprize yer vermek istemeyen ay-yıldızlılar, galibiyete odaklandı. 2020-2024 yılları arasında Samsunspor ve Giresunspor forması giyen Karadağlı yıldız Vukan Savicevic, karşılaşmada avantajlı olan tarafla ilgili önemli tespitlerde bulundu.
KARADAĞLI FUTBOLCU VUKAN SAVICEVIC’İN MAÇ ÖNCESİ AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
“ÖZELLİKLE GALLER MAÇINI ÇEVİREMEMİŞ OLMAMIZ ÜZÜCÜYDÜ”
Mücadeleci bir görüntü çizse de UEFA Uluslar Ligi’nde istediği başlangıcı yapamayan Karadağ, grupta 0 puanla son sırada yer aldı. Öncelikle takımının bu süreçteki performansını değerlendiren Vukan Savicevic, “UEFA Uluslar Ligi açısından bu sezona kötü bir başlangıç yapan Karadağ, iki maç oynadı ve ikisinde de mağlup oldu. İzlanda'ya karşı oynadığımız ilk maça iyi adapte olamadık ve o maça iyi hazırlanamadık. Ayrıca hava koşulları çok zordu. İkinci maça (Galler) gelince, ilk 5 dakikada oyuna çok kötü bir giriş yaptık ve iki gol yedik. Ondan sonra geri dönmeyi başaramadık ama o maçta mükemmel bir futbol oynadık. Çocuklar gerçekten görevlerini yerine getirdiler. Özellikle Galler maçını çevirememiş olmamız üzücüydü” diye konuştu.
“ROBERT PROSİNECKİ’NİN TÜRKLERİN MANTALİTESİNİ BİLDİĞİNE EMİNİM”
Geçtiğimiz şubat ayında Balkanların efsanevi ismi Robert Prosinecki’yi takımın başına getiren Karadağ, tecrübeli teknik direktörün yönetiminde 4’ü hazırlık, 2’si resmi olmak üzere toplamda 6 maç oynadı. Bu mücadelelerde 2 galibiyet elde eden Karadağ, istediği skorları alamasa da dirençli bir futbol ortaya koydu. Karadağ Teknik Direktörü Robert Prosinecki'nin takıma etkisiyle ilgili konuşan Savicevic, “Teknik direktör Robert Prosinečki, çok iyi ve tecrübeli bir çalıştırıcı. O, Balkanların büyük adamı. Prosinecki, futbolculuk döneminde Kızılyıldız formasıyla Şampiyonlar Ligi kupasını kazanmıştı. Yani kazanma mantalitesine ve karakterine sahip bir teknik direktör. Takımı genellikle futbolu hakkını vererek oynamayı, yerden toplar atmayı, boş alanlara koşmayı ve her pozisyondan şut atmayı seviyor. Prosinecki’nin Türklerin mantalitesini bildiğine eminim. O, ayrıca takımınızdaki birçok oyuncuyu tanıyor. Prosinecki’nin Türkiye'de takımınızın zayıf yönlerinin neler olduğunu ona söyleyecek arkadaş çevresi de var. Bundan dolayı bu durumun milli takımımız için avantajlı olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
“EN İYİ OYUNCULARIMIZDAN BİRİ OLAN STEVAN JOVETİC, BU MAÇTA DA ETKİLİ OLACAK”
Yaşanan sakatlıklardan dolayı Trabzonspor forması giyen Stefan Savić başta olmak üzere takımın önemli isimlerinden yoksun olan Karadağ, maça hazırlık sürecinde birçok problem yaşadı. Karadağ’ın kadrosunu değerlendiren 30 yaşındaki orta saha, “Biz büyük bir ülke değiliz ama yine de güçlü bir karakterimiz, kazanma ruhlu bir yapımız ve iyi bir takımımız var. Ve eminim ki Robert Prosinečki ile sadece Türkiye'ye değil, diğer takımlara karşı da iyi bir sonuç elde edeceğiz. Takım şu an hazır ve daha da hazır olacak. En iyi oyuncularımızdan biri olan Stevan Jovetić’in bu maçta etkili olacağına inanıyorum” dedi.
UEFA Uluslar Ligi serüvenine 0-0’lık Galler maçı beraberliği ile başlayan A Milli Takım, gruptaki ikinci maçta İzlanda’yı 3-1’le geçti. Grupta 4 puana ulaşan ay-yıldızlılar, Galler’in önünde averajla liderlik koltuğuna oturdu. Gruptaki 2 maçtan yenilgiyle ayrılmasına rağmen dirençli bir oyun ortaya koyan Karadağ’ı gözüne kestiren milliler, Montella önderliğinde 3 puana odaklandı. Karadağlı meslektaşlarımız, A Milli Takım’ın Galler ve İzlanda ile arasındaki liderlik yarışını yakından ilgilendiren maç öncesi düşüncelerini anlattı.
KARADAĞLI GAZETECİLERİN MÜCADELE ÖNCESİ ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:
UROS RADULOVİC (TV NOVA MONTENEGRO):
“İLK 2 MAÇTAKİ MAĞLUBİYETE RAĞMEN PROSİNECKİ’NİN TAKIMA OLAN İNANCI TAM”
UEFA Uluslar Ligi'ndeki ilk iki maç aynı zamanda yeni teknik direktörümüz Robert Prosinečki'nin ilk resmi maçlarıydı. Teknik direktörün bu süreçte kadro konusunda çok zorlandığını söylemeliyim. Stefan Savic, Marko Jankovic, Marko Vesovic, Edvin Kuc ve Vasilije Adzic, sakatlıkları nedeniyle kadroda yoktu. İlk maçta Reykjavik'te İzlanda'ya karşı 2-0 mağlup olduk. O maçta golleri kornerlerden yedik ve kadrodaki herkes İzlanda takımının en güçlü silahının aslında kornerler ve serbest vuruşlar olduğunu biliyordu. İkinci maçta Galler karşısında 2-1'lik mağlubiyeti hak etmedik. Maçın ilk beş dakikası şok ediciydi. Konuk ekip 2-0 öndeydi ancak Karadağ karakterini gösterdi ve çok iyi oynamaya başladı. Özellikle ilk yarıda çok sayıda net fırsat kaçırdık ancak mağlubiyete rağmen taraftarlar futbolcularımızı alkışladı. Ve bu, Galler karşısındaki iyi performansımız hakkında yeterli bir şey söylüyordu. Ancak gerçek şu ki 0 puanımız var ve futbolda sonuç her şeyden önemlidir. Robert Prosinecki, bir futbol efsanesidir. İsmiyle Karadağ takımının itibarını kesinlikle yükseltiyor. Kızılyıldız, Kayserispor ve Bosna Hersek'te antrenör olarak iyi sonuçlar aldı. Oyuncuların mantalitesini çok iyi biliyor. Prosinecki, milli takımımıza geldiğinde Karadağ'ın herkese karşı mücadele edeceğini söyledi. İlk iki maçtaki mağlubiyete rağmen bu takıma olan inancı tam. Türkiye'ye karşı oynayacakları maçla ilgili olarak şimdiden Türkiye'nin gruptaki en iyi takım olduğunu ve Samsun'da harika bir atmosfer olacağını belirtti.
“STEFAN SAVİC’İN SAKATLANMASI KARADAĞ İÇİN BÜYÜK BİR DARBE OLDU”
Stefan Savic’in sakatlanması ne yazık ki Karadağ için büyük bir darbe oldu. Diğer taraftan Jovetic, 34 yaşında ama yine de kadromuzun tartışmasız en iyi oyuncusu ve psikolojik olarak hâlâ iyi durumda. O, ayrıca izlemesi keyifli olan harika bir oyuncu. Adam Marusic ise çok üst düzey bir oyuncu. Marusic, üç sene önce İstanbul'daki maçta Türkiye'ye karşı çok iyi bir performans sergiledi ve gol attı. Kadromuzda ayrıca kaliteli gençlerden oluşan bir grup da var. Nikola Krstovic, Marko Jankovic, Driton Camaj ve Milutin Osmajic, milli formayla çok iyi bir oyun ortaya koyuyorlar.
“VİNCENZO MONTELLA, TÜRKİYE MİLLİ TAKIMI’NI DAHA DA GELİŞTİRDİ”
Galatasaray’dan 12 milyon euro bonservis bedeli karşılığında Portekiz devi Benfica’ya transfer olan Kerem Aktürkoğlu, ilk haftalardan teknik direktör Bruno Lage’nin vazgeçilmezlerinden biri oldu. Milli yıldız, Portekiz Ligi’nde çıktığı ilk 3 maçta 2 gol ve 2 asistlik performansının ardından Şampiyonlar Ligi’ne de damga vurdu. Aktürkoğlu, Benfica’nın Avrupa’nın 1 numaralı kupasında oynadığı ilk 2 maçta takımına 2 gollük katkı sağladı. Bir dönem Benfica formasıyla 7 kupa zaferi yaşayan Portekizli eski yıldız Silvio Sa Pereira, Kerem Aktürkoğlu’nun potansiyeli ve kulüpteki geleceğiyle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
PORTEKİZLİ ESKİ YILDIZ SİLVİO SA PEREİRA’DAN ‘KEREM AKTÜRKOĞLU’ AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE:
“BENFİCA, TEKNİK DİREKTÖR DEĞİŞİKLİĞİYLE ÖNEMLİ BİR GELİŞME GÖSTERDİ”
Yeni teknik direktörü Bruno Lage öndeliğinde 7 maçta topladığı 16 puanla Portekiz Ligi’nde 3.sırada bulunan Benfica, bu sezon gösterdiği üstün performansla dikkatleri üzerine çekti. Kırmızı-beyazlı ekip, sadece ligin ilk haftasında Famalicão’ya mağlup oldu. İlk olarak eski takımının performansını değerlendiren Silvio Sa, “Benfica, Portekiz Ligi’ne iyi başlamadı ancak teknik direktör değişikliğiyle önemli ölçüde gelişme gösterdi. Benfica'nın yeni teknik direktörü Bruno Lage, kulübü çok iyi tanıyan bir teknik direktör. Şu anda son 6 maçta 6 galibiyeti bulunuyor” diye konuştu.
“KEREM AKTÜRKOĞLU, TEKNİK OLARAK ÇOK İYİ BİR OYUNCU”
Portekiz devinin ligde ve Şampiyonlar Ligi’nde aldığı başarılı sonuçlarda hiç süphesiz yeni transfer Kerem Aktürkoğlu’nun performansı önemli bir rol oynadı. 5 resmi maçta 4 gol ve 2 asistle takımına katkı sağlayan ‘Harry Potter’, Portekiz’i kasıp kavurdu. Milli yıldızın potansiyeliyle ilgili gözlemlerini aktaran Portekizli eski futbolcu, “Kerem Aktükoğlu, takıma geldiği günden beri Benfica'ya çok yardımcı oldu. Kerem; çok hızlı ve teknik olarak çok iyi bir oyuncu. Ayrıca bire birde güçlü olan ve golleriyle takıma katkı sağlayan bir futbolcu” ifadelerini kullandı.
“BENFİCA TARAFTARLARININ TAKDİR ETTİĞİ ÇOK FAZLA CESARETE SAHİP”
Benfica’da sol kanat pozisyonunda forma giyen ve takımının atağa çıkmasını kolaylaştıran 25 yaşındaki futbolcu, Portekizli futbolseverlerden tam not aldı. Aktürkoğlu, bu süreçte takımın diğer yıldızlarından olan Orkun Kökçü ve Angel Di Maria ile uyum içinde bir futbol oynadı. Kerem’in mücadelelerdeki özgüveni yüksek oyununa değinen Silvio Sa, şöyle devam etti: “Kerem, Benfica'da hem hücumda hem de defansta çok önemli bir oyuncu olarak kendini gösteriyor. Çözülmesi zor maçlarda gidişatı ve sonucu belirleyebilen teknik kalitesi yüksek bir oyuncu. Kerem, aynı zamanda defansif süreç anlamında da takımla birlikte hareket edebilen bir isim. O, Benfica taraftarlarının çok takdir ettiği, taraftarlar arasında sevilen bir oyuncu olmasını sağlayan çok fazla kararlılığa ve cesarete sahip.”
Süper Lig’in ilk 2 haftasına 2 asistle başlayarak dikkat çekici bir oyun ortaya koyan Semih Kılıçsoy, son haftalarda ilk 11’den uzak kaldı. Avrupa devleriyle ismi anılan 19 yaşındaki milli futbolcu, Gaziantep FK deplasmanında süre alamadı. Bu sezon 10 maçta 425 dakika forma giyen Kılıçsoy’un kadrodaki geleceği merak konusu olurken; teknik direktör Giovanni van Bronckhorst, bu bölgede etkisiz bir oyun ortaya koyan Ernest Muçi’yi tercih ederek eleştirilerin hedefi oldu. Beşiktaş’ın eski yıldızlarından Recep Çetin, Ekrem Dağ ve Ali Tandoğan, konuyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
BEŞİKTAŞ’IN ESKİ YILDIZLARINDAN ‘SEMİH KILIÇSOY’ AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE:
RECEP ÇETİN:
“SEMİH, ŞU AN TAM BİR BÜYÜK TAKIM OYUNCUSU DEĞİL”
Semih Kılıçsoy, şu an tam bir büyük takım oyuncusu değil. Semih; yetenekli, genç, potansiyelli ve oynadıkça tecrübe kazanacak bir futbolcu. Geçen sene daha fazla şans buluyordu ama bu sene bulamıyor. Hatta hiç umulmadık oyuncular ilk 11’de oynuyor ama Semih oynamıyor. Demek ki burada bir sıkıntı var. Şu anda Semih’ten daha kötü olan oyuncuların oynadığını görüyoruz. Bu durum gerçekten camiayı üzüyor. Semih ile teknik direktör arasında bir sorun mu var? ya da Semih, performans anlamında geriye gittiği için mi oynamıyor? Artık hepimiz bunu düşünmeye başladık. O yüzden biraz sıkıntılı bir süreç var. Ayrıca ilk defa büyük bir takımın 4 stoperle oynadığını gördüm. Büyük takımların da bu şekilde savunma yapması maalesef beni çok hayal kırıklığına uğrattı. Takımdan çok beklentilerimiz vardı ama bu beklentilerin altında kalındığını düşünüyorum. Fenerbahçe ve Galatasaray, bizim çok üstümüzde bir kadro yapısına sahip. Beşiktaş’ın da bir an önce aynı kalitedeki kadroyu ve aynı potansiyeli yakalaması gerekiyor. Bizim tek isteğimiz bu. Bu süreçte genç oyuncularımıza da sahip çıkmak zorundayız.
“ERNEST MUÇİ, SEMİH’TEN ÇOK MU İYİ BİR FUTBOLCU?”
Geçen sene kurtarıcı olarak sezona başlayan Semih, bu sene oynayamayan bir Semih haline geldi. Giovanni van Bronckhorst’a, ‘Ernest Muçi, Semih’ten çok mu iyi bir futbolcu?’ diye sormak isterim. Muçi’yi 90 dakika sahada tutuyorsun ama hiçbir etkisi olmuyor. Bence Semih’le teknik direktör arasında bir sorun var. Bunu iyi etüt etmek lazım. Genç oyuncular; çok çabuk kırılan ama çok çabuk kazanılabilecek oyunculardır. Geçen sene bir anda ön plana çıkıp bu sene ikinci planda kalmak Semih’i üzüyordur. Ama futbolun içinde bunlar var; bazen oynayacaksınız bazen oynamayacaksınız. Bazen taktik gereği kenarda bekleyeceğiniz zamanlar da olacak. Hazır olduğunuzda, sizin sahaya sürdüklerinde herkesi utandıracak bir potansiyele sahip olmanız lazım.
“GİO, SEMİH’E İHTİYACI OLAN BÖLÜMLERDE İHTİYACI YOKMUŞ GİBİ DAVRANMAMALI”
UEFA Avrupa Ligi’ndeki temsilcilerimizden Galatasaray, mutlak 3 puan parolasıyla çıktığı RFS deplasmanından şok bir beraberlikle döndü. İlk yarıda üstün bir oyun ortaya koyan sarı-kırmızılılar, mücadeleyi 38.dakikaya kadar 2-0 önde götürdü. Temsilcimiz, 40.dakikada Janis Ikaunieks ve 54.dakikada Lasha Odisharia’nın gollerine engel olamadı. RFS’nin gollerine imza atan Letonyalı on numara Janis Ikaunieks ve Gürcü sağ kanat Lasha Odisharia, nefes kesen mücadeleyle ilgili duygularını anlattı.
RFS’Lİ İKİ FUTBOLCUNUN KARŞILAŞMAYLA İLGİLİ DEĞERLENDİRMELERİ ŞU ŞEKİLDE:
JANİS IKAUNİEKS (RFS- ORTA SAHA OYUNCUSU)
“NASIL OYNADIKLARINI BİLİYORDUK VE ELİMİZDEN GELENİ YAPMAYA ÇALIŞTIK”
Galatasaray ile eşleştiğimizde onların gerçekten çok iyi oyunculara ve çok büyük isimlere sahip olduğunu biliyordum. Ayrıca onları sürekli destekleyen taraftarlara sahiplerdi. Türkiye'de futbola karşı büyük bir sevgi var. Türk taraftarlara karşı milli takımla deplasmanda ve evimizde birkaç kez oynadık. Orada en üst düzeyde futbol kültürü var. Galatasaray, çok iyi bir rakipti ama bizim için özel bir durum içermiyordu. Bilirsiniz çünkü Avrupa Ligi’ne katılan her takım iyi seviyededir. Yıl boyunca bir sürü maç oynuyoruz ve biz sadece maçtan bir gün önce bu mücadelelere hazırlanıyoruz. Tüm maçlarımıza nasıl hazırlandıysak bu maça da öyle hazırlandık. Ekstra özel bir hazırlık yapmadık. Maçla ilgili videolarımızı izledik ve taktiklerimizi çalıştık. Buna göre rakibimizin nasıl oynadığını biliyorduk ve elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalıştık.
“GERİ DÖNÜŞ YAPMANIN ZOR OLACAĞINI ANLAMIŞTIK”
Galatasaray 2 gol attığında açıkçası skorun gidişatıyla ilgili sonuç çıkarmaya çalışmadım. Bunun futbol olduğunu ve 90 dakika sürdüğünü düşündüm. O an elimizden gelenin en iyisini yapmaya devam etmek ve neler olacağını görmek istedik. Ama tabii ki Galatasaray gibi bir takıma karşı da geri dönüş yapmanın zor olacağını anlamıştık. Yine de ilk golü attıktan sonra büyük bir inanç oluştu ve bunun puan alabileceğimiz bir maç olduğunu hissettik.
“GALATASARAY’A KARŞI GOL ATTIĞIMDA GERÇEKTEN ÇOK DUYGULANDIM”
Geçen hafta PAOK’u evinde 3-1’le geçerek UEFA Avrupa Ligi’ne moralli bir başlangıç yapan Galatasaray, Letonya’nın RFS ekibiyle 2-2 berabere kalarak taraftarlarına büyük bir şok yaşattı.
Bu sonucun ardından sarı-kırmızılı ekip, 2 maç sonunda 4 puana ulaştı ve puan tablosunda 8.sırada yer aldı. Letonyalı meslektaşımız Janis Celmins, dün geceki mücadeleyle ilgili düşüncelerini anlattı.
JANIS CELMINS (SPORTACENTRS.COM):
“VIKTORS MOROZS, AKILLI VE ŞİMDİDEN BÜYÜK İŞLER BAŞARAN BİR TEKNİK DİREKTÖR”
Teknik direktör Viktors Morozs'un 2024'ün en iyi Letonyalı teknik direktörü ödülünü kazanacağını tahmin etmekten artık çekinmeyeceğim. Morozs; akıllı, ayakları yere sağlam basan ve şimdiden büyük işler başarmış bir teknik direktör. Bu yıl onun yönetimindeki takım Letonya Şampiyonası'nda lider durumda ve şampiyonluğun en büyük favorisi konumunda. RFS, ayrıca Letonya Kupası’nda (finalde) mücadele ediyor ve Avrupa Ligi'nde ise şimdiden bir puan topladı. Bu gerçekten muhteşem bir olay. Teknik direktör Morozs'un yanına RFS’nin sahibi Artjom Milov’u ve kulübün genel direktörü Maris Verpakovskis'i de eklemek gerekiyor. Çünkü bu takımı birlikte inşa ettiler.
"TÜRKLER BU GECE KAZANMAK ZORUNDAYDI"
Hiç şüphe yok ki Galatasaray, Avrupa'nın en iyi takımlarından biri. Maçtan önce RFS'nin kazanmak için çok fazla seçeneği olacağını düşünmüyordum ancak sistemli ve yürekten oynayarak harika şeyler yapabileceğimizi gösterebiliyoruz. Galatasaray, kesinlikle beklediğim performansı gösteremedi ama takımda sakatlıklar vardı. Ayrıca RFS de en iyi formasyonuyla oynamadı. Dolayısıyla Galatasaray’ın en iyi durumda olmadığı anlaşılıyordu. Ancak kadrolarındaki tüm bu sorunlara rağmen Türkler bu gece kazanmak zorundaydı!
Geçen hafta UEFA Avrupa Ligi ilk hafta maçında Union Saint Gilloise’yi 2-1’le geçerek Avrupa’nın 2 numaralı kupasına 3 puanla başlayan Fenerbahçe, deplasmanda Twente’ye konuk oldu. Rakibine göre daha durgun bir performans ortaya koyan sarı-lacivertli ekip, zorlu deplasmandan 1 puanla ayrılmasını bildi.
Hollanda futbolunun yakından tanıdığı isimlerden olan Sofian Amrabat ve Dusan Tadic, güzel bir gol organizyonu ile takımının umutlarını diri tutmayı başardı. Hollandalı meslektaşımız Tim Duijverman, her iki ekibin mücadelesiyle ilgili analizlerini aktardı.
TİM DUİJVERMAN (SOCCERNEWS.NL):
“FENERBAHÇE, NEFES ALACAK ZAMAN BULAMADI”
Twente, çok iyi bir performans gösterdi. İlk saniyeden itibaren oyunun içindeydiler; çok çalıştılar ve baskı yaptılar. Kanatlardan gelerek tehlikeli oldular. Fenerbahçe, Hollanda ekibi karşısında zor anlar yaşadı. Aslında 1-0 hak edilmiş bir skordu ve daha fazlası da olabilirdi. Fenerbahçe, ilk yarıda sahanın sol tarafından sadece iki kez tehlikeli olabildi. Nefes alacak zaman bulamadılar çünkü Twente sürekli onları kovalıyordu. Dâhiyane bir pas Twente için ölümcül oldu. Twente, yine de şoku üzerinden atarak kazanmak için mücadeleye devam etti.
“SOFYAN AMRABAT’TAN WORLD CLASS BİR HAREKET!”
Sofyan Amrabat'ın asistiyle gelen eşitlik golü maçın en önemli anıydı. Bu, eski Feyenoord oyuncusundan ‘world class’ bir hareketti. Tadic, bu pasın geleceğini önceden gördü ve sakin bir şekilde topu kaleci Unnerstal'ın yanından aşırtmayla ağlara gönderdi. FC Twente, bundan daha fazlasını hak ediyordu. Galibiyete açtılar ve tüm maç boyunca şans yaratmaya ve Fenerbahçe'ye alan bırakmamaya çalıştılar. Twente,Fenerbahçe'nin yakaladığı ve 1-1'le sonuçlanan tek şans konusunda ise şanssızdı. Avrupa'da (deneyimsiz) Hollanda takımlarının başına bu çok sık geliyor. Daha iyi bir takım oldular ama maçın önemli anlarında hayal kırıklığına uğradılar. Twente, yine de küçük bir zaferi hak etmişti.
UEFA Avrupa Ligi ilk hafta maçında Manchester United deplasmanından 1-1’lik beraberlikle dönerek rakiplerine gözdağı veren Twente, sahasında temsilcimiz Fenerbahçe’yi ağırlayacak.
Szymanski, Tadic, Maximin ve Dzeko gibi formda hücum oyuncularına güvenen sarı-lacivertli ekipte tüm planlar mutlak galibiyet üzerine kurulu. Hollandalı meslektaşlarımız, iki ekibin son dönemdeki performansını değerlendirirken; Twente’nin tehlikeli yönlerine de dikkat çekti.
HOLLANDALI GAZETECİLERİN MAÇ ÖNCESİ DEĞERLENDİRMELERİ ŞÖYLE:
GEERT-JAN JAKOBS (VOETBAL INTERNATIONAL):
“OOSTİNG, YÜKSEK PRESLİ FUTBOL OYNAMAK İSTİYOR”
FC Twente, 2018 yılında küme düşmeye yol açan mali sorunlardan bu yana kulüp olarak kendini yeniden inşa ediyor. Bir yıl içinde Eredivisie'ye geri döndüler ve o tarihten bu yana kulüp her sezon hem saha içinde hem de finansal olarak gelişme kaydetti. FC Twente, başantrenör Joseph Oosting yönetiminde oyun tarzı ve oyuncuların seviyesi anlamında kendini geliştirdi. Oosting, hücum etmeyi seviyor ve yüksek presli futbol oynamak istiyor. FC Twente'nin gücü, yıllardır olduğu gibi takım ruhu, iş ahlakı ve oyuncularının teknik yeteneğinden geliyor.
“MANCHESTER UNİTED DEPLASMANINDAKİ OYUN ÇOK ETKİLEYİCİYDİ”
Twente'nin Manchester United deplasmanında oynadığı oyun çok etkileyiciydi ve 1-1'lik sonuç fazlasıyla hak edilmişti. Twente, Old Trafford'da cesurdu; geride disiplinli bir futbol oynadı ve topla buluştuğunda hep ileriyi düşündü. Sağ bek Bart van Rooij, M.United karşısında öne çıkan oyuncuydu. van Rooij, NEC Nijmegen'den yeni geldi ve şu ana kadar mükemmel bir performans gösterdi. Gücü hücumda yatıyor ve Old Trafford'da yaptığı harika koşularla bunu kanıtladı. Yıllardır FC Twente'de forma giyen kaleci Lars Unnerstall da Manchester United maçının kilit oyuncularından biriydi. O, bence Eredivisie'deki en iyi kaleci; uzun boylu, güçlü, sakin, çok çevik ve refleksleri inanılmaz. FC Twente, Mees Hilgers gibi çok yetenekli bir merkez defans oyuncusuna ve Sam Lammers gibi her iki ayağını da iyi kullanan teknik açıdan yetenekli bir forvete sahip. Hücuma dönük orta saha oyuncusu Sem Steijn, şu anda altı golle Eredivisie'nin en golcü oyuncusu. Sem Steijn’in sahadaki boşluğu iyi görmesi ve doğru pozisyon alma becerisi onun en büyük iki özelliği. Defans oyuncusu Robin Propper'ın Rangers FC'ye gitmesi ve Michal Sadilek'in yaz aylarında sakatlanmasıyla FC Twente'de sahada fiziksel güç ve lider oyuncu eksikliği yaşandı.
Avrupa’daki temsilcilerimizden olan Beşiktaş, UEFA Avrupa Ligi'nin ikinci haftasında sahasında Ajax ile karşılaşacak. Süper Lig’de namağlup olarak yoluna devam eden siyah-beyazlılar, iyi gidişatını Avrupa’da da sürdürmek istiyor.
Avrupa kupalarında ilk kez karşı karşıya gelecek olan iki takımın mücadelesi heyecanla bekleniyor. Alman meslektaşlarımız, maç öncesi iki takımın galibiyet şansı ve kupadaki yolculuğuyla ilgili düşüncelerini aktardı.
ALMAN GAZETECİLERİN ‘BEŞİKTAŞ-E.FRANKFURT’ MAÇI ÖNCESİ AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
JULIAN FRANZKE (KICKER):
“BEŞİKTAŞ’IN EKİTİKE VE MARMOUSH’U SAVUNMASI ZOR OLACAK”
E.Frankfurt, Bundesliga'da yeni sezona iyi başladı. Takım 2023/24 sezonunun ikinci yarısına göre daha iyi performans gösteriyor. Pazar günü Bayern Münih'e karşı önemli bir maç oynayacaklar. Özellikle iki forvet Hugo Ekitiké ve Omar Marmoush giderek daha iyi hale geliyor. Beşiktaş'ın onları savunması zor olacak. Ekitiké, son maçta bazı ufak sorunlar nedeniyle forma giyemedi. Perşembe günü oynamasını bekliyorum ancak ilk 11’de oynayıp oynamayacağından emin değilim. Eğer Ekitiké yedek kulübesinde olursa, uzun boylu forvet Igor Matanovic oynayacak. Bu yaz transfer edilen savunma oyuncusu Rasmus Kristensen, takımdaki yeni bir kilit oyuncu. Ramus, ikili mücadelelerde güçlü ve rakip oyuncuları zorluyor. Hugo Larsson ise orta sahada oynayan büyük bir yetenek. Mario Götze ve Mahmoud Dahoud, çok tecrübeli ve teknik olarak güçlü oyuncular. Kaledeki 1 numara Kevin Trapp'in sakatlık nedeniyle kadroda olmaması bir sorun olabilir. Maçta 21 yaşındaki Brezilyalı kaleci Kaua Santos oynayacak. Kaua, risk alarak oynayan bir oyuncu o yüzden Beşiktaş’ın ona agresif bir şekilde atak yapması bir şans olabilir.
“GİO’NUN FUTBOL ANLAYIŞI BEŞİKTAŞ’A UYUYOR”
Beşiktaş, orta sahada ve hücum hattında teknik olarak güçlü, uluslararası deneyimi olan oyunculara sahip bir takım. Frankfurt, Giovanni van Bronckhorst'u Sevilla'daki 2022 Avrupa Ligi Finali'nden tanıyor. O dönemki maç berabere sonuçlanmış, penaltı atışlarında şanslı takım Frankfurt olmuştu. Van Bronckhorst, Glasgow Rangers'ı finale taşıdığı için büyük saygıyı hak ediyordu. Ayrıca o dönem yarı finalde Almanya'nın en iyi takımı RB Leipzig'e karşı büyük bir başarı elde ettiler. Van Bronckhorst, Beşiktaş'ta sezona çok başarılı bir başlangıç yaptı. Bu yüzden onun futbol anlayışının takıma uyduğunu tahmin ediyorum.
2023 yılının yaz transfer döneminde Fatih Karagümrük’ten Trabzonspor’a transfer olan Rayyan Baniya, bordo-mavili formayla geçen sezon toplam 25 maçta görev yaptı. Gösterdiği başarılı performansın ardından teknik direktör Vincenzo Montella tarafından UEFA 2024 Avrupa Şampiyonası Elemeleri'nde Hırvatistan ve Letonya ile oynadığımız maçların kadrosuna davet edilen Baniya, milli forma sevinci de yaşadı. Sezon başında 1 yıllığına Palermo ile anlaşan yıldız futbolcu, İtalya ekibiyle şimdiye kadar çıktığı 3 maçta 1 gol kaydetti. Palermo’daki atmosferi ve performansını değerlendiren 25 yaşındaki oyuncu; hedefleriyle ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
PALERMO’NUN STOPERİ RAYYAN BANİYA’NIN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
“BÖYLESİNE İDDİALI VE PRESTİJLİ BİR KULÜPTE OLDUĞUM İÇİN ÇOK MUTLUYUM”
Trabzonspor ile 2027 yılına kadar sözleşmesi bulunan Rayyan Baniya, daha fazla forma şansı bulabilmek için İtalya’nın köklü kulüplerinden Palermo’nun yolunu tuttu. Takımıyla şimdiye kadar 3 maçta 167 dakika süre bulan ve 1 gol kaydeden Baniya, İtalya’ya transferiyle ilgili olarak, “Palermo, transferde benim ilk tercih ettiğim kulüp oldu. Böylesine prestijli ve iddialı bir kulüpte olduğum için gerçekten çok mutluyum. City Football Group galaksisinin bir parçası olmak gurur verici. Dünyanın en önemli futbol grubunda yer almanın bilinci var. Rosanero (Palermo FC) formasıyla ilk golümü atmak ve ardından taraftarlarımızın olduğu tribüne doğru sevinç çığlıkları atmak çok güzel bir duyguydu" diye konuştu.
“SANKİ 12 KİŞİLİK BİR TAKIMDA OYNUYORMUŞ GİBİ HİSSEDİYORUZ”
İtalya’nın ateşli taraftarlarından biri olan Palermo taraftarlarının yarattığı atmosfere değinen Baniya, “Rosanero taraftarları, gerçekten olağanüstü ve gittiğimiz tüm stadyumlara kadar gelip bizi izliyorlar. Ayrıca onların desteği sayesinde sanki 12 kişilik bir takımda oynuyormuşuz gibi hissediyoruz. Renzo Barbera Stadyumu’nda 20-30 bin kişinin önünde oynamak bizi inanılmaz derecede teşvik ediyor. Bu arada Torretta'daki Palermo CFA adlı yeni spor merkezi, kulübün 120 yılı aşkın tarihindeki ilk özel spor merkezi olması nedeniyle kulüp için gurur kaynağı. Burası biz futbolcuların en iyi performansımızı göstermemizi sağlayan son teknoloji ürünü bir merkezidir. Palermo, Serie A'ya yükselecek ama bu sadece bir zaman meselesi. Amacım her oyunda takımın hedefe ulaşmasına yardımcı olmak” ifadelerini kullandı.
2022 yılının yaz transfer döneminde 5.23 milyon Euro karşılığında Marsilya’dan Fenerbahçe’ye transfer olan Brezilyalı savunmacı Luan Peres, yaşadığı sakatlıklar nedeniyle sadece 23 maçta forma giyebildi. Takımına 1 gol ve 1 asistlik katkı sağlayan Peres, 2023 yılında Türkiye Kupası zaferi yaşadı. Geçtiğimiz ay Brezilya’nın köklü ekibi Santos’a transfer olan sambacı; Fenerbahçe’de beraber çalıştığı teknik direktörler Jorge Jesus, İsmail Kartal ve Jose Mourinho ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Başarılı oyuncu, ayrıca rekor transfer ücretleriyle Fenerbahçe tarihine isimlerini yazdıran eski takım arkadaşları Arda Güler ve Ferdi Kadıoğlu’nun potansiyeline dikkat çekti.
BREZİLYALI STOPER LUAN PERES’İN ‘FENERBAHÇE’ AÇIKLAMASI ŞÖYLE:
“FENERBAHÇE’DE OYNUYORSANIZ HER MAÇI KAZANMAK ZORUNDASINIZ”
Fenerbahçe’ye transfer olmadan önce kariyerinde Brezilya, Belçika ve Fransa Liglerinde de forma giyen Luan Peres, Süper Lig’de oynanan futbola değinerek, “Türkiye'ye gelmeden önce ülkenizdeki futbolun gerçekte olduğundan daha kolay olduğunu düşünmüştüm. Özellikle Fenerbahçe ve Galatasaray'da oynuyorsanız çok yüksek bir seviyede mücadele ediyorsunuz. Ayrıca orada her maçı kazanmak zorundasınız. Aksi takdirde geçen sezon bizim gibi şampiyonluğu kaybedersiniz” diye konuştu.
“KADIKÖY’DE DERBİ MAÇI OYNAMAK ÇILGINCAYDI”
Fenerbahçe formasıyla 23 maça çıkan Brezilyalı savunmacı, bu mücadelenin 12’sini Kadıköy’de oynadı. Kadıköy’deki stadyum ve taraftar atmosferinin kendisinde uyandırdığı hisleri anlatan Peres, “Stadyumumuz çok büyüktü ve her zaman taraftarlarla doluydu. Atmosfer inanılmazdı ve burada özellikle derbi maçları oynamak çılgıncaydı” dedi.
“GALATASARAY, NE YAZIK Kİ İKİ KEZ ŞAMPİYON OLDU”
2020 yılının yaz transfer döneminde İngiliz ekibi Stoke City’den Galatasaray’a transfer olan Peter Etebo, sarı-kırmızılılarda 29 maçta görev yaptı. Orta sahadaki güçlü mücadelesiyle dikkat çeken yıldız futbolcu, kısa sürede sarı-kırmızılı taraftarların sevgilisi haline geldi. Nijerya Milli Takım’ında 45 maçta forma giyen Etebo, bu kulvarda 3 gol kaydetti. İngiltere’de yaşadığı zorlu sakatlık sürecinin ardından futbola geri dönen Etebo, Gençlerbirliği formasıyla şimdiye kadar 6 maçta mücadele etti. Başkent ekibiyle Süper Lig hedeflerine değinen Nijeryalı futbolcu, sarı-kırmızılı takımda oynadığı dönem unutamadığı anlardan da bahsetti. Başarılı futbolcu, Galatasaray’ın yeni yıldızı vatandaşı Victor Osimhen’e ayrı bir parantez açtı.
“GENÇLERBİRLİĞİ, SAKATLIK SÜRECİMDE BANA SAHİP ÇIKTI”
Stoke City’de oynadığı dönem ağır bir sakatlık yaşayan Peter Etebo, 1 yıl aranın ardından Gençlerbirliği formasıyla futbola geri döndü. Yaşadığı zorlu süreçten bahseden Nijeryalı orta saha, “Futboldan uzak kaldığım 1 sene benim adıma tabii ki çok uzun bir süreydi. Gerçekten futboldan bu kadar uzak kalacağımı hiç düşünmemiştim. Ama ne yazık ki böyle bir süreç başımdan geçti. Özellikle bonservisi olmayan bir oyuncuydum. İstediğim her takıma gidebilecekken böyle bir sakatlıkla karşı karşıya kaldım. Bu 1 sene boyunca rehabilitasyon ve iyileşme süreciyle uğraştım. O açıdan iyi olduğunu söyleyebilirim. Bu 1 sene zor ama tam olarak iyileşmem için yeterli süre olarak geçti. Sakatlığımın üzerinden 6-7 ay geçtikten sonra Gençlerbirliği’ne geldim. Buraya geldiğim süreçte Gençlerbirliği bana sahip çıktı ve sakatlığımın iyileşmesi adına ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Gençlerbirliği, bana bir aile gibi davrandı. Bu sezonun başında sakatlığım tamamen geçti ve Gençlerbirliği’nde oynamaya başladım. Şu anda da her şey yolunda gidiyor” diye konuştu.
“TEK HEDEFİM GENÇLERBİRLİĞİ’Nİ YENİDEN SÜPER LİG’E ÇIKARMAK”
TFF 1.Lig’de şimdiye kadar çıktığı 6 maçta 11 puan toplayan ve puan tablosunda 7.sırada yer alan Gençlerbirliği’nin yeni sezondaki hedeflerinden bahseden Etebo, “Şu an ligde iyi gittiğimiz doğru ama lig başlayalı henüz 7 hafta oldu. Baktığınız zaman yolun daha çok başındayız ve gitmemiz gereken çok yol var. Kazanmamız gereken çok sayıda maç bulunuyor. Ayrıca başarmamız gereken birçok şey var. Hepimizin gayreti ve hedefi bu güzel ve tarihi takımı tekrardan Süper Lig’e çıkarabilmektir. Gençlerbirliği’nin herkes tarafından sevilen ve sempati duyulan bir takım olduğunu biliyorum. Bu takımın ait olduğu Süper Lig’e çıkması gerekiyor. Şu an tek hedefim bu takımı yeniden Süper Lig’e çıkarmaktır. Neler olacağını göreceğiz ama bu yolda gayretimizin ve isteğimizin çok fazla olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim” ifadelerini kullandı.
“SÜPER LİG’DE MÜTHİŞ TAKIMLAR VE ZORLU BİR MÜCADELE VAR”
Türkiye’nin haricinde daha önce Portekiz, İspanya ve İngiltere gibi üst düzey liglerde de forma giyen 28 yaşındaki futbolcu, bu liglerdeki mücadeleyle ilgili olarak, “Oynadığım tüm bu ligler gerçekten çok zorlu liglerdi. Türkiye Ligi de bence aynı derecede zorluydu. Oynadığınız liglere göre yerine getirmeniz gereken görevleriniz var. Bu liglere gittiğinizde elinizden gelenin en iyisini yapmak zorundasınız. Bu yüzden ligler arasında karşılaştırma yapmıyorum. Türkiye’de de müthiş takımlar ve zorlu bir mücadele var. Ben de şu an iyi ve tarihi bir takımda oynuyorum. Süper Lig’e çıkarmayı çok istediğim bir takımda mücadele ediyorum” dedi.
UEFA Avrupa Ligi’ndeki temsilcilerimizden Fenerbahçe ile Beşiktaş, dün gece Avrupa’nın 2 numaralı kupasında ilk maçlarına çıktı. Fenerbahçe, sahasında ağırladığı Belçika ekibi Union Saint-Gilloise’yi Çağlar Söyüncü ve Christian Burgess’in golleriyle (kendi kalesine) 2-1 mağlup etti. Süper Lig’deki iyi gidişatını Avrupa’da da sürdürmek isteyen Beşiktaş ise Ajax deplasmanında şok bir yenilgi aldı. Siyah-beyazlılar, zorlu rakibine Johan Cruyff Arena’da 4-0 mağlup oldu. Avrupa futbolunda uzun yıllardır görev yapan NAC Breda’nın yardımcı antrenörü Serdal Güvenç, temsilcilerimizin maçlarıyla ilgili analizlerini aktardı. Güvenç, ayrıca NAC Breda’ya uzanan serüvenini anlatırken; hedeflerini de açıkladı.
NAC BREDA’NIN YARDIMCI ANTRENÖRÜ SERDAL GÜVENÇ’TEN ÖZEL AÇIKLAMALAR ŞU ŞEKİLDE:
“FENERBAHÇE’NİN ÜZERİNDE DERBİNİN VE TARAFTAR BASKISININ ETKİSİ VARDI”
Union Saint-Gilloise, maçın ilk 20 dakikasında daha iyi olan taraftı. Pozisyonlara girdi ancak gol bulamadı. Eğer o ilk 20 dakikada gol bulabilseydi çok farklı bir maç izleyebilirdik. Fenerbahçe’nin üzerinde derbideki yenilginin ve seyirci baskısının etkisi vardı. Jose Mourinho gibi bir teknik direktörü takıma getirdiğin zaman baskı biraz daha artıyor. Çünkü herkes iyi sonuçlar bekliyor ve derbileri kaybettiğinde sıkıntılar oluşabiliyor. Union Saint-Gilloise, zaten 4 maçtır gol atamayan bir takımdı. Biraz bu konuda tıkanıklık yaşıyorlardı. Aslında iyi bir futbol oynuyorlar; bunu ilk 20 dakikada gördük ama gol bulamadılar. Fenerbahçe’nin hak ettiği bir galibiyet aldığını düşünüyorum. İkinci yarıya daha dinç ve diri çıktılar. Pozisyonlara da girdiler. Maçın sonlarına doğru yaklaşırken sıkıntı yaşayabilirlerdi. Dominik Livakovic, neyse ki penaltıyı kurtardı. Union Saint-Gilloise, penaltıdan hemen sonra golü buldu. Fenerbahçe, baskın bir futbol oynadı ve daha fazla gol atabilirdi.
“MOURİNHO’NUN TECRÜBESİNİ KONUŞTURACAĞINA İNANIYORUM”
Jose Mourinho, bu baskıyı kesinlikle kaldıracaktır. Bunu geçmişte de gördük. Roma’daki ilk zamanlarında da aynı sıkıntıyı yaşamıştı. Çok büyük bir beklenti var. Yeni bir ülkeye geliyorsunuz ve farklı bir kültürle tanışıyorsunuz. Mourinho, tecrübeli bir hoca ve neler yapabileceğini geçmişte ispatladı. Süper Lig, uzun bir maraton ve daha çok maç var. Galatasaray da puan kaybedecektir; Mourinho, bence bunun bilincinde. Mourinho’nun durumu toparlayacağını düşünüyorum. Süper Lig, yine Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş arasında çekişmeli bir şekilde geçecek. Mourinho’nun tecrübesini konuşturacağına inanıyorum. Türk futbolunda teknik direktörlerden zaten çok çabuk bir şekilde sonuç alma bekleniyordu. Mourinho gibi bir hoca getirdiğiniz zaman bu durum çok normal. Çünkü böyle bir teknik direktör getirdiğin zaman direkt sonuç bulman lazım. Diğer taraftan Galatasaray da boş durmuyor ve kadrosunu güçlendiriyor. 2 sezon üst üste şampiyonluk yaşadılar. Galatasaray da gayet iyi bir performans sergiliyor. Beşiktaş da yeni hocasıyla beraber aynı performansı gösteriyor.
“POCOGNOLİ’NİN OYNATTIĞI FUTBOL GEÇEN SENEKİNDEN ÇOK DAHA İYİYDİ”
Union Saint-Gilloise, geçen sene takımın en etkili oyuncusu olan Mohamed Amoura, Puertas ve Gustaf Nilson’u bu yıl çok ciddi paralara sattı. Union, transfer politikası çok iyi olan bir takım. Union, diğer yandan Brighton’ın pilot takımı. Brighton’ın sahibi olan Tony Bloom, aynı zamanda Union’un da sahibi. Her sene aynı şekilde uygun, ucuz ve yetenekli futbolcuları keşfediyorlar. Daha sonra bu oyuncuları ciddi paralar karşılığında satıyorlar. Bu 3 futbolcu geçen sene 53 gole katkı sağladı. Amoura, Puertas ve Gustaf Nilson olsaydı bugün çok farklı bir maç izleyebilirdik. Union Saint-Gilloise Teknik Direktörü Sébastien Pocognoli, tecrübesiz birisi. Daha önce Genk’in ve Belçika Milli Takımı’nın alt yaş kategorisinde görev yaptı. Yani A Takım ve Avrupa tecrübesi olmayan bir isim. Sébastien Pocognoli’nin oynattığı futbol geçen seneki futboldan çok daha iyi. Topa daha fazla sahip olma, geriden oyun kurma ve oyunu rakip sahaya yıkma felsefesine sahipler. Oyunu bu şekilde domine etmeye çalışıyorlar ama gol bulamıyorlar. Amoura, Puertas ve Gustaf Nilson’ın ayrılmasından sonra yeni futbolcuların adaptasyon süresi uzun sürdü. Bu durum ligde de kendini gösterdi. 8 maçta 10 puan topladılar ve 12.sıradalar. Ortada pozitif bir oyun olduğu için Union Saint-Gilloise yönetiminin teknik direktörlerine olan güveni tam. Sonuç alma konusunda biraz tıkanıklık var. Bunu aştıkları zaman işleri rayına oturtacaklardır. Sébastien Pocognoli, tecrübesiz ama ciddi bir kariyere sahip. Daha önce Premier Lig ve Belçika’nın köklü ekiplerinde oynadı. O yüzden Pocognoli, boş bir teknik direktör değil.
Yeni sezona dikkat çeken bir giriş yapan ve kupalar hedefleyen Beşiktaş, bugün Johan Cruyff Arena'da Hollanda Ligi’nin köklü ekibi Ajax ile karşılaşacak. Siyah-beyazlı ekip, sahadan 3 puanla ayrılarak ligdeki iyi gidişatını Avrupa Ligi'nde de sürdürme peşinde. Kara Kartal, daha önce 6 kez karşılaştığı ve galibiyet elde edemediği rakibini gözüne kestirdi. Hollandalı futbol muhabirleri, mücadele öncesi iki ekibin galibiyet şansıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
HOLLANDALI GAZETECİLERİN “AJAX-BEŞİKTAŞ” MAÇI DEĞERLENDİRMESİ ŞÖYLE:
JAN SOMMERDIJK (TV GELDERLAND):
“FARİOLİ’NİN TÜRK FUTBOLUNU BİLMESİ KÜÇÜK BİR AVANTAJ”
Farioli'nin oyuncuları maça hazırlama konusunda çok büyük bir etkisi var ama sahada biraz güçsüz sayılır. Oyuncuları Farioli’nin istediklerini yapamıyor gibi görünüyor. Farioli’nin Türk futbolunu bilmesi çok küçük bir avantaj çünkü Beşiktaş’ın kadrosu onun Türkiye'de görev yaptığı döneme göre çok değişti. En iyi oyuncumuz olan Steven Berghuis sakatlandı. Kenneth Taylor ise tartışmasız en yetenekli oyuncu. Kenneth’in mükemmel bir mantalitesi ve iyi bir tekniği var. Brian Brobbey, kaleye yakın kullanıldığında tehlikeli olabiliyor. Beşiktaş'ta kısa bir dönem geçiren Wout Weghorst, çok yetenekli olmasa da yedek olarak oyuna girdiğinde her zaman etkili oluyor.
“GIO, TÜRKİYE KARİYERİNE MÜKEMMEL BİR BAŞLANGIÇ YAPTI”
Gio, Türkiye kariyerine mükemmel bir başlangıç yaptı. Beşiktaş; Galatasaray ve Fenerbahçe ile aynı finansal olanaklara sahip değil ancak bu sezon şimdiye kadar onlarla başa çıkmayı başardı. Gio, bir teknik direktör olarak her zaman sakinliğini korudu. Beşiktaş, çok büyük yıldızlara sahip bir takım değil ama gücünü birliktelikten alıyor. Ciro Immobile, hala tehlikeli bir forvet ve Ajax'a karşı gol atabilir. Ayrıca Ajax’ın savunması zayıf. Rashica, daha önce Hollanda Ligi'nde Vitesse'de oynamış yetenekli bir oyuncu. Beşiktaş, Joao Mario gibi çok tecrübeli ve uluslararası kalitede bir oyuncuya sahip. Rafa Silva da izlenmesi gereken bir oyuncu. Ajax, evinde oynadığı için küçük bir avantaja sahip. Ama tabii ki maç Türkiye'deymiş gibi tezahürat yapacak çok sayıda Beşiktaş taraftarı da olacak. Ajax'ın zayıf bir savunması var, bu durum Beşiktaş için bir şans olabilir. Bana göre mantıklı sonuç beraberliktir.
JOHAN INAN (ALGEMEEN DAGBLAD):
UEFA Avrupa Ligi’nde zafere odaklanan Fenerbahçe, sahasında Belçika Ligi ekiplerinden Union Saint-Gilloise’yi konuk edecek. Geçen sezon UEFA Konferans Ligi son 16 turunda karşılaştığı rakibini geçmeyi başaran sarı-lacivertliler, aynı başarıyı tekrarlamak istiyor. Jose Mourinho önderliğinde hazırlıklarını tamamlayan sarı-kanarya, taraftar ve saha avantajını kullanarak galibiyete ulaşmayı hedefliyor. Belçikalı meslektaşlarımız, zorlu 90 dakika öncesi iki ekibin 3 puan şansıyla ilgili düşüncelerini anlattı.
BELÇİKALI GAZETECİLERİN MÜCADELE ÖNCESİ ANALİZLERİ ŞU ŞEKİLDE:
VİNCENT MİLLER (SUDİNFO AND LE SOİR):
“UNION SAINT-GILLOISE’NİN EN ENDİŞE VERİCİ NOKTASI HÜCUM GÜCÜ”
Union Saint-Gilloise’nin son zamanlardaki performansı biraz hayal kırıklığı yarattı. Belçika Ligi'nde oynadıkları son altı maçta sadece bir galibiyet alabildiler ve şu anda ligde 12. sıradalar. En endişe verici nokta ise hücum gücü. Son 6 maçta sadece 1 gol attılar (Şampiyonlar Ligi elemelerinde Slavia Praga'ya karşı oynanan rövanş maçı da dahil). Ama diğer taraftan savunma anlamında iyi durumdalar ve son 5 maçta sadece 3 gol yediler. Yeni teknik direktör Pocognoli önderliğinde bir hedef belirlendi. Pocognoli, çünkü ilk maçtan sadece 2 hafta önce takıma geldi. Ve Union, bu yaz takımdaki Amoura, Nilsson ve Puertas gibi oyuncuları kaybetti. Bu 3 futbolcu geçtiğimiz yıl toplam 53 gol atmışlardı. Teknik direktör Sébastien Pocognoli, geçen seneki teknik direktörle aynı sistemi kullanıyor: 3-5-2. Pocognoli, topa daha fazla sahip olmak istiyor. Önceki teknik direktör Alexander Blessin, geçen yıl takıma daha direkt bir futbol oynatıyordu. Yani oyuncuların bu yeni stile uyum sağlaması gerekiyor. Pocognoli, oyuncularıyla çok iyi iletişim kuruyor ve onlara her zaman sahip çıkıyor. Mesela şimdiye kadar oyuncularını kamuoyu önünde hiç eleştirmedi.
“NOAH SADIKI, ŞU AN İÇİN UNİON’UN EN İYİ OYUNCUSU”
Büyük bir sakatlığı olan Henok Teklab dışında takımdaki herkesin formda olduğunu düşünüyorum. Union'ın yeni bir genç forveti var: Franjo Ivanovic. Takıma geç katıldığı için henüz gol atamadı ama iyi özelliklere sahip olduğunu gösterdi. Ayrıca diğer forvet olan Kevin Rodriguez de tehlikeli olabilir. Noah Sadiki, şu an için Union'ın en iyi oyuncusudur. Sadiki, henüz 19 yaşında ve bu yaz Union'dan ayrılıp Lyon ya da Union Berlin'e gidebilirdi. Bu iki kulübün ona ilgisi vardı ama sonunda takımda kaldı. Muhtemelen gelecek yıl büyük bir meblağ karşılığında kulüpten ayrılacak.
“FENERBAHÇE, RAKİPLERİ KORKUTAN OYUNCULARA SAHİP”
Geride bıraktığımız hafta Fenerbahçe’yi Kadıköy’de 3-1’le geçen Galatasaray, ligde 18 puana ulaşarak yoluna kayıpsız devam etti. UEFA Avrupa Ligi ilk hafta maçında teknik direktörlüğünü Razvan Lucescu’nun yaptığı PAOK ile karşılaşacak olan sarı-kırmızılı ekip, güçlü rakibini gözüne kestirdi. Saha ve taraftar avantajını kullanarak 3 puana ulaşmak isteyen Cimbom, hazırlıklarını tamamladı. Yunan meslektaşlarımız, mücadele öncesi iki ekibin avantajlarıyla ilgili analizlerini aktardı.
YUNAN GAZETECİLERİN ‘GALATASARAY-PAOK’ AÇIKLAMASI ŞÖYLE:
KOSTAS GIANNAKIDIS (TA NEA/BEST 92.6): “RAZVAN LUCESCU, TÜM OYUNCULARDAN EN İYİ VERİMİ ALMAYI BAŞARIYOR”
PAOK, Yunanistan Ligi’nin puan tablosunda ilk sırada yer alıyor ve objektif olarak baktığımızda gerçekten iyi bir futbol oynuyor. PAOK, geçen sene lig şampiyonluğunu kazandı ve geçen seneki sistemi bu sene de korumayı başardı. Şampiyonlar Ligi'nin lig aşamasına katılmayı başaramamış olsalar da takımdaki atmosfer mükemmel bir seviyede. Razvan Lucescu, kulüp tarihinin en başarılı teknik direktörüdür. Ayrıca kulüpte üst üste üçüncü yılını geçiriyor ve tüm oyunculardan mümkün olan en iyi verimi almayı başarıyor. PAOK’un lig şampiyonluğunu kazandığı geçen sezon gollerin çoğu kanat ve on numara pozisyonlarındaki oyunculardan geldi. Ve bu yıl da tüm gollerini orta saha oyuncularından buluyor. Takımdaki en tehlikeli oyuncuların Andrija Zivkovic, Giannis Konstantelias ve Taison olduğunu düşünüyorum. Ayrıca ön libero Tiemoué Bakayoko da izlenmeye değer. Santrfor Tarik Tissoudali ise iyi durumda. Herkes santrfor Fedor Chalov’dan bir gol bekliyor.
“YOUNG BOYS MAÇINDA GALATASARAY’IN BAŞINA NELER GELDİĞİNİ GÖRDÜK”
Galatasaray, PAOK'tan daha yüksek seviyede olan bir takım. Osimhen, Icardi, Batshuayi, Mertens, Ziyech ve Torreira gibi oyuncular kesinlikle favori isimler. Ama sonuçta bu futbol. Galatasaray’ın Young Boys'a karşı oynadığında başına neler geldiğini gördük. Yunanistan ve Türkiye'deki stadyumlar misafir takımlar için her zaman zor olmuştur. Galatasaray’ın bundan dolayı kesinlikle avantajı var.
MICHAEL TSOHOS (COSMOTE TV): “RAZVAN LUCESCU, OYUNCULARINA İLHAM VEREN BİR KİŞİLİĞE SAHİP”
Geçen sene yaz transfer sezonunda Hırvatistan ekibi NK Varazdin’den Trabzonspor’a transfer olan Tonio Teklic, bordo-mavili ekipte toplam 6 maçta forma şansı buldu. Geçtiğimiz sezonun ikinci yarısını Fatih Karagümrük’te geçiren Teklic, İstanbul ekibinde 12 maçta 1 asistlik performansa imza attı. Geçtiğimiz haftalarda TFF 1.Lig’in güzide takımlarından Erzurumspor FK ile anlaşan başarılı orta saha; Türk futbolundaki atmosfer, yeni sezondaki hedefleri, Trabzonspor’daki hayalleri, teknik direktör Nenad Bjelica ve Fenerbahçe’nin Hırvat kalecisi Dominik Livaković ile ilgili düşüncelerini paylaştı.
HIRVAT FUTBOLCU TONİO TEKLİC’İN ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:
“SÜPER LİG, TÜM DÜNYA TARAFINDAN TAKİP EDİLEN BİR LİG”
2023 yılının yaz transfer döneminde Trabzonspor ile 3 yıllık sözleşme imzalayan Tonio Teklic, Türkiye kariyerindeki ilk sezonunu geride bıraktı. İlk kez Hırvatistan dışında futbol oynama deneyimi edinen başarılı futbolcu, Türk futboluyla ilgili olarak, “Türkiye Ligi, Hırvatistan Ligi’nden çok daha iyi bir konumda. Süper Lig’de ve TFF 1.Lig’de bulunan takımların sayısı Hırvatistan Ligi’ndeki takımlardan daha fazla. Süper Lig, gerçekten çok ciddi ve sert bir lig. Burada kendinizi gösterme şansınız daha fazla. Ayrıca Türkiye Ligi’nden Avrupa liglerine adım atma şansınız var. Burası gerçekten böyle fırsatlar için uygun bir lig. Süper Lig, gerçekten iyi bir lig olduğu için yıldız oyuncular da burayı tercih ediyorlar. Süper Lig, tüm dünya tarafından takip edilen bir lig” ifadelerini kullandı.
“ÜZERİMDE BASKI HİSSETMİYORUM. TARAFTARLAR, BİZİM 12. ADAMIMIZ GİBİ”
Süper Lig ve TFF 1.Lig maçlarında forma şansı bulan Hırvat yıldız, bu liglerdeki taraftar ve stadyum atmosferine değinerek, “Süper Lig’de gerçekten harika taraftarlar var. Taraftar anlamında üzerimde bir baskı hissetmiyorum çünkü bu benim işim. Gerçekten sevdiğim işi yaptığım için bu konuda bir baskı hissetmiyorum. Bence her oyuncu böyle düşünmeli. Çünkü taraftarlar, bize sadece yardım ediyorlar. Onlar tribünde bizim 12.adamımız gibi. Türk futbolundaki stadyumlarda gerçekten inanılmaz ve çok iyi bir atmosfer var. Mesela Hajduk Split’in Torcida isminde çok iyi bir taraftar grubu vardı ama bunu daha önce hissetmemiştim. Taraftarın sevgisini ve ilgisini hissediyorum” diye vurguladı.
“ŞU AN SADECE ERZURUMSPOR FK’YA ODAKLANMIŞ DURUMDAYIM”
Geçtiğimiz haftalarda TFF 1.Lig ekiplerinden Erzurumspor FK’ya transfer olan ve kariyerinde yeni bir sayfa daha açan Teklic, yeni şehrindeki uyum sürecini değerlendirdi. 25 yaşındaki futbolcu, “Şehre ve takıma alışmak benim için çok zor olmadı. Takımım beni çok çabuk kabullendi. Bunun için herkese çok minnettarım. Burada herhangi bir sorun yaşamadım. Şehri ve takımı gerçekten sevdiğimi söylemek isterim. Şu an sadece Erzurumspor FK’ya odaklanmış durumdayım” dedi.
Yeni sezona önceki yıllara göre daha da güçlü bir kadro kurarak başlayan Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi serüvenine erken havlu atarak büyük bir şaşkınlık yarattı. Süper Lig şampiyonluğuna odaklanan sarı-lacivertli ekip, 2.hafta karşılaşmasında Göztepe ile 2-2 beraber kalarak ligdeki ilk puan kaybını yaşadı. Geride bıraktığımız hafta sonu Galatasaray’ı Kadıköy’de ağırlayan Fenerbahçe, rakibine 3-1 mağlup olarak zirve yarışında büyük bir yara aldı. Son haftalardaki istikrarsız performansın ardından gözler teknik direktör Jose Mourinho’ya çevrildi. Tecrübeli çalıştırıcının puan kayıplarına engel olmak için nasıl bir strateji izleyeceği merak konusu olurken; Portekizli gazeteciler, Mourinho’nun sarı-lacivertli ekipteki başarı şansıyla ilgili özel açıklamalarda bulundu.
PORTEKİZLİ GAZETECİLERİN ‘JOSE MOURİNHO’ ANALİZİ ŞU ŞEKİLDE:
ALEXANDRE CANDEİAS (SPORT TV PORTUGAL): “GALATASARAY’A YENİLMEK BÜYÜK BİR DARBE OLDU”
Yeni bir kulübe gelen her yeni teknik direktör gibi José Mourinho'nun da Fenerbahçe'yi en üst seviyeye çıkarmak için zamana ihtiyacı var. Elbette Şampiyonlar Ligi'nden elenmek ve Galatasaray'a yenilmek büyük bir darbe oldu ama takımda çok yetenekli oyuncular var. Mourinho'nun orada iyi sonuçlar alabileceğine inanıyorum. Çünkü Mourinho, nereye giderse gitsin her zaman kazanmayı başarabilen bir teknik direktör.
ALEXANDRE CANDEİAS (SPORT TV PORTUGAL)
“BU DEZAVANTAJI SADECE JOSE MOURİNHO TERSİNE ÇEVİREBİLİR”
Jose Mourinho; ilk büyük kupalarını FC Porto, Chelsea, Inter ve Real Madrid'deki dönemlerinde kazandı. Mourinho; Manchester United, Tottenham ve Roma'da yaşadığı son deneyimlerine kadar tüm kariyeri boyunca baskı ve stresle başa çıktı. 6 maçın sonunda Galatasaray ile arasındaki 5 puan fark elbette çok büyük dezavantaj ancak bunu tersine çevirebileceğini gösterecek biri varsa o da José Mourinho'dur. José Mourinho, Tottenham dışında FC Porto'dan bu yana gittiği her kulüpte kupa kazandı. Bu, onun herhangi bir takımı şampiyon yapabilecek kaliteye ve güce sahip olduğunu gösteriyor. Mourinho’yu sahip olduğu dezavantajdan ve Galatasaray’ın güçlü kadrosundan dolayı Fenerbahçe’de zor bir süreç bekliyor. Ancak lig çok uzun bir maraton ve hala oynanması gereken maçlar var.
Trendyol Süper Lig'in 6. haftası nefes kesen bir maça sahne oldu. Lider Galatasaray, Ülker Stadyumu'nda oynanan maçta Fenerbahçe’yi 3-1’le geçerek puanını 18’e yükseltti ve 6. maçından da galibiyetle ayrılmayı başardı. Jose Mourinho ile ilk derbi maçına çıkan sarı-lacivertli ekip, 13 puanda kalarak taraftarlarını hayal kırıklığına uğrattı. Uruguaylı meslektaşlarımız, performanslarıyla mücadeleye damga vuran vatandaşları Lucas Torreira ve Fernando Muslera hakkında övgü dolu yorumlarda bulundu.
URUGUAYLI GAZETECİLERİN ‘TORREİRA-MUSLERA’ ANALİZİ ŞU ŞEKİLDE:
SEBASTİAN GİOVANELLİ (RADIO SPORT 890/CANAL 10/ESPN URUGUAY): “BİELSA, TORREİRA’YI MİLLİ TAKIMA NEDEN ALMIYOR ANLAMIYORUM”
Lucas Torreira, çok güzel bir gol attı. Orta saha oyuncuları, ceza sahası dışından bu tarz şutlar attığında takım için daha da önemli bir oyuncu haline geliyorlar. Torreira'nın bu oyunla kendine olan güveninin artacağı kesin. Lucas Torreira; taktiksel yeteneği yüksek, çok fazla markaj yapabilen ve temiz futbol oynayan bir oyuncu. Uruguay Teknik Direktörü Marcelo Bielsa'nın Torreira’yı neden milli takım kadrosuna almadığını hala anlamış değilim.
“MUSLERA, TAKIMININ RAHAT BİR FUTBOL OYNAMASINA YARDIMCI OLDU”
Galatasaray maçı kazandı ama Muslera'nın 22.dakikadaki kritik kurtarışı olmasa rakip beraberliği yakalayabilirdi. Kuşkusuz Uruguaylı kalecinin müdahalesi takımın sahada daha rahat bir futbol oynamasına yardımcı oldu. Fernando Muslera, gördüğüm en kaliteli kalecilerden biri ve Uruguay Milli Takımı'nda en çok forma giyen kaleci. 2011'de Copa Amerika şampiyonu olmayı başarmış ve 4 Dünya Kupası'nda yer aldı. Kariyerine eklemesi gereken pek bir başarı kalmadı.
“JOSE MOURİNHO’NUN ZAMANA İHTİYACI VAR”
Trendyol Süper Lig’in 6.haftasında Fenerbahçe ile Galatasaray bugün karşı karşıya gelecek. İki ezeli rakip arasındaki kritik maç, Ülker Stadyumu Şükrü Saraçoğlu Spor Kompleksi'nde oynanacak. Ligdeki 5 maçını da kazanan ve liderlik koltuğunda oturan sarı-kırmızılılar, bu unvanı korumak için sahaya çıkacak. 13 puanla 2.sırada bulunan ve teknik direktör Jose Mourinho önderliğinde ilk derbi maçını oynayacak olan sarı-lacivertli ekip ise taraftarının da desteğiyle galibiyet peşinde olacak. 2013-2017 yılları arasında Galatasaray formasıyla adından söz ettiren eski stoper Aurelien Chedjou ve Senegalli futbolcu Abdoulaye Ba, zorlu mücadele öncesi analizlerini aktardı.
AURELİEN CHEDJOU VE ABDOULAYE BA’DAN ‘DERBİ’ AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE:
AURELİEN CHEDJOU: “KADIKÖY, OYNADIĞIM EN KORKUNÇ YERLERDEN BİRİYDİ”
Kadıköy'e, oradaki atmosfere ve Fenerbahçe taraftarına büyük saygı duyuyorum. Çünkü ne olursa olsun onlar da her zaman takımlarının arkasında duruyorlar. Arkadaşlarıma Kadıköy'ün oynadığım en korkunç yerlerden biri olduğunu söylerdim. Bu tür maçlarda Galatasaray’ın ya da Fenerbahçe’nin favori söyleyemezsiniz. Ben tabii ki Galatasaray'ın yanındayım çünkü benim takımım. Ben bir Galatasaray taraftarıyım ama Fenerbahçe’nin kendi evinde oynayacak olması maçta fark yaratabilir.
“OYUNCULAR, JOSE MOURİNHO İÇİN SAHADA ÖLMEK İSTİYOR”
Zor bir maç olacak çünkü Jose Mourinho, Türkiye'deki ilk yılında adını duyurmak istiyor. Jose Mourinho, her zaman yaptığı gibi oyuncularının sahada verimli bir şekilde oynayabilmeleri için tüm baskıyı nasıl kaldıracağını biliyor. Ayrıca oyuncularına nasıl güven vereceğini çok iyi biliyor. Bundan dolayı oyuncuları da teknik direktörleri için sahada ölmek istiyorlar. Fenerbahçe’nin Fred, Allan Saint-Maximin, Dusan Tadic, Edin Dzeko ve En-Nesyri gibi iyi oyuncuları var. Tüm bu oyuncular, gerçekten çok üst düzey seviyede. Bu yüzden böyle bir maçı izlemek harika olacak.
“VİCTOR OSİMHEN, DERBİDE MAÇIN ADAMI OLABİLİR”
Victor Osimhen, tabii ki Afrika’nın altın çocuğu. Osimhen, bence tüm Galatasaray taraftarının kendisine duyduğu sevgiye karşılık vermek istiyor. Şu anda motivasyonu çok yüksek. Osimhen, derbide maçın adamı olabilir. Başakşehir’deki dönemimden tanıdığım teknik direktör Okan Buruk ise her şeyden önce iyi bir insan. Oyuncularıyla beraber başarıyı yakalamasının anahtarı da zaten burada saklı. Çalıştığı takımlarda oyuncularının akıl hocası gibiydi. Herhangi bir özel sorununuz varsa sizinle her zaman fazlasıyla konuşur, sorunlarınız hakkında bir çözüm bulmanıza yardımcı olmaya çalışırdı. Bunun sonucunda sahada iyi bir performans gösterirdiniz. Okan Hoca, çok iyi bir teknik direktör. Bu yüzden son 2 yıldır Süper Lig’de şampiyonluğu o kazanıyor. Okan Buruk, ayrıca egolarla dolu soyunma odalarını nasıl idare edeceğini çok iyi biliyor.
2008-2011 yılları arasında PSV Eindhoven’da oynadığı futbolla Avrupa’nın en etkili hücum oyuncularından biri olan Balázs Dzsudzsák, burada Hollanda Eredivisie ve Hollanda Süper Kupa şampiyonlukları yaşadı.
Uzun yıllar Süper Lig devleriyle ismi anılan başarılı futbolcu, 2015 yılında dönemin Süper Lig ekibi Bursaspor’un yolunu tuttu. Yeşil-beyazlı kulüpte 25 maçta 4 gol ve 5 asistlik performans sergileyen yıldız oyuncu, hücumdaki etkili oyunuyla taraftarlarda iz bıraktı. Macaristan Milli Takımı ile 109 maça çıkan Dzsudzsák, takımına 21 gollük katkı sağladı ve takımın efsaneleri arasına girmeyi başardı. Şimdilerde Debrecen forması giyen tecrübeli hücumcu; Bursaspor’daki günleri, teknik direktör Ertuğrul Sağlam, Fenerbahçe’ye iptal olan transferi ve Galatasaray’ın yeni transferi vatandaşı Roland Sallai ile ilgili değerlendirmelerini aktardı.
BALAZS DZSUDZSAK’IN KARİYERİYLE İLGİLİ ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:
“TÜRKİYE’DE FUTBOLA KARŞI İNANILMAZ BİR FANATİZM VAR”
Kariyerinde Macaristan, Hollanda ve Rusya gibi ülkelerde de futbol oynadın. Türk futbolunu tutku ve zihniyet açısından nasıl değerlendiriyorsun?
Özellikle mental olarak düşündüğümüzde Süper Lig’in bu bahsedilen liglere göre daha güçlü olduğunu söyleyebilirim. Ülkede futbola karşı inanılmaz bir fanatizm var ve bu bir futbolcu için çok güzel bir duygu. Bu durum bir futbolcu için çok büyük bir fark yaratıyor. Taraftarların Bursa'da beni nasıl karşıladıklarını, bana gösterdikleri sevgi ve saygıyı bugüne kadar hiç unutmadım. Taraftarlar, ayrıca oynadığımız tüm maçlarda stadyumda muhteşem bir atmosfer yarattılar.
“SÜPER LİG’DEKİ TARAFTAR BASKISI MOTİVE EDİCİYDİ”
Türk futbolundaki stadyum atmosferi ve taraftar baskısı hakkında ne düşünüyorsun?
Benfica, Portekiz Ligi’nin 5.hafta karşılaşmasında CD Santa Clara’yı 4-1 mağlup ederek ligdeki iyi gidişatını sürdürdü. Portekiz ekibindeki ilk maçına ilk 11’de başlayan milli yıldız Kerem Aktürkoğlu, 73 dakika sahada kaldı ve göz dolduran futbolunu 1 golle süsledi. Başarılı futbolcu, dikkat çekici oyunuyla teknik direktör Bruno Large’nin gözüne girmeyi başardı. Portekizli meslektaşlarımız, Kerem Aktürkoğlu’nun ilk maçındaki futbolu ve ilk 11’deki yeriyle ilgili önemli tespitlerde bulundu.
PORTEKİZ MEDYASINDAN ‘KEREM AKTÜRKOĞLU’ AÇIKLAMASI ŞÖYLE:
MARİO RUİ VENTURA (FLASHSCORE PORTUGAL): “KEREM, TÜRKİYE MİLLİ TAKIMI’NDA DİKKATLERİ ÜZERİNE ÇEKTİ”
Kerem, Portekizli taraftarlar tarafından pek tanınmıyordu. Ancak Avrupa Şampiyonası'nda Portekiz'e karşı oynadığı için ismi pek de yabancı değildi. Benfica, yaz transfer döneminde olağanüstü haftalar yaşadı. Birçok oyuncu takımdan ayrıldı ve yeni oyuncular geldi. Ayrıca teknik direktör Roger Schmidt de takımdan ayrılan isim oldu. Daha sonra takıma Kerem ve yeni teknik direktör geldi. Kerem, geçen hafta Türkiye Milli Takımı’nda üç gol atarak tüm dikkatleri üzerine çekti. Ayrıca Benfica’daki ilk maçında ilk 11’de yer aldı ve gol attı.
“BENFİCA TARAFTARI, ŞİMDİDEN HARRY POTER HAKKINDA KONUŞMAYA BAŞLADI”
Kerem, Benfica kariyerine güzel bir başlangıç yaptı ve taraftarlarla arasında bağlantı kurmaya başladı. Kendi evinde oynarken gol atması taraftarla ilk temasının iyi olmasını sağladı. Benfica taraftarları onu çok iyi tanımıyordu ama şimdi Harry Potter hakkında konuşmaya başladılar. Orkun, Roger Schmidt döneminde Benfica'nın kilit oyuncusu değildi ve kulüpten ayrılma haberlerinin çıkmasıyla birlikte zor zamanlar geçirdi. Ancak Orkun, takımda kaldı ve yeni teknik direktör Bruno Lage'nin ilk maçında Kerem gibi ilk tercih ettiği oyuncu oldu. Kerem ve Orkun, sahada iyi bir bağlantı kurabilirler ama Orkun'un oynayacağı gerçek pozisyonu görmek için beklememiz gerekiyor. Orkun, bu ilk maçta 4-2-3-1 sisteminde defansif orta saha oyuncusu olarak yer aldı.
ALEXANDRE CANDEİAS (SPORT TV PORTUGAL): “KEREM, BENFİCA’NIN EN ETKİLİ OYUNCULARINDAN BİRİ OLACAK”
Kerem'in Benfica'ya transferi bir anda gerçekleşti. Her şey çok hızlı gelişti ve sanırım Portekiz'de hiç kimse ilk söylentiler ortaya çıkmadan önce bunun gerçekleşmesini beklemiyordu. Taraftarlar, Benfica'nın teknik direktörü olmadığı bir dönemde Kerem ile sözleşme imzalandığı için onun yeni teknik direktörün sistemine uyup uymayacağını merak ediyordu. Kerem, son Avrupa Şampiyonası'nda daha da tanınan ve herkesin Galatasaray'ın yıldızlarından biri olarak gördüğü bir oyuncuydu. Kerem; hücumdaki yetenekleri, her topa hareketlenmesi ve defansa yardımcı olmasıyla Benfica'nın en etkili oyuncularından biri olacağı kesin.
Rubén Vargas ve Nicola Zalewski transferlerinden sonuç alamayan Galatasaray, transfer döneminin kapanmasına çok az bir süre kala önemli bir isimle anlaştı. Sarı-kırmızılı ekip, Bundesliga takımlarından Freiburg’un başarılı kanat oyuncusu Roland Sallai ile 4 yıllık sözleşme imzaladı. Macaristan Milli Takımı’yla 54 maçta 13 gollük performans sergileyen Sallai, uluslararası turnuvalarda her zaman adından söz ettirmeyi başardı. Macar meslektaşlarımız, 27 yaşındaki yıldızın potansiyeli ve teknik özellikleriyle ilgili önemli tespitlerde bulundu.
MACAR GAZETECİLERDEN ‘ROLAND SALLAİ’ AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE:
BENJAMİN CSEH ATTİLA (SPORTAL.HU): “ATTİLA SZALAİ DE TÜRKİYE’DE ÇOK İYİ BİR PERFORMANS GÖSTERMİŞTİ”
Roland Sallai’nin geçen sezonki istatistiklerine bakıldığında (Freiburg formasıyla 37 maçta 8 gol, 4 asist ve Macaristan Milli Takım formasıyla 8 maçta 2 gol, 2 asist) aslında kötü bir performans göstermedi. Yine de Sallai’nin potansiyelinin çok daha fazla olduğuna inanıyoruz. Macaristan Milli Takımı, Avrupa Şampiyonası'nda çok iyi bir formda olmasa da; Roland Sallai, açıkça takımdaki en iyi oyuncuydu. 6 yıl boyunca Freiburg’da oynadı ve bu sürenin neredeyse tamamında teknik direktör Christian Streich’le çalıştı. Potansiyelinin daha fazlasını ortaya çıkarabilmek için yeni bir ivmeye ihtiyacı olduğu açıkça görülüyordu. Dolayısıyla başka bir kulübe, özellikle de Galatasaray'a transfer olması iyi bir hamle oldu. Mesela Attila Szalai'nin Süper Lig'de çok iyi bir performans gösterdiğini ama Bundesliga'da o kadar da iyi olmadığını gördük. Roland Sallai de Türkiye Ligi’nde olağanüstü bir performans gösterebilir.
“BİTİRİCİLİK KONUSUNDA KENDİNİ GELİŞTİRMESİ GEREKİYOR”
Roland Sallai, teknik açıdan bakıldığında üst düzey bir oyuncu. İlk dokunuşu mükemmel, top sürme yeteneği çok iyi ve her iki ayağıyla da şut atabiliyor. En hızlı elit oyuncularla karşılaştırıldığında hızı en iyi seviyede değil ama kesinlikle yavaş da değil. Çok iyi goller atabiliyor ama bitiricilik konusunda kendini geliştirebilir, belki de en büyük eksiği bu. Sallai’nin aynı zamanda atletik bir yapısı var. 90 dakika boyunca rahatlıkla koşabiliyor.
“TARZI BARCELONA VE LAZİO’NUN ESKİ OYUNCUSU PEDRO’YA BENZİYOR”
Yeni sezon için kadrosunu oluşturan Fenerbahçe, bir yandan da geleceğe yönelik yatırım yapmak için potansiyeli yüksek olan genç futbolculara yöneldi. Sarı-lacivertli ekip, Boca Juniors ile Cristian Medina'nın transferi için anlaşmaya vardı. Fenerbahçe ile 5 yıllık anlaşmaya varan genç yıldızın devre arası transfer döneminde takıma katılacağı öğrenildi. Arjantin ekibiyle şu ana kadar 156 maça çıkan Medina, takımına 9 gol ve 11 asistlik katkı sağladı. Arjantinli gazeteciler, 22 yaşındaki futbolcunun potansiyeliyle ilgili açıklamalarda bulundu.
ARJANTİNLİ GAZETECİLERDEN ‘CRİSTİAN MEDİNA’ AÇIKLAMASI ŞÖYLE:
PABLO CECCHINI (TN DEPORTIVO):
“MEDİNA, OYUNU RAHATLIKLA KURABİLEN BİR 10 NUMARA”
Cristian Medina; çok dinamik, hızlı ve bire birde etkili olan genç bir futbolcu. Medina, defansif orta saha oyuncularının önünde oyunu rahatlıkla kurabilen bir 10 numara. Boca Juniors Teknik Direktörü Diego Martínez, onu hücumda kilit adam olarak tutuyor. Bireysel performans anlamında 2024 yılını iyi bir şekilde geçirdi ancak Boca Juniors’un şimdiye kadarki kolektif gelişimi ona uyum sağlayamadı. Yaşı henüz genç ve hedeflediği oyuncuya dönüşmek onun elinde.
“SPORTİF VE EKONOMİK AÇIDAN GETİRİ SAĞLAYAN HARİKA BİR YATIRIM OLABİLİR”
Fenerbahçe'nin ödediği bonservis bedeli ilk bakışta yüksek gibi görünüyor ama düzgün bir şekilde gelişirse Fenerbahçe'ye sportif ve ekonomik açıdan getiri sağlayan harika bir yatırım olabilir. Medina'nın geleceği parlak ancak istikrarlı olması ve her maçın 90 dakikasında aynı seviyeyi koruması gerekiyor. Medina, mükemmel özellikleri olan bir futbolcu ancak geliştirmesi gereken yönleri de var. Nasıl bir oyuncu olduğunu göstermesi ona bağlı.
“MOURİNHO, MEDİNA’NIN GELİŞİMİ İÇİN KİLİT ROL OYNAYACAK”
Fenerbahçe, İtalya Serie A devi Juventus’tan Filip Kostic’i kadrosuna katarak hücum hattını daha da güçlendirdi. Sarı-lacivertli ekipte 1 yıl kiralık olarak forma giyecek olan başarılı futbolcu, ilk antrenmanına çıktı. Sırp futbolcunun Hamburg’da oynadığı dönem 45 maçta beraber çalıştığı teknik direktörü Markus Gisdol, eski öğrencisinin dikkat çeken yeteneğiyle ilgili düşüncelerini anlattı. Gisdol, Kostic’in hücum hattına olan etkisini de analiz etti.
TEKNİK DİREKTÖR MARKUS GİSDOL’DEN ‘FİLİP KOSTİC’ AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE:
“FİLİP KOSTİC, FENERBAHÇE İÇİN KESİNLİKLE BİR KAZANÇ OLACAKTIR”
Fenerbahçe’nin yeni transferi Filip Kostic, kariyeri boyunca Massimiliano Allegri, Armin Veh, Adi Hütter, Oliver Glasner ve Markus Gisdol gibi tecrübeli teknik direktörle çalıştı. 2016-2018 yılları arasında Hamburg formasıyla 65 maça çıkan Sırp futbolcu Filip Kostic, bu müsabakaların 45’ini Alman teknik adam Markus Gisdol yönetiminde oynadı. Kostic’in yükselen performansına önemli düzeyde etki eden deneyimli teknik adam, eski öğrencisinin Fenerbahçe’ye transferini değerlendirerek, “Filip Kostic, kanatlarda oynamayı seven ve basit oynamaya çalışan bir futbolcudur. Takım için çok iyi performans gösteriyor. Hem ofansif hem de defansif olarak her iki yönde de son derece iyi çalışıyor. Kostic’in bu özelliği Fenerbahçe için kesinlikle bir kazanç olacaktır” diye konuştu.
“SÜPER LİG’DEKİ TARAFTAR BASKISI KOSTİC’İ ASLA RAHATSIZ ETMEZ”
Kariyerinde şimdiye kadar Sırbistan, Eredivisie, Bundesliga ve Serie A gibi taraftar baskısının olduğu liglerde mücadele eden 31 yaşındaki Sırp futbolcu, taraftar ve stadyum atmosferinin en üst seviyede olduğu Süper Lig’e adım attı. Bir dönem Samsunspor’u da çalıştırdığı için Süper Lig’deki atmosferi yakından tanıyan Gisdol, Kostic’in bu atmosfere uyum sağlayacağını belirterek, “Filip Kostic, heyecanın ve baskının olduğu bir atmosferde en üst seviyede oynamaya alışkın birisidir. Eintracht Frankfurt'ta ve Juventus’ta bu atmosfer altında oynadı, şimdi de Fenerbahçe'de oynayacak. Türkiye'de taraftarın önünde oynamaktan büyük keyif alacağından ve bu baskıdan asla rahatsız olmayacağından eminim” ifadelerini kullandı.
“TAKIMDAKİ OYUNCULAR İÇİN GERÇEK BİR ROL MODEL OLACAK”
A Milli Futbol Takımı, UEFA Uluslar B Ligi 4. Grup ikinci maçında İzlanda’yı Kerem Aktürkoğlu’nun golleriyle 3-1 mağlup ederek liderlik koltuğuna yükseldi.
Mücadele boyunca etkili bir performans gösteren Ay-Yıldızlılar, yakaladığı fırsatları gole çevirmeyi başararak taraftarlardan alkış topladı.
Gruptaki 3.maçta ekim ayında Karadağ’ı ağırlayacak olan milliler, UEFA Uluslar Ligi’ndeki rakiplerine şimdiden gözdağı verdi. İzlandalı gazeteciler, ay-yıldızlıların zaferi getiren performansıyla ilgili düşüncelerini anlattı.
İZLANDALI GAZETECİLERİN MAÇ SONRASI AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:
Hördur Snaevar Jonsson (433 is):
“İZLANDA, YEDİĞİ GOLLERDE BAZI SAÇMA HATALAR YAPTI”
Skor benim için hiçbir şekilde sürpriz olmadı. İzlanda için zorlu bir maç oldu. İzlanda ekibi Age Hareide yönetiminde ilk iki maçta iyi bir oyun sergilemek için çok çabaladı. Türkiye'nin Avrupa Şampiyonası'ndaki iyi performansının ardından zaten zorlu bir maç olması bekleniyordu. Türkiye, iyi bir oyun oynadı ancak olağanüstü bir şey yapmadı. Bu maçı kazanmak için ne yapmaları gerekiyorsa onu yaptılar. İzlanda'nın performansı iyiydi. Türkiye'nin attığı gollerde bazı saçma hatalar vardı. İzlanda’nın bu hatalarını düzeltilmesi gerekiyor. Teknik direktör Hareide, takımda üç değişiklik yaptı ve hiçbiri gerçekten işe yaramadı. Ancak Hareide, bu konuda bir denge oluşturmaya çalışıyor çünkü onun yönetiminde ikinci maçta çok mücadele ettik.
“TÜRKİYE, BU GRUBU KOLAYLIKLA KAZANACAKTIR”
Gruptaki ilk maçta Galler ile 0-0 berabere kalan A Milli Futbol Takımı, İzlanda’yı gözüne kestirdi. Rakibini İzmir’de konuk edecek olan ay-yıldızlılar, yetenekli ve tecrübeli ayaklarıyla zafere ulaşma peşinde. Mücadeleye kırmızı kart cezalısı Barış Alper Yılmaz’dan yoksun çıkacak olan milliler, mutlak galibiyet hedefliyor. Grup liderliğini yakından ilgilendiren maç öncesi sorularımızı yanıtlayan İzlandalı meslektaşlarımız, iki ekibin son dönemdeki performansıyla ilgili analizlerini aktardı. Gazeteciler, galibiyete yakın olan tarafı da açıkladı.
Hörður Snævar Jónsson (433.İS):
“TEKNİK DİREKTÖR AGE HAREİDE, İYİ BİR İŞ ÇIKARIYOR”
İzlanda Milli Takımı’nda şu anda atmosferin iyi olduğunu düşünüyorum. Genç ekibimiz gittikçe tecrübe kazanıyor ve bunu sahada göstermeye çalışıyorlar. Bu konuda kazandığımız deneyimler bu yolda bize çok yardımcı oldu. Teknik direktör Age Hareide, umduğumuz kadar çok fazla maç kazanamasa da iyi bir iş çıkarıyor. Age Hareide’nin İzlanda halkının desteğini kazanması içi UEFA Uluslar Ligi'nde iyi sonuçlar alması gerekiyor. Takım kaptanı Johann Berg Gudmundsson, bizim en önemli oyuncumuz. Karadağ maçıyla beraber milli takıma geri dönen Gylfi Sigurdsson’un yeteneği takımımız için çok önemli. Yakın zamanda Real Sociedad'a imza atan Orri Oskarsson ise maçlara yedek kulübesinden dahil olsa bile oyuna etki edebilen bir futbolcu.
“TÜRKİYE’NİN MAÇI KAZANMA OLASILIĞI DAHA YÜKSEK”
Türkiye, çok iyi bir takım. Takımda bazı kilit ve tecrübeli oyuncular var. Türkiye, daha da iyiye gidecek gibi görünüyor. Türkiye, Avrupa Şampiyonası'ndaki performansıyla beni şaşırttı. Çünkü uzun bir aradan sonra ilk defa kadroda birlik ve beraberlik var gibi görünüyordu. Türkiye'nin bu maçı kazanma olasılığının daha yüksek olduğunu düşünüyorum. Taraftarları arkasında ve takım olarak daha iyi bir seviyedeler. Arda Güler, Türkiye’deki en iyi ve tehlike oluşturabilecek oyuncu olarak göze çarpıyor. Arda, böyle devam ederse dünyanın en iyi oyuncularından biri olabilir.
Guðmundur Benediktsson (STOD2):
“AGE HAREİDE’NİN TECRÜBESİ TAKIM İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”
Sporting Lizbon’un Jérémy Mathieu, William Carvalho, Bruno Fernandes, Rui Patrício ve Fábio Coentrão gibi oyunculardan kurulu rüya kadrosunda görev yapan Ruben Ribeiro, burada Portekizli teknik adam Jorge Jesus’la çalışma fırsatı yakaladı. 3 yıl Hatayspor formasıyla top koşturan başarılı futbolcu, Akdeniz ekibinde 90 maça çıkarak istikrarlı bir grafik yakaladı. Son olarak geçtiğimiz ay Portekiz ekibi Chaves forması giyen 37 yaşındaki orta saha, Portekiz ve Türkiye kariyeriyle ilgili unutamadığı anları samimi bir dille Spor Arena okuyucularıyla paylaştı.
PORTEKİZLİ FUTBOLCU RUBEN RIBEIRO’NUN ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:
“SPORTING'DE BRUNO FERNANDES GİBİ KALİTELİ FUTBOLCULARLA OYNADIM”
2018 yılında Sporting'de oynadığın dönem Taça CTT kupasını kazandınız. O sene takımda Jérémy Mathieu, William Carvalho, Bruno Fernandes, Rui Patrício ve Fábio Coentrão gibi oyuncular vardı. Sporting Lizbon’daki başarılı sezonunu anlatır mısın?
O sezon Sporting'in teknik direktörü Jorge Jesus’tu. Jorge Jesus, zaten çok sevdiğim ve sürekli iletişim halinde olduğum bir teknik direktördü. Jorge Jesus, beni takımında görmeyi çok istemişti. Sporting’e gitmeden önce Fábio Coentrão ile de konuşmuştum. O sırada Benfica’dan da transfer teklifi aldım ve bu takımlar arasında değerlendirme yaptım. Jorge Jesus’un oyun mantığını ve mantalitesini çok iyi biliyordum. Fábio Coentrão, “Sen de buraya gel. Bu kaliteli futbolcularla beraber sen de takıma katkıda bulun” dedi. Sporting Lizbon’a gittikten sonra süreç değişti. Kulüp başkanı; medya ve teknik direktörle tartışmalar yaşadı. Taraftarlar, o dönem kulübü bastı. O süreç benim adıma biraz üzücü geçti. Sporting Lizbon’da 2,5 senelik bir kontratım olmasına rağmen sözleşmemi erkenden feshetmek zorunda kaldım. Takım içinde hiçbir şekilde futbol oynanamayacağını gördüm ve bu şekilde bir karar aldım. Bundan dolayı Sporting’den ayrıldım. Yine de Sporting’de çok kaliteli ayaklarla, futbolcularla ve teknik direktörle çalıştığımı söylemek istiyorum. O sürecin bana ve futbolculuk kariyerime çok büyük bir katkısı oldu. Bruno Fernandes’le oynamak bana kendimi çok rahat hissettiriyordu. Bruno Fernandes, size topu istediğiniz şiddette ve istediğiniz şekilde ulaştırabiliyordu. William Carvalho ve Bruno Fernandes’le oynamak kariyerime çok büyük bir katkıda bulundu. Onlarla oynamak gerçekten çok büyük bir zevkti.
“JORGE JESUS, ZEKASINI ÇOK İYİ KULLANAN BİR TEKNİK DİREKTÖRDÜ”
Sporting Lizbon’daki serüveninde Portekizli teknik direktör Jorge Jesus ile çalışma fırsatın oldu. Jorge Jesus'un takım yönetimi ve oyuncularla iletişimi hakkında ne düşünüyorsun?
Jorge Jesus gibi hayatında zekasını çok iyi bir şekilde kullanan başka bir teknik direktör görmedim. Jorge Jesus, maçtan önce veya maçtan sonra ne hissettiğimizi her zaman görebiliyordu; bunu nasıl başardığını hala anlamış değilim. Çünkü Jorge; siz bir şey hissettiğinizde, bir şeyi doğru veya yanlış yaptığınızda onu size hemen söyleyebiliyordu. Ayrıca sizi anında uyarabiliyor. Bazen modumuz düşük olduğunda bile bunu hemen fark edebiliyor ve bizi kenara çekerek konuşma yapıyor. Bize maçlardan önce çok sayıda video izletirdi. Videolarda bir oyuncunun diğer oyuncuya göre seviyesinin düştüğünü gördüğü zaman o futbolcuya inanılmaz bir şekilde destek olurdu. O futbolcuyu tekrardan takımın seviyesine getirmek için elinden gelen desteği verirdi. Hatayspor’da oynadığım dönem Fenerbahçe’ye karşı maç oynayacaktık. Jorge, saha kenarında bekliyordu. Kulağımda kulaklık vardı ve yürüyüş yapıyordum. Kafamı Jorge’ye çevirdiğimde bana baktığını gördüm. Jorge, kollarını açarak, “Gelip beni kucaklamayacak mısın?” diye söyledi. Maçtan sonra tekrardan yanına gittim; sarıldık ve hasret giderdik. Yani Jorge Jesus, futbolcularıyla iletişimini her zaman eskisi gibi devam ettirebilen bir teknik direktördü.
UEFA Uluslar B Ligi 4. Grup ilk maçında Galler’e konuk olan A Milli Futbol Takımı, sahadan 0-0 beraberlikle ayrılarak turnuvaya 1 puanla başladı. Karşılaşma boyunca etkisiz bir görüntü çizen ay-yıldızlı ekip, Galler ile deplasmanda oynadığı 5. maçta da galibiyet hasretine son veremedi. Pazartesi günü İzmir’de İzlanda’yı ağırlayacak olan ay-yıldızlılar, grupta avantaja sahip olma adına 3 puana odaklandı. Galler muhabirleri, iki takımın müsabaka boyunca sergilediği futbolu analiz etti.
GALLER MUHABİRLERİNİN DÜN GECEKİ MÜCADELEYLE İLGİLİ DÜŞÜNCELERİ ŞÖYLE:
CARL ROBERTS (BBC WALES): “GALLER, TÜRKİYE’Yİ ŞAŞKINLIĞA UĞRATAN YOĞUNLUKTA BİR FUTBOL OYNADI”
Galler'in Craig Bellamy yönetiminde oynadığı oyundan etkilendim. Bellamy, takımla beraber sadece birkaç gün geçirdi. Buna rağmen oyuncularına Türkiye'ye baskı yapma ve topu kendi kalesinden uzak tutarak futbol oynama talimatlarını açıkça benimsetmişti. Kaleci Danny Ward, top ayağındayken biraz gergin görünüyordu ama genel olarak Galler çok iyi durumdaydı. Galler'in Türkiye'yi şaşkınlığa uğratan bir yoğunlukta futbol oynadığını düşünüyorum. Türkiye'yi şaşırttık diyebiliriz. Yine de Galler’in kale önünde daha etkili olması gerekiyordu.
“ARDA GÜLER’DEN DAHA FAZLASINI GÖRMEK İSTERDİM”
Arda Güler'den daha fazlasını görmek isterdim. Arda’nın Galler'e karşı daha önceki performansından ve Euro 2024'teki mükemmel futbolundan sonra onun bu maçta nasıl bir oyun oynayacağını görmeyi sabırsızlıkla bekliyordum. Gruptaki gidişatın 16 Kasım'daki Türkiye-Galler maçında netleşeceğini düşünüyorum. Bu akşamki sonuç Türkiye için iyi bir sonuçtu çünkü 10 kişi kalmışlardı. Ve bence Galler, maça geri dönüp baktığında bir fırsat kaçırdığını düşünecektir. Türkiye'nin rövanşta çok daha iyi olacağından eminim. Galler’in de Craig Bellamy yönetiminde daha fazla antrenman ve maç yaptıktan sonra daha iyi olacağını düşünüyorum.
MOLLY STEPHENS: “CRAİG BELLAMY’NİN YÖNETİMİ GERÇEKTEN ÇOK CESARET VERİCİYDİ”
EURO 2024'e çeyrek finalde veda etmesine rağmen mücadeleci oyunuyla alkış toplayan A Milli Futbol Takımı, UEFA Uluslar Ligi'ndeki ilk maçında Galler ile karşı karşıya gelecek. Genç, dinamik ve formda isimleriyle dolu kadrosuna güvenen ay-yıldızlılar, sahaya mutlak 3 puan parolasıyla çıkacak. Her iki takımın son dönemdeki performansını analiz eden İngiliz meslektaşlarımız, mücadeleyle ilgili önemli noktalara dikkat çekti. Gazeteciler, ayrıca galibiyete yakın olan takımla ilgili düşüncelerini anlattı.
İNGİLİZ GAZETECİLERİN “GALLER-TÜRKİYE” MAÇIYLA İLGİLİ DÜŞÜNCELERİ ŞÖYLE:
GARETH VİNCENT (BBC SPORT WALES): “TÜRKİYE, BU GRUPTAKİ EN ZORLU RAKİP OLARAK GÖRÜNÜYOR”
Türkiye, son dönemdeki formu ve Euro 2024'teki etkileyici performansıyla bu gruba favori olarak başlıyor. Galler, teknik direktör Craig Bellamy yönetiminde yeni bir döneme adım atıyor. Türkiye'ye karşı oynanacak bu maç - ev sahibi takımın avantajına rağmen - yeni teknik kadro için zor bir başlangıç olacak. İzlanda ve Karadağ da Galler’e zorluk yaratmaya çalışacak. Galler’in uluslararası arenada rekabet edebilmesi için en iyi performansını sergilemesi gerekiyor. Türkiye, bu gruptaki en güçlü, en zorlu rakip olarak görünüyor.
“DANİEL JAMES’İN SAKATLIĞI BELLAMY İÇİN BÜYÜK BİR DARBE OLDU”
Bir önceki teknik direktör olan Rob Page, 2022 yılında Galler'in Dünya Kupası'na katılmak için uzun süren bekleyişini sona erdiren teknik direktör olarak hatırlanacak. Rob Page ve ekibi, Katar’da hayal kırıklığı yarattı ve ardından EURO 2024 play-off finalinde Polonya’ya karşı penaltı atışları sonrasında Euro 2024'e katılma hakkını elde edemeyince eleştiriye maruz kaldı. Galler, Dünya Kupası'nın ardından tılsımlı oyuncuları Gareth Bale başta olmak üzere bazı üst düzey oyuncularının yokluğuna alışmaya çalışıyor. Ancak mevcut kadroda yetenekli oyuncular var ve tutkulu bir Galli oyuncu olan Bellamy'nin takımı bir sonraki Dünya Kupası'na taşıyabileceği umut ediliyor. Takımın liderleri arasında Ethan Ampadu, Ben Davies ve kaptan Aaron Ramsey yer alıyor. Galler, hücumda Harry Wilson, Brennan Johnson ve Kieffer Moore gibi futbolcularla etkili olmaya çalışacak. Daniel James'in sakatlık nedeniyle takımdan ayrılması Bellamy için büyük bir darbe oldu.
“GALLER’İ ÇOK ZOR BİR MAÇ BEKLİYOR AMA…”
2023 yılında Napoli ile Serie A şampiyonluğu yaşayan Nijeryalı yıldız Victor Osimhen’in Galatasaray’a transferi Avrupa’da geniş yankı uyandırdı. Güncel piyasa değeri 100 milyon Euro olan Victor Osimhen, “Burada olduğum için çok mutluyum. İnanılmaz bir atmosfer var. Bir an önce sahaya çıkmak istiyorum" diyerek sarı-kırmızılı taraftarları heyecanlandıran mesajlar verdi. Bir dönem Nijerya Milli Takımı’nın teknik direktörü olarak görev yapan tecrübeli taktisyen Jose Peseiro, eski öğrencisinin transferini değerlendirdi. Osimhen’in Belçika’nın Charleroi takımında oynadığı dönem beraber çalıştığı teknik direktörü Felice Mazzu ise 25 yaşındaki yıldızın potansiyeline ve son yıllardaki performansına dikkat çekerek önemli ifadeler kullandı.
JOSE PESEIRO VE FELICE MAZZU’DAN ‘VICTOR OSIMHEN’ AÇIKLAMASI ŞÖYLE:
JOSE PESEIRO: ICARDI VE OSIMHEN, ÇOK GÜÇLÜ BİR FORVET İKİLİSİ OLUŞTURACAK”
Victor Osimhen’in Galatasaray’a transferi büyük bir sürpriz oldu. Geçtiğimiz yıldan bu yana dünyanın en iyi ve en güçlü kulüplerinden birçoğu Osimhen’i transfer etmeye çalışıyordu. Ne olduğunu anlayamıyorum ama şu anda Galatasaray'a imza atmış olması hem kulüp hem de forma şansı bulması adına kendisi için çok iyi oldu. Umarım herkes Osimhen’in gerçek değerini gösterebilmesi ve kalitesinin gerektirdiği başarıya ulaşabilmesi için katkıda bulunur. SC Braga ile Şampiyonlar Ligi'nde Galatasaray'a karşı oynadım ve Rams Park Stadyumu’ndaki atmosferden gerçekten etkilendim. Galatasaray, Türkiye’nin Avrupa düzeyinde olan tarihi bir kulübüdür. Ayrıca Türkiye Ligi’nde de kalite var. O yüzden Victor Osimhen'in gelişi Türk futbolu ve Galatasaray için çok iyi olacak. Osimhen ve Icardi'nin çok güçlü bir forvet ikilisi oluşturacağını düşünüyorum. Hatta Avrupa'nın en güçlü ikililerinden biri olacaklar.
“OSIMHEN, RAKİP SAVUNMALARIN DENGESİNİ BOZACAK”
Osimhen, geçtiğimiz sezonun başında Avrupa'nın önde gelen kulüplerinden teklifler aldı ancak hiçbirine imza atmasına izin verilmedi. Ne olduğunu bilmiyorum. Sadece Napoli’de devam etmek istemediğini, bunun sorumlular tarafından bilindiğini ve kabul edildiğini biliyorum. Osimhen, maçın her anında Nijerya Milli Takımı’na adanmışlığını ve bağlılığını gösterdi. Takım olarak sergilediğimiz mükemmel performansa her zaman önemli bir katkıda bulundu. Osimhen, daha önce de söylediğim ve birçok röportajımda tekrarladığım gibi dünyanın en iyi kulüplerinde ve liglerinde oynayabilecek kaliteye sahip olan muazzam bir oyuncu. O, bu sezon kesinlikle çok sayıda gol atacak. Ayrıca savunma organizasyonunda bile çok fazla yer alacak ve önemli bir rol oynayacak. Osimhen, rakip savunmaların dengesini bozacak. Etkileyici bir enerjisi var. Fiziksel olarak çok güçlü ve hava toplarında da çok etkili. Farklı özellikte yetenekleri var ve golcü bir isim. Defans oyuncularının üzerinde her zaman baskı kuruyor. Sürekli oyunun içinde yer alıyor ve oyunun gidişatını değiştiriyor. Ayrıca takım arkadaşlarının da oyunun içinde olmasını sağlıyor.
FELICE MAZZU: “VICTOR OSIMHEN, TÜRKİYE’DE DE PATLAMA YAPACAK”
Victor Osimhen’in Galatasaray gibi büyük bir kulübe imza atması sürpriz değil ama yine de Türkiye’ye transfer olacağını hiç düşünmemiştim. PSG gibi bir kulübe ya da İngiltere'ye gider diye düşündüm. Osimhen, zeki bir futbolcu ve doğru seçimi yaptı. Türk futbolunun seviyesi çok iyi durumda. Osimhen, Türkiye'de de patlama yapacak. Osimhen’de hız, fizik, zekâ ve golcülük özelliklerinin hepsi var. Sezon içinde en az 20 gol atacaktır. Taraftarlar, onu çok sevecek. Osimhen’in tam da ihtiyacı olan şey ateşli bir taraftar atmosferidir. Osimhen’in büyük bir potansiyeli var. Maçlarda 90 dakika boyunca koşar ve asla yorulmaz. Bu koşuları ofansif ve defansif olarak büyük bir yoğunlukla yapar. Enerji potansiyeli, topa vuruşu ve golü hissetmesi Türk futboluna ekstra bir şeyler katacak. Victor Osimhen’in daha çok önde tek başına oynamayı tercih ettiğini düşünüyorum. Derinlere inmeyi seviyor. Her şeyi yapabilir. Osimhen’in aynı zamanda oynadığı takımlara çok iyi bir uyum sağladığını ve Icardi ile iyi bir ikili olacağını düşünüyorum.
6 numara pozisyonuna takviye için transfer çalışmalarını yoğun olarak sürdüren Fenerbahçe, Fiorentina’nın yıldızı Sofyan Amrabat’ı kadrosuna katarak bu bölgeyi daha da güçlendirdi. Kariyerinde Utrecht, Feyenoord, Fiorentina ve Manchester United gibi takımlar da bulunan başarılı futbolcu, fizik gücü ve orta sahadaki temposuyla her zaman dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.
Faslı oyuncunun Utrecht dönemindeki antrenörleri Robin Pronk ve Robby Alflen, ses getiren transferle ilgili düşüncelerini anlattı. Hollandalı tecrübeli teknik direktörler, eski öğrencilerinin sarı-lacivertli ekibe katkısını da değerlendirdi.
ROBIN PRONK VE ROBBY ALFLEN’DEN ‘SOFYAN AMRABAT’ AÇIKLAMASI ŞÖYLE:
ROBIN PRONK:
“SOFYAN AMRABAT’IN FENERBAHÇE İÇİN KİLİT BİR OYUNCU OLACAĞI KESİN”
Sofyan Amrabat'ın seviyesi ve Avrupa'nın en üst liglerinde edindiği farklı tecrübeler sayesinde Türkiye Süper Ligi’nde oynamak için yeterli güce sahip olduğundan hiçbir şüphem yok. Sofyan'ın en önemli silahlarından biri de birebir savunmadaki fiziksel gücüdür. Ayrıca orta sahada doğru anda doğru pozisyonda yer alacak futbol zekâsı da takıma iyi bir katkı yapmasına yardımcı olacaktır. Sofyan'ın Fenerbahçe için kilit bir oyuncu olacağı kesin. Orta sahada Dusan Tadic, Sebastian Szymanski ve Fred gibi futbolcuların da farklı yetenekleri var ve Sofyan'ın takıma ekstra güç katacağını düşünüyorum.
“MOURINHO’NUN TARZI İLE SOFYAN’IN OYUN TARZI BAĞDAŞACAK”
Bence Jose Mourinho'nun takımda Sofyan gibi bir oyuncuya ihtiyacı vardı ve bu tip bir oyuncu istiyordu. Mourinho'nun takımındaki oynama tarzı Sofyan'ın oyun tarzıyla bağdaşacak. Daha önce de söylediğim gibi Sofyan'ın oyun tarzı kesinlikle Fenerbahçe takımına iyi bir katkı sağlayacaktır. Hırsı ve fiziksel gücü, son birkaç yıldaki üst düzey tecrübesiyle birleşince Sofyan'ı Fenerbahçe için iyi bir oyuncu haline getiriyor. Sofyan, winner bir futbolcu. O yüzden Fenerbahçeli taraftarların da bu tarz bir oyuncuyu görmek istediğini düşünüyorum.
2020 yılında 24 Erzincanspor’dan Galatasaray’a transfer olan Kerem Aktürkoğlu, sarı-kırmızılı formayla toplam 179 maça çıktı. Takımına 46 gol ve 42 asistlik katkı sağlayan milli futbolcu, özellikle Şampiyonlar Ligi maçlarında gösterdiği üstün performansla dikkat çekti. Uzun zamandır Avrupa ekiplerinin radarında olan başarılı kanat oyuncusu, Portekiz ekibi Benfica ile anlaştı. Portekizli meslektaşlarımız, yıldız futbolcunun son dönemdeki performansı ve Benfica’daki geleceği ile ilgili önemli tespitlerde bulundu.
PORTEKİZLİ GAZETECİLERİN ‘KEREM AKTÜRKOĞLU’ AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE:
RODRİGO QUERİDO (NOTİCİAS AO MİNUTO):
“BENFİCA, TÜRKİYE’NİN EN İYİ FUTBOL YILDIZLARINDAN BİRİNİ TRANSFER ETTİ”
Kerem Aktürkoğlu'nun Benfica'ya transferi herkes için sürpriz oldu. Benfica, David Neres Napoli'ye gittiğinden beri kanatlarda yaratıcı bir oyuncuya ihtiyaç duyuyordu. Transfer piyasasının kapanmasına az bir süre kala yaratıcı bir oyuncunun takıma gelmesi uzak bir ihtimal olarak görülüyordu. Ancak Benfica, Türkiye'nin en iyi futbol yıldızlarından birini transfer ederek bizi şaşırttı. Kerem Aktürkoğlu, Galatasaray'da birçok gol ve asistle yıldızlaştı. Onun Benfica'da da parlamasını bekliyorum. Kerem, bu sezonun öne çıkan oyuncularından biri olma potansiyeline sahip. Ayrıca vatandaşı Orkun Kökçü'nün varlığı takıma daha da çabuk uyum sağlamasına yardımcı olacak.
“KEREM, DEFANS OYUNCULARINA TERÖR ESTİREN ENERJİK BİR OYUNCU”
Kerem, orta sahada ve kanatlarda defans oyuncularına terör estiren enerjik bir hücum oyuncusu. Galatasaray formasıyla Şampiyonlar Ligi'nde gösterdiği performansla dikkat çekti. Kanatlarda Kerem ve Di Maria ile atak yapacak olan Benfica, forvet oyuncuları Vangelis Pavlidis ve Zeki Amdouni’yi besleyerek daha da tehlikeli bir takım haline gelecek. Kerem Aktürkoğlu'nun Avrupa futbolunda büyük seviyelere ulaşabilecek potansiyele sahip olduğunu düşünüyorum. Son yıllardaki yükselişi bunun kanıtıdır. Kerem, 22 yaşındayken Türkiye futbolunda 3.Lig’de oynuyordu. Şimdi Şampiyonlar Ligi'nde Barcelona, Bayern Münih ya da Juventus gibi rakiplere karşı mücadele verecek. Her şey yolunda giderse Kerem’in Benfica’da çok kısa bir süre kalacağını düşünüyorum. Onun ileride başka bir takıma giderek milyon dolarlık bir transfer yıldızı olacağına inanıyorum.
MARCO GONÇALVES (O JOGO):
Şampiyonlar Ligi’nden elenen ve gol yollarındaki sıkıntıya çözüm bulmak isteyen Galatasaray, bu bölgeyi dikkat çekici bir transfere imza atarak güçlendirdi. Sarı-kırmızılılar, Napoli ile 2023 yılında Serie A şampiyonluğu yaşayan yıldız golcü Victor Osimhen’i sağlık kontrolü ve imza için İstanbul’a getirdi.
2020 yılından beri Napoli ile 133 maça çıkan Osimhen, 76 gol ve 18 asistle klasını konuşturmayı başardı. Nijerya Milli Takımı’nda 35 maça çıkan ve 21 gol kaydeden yıldız santrfor, dikkat çekici bir istatistiğe imza attı. Victor Osimhen’in son dönemdeki performansını yakından takip eden İtalyan meslektaşlarımız, Nijeryalı golcünün potansiyeli ve Galatasaray’a katkısıyla ilgili düşüncelerini aktardı.
İTALYAN GAZETECİLERİN ‘VICTOR OSIMHEN’ AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE:
RUDY GALETTI (LA TV DELLA SPORT YORUMCUSU):
“BU TRANSFER DÖNEMİNİN EN İYİ İMZALARINDAN BİRİ”
Harika bir transfer! Dünyanın bu transfer dönemindeki en iyi imzalarından biri. Victor Osimhen’in Galatasaray’a transferine o kadar da şaşırmadım. Çünkü uluslararası arenanın en iyi forvetlerinden biri olan ve Napoli’de kadro dışı bırakılan Osimhen'in maç oynamadan ayda neredeyse 1 milyon euro maaş aldığını düşünmek inanılmaz bir durum olurdu. Galatasaray, bu durumdan faydalandı ve çok iyi bir santrafor transfer etti.
“ICARDI VE OSIMHEN’İ BİRLİKTE OYNATMAK KOLAY OLMAYACAK AMA…”
Osimhen, fiziksel olarak güçlü ve inanılmaz bir gol sezgisine sahip. Sadece hücumda değil savunmada da takımına çok yardımcı oluyor. Sahada performans olarak diğer oyunculardan asla geri kalmıyor, her zaman elinden gelenin en iyisini yapıyor. İstikrarlı bir şekilde oynarsa sezon içinde 20'nin üzerinde gol atabileceğine inanıyorum. Galatasaray, şu anda tek bir merkez santrforla oynuyor. Mauro Icardi’nin yanında Osimhen’e de yer verebilmek için saha içi taktiklerini biraz değiştirmeleri gerekiyor. Icardi ve Osimhen, bitiricilik açısından benzer özelliklere sahip. İkisi de sürekli ceza sahası içinde olmayı seviyor. Onları birlikte oynatmak kolay olmayacak ama hücumda çok daha fazla seçeneği olacak olan Okan Buruk için kesinlikle zorlu bir süreç olacak.
Sarı-lacivertli ekibin altyapısında yetişen Bora Aydınlık, ilk kez teknik direktör Vitor Pereira döneminde A Takım ile antrenmanlara çıkmaya başlayarak dikkatleri üzerine çekti. İsmail Kartal döneminde Şubat 2022'de Slavia Prag'a karşı oynanan UEFA Konferans Ligi maçında kadroya seçilen başarılı futbolcu, A Takım düzeyinde ilk kez maç kadrosunda yer aldı. Fenerbahçe formasıyla ilk maçını ise Jorge Jesus döneminde oynayan 19 yaşındaki futbolcu, Zenit ile oynanan hazırlık maçında 1 gol atarak klasını gösterdi. Geçtiğimiz sezonu Championship ekibi Hull City'de kiralık olarak tamamlayan Aydınlık, İngiltere futboluyla ilgili önemli bir tecrübe edindi. Gelişimini sürdürmesi için Beyoğlu Yeni Çarşı FK’ya gönderilen genç futbolcu; Fenerbahçe’deki hedefleri ve beraber çalıştığı teknik direktörlerin futboluna etkisiyle ilgili düşüncelerini anlattı.
19 YAŞINDAKİ FUTBOLCU BORA AYDINLIK’IN ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
“BEYOĞLU YENİ ÇARŞI FK, GELİŞİMİM AÇISINDAN ÇOK İYİ BİR KULÜP”
Yeni sezonda Beyoğlu Yeni Çarşı FK takımında mücadele edeceksin. Transferinde hangi faktörler etkili oldu?
Bu sene Beyoğlu Yeni Çarşı FK’ya gelmemde başkanımızın, Efe İnanç hocamın ve yönetimin çok büyük etkisi oldu. Arayıp, sordular ve transferimde çok istekliydiler. Ayrıca oynayabileceğim bir takıma gitmek istedim. Beyoğlu Yeni Çarşı FK, aynı zamanda genç bir takımdı. Burada milli takımdan arkadaşlarım vardı ve onlarla da konuştum. Hepsi de gayet güzel referanslar verdi. Gelişimim için çok iyi bir kulüp. Bu faktörler transferimde etkili oldu. Başkanımızın çok güzel bir projesi vardı ve tutkulu bir insandı. Bunlar benim için çok önemliydi. Genç yaştayım ve gelişmek için oynamam gerekiyor. Böyle güzel bir fırsat olduğu için bu takımı seçtim. İsmim Sakaryaspor’la da anılmıştı ama çeşitli nedenlerden dolayı transferim gerçekleşmedi.
“SKORA KATKI YAPMAYI VE BİREYSEL YETENEKLERİMİ GÖSTERMEYİ HEDEFLİYORUM”
Teknik direktör Efe İnanç önderliğinde TFF 2.Lig’de oynayan ve yaş ortalaması 21.8 olan bir takımınız var. Bu seneki hedeflerinden bahseder misin?
Efe Hoca, gerçekten iyi bir hoca; çalıştığım iyi hocalardan birisi. O da genç ve istekli. Efe Hoca’nın gerçekten iyi yerlere geleceğini ben de düşünüyorum. Bu sene ayrıca takım olarak Efe Hoca ile iyi yerlere geleceğimizi görüyorum ve inanıyorum. Genç bir takım olmamızın bence hiçbir önemi yok. Genç-yaşlı fark etmeden ortak bir hedefe doğru birlikte hareket ettiğimizde her şeyi başarabiliriz. Bu sene skora katkı yapmayı, bireysel yeteneklerimi göstermeyi ve takımımın belli bir seviyeye gelmesine yardımcı olmayı hedefliyorum. Bireysel hedeflerim olsa da takımımın başarısına öncelik veriyorum. İnşallah ben de bu başarıya gol ve asistlerimle katkı sağlayacağım. Kendimi sol açık pozisyonunda rahat hissediyorum ama bu durum başka mevkilerde oynayamadığım anlamına gelmiyor. Santrfor, sağ kanat ve 10 numara pozisyonlarında da oynamışlığım var. Top ayağıma geldiğinde çok efektif olan bir oyuncuyum.
Geçtiğimiz hafta zorlu Lugano deplasmanından 3-3’lük skorla dönerek tur şansını İstanbul’a taşıyan Beşiktaş, rakibi karşısında sürprize yer vermedi. Taraftarının da desteğiyle baskın bir oyun ortaya koyan siyah-beyazlılar, mücadeleden 5-1’lik skorla ayrılarak rakibini bozguna uğrattı. Kara Kartal; Ciro Immobile, Rafa Silva ve Gedson Fernandes’in yıldızlaştığı maçta rakibini devre dışı bırakarak turu geçen taraf oldu. İsviçreli gazeteciler, karşılaşma sonrası Beşiktaş’ın dikkat çeken performansıyla ilgili konuştu.
İSVİÇRELİ GAZETECİLERİN “BEŞİKTAŞ-LUGANO” MAÇI SONRASI AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
GIACOMO NOTARI (PROXIFOOT/BLUE SPORT):
“BEŞİKTAŞ, LUGANO’DAN DAHA ÜSTÜN BİR TAKIM OLDUĞUNU GÖSTERDİ”
Beşiktaş’ın İsviçre’deki ilk maça göre bariz bir şekilde seviye atlamayı başardığını gördük. Özellikle karşılaşmanın ilk dakikalarında etkileyici bir performans sergilediler ve maçın açılış golünü atmayı kesinlikle hak ettiler. Lugano'nun beraberlik golüne rağmen hemen öne geçerek daha üstün bir takım olduklarını gösterdiler ve bunu hak ettiler. Beşiktaş'ın favori olması nedeniyle skorun sürpriz sayılabileceğini düşünmüyorum, hele ki rövanş maçını Türkiye'de oynamışlarsa.
“STADYUM ATMOSFERİ BEKLENDİĞİ GİBİ ALEV ALEV YANIYORDU”
Beklendiği gibi stadyumun atmosferi gerçekten alev alev yanıyordu. Atmosferin Beşiktaş’a kesinlikle faydası oldu. Lugano'nun özellikle ilk yarıda savunma bölgesinde bazı hatalar yaptığını gördük. Bu durum belki de tribünlerden gelen ekstra baskıdan da kaynaklanıyor olabilir. Taraftarları hesaba katmasak bile sahada daha iyi olan takım Beşiktaş'tı. Yine de taraftarların onlar için ekstra bir motivasyon olduğu kesin.
23 yaşındaki milli futbolcu, 1 yıllığına eflatun-beyazlı ekip için ter dökecek. Teknik direktör Paulo Pezzolano yönetiminde La Liga’da şimdiye kadar 2 maç oynayan Real Valladolid, topladığı 3 puanla 10.sırada bulunuyor.
Stoper arayışlarını sürdüren La Liga ekiplerinden Real Valladolid, Valencia’nın 23 yaşındaki savunmacısı Cenk Özkacar’ı 1 yıllığına kiralık olarak kadrosuna kattı. Milli futbolcunun transferi için Valencia ile yapılan anlaşmada satın alma opsiyonu olmadığı öğrenildi. Geçtiğimiz sezon Valencia formasıyla 23’ü La Liga, 2’si İspanya Kral Kupası olmak üzere toplam 25 maçta sahaya çıkan Özkacar, takımına 1 asistlik katkı sağladı. Valencia ile 2028 yılına kadar sözleşmesi bulunan başarılı stoper, 9 kez A Milli Takım forması giydi. Valencia, Avrupa kariyerinde Olympique Lyon ve OH Leuven gibi takımlar da bulunan başarılı stoperin serbest kalma bedelini geçtiğimiz sezon 100 milyon euro olarak belirlemişti.
UEFA Avrupa Ligi’nde yoluna devam etmek isteyen temsilcimiz Beşiktaş, sahasında İsviçre’nin dirençli ekiplerinden Lugano ile karşılaşacak. Son haftalarda hücum hattındaki formda oyuncularına güvenen siyah-beyazlılar, taraftarı önünde galip gelerek iyi gidişatını sürdürmeyi hedefliyor. Mücadeleyi yakından takip eden İsviçreli meslektaşlarımız, zorlu 90 dakika öncesi iki ekibin önemli noktalarıyla ilgili düşüncelerini anlattı. Gazeteciler, Lugano’nun geçen sene İstanbul’daki 3-2’lik galibiyetini de vurgu yaptı.
İSVİÇRELİ GAZETECİLERİN KRİTİK 90 DAKİKA ÖNCESİ GÖRÜŞLERİ ŞÖYLE:
LUCA SCİARİNİ (ECO DELLO SPORT):
“BEŞİKTAŞ’IN GEÇEN YILA GÖRE ÇOK DAHA İYİ OLDUĞUNA İNANIYORUM”
Beşiktaş'ın bu yıl geçen yıldan çok daha iyi olduğuna inanıyorum. Lugano, İstanbul'a çok rahat bir psikolojiyle geldi. Hedefleri Avrupa Kupası'na katılmaktı ve bunu da başardılar. Lugano gibi bir kulüp için Avrupa Ligi veya Konferans Ligi çok da büyük fark yaratmıyor. Takımdaki atmosfer çok iyi durumda. Beşiktaş ile ilk maçtaki 3-3’lük skor ve Fenerbahçe’ye karşı oynanan iki maç, oyunculara iyi bir seviyede olduklarına ve herkesle mücadele edebileceklerine dair inanç verdi. Renato Steffen, Lugano'nun en iyi oyuncusu. O, üst düzey bir oyuncu ve ilk maçta da gördüğünüz gibi çok iyi bir sol ayağı var. Ancak herkes takımın en teknik oyuncusu olan Ignacio Aliseda’dan da çok şey bekliyor. Geçmişte uzun süre sakatlık yaşayan oyuncuyu Lugano'da en iyi seviyesinde görmeyi bekliyoruz.
“İMKANSIZ MUCİZE YOK! YOUNG BOYS, GALATASARAY MAÇINI KAZANDI”
İstanbul'daki atmosfer her zaman çok heyecan vericidir ve Lugano gibi bu büyük stadyumlarda oynamaya alışkın olmayan bir takım ekstra motive olabilir. Takımdaki oyuncuların stadyumdaki bu sıcak atmosferden etkileneceklerini sanmıyorum. Şampiyonlar Ligi'nde Young Boys'un Galatasaray karşısında kazandığını gördük. O yüzden ortada imkânsız bir "mucize" yok. VAR'ın devreye girmesiyle artık hakemleri bile etkilemek ya da etki altına almak çok zor.
“CİRO IMMOBİLE, İLK FIRSATTA GOL ATABİLİR”
İsviçre’deki ilk maçta rakibine 3-2 yenilerek tur umudunu İstanbul’a bırakan Galatasaray, RAMS Park’ta da beklenilen oyunu ortaya koyamadı ve turnuvaya play-off aşamasında veda eden takım oldu. 87.dakikada Alan Virginius’un attığı golle 1-0 mağlup olan sarı-kırmızılılar, taraftarlarını hüsrana uğrattı.
Galatasaray’ın yıldız futbolcuları, mücadele boyunca etkisiz bir performans göstererek hayal kırıklığı yarattı. İsviçreli meslektaşlarımız, temsilcimizin oynadığı futbolu ve stadyumdaki atmosferin maça olan etkisini değerlendirdi.
DOMINIC WUILLEMIN (BERNER ZEITUNG):“FERNANDO MUSLERA, GÜVENİLİR BİR KALECİ GİBİ GÖRÜNMÜYORDU”
Galatasaray’ın performansı benim için sürpriz oldu. Taraftarların da desteği olduğu için kendi evinde daha iyi olacaklarını düşünmüştüm. Galatasaray, sahaya 11 kişi çıktı ama bir takımı temsil edecek şekilde oynamadılar. Hücum anlamında hiçbir hareketlenme yoktu. Young Boys savunmasının işini kolaylaştırdılar. Önemli ve sürpriz anlar yakalayamadılar. Kaleci Fernando Muslera, beni hayal kırıklığına uğratan oyuncu oldu. Bern'deki ilk maçta olduğu gibi güvenilir bir kaleci gibi görünmüyordu. Ve golden sonra kırmızı kartla sonuçlanan davranışı da gerçekten hayal kırıklığı yarattı. Ancak Ziyech'ten Mertens'e kadar Galatasaraylı yıldızların çoğu beklenen performansı gösteremedi.
“YOUNG BOYS, RUHUNU ORTAYA KOYDU VE BİRLİKTE SAVAŞTI”
Stadyumda çok etkileyici, gürültülü ve yoğun bir atmosfer vardı. Ama Young Boys korkmadı; ruhlarını ortaya koydular, birlikte savaştılar ve çok iyi oynadılar. Uzun zamandır oynadıkları en iyi oyunlardan biriydi. Alan Virginius, Young Boys formasıyla henüz ikinci maçını oynadı. İlk maçı İsviçre Kupası'nda amatör bir takıma karşıydı. Virginius; hızı ve yetenekleriyle potansiyelini gösteren bir oyuncu. Bunu Galatasaray'a attığı golde de gösterdi. Ancak gelecekte Young Boys için ne kadar önemli olabileceğini söylemek için henüz erken.
OLIVER ZESIGER (SPORTS DIRECTOR): “MUSLERA’NIN YAPTIKLARI AFFEDİLEMEZ. BEDELİNİ ÖDEDİ!”
Galatasaray'ın özellikle ilk yarıda kalesinde bu kadar çok gol tehlikesi yaşaması şaşırtıcıydı. Daha yüksek seviyede rekabet edebilmeleri için iyi defans oyuncularından hâlâ yoksunlar. Gördüğüm bir diğer şey de Young Boys'un fiziksel olarak daha formda bir takım olmasıydı. Young Boys, ayrıca daha atletik bir takımdı ve bu konuda Galatasaray ile arasında epey fark vardı. Bir kulüp efsanesini eleştirdiğimin farkındayım ama Muslera, kalede hiçbir zaman güven verici görünmedi. Topun elinden çok fazla sekmesine izin verdi ve istikrarlı bir performans gösteremedi. Muslera’nın ayrıca Virginius'a karşı yaptıkları affedilemez. Muslera, daha sonra bedelini ödedi. Ziyech de beni hayal kırıklığına uğrattı. Oyuna hiçbir zaman büyük bir etkisi olmadı ve devre arasında haklı olarak değiştirildi.
UEFA Şampiyonlar Ligi’ndeki tek temsilcimiz Galatasaray, bugün İsviçre’nin önemli ekiplerinden Young Boys ile sahasında kritik bir 90 dakikaya çıkacak. İlk maçta etkili bir futbol oynamasına rağmen rakibine 3-2 yenilmekten kurtulamayan sarı-kırmızılılar, saha ve taraftar avantajını kullanarak bu kez bir sürprize yer vermek istemiyor.
Formda hücum oyuncularına güvenen Galatasaray, zorlu rakibini devirerek gruplara kalma peşinde olacak. İsviçreli gazeteciler, maç öncesi her iki takımın avantajı, güçlü yönleri ve tur şansıyla ilgili düşüncelerini aktardı.
İSVİÇRELİ GAZETECİLERİN MAÇ ÖNCESİ YORUMLARI ŞU ŞEKİLDE:
FABİO DİAS (LATRİBUNA.CH):
“YOUNG BOYS, İLK MAÇTA ŞAŞIRTICI BİR SONUÇ ELDE ETTİ”
Young Boys, sezona inişli çıkışlı bir başlangıç yaptı. Ligde kesinlikle hayal kırıklığı yaratan sonuçlar aldı ancak Galatasaray'a karşı ilk maçta şaşırtıcı bir sonuç elde etti. Joel Monteiro, Filip Ugrinic ve özellikle de geçen maçta sadece son 15 dakika oynayan Meschack Elia'ya dikkat çekmek istiyorum. Elia, maça ilk 11’de başlarsa bire birde ve dar alanlarda çok tehlikeli olacaktır.
“ACI DOLU BİR 90 DAKİKA OLACAK!”
Young Boys için acı dolu bir 90 dakika olacak. Okan Buruk'un oyuncuları ilk dakikalarda gol atabilirse, maç ev sahibi takımın lehine sonuçlanabilir. Ancak yine de dikkatli olmalısınız çünkü Young Boys, geçen yıl olduğu gibi Manchester City gibi büyük takımlara karşı bile asla kötü bir izlenim bırakmayan bir takım. Bu maçta kilit rol oynayacak bir diğer unsur da Bern'deki suni sahadan Rams Park'taki çim sahaya kadar değişen zemin tipidir. İlk maçta devre arasında oyundan çıkan Dries Mertens, beni hayal kırıklığına uğrattı ve klasını gösteremedi. Bence ilk maçta hayal kırıklığı yaratan Icardi'nin yanı sıra onu da maçın kahramanları arasında bulacağız. Sadece 30 dakikada gösterdiği muhteşem performansın ardından Batshuayi'nin ilk 11'de başlamasını bekliyorum. Galatasaray'da Hakim Ziyech ve Zaha gibi her an oyunu değiştirebilecek dev oyuncular var. Kesinlikle sonuna kadar heyecanlı ve zorlu bir maç olacak.
Fenerbahçe formasıyla 204 maça çıkan ve oynadığı futbolla adından söz ettiren milli yıldız Ferdi Kadıoğlu, Premier Lig ekibi Brighton ile anlaşmaya vardı. 24 yaşındaki başarılı futbolcu, sözleşme ve sağlık kontrolleri için İngiltere’ye gitti. Avrupa devlerinin peşinde olan yetenekli ismin Brighton’a transferi İngiltere’deki futbolseverlerde büyük bir heyecan uyandırdı.
Ferdi Kadıoğlu’nun NEC Nijmegen’de oynadığı dönem teknik direktörü olan Adrie Bogers, eski öğrencisinin teknik özellikleri ve Premier Lig’e uyumuyla ilgili düşüncelerini aktardı. Premier Lig yorumcusu olarak görev yapan İngiliz gazeteci Chris Wise ise milli futbolcunun transferini değerlendirdi.
ADRIE BOGERS (NEC NIJMEGEN ESKİ TEKNİK DİREKTÖRÜ):
“İYİ BİR TEKNİĞE SAHİP, İNGİLİZ FUTBOLUNA UYUM SAĞLAYACAKTIR”
Ferdi Kadıoğlu, benim dönemimde her zaman hücuma yönelik bir orta saha oyuncusu olarak oynadı. Teknik açıdan yetenekli bir oyuncuydu. Esas olarak sezgilerine ve tekniğine güveniyordu. Topu hücuma taşımak için çizgiler arasında oynama konusunda iyiydi. Ferdi, ayrıca driplingleri ve asistleriyle tehlikeli bir futbolcu. İngiliz futboluna uyum sağlayabilir çünkü iyi bir tekniğe sahip. Bu durum onun ikili mücadelelere girmesine gerek kalmayacağı anlamına geliyor. İleride gelişme göstererek daha da üst düzey bir kulübe gidebilir. Çünkü günümüzde bek oyuncuları, hücuma katkı sağlamak zorunda ve Ferdi bunu çok iyi bir şekilde başarıyor.
CHRIS WISE (BBC SPORT PREMIER LİG YORUMCUSU):
“FERDİ, HEM DEFANSİF HEM DE OFANSİF OLARAK OLAĞANÜSTÜ BİR DEĞER”
Son yıllarda Fenerbahçe'nin Avrupa kupalarında oynadığı pek çok maçta yorumculuk yapma şansına sahip oldum ve Ferdi'den her zaman çok etkilendim. Kalitesi herkesin görebileceği şekilde ortadaydı. Ferdi, enerji dolu bir futbolcu. Hem defansif hem de ofansif olarak olağanüstü bir değerdi. Ferdi’nin EURO 2024’te mükemmel bir performans sergilediğini düşünüyorum. Bu turnuva vasıtasıyla daha geniş bir taraftar kitlesinin onun ne kadar iyi bir futbolcu olduğunu görmesinden dolayı mutluyum. Ferdi, böyle bir vitrine çıkmayı hak ediyordu. Ferdi’nin onu ilk izlediğimden bu yana her yıl belirgin bir gelişme gösterdiğine inanıyorum.
2018 yılında Hollanda ekibi NEC Nijmegen’den Fenerbahçe’ye transfer olan Ferdi Kadıoğlu, toplam 204 maça çıktı. Takımına 18 gol ve 22 asistlik katkı sağlayan Kadıoğlu, gösterdiği etkileyici performansla Avrupa devlerini peşine taktı. A Milli Takım formasını 20 kez sırtına geçiren başarılı futbolcu, EURO 2024’te gösterdiği performansla adından söz ettirdi. Premier Lig ekibi Brighton’a imza atmak için İngiltere’ye giden milli yıldız, Fenerbahçe’nin önemli bir gelir kazanmasının kapılarını da açtı. Ersun Yanal’ın Fenerbahçe’de görev yaptığı dönem yardımcı antrenör olan Volkan Kazak, başarılı sol bekin gelişimini ve Premier Lig’e transferini değerlendirdi. Ferdi Kadıoğlu’nun NEC Nijmegen takımında beraber çalıştığı ilk teknik direktörlerinden olan René Koster ve Ron de Groot, eski öğrencilerinin teknik özelliklerine ve potansiyeline vurgu yaparak; başarı şansına değindi.
VOLKAN KAZAK, RENÉ KOSTER VE RON DE GROOT’TAN ‘FERDİ KADIOĞLU’ AÇIKLAMASI ŞÖYLE:
VOLKAN KAZAK:
“FERDİ, KENDİNİ ÇOK GELİŞTİRDİ. BU BAŞARISI TESADÜF DEĞİL”
Ferdi, aslında ofansif bir oyuncuydu. Bize kenar ve 10 numara oyuncusu olarak gelmişti. Fenerbahçe’de göreve geldiğimizde Ferdi, sadece altyapı maçlarında forma giyiyordu. Büyük bir potansiyel olarak transfer edilmişti ama hiçbir A takım maçında şans verilmemişti. Biz geldikten sonra ilk kez kupa maçında oynadı. Ayrıca A Takım ile antrenmanlara daha çok çıkmaya başladı. Özellikle de antrenmanlarda Ferdi’nin üstüne daha fazla düşmeye başladık. Ferdi, daha önce verdiği bir röportajda, “Ersun Hoca, bek pozisyonunda oynamam gerektiğini ve orada daha fazla başarılı olacağımı söyledi” demişti. İlk kez Ferdi’nin bek pozisyonunda oynamasının onun açısından daha faydalı olacağını düşündük. Ferdi, şimdi her iki bekte de çok rahat bir şekilde oynayabiliyor. Bek olarak kendini gerçekten çok geliştirdi. Ferdi, yetenekli ve fiziksel özellikleri yüksek bir futbolcu. Sıkıntılı durumlarda kanatlarda bile oynayabilecek potansiyeli olan bir futbolcu. O yüzden aynı zamanda çok yönlü bir futbolcu. Bu başarısı kesinlikle tesadüf değil. Kendisi zaten çok istekli ve hırslı bir futbolcu.
“BİR GÜN REAL MADRİD VEYA M.CİTY GİBİ TAKIMLARA DA GEÇİŞ YAPABİLİR”
Ferdi, bence Brighton’u seçmekle çok doğru bir karar aldı. Daha fazla gelişebileceği ve süre alabileceği bir takıma gitti. Çalıştığım takımlarda oyuncularıma; transfer durumunda her zaman süre alabilecekleri bir takıma gitmeleri konusunda tavsiyelerde bulunurdum. Ferdi, Brighton’da da süre alabilecek bir futbolcu. Bu özelliğe ve yeteneğe sahip bir futbolcu. Orada devam ettiği sürece gelişimini daha da sürdürecektir. Bu şekilde ilerleyen yıllarda Real Madrid, Barcelona, Liverpool veya Manchester City gibi bir üst takımlara geçiş yapacağına inanıyorum. Yani bir gün ‘çok ileri seviyede’ dediğimiz bu tarz büyük takımlardan birine gidebilir. İnşallah herhangi bir aksilik çıkmazsa Ferdi’yi de bu takımlardan birinde görebiliriz. Bu potansiyel Ferdi’de var.
2019 yılında Slovenya ekibi NK Domzale’den Çaykur Rizespor’a transfer olan Dario Melnjak, burada 2,5 sene top koşturdu. Karadeniz ekibinde 80 maça çıkan başarılı futbolcu, takımına 7 gol ve 9 asistlik katkı sağladı. Hırvatistan Milli Takım formasını 8 kez giyen yıldız savunmacı, şimdilerde Gennaro Gattuso’nun teknik direktörlüğünü yaptığı HNK Hajduk Split forması için ter döküyor. Ülkemizde forma giymiş en etkili sol beklerden biri olarak gösterilen tecrübeli isim, Süper Lig’deki günleri başta olmak üzere Okan Buruk, İsmail Kartal, Edin Dzeko ve Dominik Livakovic ile ilgili düşüncelerini anlattı.
HAJDUK SPLIT’İN YILDIZI DARİO MELNJAK’IN ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:
“GENNARO GATTUSO, SAHA İÇİNDE GÜÇLÜ BİR BABA GİBİDİR”
2021 yılından beri Hajduk Split formasıyla top koşturan Dario Melnjak, bu sezon Hırvat ekibinin yeni teknik patronu olan İtalyanların efsane ismi Gennaro Gattuso ile çalışma şansı yakaladı. Tecrübeli teknik adamla ilgili düşüncelerini anlatan başarılı sol bek, “Gennaro Gatusso, çok duygusal ve harika bir teknik direktör. Onun futbolcu olduğu dönemdeki halini nasıl biliyorsak; teknik direktörlük halinin de aynı olduğunu söyleyebiliriz. Gattuso; saha dışında sizin arkadaşınız, saha içinde ise güçlü bir baba gibidir. Ekibi de onun gibi gerçekten harika profesyoneller ve çok pozitif insanlardır” diye konuştu.
“TÜRKİYE SÜPER LİGİ, AÇIK FUTBOLUN OYNANDIĞI VE KALİTELİ BİR LİG”
Süper Lig dışında Hırvatistan, Belçika, Azerbaycan ve Slovenya Liglerinde de forma giyen başarılı futbolcu, Süper Lig’de oynanan futbolun özellikleriyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Melnjak, “Türkiye Süper Ligi’ni oynadığım ve izlediğim diğer ülkelerin futboluyla karşılaştırmak isterim. Ayrıca diğer liglerde oynayan arkadaşlarımla da bu konuda konuşuyorum. Türkiye Ligi, açık futbolun oynandığı ve kaliteli bir lig. Orada harika oyuncular var. Teknik direktörler takımlarına güzel bir futbol oynatıyor. Stadyumlar ve taraftarlar her yerde harika durumda. Bunlar ülke futbolunun gelişmesine büyük bir etki ediyor. Hırvatistan Ligi ise daha çok taktiksel bir sisteme dayanıyor. Ayrıca kapalı oyunun yer aldığı bir futbol oynanıyor. Bundan dolayı Türkiye'deki gibi pozisyon yaratmak için sahada kullanabileceğiniz çok fazla alan yok” ifadelerini kullandı.
“MAÇLARDA RAKİP TARAFTARLAR BİLE SİZE ÖZEL BİR ENERJİ VERİYORDU”
Sezona Süper Kupa’yı ve ligdeki ilk iki maçını kazanarak moralli bir başlangıç yapan Beşiktaş, dün gece Stockhorn Arena’da Lugano’ya konuk oldu. Gedson Fernandes (2) ve Moatasem Al-Musrati’nin golleriyle skoru 55.dakikaya kadar 3-1 önde götüren siyah-beyazlı ekip, Renato Steffen ve Gabriel Paulista kendi kalesine attığı gollere engel olamayınca sahadan beraberlikle ayrıldı.
Önümüzdeki hafta Tüpraş Stadyumu'nda rövanş maçına çıkacak olan Kara Kartal, taraftarı önünde yeni bir zafer peşinde olacak. İsviçreli gazeteciler, mücadelede öne çıkan isimleri anlatırken; tur yolunda avantaja sahip olan takımla ilgili düşüncelerini de paylaştı.
İSVİÇRELİ GAZETECİLERİN LUGANO-BEŞİKTAŞ MAÇIYLA İLGİLİ DÜŞÜNCELERİ ŞÖYLE:
FABİO DİAS (LATRİBUNA.CH):
“GALATASARAY’I 5-0 YENMELERİ BEŞİKTAŞ’IN GÜCÜNÜN KANITIYDI”
Skor benim için sürpriz olmadı. Lugano'yu her hafta takip ettiğim için bu takımın harika bir futbol oynadığını biliyordum. Beşiktaş da bu sezon Rafa Silva, Ciro Immobile ve Al-Musrati gibi isimleri kadrosuna katarak takımını çok güçlendirdi. Süper Kupa'da Galatasaray'ı 5-0'lık skorla devirmeleri bunun kanıtıydı. Bir Sporting Club de Portugal taraftarıyım. O yüzden Gedson Fernandes ve Rafa Silva; çok iyi tanıdığım, Benfica’nın iki eski oyuncularıdır. Gedson, henüz tam potansiyeline ulaşamadı ama bu akşam iki golle zirveye çıkarak çok iyi bir sınav verdi. Öte yandan Rafa Silva'nın kanıtlaması gereken fazla bir şeyi yok. Rafa Silva; her savunmayı zora sokabilecek, klas ve müthiş hızlı bir oyuncu. Immobile’nin vücut çalımı ve Rafa Silva’nın asistiyle skorun 2-1’e geldiği andaki oyun harikaydı.
“CIRO IMMOBILE, GOL ATAMADI AMA ZEKASINI VE KALİTESİNİ GÖSTERDİ”
Bu gece Ciro Immobile'nin gol atma şansı pek yoktu ama bir forvet oyuncusu sadece golleriyle değerlendirilmez. Çoğunlukla takım için oynadı. Bunun kanıtı da 2. golde topa hiç dokunmadan yaptığı işte gizliydi. Orada tüm zekasını ve futbol kalitesini gösterdi. Beşiktaş, Cristiano Ronaldo'nun oynadığı dönemde Serie A gol krallığı ödülünü kazanan Ciro'yu alarak hücum bölgesini kesinlikle geliştirdi. Beşiktaş’ın bu konuda büyük bir sıçrama yaptığına eminim.
Şampiyonlar Ligi’ndeki tek temsilcimiz Galatasaray, Wankdorf Stadı’nda maçın ilk yarısını yediği şok gollerle 2-0 geride kapattı. İkinci yarıda Michy Batshuayi’nin oyuna girmesiyle hareketlenen sarı-kırmızılılar, Belçikalı golcünün kaydettiği 2 golle skoru eşitlemeyi başardı. 86. dakikada Filip Ugrinic'in penaltıdan attığı gole engel olamayan Galatasaray, mücadeleden 3-2’lik yenilgiyle ayrıldı. Özellikle ikinci yarıdaki etkili oyunuyla dikkat çeken sarı-kırmızılı ekip, İstanbul’daki rövanş maçı öncesi rakibine gözdağı verdi. İsviçreli meslektaşlarımız, her iki takımın dün geceki oyunu ve rövanş maçıyla ilgili analizlerini aktardı.
İSVİÇRELİ GAZETECİLERİN MAÇ SONRASI YORUMLARI ŞÖYLE:
DOMINIC WUILLEMIN (BERNER ZEITUNG):
“GALATASARAY, YOUNG BOYS’U HAFİFE ALIYOR GİBİYDİ”
Skor gerçekten de büyük sürpriz oldu. Çünkü Young Boys, sezona çok kötü bir başlangıç yaptı ve özgüvenleri çok azdı. Ancak erken gelen ilk gol inançlarını güçlendirmiş gibi görünüyordu. İlk yarıdaki oyun uzun bir aranın ardından en iyi oynadıkları oyundu. Galatasaray ise uzun süre dağınık bir futbol oynadı ve rakiplerini hafife alıyor gibiydiler. Belki de ilk yarıda suni çimde biraz zorlandılar. Daha önceki yıllarda Bern'de Avrupa'nın diğer büyük takımlarının başına da aynı şey gelmişti. Skoru 2-2’ye getirmek üst düzey takımların vereceği bir reaksiyondu. Galatasaray, en iyi gecesini geçirmedi ama hemen hemen istediği sonucu aldı. Bu da bir kalite göstergesidir. Michy Batshuayi, Galatasaray'ın oyununu değiştirdi. Galatasaray, rövanş maçında tabii ki önce kazanmak zorunda. Bence yine de taraftarları ve İstanbul'da suni çimde oynamamaları nedeniyle bir avantajı var.
NIK DOEMER (CH MEDIA):
“YOUNG BOYS, GALATASARAY’A GÖRE DAHA RAHAT BİR FUTBOL OYNADI”
Sonuç çok şaşırtıcıydı. Young Boys, bu sezon çok mücadele etti ama İsviçre Süper Ligi'nde şu ana kadar tek bir maç bile kazanamadı. İsviçre'deki en yüksek bireysel kaliteye sahip takım oldukları için bu çok alışılmadık bir durumdu. Young Boys’un zayıf taraf olmasına rağmen Galatasaray'a göre daha rahat bir futbol oynadığı ortaya çıktı. Bu, İsviçre şampiyonunun bu sezon şimdiye kadar gösterdiği en iyi performansıydı. Topu kazandıktan sonraki geçiş oyunu ve zaman zaman yapılan yüksek pres çok iyiydi. Galatasaray’ın maçın başlarında Young Boys’un uzun paslarından dolayı sorun yaşadığını görebiliyorduk. Ayrıca Galatasaray’ın oynadığı futbolda suni çim üzerindeki alışık olmadığı koşullar da rol oynadı. Bu durum Avrupa Kupası rekabeti için İsviçre'ye gelen takımlarda genellikle yaşanabiliyor. Fenerbahçe de Lugano'ya karşı suni çimde mücadele etmişti.
Teknik direktör Okan Buruk önderliğinde bu sezon Avrupa sahnesinde önemli bir başarıya ulaşmak isteyen Galatasaray, bugün Wankdorf Stadyumu'nda Young Boys’a konuk olacak. Mutlak galibiyet parolasıyla sahaya çıkacak olan sarı-kırmızılılar, yeni bir zafere odaklandı. 2002-2005 yılları arasında Young Boys formasıyla 113 maça çıkan ve takımına 58 gol, 35 asistlik katkı sağlayarak kulübün efsaneleri arasına adını yazdıran eski santrfor Stéphane Chapuisat, karşılaşmayla ilgili düşüncelerini aktardı. Temsilcimizi yakından izleyen Chapuisat, mücadelede etkili olabilecek oyuncularımıza da dikkat çekti.
EFSANEVİ FORVET STEPHANE CHAPUISAT’IN MAÇ ÖNCESİ DÜŞÜNCELERİ ŞÖYLE:
“İSVİÇRE LİGİ’NE HAYAL ETTİĞİMİZ GİBİ BAŞLAYAMADILAR”
İsviçre Ligi’ni geçtiğimiz sezon teknik direktör Joël Magnin önderliğinde 77 puanla şampiyon tamamlayan Young Boys, bu sezonki ilk 5 maçta istediği performansı sergileyemedi. Geçen ay takımın başına Patrick Rahmen’i getiren sarı-siyahlı kulüp, bu maçlarda 3 mağlubiyet ve 2 beraberlik elde etti. Young Boys’un son haftalardaki performansını değerlendiren Stéphane Chapuisat, “Young Boys’un İsviçre Ligi’ne başlangıcı hayal ettiğimiz gibi gitmedi. Özellikle sezonun ilk maçında Sion'a karşı talihsiz bir yenilgi alındı. Ve şansın bizden yana olmadığı maçlar da oldu. Tüm bunlara rağmen takım içindeki atmosfer gayet iyi durumda. Takımdaki oyuncular, bu gidişatı değiştirmek için üzerine düşeni yapması gerektiğinin farkında. Bunu başarabileceğimize inanıyorum” diye konuştu.
Geçtiğimiz sezon Şampiyonlar Ligi serüvenine grup aşamasında veda eden Galatasaray, play-off turu ilk maçında Young Boys’la bugün Wankdorf Stadı’nda karşılaşacak. Deplasmandan avantajlı bir skorla dönerek turu zora sokmak istemeyen sarı-kırmızılılar, teknik direktör Okan Buruk önderliğinde hazırlıklarını tamamladı. İsviçreli gazeteciler, dev maç öncesi iki takımın avantajları ve güçlü yönleriyle ilgili düşüncelerini aktardı.
İSVİÇRELİ GAZETECİLERİN MAÇ ÖNCESİ AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:
RONJA ZELLER (BLUE SPORT):
“GALATASARAY, KONGOLU FORVET ELIA’YA KARŞI DİKKATLİ OLMALI”
Young Boys, sezona kötü bir başlangıç yaptı. İlk 5 maçta bir önceki sezonun performansını yakalayamadılar. Bunun nedenleri muhtemelen takım yapısındaki değişikliklerin yanı sıra teknik direktör değişikliğidir. Sakatlıklar da sezon başında kulüp içinde sorunlara neden oldu. Takımda henüz uyumlu bir işleyiş bulunmuyor. Yine de takımdaki ruh hali kesinlikle daha iyi olacaktır. Ayrıca Şampiyonlar Ligi, her oyuncunun iki kat motive olacağı farklı bir yarışma. Şampiyonlar Ligi'nde kendini gösterebilecek biri varsa o da Meschack Elia'dır. Kongolu forvet, geçen sezon özellikle Şampiyonlar Ligi'nde iyi bir performans sergileyerek Manchester City'ye karşı bir gol attı. Galatasaray, bu kısa ve çevik forvete karşı dikkatli olmalı.
“MAURO ICARDI, GALATASARAY’IN HÜCUMUNDAKİ EN BÜYÜK FİGÜR”
Galatasaray, Türk futbolu söz konusu olduğunda akla gelen büyük bir isim. Orası aynı zamanda iyi bilinen oyuncuların oynadığı bir kulüptür. Play-off kuralarının çekilmesinin ardından İsviçre medyası; Young Boys’un çekebileceği en güçlü rakibin Galatasaray olduğu konusunda hemfikirdi. İsviçre perspektifinden bakıldığında en karizmatik oyuncu kesinlikle Mauro Icardi’dir. O, Galatasaray’ın hücumundaki en büyük figürdür ve neredeyse her zaman görevini yerine getirir. Ancak Young Boys’un Barış Alper Yılmaz'a karşı da dikkatli olması gerekiyor. Barış Alper, fiziği ve hızıyla Young Boys savunmasını kesinlikle meşgul edecektir.
Geçtiğimiz sezon başında Manchester City’den Barcelona’ya transfer olan ve La Liga’daki ilk senesinde dikkat çekici bir performansa imza atan tecrübeli futbolcu İlkay Gündoğan ile ilgili Avrupa medyasında flaş bir transfer iddiası ortaya atıldı.
Fenerbahçe ve Galatasaray ile ismi anılan Gündoğan’ın eski takımı Manchester City’e dönebileceği konuşulurken; Barça’nın bu şekilde mali sorunlardan bir nebze de olsa kurtulmayı hedeflediği öğrenildi. Barcelona muhabiri olarak görev yapan meslektaşlarımız, 33 yaşındaki orta sahanın olası ayrılık durumuyla ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
İSPANYOL GAZETECİLERDEN “İLKAY GÜNDOĞAN” AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE:
Eduard Boada (Panenka):
“ŞU ANKİ HİS, İLKAY’IN ENİNDE SONUNDA AYRILACAĞI YÖNÜNDE”
Şimdilik Barcelona'da İlkay Gündoğan'ın takımdan ayrılabileceği ve ayrılırsa Manchester City'ye döneceği konuşuluyor. Şu anda transferde başka bir kulübün adı geçmiyor. Şu anki his, İlkay’ın eninde sonunda gideceği yönünde. İlkay, Gamper Kupası’nda (FC Barcelona sezon öncesi kupası) geçirdiği kafa travması nedeniyle iyileşmekte olduğu için son birkaç gündür antrenman yapmadı. Buna ek olarak, Barcelona’nın ekonomisine yardımcı olmak için ayrılabileceğine ve kulübe sorun çıkarmak istemeyeceğine dair birçok söylenti vardı. Şu anda Barcelona'daki hisler İlkay’ın ayrılacağı yönünde.
“İLKAY’IN GİTMESİ O KADAR DA ACI VERİCİ OLMAYACAKTIR”
La Liga devi Real Madrid, 49. UEFA Süper Kupa Finali’nde Atalanta ile karşılaştı. Rakibini 2-0’lık net bir skorla deviren eflatun-beyazlılar, bu kulvarda 6.kez zafer yaşadı. 88. dakikada Vinicius Junior'un yerine oyuna giren yıldız futbolcu Arda Güler, şimdiye kadar 4.kupasını kazandı. Mücadelede ilk 11’de başlayan Fransız yıldız Kylian Mbappe, etkili futbolunun ardından 1 gol kaydetti. Carlo Ancelotti, Mbappe’nin transferi sonrası hücumdaki sistemini değiştirirken; İspanyol gazeteciler, Arda Güler’in kadrodaki geleceğiyle ilgili düşüncelerini anlattı.
İSPANYOL GAZETECİLERİN “ARDA GÜLER” AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:
VICTOR DIEGUEZ (LEGAL SPORT):
“ARDA, TONİ KROOS’UN YERİNİ DOLDURMAK İÇİN ÖNEMLİ BİR FAKTÖR”
Arda Güler, iyi bir hazırlık dönemi geçirdi. Maçlarda takım arkadaşlarının ona olan güvenini ve topla olan yeteneğini de hissedebiliyordunuz. Toni Kroos, emekli oldu ve bence Arda Güler onun yerini doldurmak için önemli bir faktör olacak. Arda, sonuçta takımdaki en yaratıcı oyunculardan biri ve bence süre bulacağını düşünüyorum. Avrupa Süper Kupası'nda Real Madrid'in orta sahasında eksiklerin olduğunu gördünüz. Bu yüzden Arda, başarılı pas trafiğiyle önemli bir oyuncu haline gelebilir.
“ANCELOTTİ, ARDA’YA GEÇEN YILDAN DAHA FAZLA GÜVEN DUYACAK”
Mbappé'nin yeni takım arkadaşlarıyla ilk maçıydı ve sezon öncesi neredeyse hiç antrenman yapmamıştı. Bu yüzden sahada biraz yavaş görünüyordu. Buna rağmen yine de gol atmayı başardı ve bazı ilginç hamleler yaptı. Çünkü Mbappé, dünya çapında bir oyuncu. Sorun onun koşularını değerlendirecek iyi pasörlerin olmamasıydı. Arda Güler'in devreye girmesi gereken yer burası. Arda, Modric ile birlikte Real Madrid'in sahip olduğu en iyi pasör. İyi formuyla birlikte bu sezon önemli bir oyuncu olacağını düşünüyorum. Ancelotti'nin ona geçen yıldan çok daha fazla güven duyacağına inanıyorum.
MARIO DE LA RIVA (DIARIO AS):
UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu rövanş maçında Fenerbahçe, sahasında Fransa’nın zorlu ekiplerinden Lille’i konuk etti. 90+1. dakikada Bafode Diakite’nin kendi kalesine attığı golle taraftarını umutlandıran sarı-lacivertliler, 118. dakikada Jonathan David'in penaltıdan attığı golle turnuvadan elendi. Jose Mourinho önderliğinde Avrupa’da başarı hedefleyen sarı Lacivertliler, yoluna UEFA Avrupa Ligi'nde devam edecek. Dün geceki mücadeleyi yerinden takip eden Fransız meslektaşlarımız, etkili bir futbol oynamamıza rağmen tur şansını kaçırdığımız dev maçla ilgili düşüncelerini aktardı.
FRANSIZ GAZETECİLERİN RÖVANŞ MAÇI SONRASI YORUMLARI ŞU ŞEKİLDE:
STEPHANE CARPENTIER (LA VOIX DU NORD): DZEKO, 24. SANİYEDE GECENİN GİDİŞATINI DEĞİŞTİREBİLİRDİ
Fenerbahçe'nin takım olarak oynadığı oyun beni biraz hayal kırıklığına uğrattı. Çok fazla kombinasyon göremedik ve oynadıkları futbol yeterli etkiye sahip değildi. Fenerbahçe, sık sık Lille'in yoğun presine maruz kaldı. Dzeko'nun 24. saniyede kaçırdığı gol şansı gecenin gidişatını değiştirebilirdi. Ancak José Mourinho'nun takımı biraz şanssızdı ve iki kez kale direğine takıldı. Stadyumlarında bu kadar coşku varken Fenerbahçe daha iyisini yapmalıydı. Ayrıca Lille, ikinci yarıda Fenerbahçe’nin oynamasına izin vermişti.
“ATMOSFER ÇOK ETKİLEYİCİYDİ VE HATTA GÖZ KORKUTUCUYDU”
Atmosfer tek kelimeyle olağanüstüydü. 25 yıllık profesyonel gazetecilik hayatımda muhtemelen gördüğüm en inanılmaz atmosferdi. Çok etkileyiciydi ve hatta göz korkutucuydu. Böyle bir atmosfere kendinizi kaptırmamak için sahada güçlü olmanız gerekiyor. Lille kalecisine atılan şişe gibi cisimlerin sahaya atılması utanç verici ancak bu durum taraftarların çok sıcak olduğu stadyumların bir parçası. Bu olaylar Fransa'da da oluyor. Bir futbolsever olarak tüm dostlarıma bir gün Saracoğlu'nda bir maç deneyimi yaşamalarını tavsiye ederim. Türk taraftarlar, çok cana yakın ve harika bir mizah anlayışına sahipler. Ayrıca yenilgiye rağmen maç sonunda takımlarını alkışlıyorlar ki bu harika bir ruh hali.
“LILLE, BÜYÜK BİR CESARET VE ÖZVERİ GÖSTERDİ”
Lille, ilk yarıda oyunu çok iyi organize etti. Ancak daha sonra Bruno Genesio'yu memnun etmeyen bir şekilde oyunu yönetmeye çalıştıkları için acı çektiler. Lille, çok karakterli bir maç çıkardı ve birçok takım uzatma dakikalarında gol yedikten sonra genellikle yenilirdi. O dakikalarda Lille hakkında hepimiz çok karamsardık ama sonunda büyük bir cesaret ve özveri gösterdiler. Şans genellikle elemeleri geçmeyi en çok isteyen takımların yüzüne güler ve belki de dün Lille için de durum böyleydi.
2007-2012 yılları arasında Lille forması giyen Ludovic Obraniak, toplam 201 maçta mücadele etti. Lille’de 1 Fransa Lig şampiyonluğu ve 1 Fransa Kupası zaferi yaşayan Obraniak, yeteneğini başarılarla taçlandırdı. Polonyalı eski futbolcu, 2015 yılında 6 ay Çaykur Rizespor forması giyerek Süper Lig deneyimi de edindi. Fenerbahçe’nin UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu rövanş maçında bugün eski takımı Lille ile oynayacağı mücadeleyi değerlendiren Ludovic Obraniak, kritik 90 dakika öncesi analizlerini aktardı. Efsanevi futbolcu, 2010 yılında Fenerbahçe ile Lille arasında oynanan ve kendisinin de forma giydiği UEFA Avrupa Ligi maçıyla ilgili hatıralarını da anlattı.
LİLLE’İN ESKİ YILDIZI LUDOVIC OBRANIAK’TAN ÖZEL AÇIKLAMALAR ŞÖYLE:
“FENERBAHÇE TARAFTARLARI, KULAKLARIMI MAHVETMİŞTİ”
5 yıl formasını giydiği Lille’de birbirinden önemli Avrupa maçlarında forma giyen Ludovic Obraniak, bu mücadelelerde unutamadığı atmosferlerden birini İstanbul’da yaşadı. 2010 yılında UEFA Avrupa Ligi 2. turunda Fenerbahçe ile Lille arasında oynanan 2 maçta da 90 dakika forma giyen Polonyalı eski yıldız, 2-1 ve 1-1’lik skorlarla tur sevinci yaşayan taraf oldu. Aradan yaklaşık 15 yıl geçmesine rağmen Kadıköy’deki unutamadığı atmosferden bahseden Obraniak, şöyle konuştu: “2010 yılındaki bu Avrupa maçının kariyerimdeki en iyi deneyimlerden biri olduğunu hatırlıyorum. Muhtemelen en iyisi buydu. Fenerbahçe taraftarları, kulaklarımı mahvetmişti.”
“LİLLE, PSG’DEN SONRA EN İYİ FRANSIZ TAKIMLARINDAN BİRİ”
Uzun zaman sonra bu kez Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda karşı karşıya gelen iki ekip, ilk maçı geçen hafta Fransa’da Stade du Hainaut’da oynadı. Fenerbahçe, 79.dakikada İrfan Can Kahveci’nin nefis frikik golüyle 1-1’i yakalasa da Lille Edon Zhegrova’nın son dakikada attığı golle sahadan 2-1’lik galibiyetle ayrılan taraf oldu. Lille’in galibiyeti getiren kadrosuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan efsanevi isim, “Lille, çok iyi bir takım. Kadro geçen yılki oyuncuların neredeyse aynısıyla oluşturuldu. Takım iyi bir yapı üzerine kuruldu. Takımda Benjamin André ve Jonathan David gibi tecrübeli isimler var. Lille, ayrıca Edon Zhegrova gibi bir yeteneğe de sahip. O yüzden Lille, Paris Saint-Germain’den sonra en iyi Fransız takımlarından biri” diye konuştu.
“GENESİO’NUN GUARDİOLA’YA KARŞI OYNADIĞI MAÇLARI HATIRLAYIN!”
Son 2 yıldır Lille’i çalıştıran teknik direktör Paulo Fonseca’nın 2 ay önce Milan’ın başına geçmesiyle Bruno Genesio ile anlaşan Lille, yeni teknik direktörüyle farklı bir hikâye yazma peşine düştü. Daha önce Olympique Lyon, Beijing Guoan ve Rennes’i çalıştıran tecrübeli teknik adam, ilk resmi maçını Fenerbahçe’ye karşı oynadı ve sahadan galibiyetle ayrılarak dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Eski yıldız, Lille’in yeni teknik patronu Bruno Genesio ile ilgili olarak, “Bruno Genesio'ya büyük bir saygım var. Kendisi ofansif futbolu seven bir taktisyen ve çok iyi bir teknik direktör. Ayrıca insancıl ve sakin bir antrenör. (Gülerek) Yani sakinlik olarak Jose Mourinho’nun tam tersi diyebiliriz. Genesio, ayrıca Avrupa Ligi tecrübesine de sahip. Genesio’nun Lyon'un teknik direktörü olarak çalışırken Pep Guardiola ve Manchester City'ye karşı oynadığı maçları hatırlayın. O yüzden takma adı PEP Genesio’dur” ifadelerini kullandı.
Teknik direktör Jose Mourinho önderliğinde bu sezon tüm kulvarlarda başarıya odaklanan Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi 3. ön eleme turu rövanş maçında Lille ile karşılaşacak. Süper Lig’deki ilk maçından galip gelerek formda olduğunu ortaya koyan sarı-lacivertliler, Fransız ekibini yenerek play-off turuna katılmayı hedefliyor. Taraftarının yarattığı atmosferle Lille karşısında sürprize yer vermek istemeyen Fenerbahçe, mutlak galibiyet parolasıyla sahaya çıkacak. Fransız medyasının önde gelen futbol muhabirleri, bugün Kadıköy’deki kritik 90 dakika öncesi değerlendirmelerde bulundu.
FRANSIZ GAZETECİLERİN “FENERBAHÇE-LİLLE” MAÇIYLA İLGİLİ DÜŞÜNCELERİ ŞÖYLE:
OLIVIER FOSSEUX (LA VOIX DU NORD):
“FENERBAHÇE, JONATHAN DAVİD’E KARŞI DİKKATLİ OLMALI”
Lille, Bruno Genesio ile olumlu bir görüntü veriyor. Fenerbahçe ile oynanan ilk maça ciddi bir şekilde hazırlanarak kazandılar. Takımda iyi bir atmosfer var. Bence Fenerbahçe, antrenmanlarda çalışmalar yapan Jonathan David'e karşı dikkatli olmalı. Ayrıca Haraldsson ve Zhegrova, Genesio’nun hücumda kullanabileceği diğer iki isim. Lille, ayrıca Bafodé Diakité ile duran toplarda da avantajlı bir takım. Defansın merkezindeki oyuncu olan Diakité, düzenli olarak kafa golleri atıyor.
“DZEKO, TADİC VE SAİNT-MAXİMİN MÜKEMMEL HÜCUM OYUNCULARI”
İstanbul’daki maçta görev yapmak isterdim çünkü atmosferin olağanüstü olması bekleniyor. Fenerbahçe taraftarları, herkesçe biliniyor. Adil Rami, Simon Kjaer ve Burak Yılmaz gibi birçok eski Lille oyuncusu, stadyumun özel atmosferinden bahsetmişti. Atmosfer rövanş maçını etkileyebilir. Fenerbahçe, Avrupa’nın iyi takımlarından biri. Ayrıca üst düzey maçlar oynamaya alışkınlar. Fenerbahçe, José Mourinho ile şampiyonluk yaşamak ve Şampiyonlar Ligi'ne katılmak isteyecektir. Bu çok açık. Lille; Dzeko, Tadic ve Saint-Maximin'e karşı dikkatli olmalı. Üçü de mükemmel hücum oyuncuları ve aynı zamanda golcü isimler. İrfan Can Kahveci’nin serbest vuruşlarda usta olduğunu ilk maçta keşfettim. İrfan Can, gergin ve birbirine yakın giden bir maçın kilidini açabilir.
“SICAK BİR ATMOSFER OLACAK ANCAK AVANTAJ LİLLE’İN ELİNDE”
Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi'nde 3. eleme turu ilk maçında Lille’e oldu. Stade du Hainau’ta oynanan mücadelede Lille, 12. dakikada Tiago Santos ile öne geçti. Sarı-lacivertli ekip, 79.dakikada İrfan Can Kahveci’nin frikikten attığı olağanüstü golle skora dengeyi getirdi. Lille, 90+1. dakikada Edon Zhegrova'nın attığı golle 2-1 öne geçerek sahadan galibiyetle ayrılan taraf oldu. Karşılaşma boyunca dirençli bir futbol ortaya koyan Fenerbahçe, İstanbul’daki rövanş mücadelesine odaklandı. Fransız meslektaşlarımız, iki ekibin dün geceki futbolu ve tur şansıyla ilgili düşüncelerini anlattı.
FRANSIZ GAZETECİLERİN “LİLLE-FENERBAHÇE” MAÇIYLA İLGİLİ DÜŞÜNCELERİ ŞÖYLE:
STEPHANE CARPENTIER (LA VOIX DU NORD): “İRFAN CAN KAHVECİ’NİN GOLÜ LİLLE İÇİN BİR DARBE OLDU”
Lille, ilk yarıda oyunu domine etti. Aslında devre arasından önce ikinci golü de atması gerekiyordu. İkinci yarıda oyun değişti ve Fenerbahçe eşitliği sağladı. İrfan Can Kahveci, serbest vuruşu kullanmak için topu yere bıraktığında, bir Türk gazeteci bize gülümsedi ve gol olacağını söyledi. Ve gerçekten de muhteşem bir gol attı. Bu gol, kaçırdıkları şanslar için pişmanlık duyan Lille için bir darbe oldu. Lille'in ikinci golü atıp kazanmasına şaşırdım ama bu Lille'in karakterli bir takım olduğunun kanıtıdır. Sonuç, maçın gidişatının adil bir yansımasıydı.
“BRUNO GENESİO, İSTANBUL’DAKİ ATMOSFERİ BİLİYOR”
Lille, Stade Pierre Mauroy'da Olimpiyat Oyunları düzenlendiği için bu maçı kendi stadyumunda oynayamadı. Eğer kendi sahasında oynasaydı daha farklı bir skor elde edebilirdi. Bence Fenerbahçe, küçük bir avantaja sahip çünkü ikinci maçı kendi stadyumlarında oynamak çok önemli. Yine de ikinci ayak oldukça çekişmeli geçeceğe benziyor. Lille'in takım oyununun Fenerbahçe’den daha ilgi çekici olduğunu düşündüm ama Fenerbahçe'de daha güçlü oyuncular var. Lille, ayrıca Fenerbahçe’nin stadyumunu bilen bir antrenöre sahip olduğu için de şanslı durumda. Çünkü Bruno Genesio, kısa süre önce Rennes ile Avrupa Kupası maçını orada oynamıştı.
“FENERBAHÇE, İLK MAÇIN İNTİKAMINI ALMAK İSTEYECEKTİR”
UEFA Şampiyonlar Ligi 2. Eleme Turu'nda Lugano’yu 4-3 ve 2-1 ile geçen Fenerbahçe, 3. eleme turu ilk maçında Fransa Lig 1’in güçlü ekibi Lille’e konuk olacak. Jose Mourinho önderliğinde sahaya mutlak galibiyet parolasıyla çıkacak olan sarı-lacivertliler, İstanbul’a avantajlı bir skorla dönmek istiyor. Yeni teknik direktörü Bruno Genesio ile sürprize yer vermek istemeyen Lille ise saha avantajını kullanmaya çalışacak. Fransız meslektaşlarımız, iki takımın şansıyla ilgili kritik randevu öncesi düşüncelerini anlattı.
FRANSIZ GAZETECİLERİN “LİLLE-FENERBAHÇE” MAÇIYLA İLGİLİ DÜŞÜNCELERİ ŞÖYLE:
SYLVAIN CHARLEY (RADIO FRANCE BLEU NORD):
“KALECİ LUCAS’IN MAÇIN GİDİŞATINI BELİRLEYEN KURTARIŞLARI VAR”
Benim için Lille'deki en önemli oyuncu, aynı zamanda kaptan olan defansif orta saha oyuncusu Benjamin André'dir. Benjamin, takıma güç kazandıran kişidir. O olmayınca takım çoğu zaman sahada kayboluyor. Lille'de benim için önemli olan bir diğer oyuncu ise sağ bek oyuncusu olan Portekizli Tiago Santos’dur. Umut veren bir oyuncu olan Tiago, sağ tarafta çok fazla fark yaratabilir. Tiago, aynı zamanda savunmada da çok ilerleme kaydetti. Fenerbahçe’nin Edon Zegrhova'ya da dikkat etmesi gerekiyor. Edon Zegrhova, sol ayaklı olan bir sağ kanat oyuncusudur. Sol ayağıyla içeriye doğru girerek maçta fark yaratabilir. Edon, gerçek bir driplingci. Çok muhteşem bir oyuncu ve o da Lille’e hücumda çok şey katabilir. Lille için son derece önemli olan bir diğer unsur da kaleci Lucas Chevalier’dir. Onun maçın gidişatını belirleyici kurtarış yapmadığı hiçbir maç yoktur. Geçtiğimiz sezonun sonlarında sakatlandığı için takıma rekabet etmek için yeni döndü. Bir gün Fransa Milli Takımı’nda da yer alacak. Çok önemli ve çok güçlü bir kaleci.
“SANTRFOR POZİSYONU LILLE TAKIMININ ZAYIF NOKTASI”
Bugün Lille takımının zayıf noktası santrfor pozisyonunda oynayan Jonathan David. Jonathan, yazı Kanada ile Copa America oynayarak geçirdi. Sadece birkaç gün önce takımıyla antrenmanlara döndü. Fenerbahçe'ye karşı oynayabilir ama fiziksel olarak formda olmayacak. Jonathan’ın 2 yedeği de göreve hazır değil. Bu oyuncular Mohamed Bayo ve Andrej Ilic’dir. Şu an için Lille hücumunda performanslarıyla kendilerini kanıtlayamadılar. Bu yüzden Lille, gerçek bir 9 numaradan yoksun olarak maça çıkacak. Bir diğer büyük bir soru işareti ise teknik direktör Bruno Genesio’nun geçen sezon Paolo Fonseca'nın 4'lü savunmayla oynadığı takımda nasıl bir sistemle oynayacağı. Bruno Génésio; Thomas Meunier, Diakité ve Alexandro ile 3'lü savunmayı test etti. Bu da özellikle kanat bölgelerinde daha yüksek bir seviyede oynamamıza olanak sağladı.
“FENERBAHÇE’NİN HÜCUM OYUNCULARINDAN KORKUYORUZ”
Fenerbahçe’nin geçtiğimiz haftalarda 19 milyon 500 bin euro bonservis bedeli karşılığında Sevilla’dan kadrosuna kattığı Faslı yıldız Youssef En-Nesyri hakkında bir yorum da eski teknik direktörü Quique Sanchez Flores’den geldi. Tecrübeli taktisyen, Sevilla’da oynadığı dönem güçlü fiziği ve etkili futboluyla dikkat çeken eski oyuncusunun teknik özellikleriyle ilgili düşüncelerini anlattı.
İSPANYOL TEKNİK ADAMDAN “YOUSSEF EN-NESYRİ” AÇIKLAMASI ŞÖYLE:
“YOUSSEF EN-NESYRİ, ÇOK ÖZEL BİR OYUNCU”
İsmail Kartal’dan boşalan teknik direktörlük koltuğuna dünyaca ünlü teknik adam Jose Mourinho’yu getiren Fenerbahçe, Portekizli çalıştırıcının raporu doğrultusunda takıma önemli takviyeler yaptı. Belçikalı yıldız Michy Batshuayi’nin Galatasaray’a transfer olmasıyla birlikte Edin Dzeko’nun yanına forvet hattına Cenk Tosun’u transfer eden sarı-lacivertli ekip, bu noktaya Sevilla’dan önemli bir takviye gerçekleştirdi. 4,5 yıldır Sevilla forması giyen Youssef En-Nesyri’yi kadrosuna katan Fenerbahçe, hücum pozisyonunu önemli ölçüde zenginleştirdi. Fenerbahçe’ye transfer olmadan önce uzun yıllar La Liga’da forma giyen Youssef En-Nesyri, kariyerinde Quique Sánchez Flores, Juande Ramos, Jorge Sampaoli, José Luis Mendilibar ve Julen Lopetegui gibi üst düzey isimlerle çalıştı. Geçtiğimiz yıl Sevilla’da görev yapan ve Youssef En-Nesyri’nin kariyerine önemli etkide bulunan teknik direktör Quique Sánchez Flores, eski öğrencisinin transferiyle ilgili konuştu. 59 yaşındaki tecrübeli çalıştırıcı, “Youssef En-Nesyri, çok özel bir oyuncu” dedi.
“SEVİLLA’NIN FORVET HATTINDAKİ ANA OYUNCUSUYDU”
Sevilla’nın haricinde bir dönem La Liga’nın bir başka önemli ekiplerinden olan Malaga ve Leganes formaları da giyen Faslı yıldız, bu iki takımda 94 maçta forma giydi ve 20 gol, 5 asistlik katkı sağladı. Quique Sanchez Flores, La Liga’dan Süper Lig’e transfer olarak kariyerinde yeni bir sayfa açan yıldız forvetle ilgili olarak, “Youssef'in kariyerinde yeni bir meydan okumaya ihtiyacı vardı. Geçen sene Sevilla’daki şartlar ona pek yardımcı olmamasına rağmen yüksek bir performans sergiledi. Forvet hattındaki ana oyuncu O’ydu” diye konuştu.
“FARKLI SİSTEMLERE UYUM SAĞLAYABİLEN ZEKİ BİR FUTBOLCU”
Süper Kupa maçında Galatasaray'ı 5-0 mağlup eden Beşiktaş, kupanın sahibi oldu. Beşiktaş'ın gollerini 1 ve 81. dakikalarda Immobile, 53. dakikada Svensson, 90'da Rafa Silva ve 90+3'te Mustafa Hekimoğlu attı. Galatasaray'da Nelsson 87. dakikada kırmızı kart gördü.
Hollandalı gazeteciler, bu tarihi skoru Spor Arena'ya değerlendirdi ve vatandaşları Giovanni van Bronckhorst hakkında çarpıcı yorumlarda bulundu.
JAN SOMMERDIJK (TV GELDERLAND): “GALATASARAY, BEŞİKTAŞ KADAR HAZIR GÖRÜNMÜYORDU”
Oyuncularıyla olan iletişimi Giovanni van Bronckhorst’un en güçlü yanıdır. Her yönüyle bir beyefendi bir teknik direktördür. Ayrıca oyuncuları mükemmel bir şekilde yönetir. Giovanni van Bronckhorst ile çalışan tüm oyuncular onu seviyor ve kişilik olarak ondan asla şikâyet etmiyor. Yıldız oyuncularla da arası çok iyi. Onlara ihtiyaç duydukları alanı ve özgürlüğü veriyor. Dün geceki skor elbette büyük bir sürpriz oldu. Çünkü Galatasaray, son şampiyondu ve bu nedenle maçın favorisiydi. Fakat Galatasaray, sezona başlamaya Beşiktaş kadar hazır görünmüyordu. Ancak yine de 5-0 iki üst düzey takım arasında eşi benzeri olmayan bir skordu.
TIM DUIJVERMAN (SOCCERNEWS.NL): “ESKİ CİRO GERİ DÖNDÜ! CİRO, YENİ KIVILCIMINI BEŞİKTAŞ’TA BULDU”
Gio, önemli ve üst düzey maçlar söz konusu olduğunda beklentilerin farkındaydı. O, kariyeri boyunca hep çok deneyimli oyuncularla oynadı. Şu anda takımda tecrübeli ve bazı genç yeteneklerle iyi bir karışım oluşturmaya çalışıyor. Ciro Immobile, çok akıllıca bir transfer. Ciro, Lazio'da bir kraldı. Orada çok sayıda gol attı ama son 2 sezon artık zirvede değildi. Yeni bir kıvılcıma ihtiyacı varmış gibi görünüyordu ve şimdi bunu Beşiktaş'ta buldu. Dünkü maça bakacak olursak, eski Ciro geri döndü! Bu tarz oyuncular, çok fazla deneyime sahiptirler ve ateşli bir maç oynadıklarında kendinden emindirler.
“BU SADECE BAŞLANGIÇ. GİO, SÜPER LİG ŞAMPİYONLUĞUNU KAZANABİLİR”
Evet, bu skor bir sürprizdi çünkü Galatasaray, son şampiyondu ve güçlü bir takıma sahipti. Ancak Beşiktaş, ateş gibiydi. Beşiktaş, böylesine harika bir derbi atmosferinde sakinliğini korudu. Gio'nun 2017'de Feyenoord ile şampiyon olduğu yıldan bazı ortak noktalar görüyorum. Çok akıllıca oynuyor. Gittikçe daha da gelişecek. Bu sadece başlangıç. Gio, Beşiktaş'la şampiyonluğu kazanabilir. Bu oyuncular formda kaldığında Süper Lig’e hâkim olabilirler. Gio, tecrübeli oyunculardan ve genç yeteneklerden oluşan dengeli bir takıma sahip. Gio, bunların harika bir karışımını yapabilir. Beşiktaş'ın kötü bir sezonun ardından buna ihtiyacı vardı.
Geçtiğimiz sezonu Süper Lig şampiyonu olarak tamamlayan Galatasaray ile Türkiye Kupası şampiyonu Beşiktaş, bugün Süper Kupa final maçında karşı karşıya gelecek. İstanbul'daki mücadele, Atatürk Olimpiyat Stadyumu'nda oynanacak. Galatasaray’ın eski milli yıldızı Olcan Adın ile Beşiktaş’ın eski golcüsü Michael Eneramo, dev mücadele öncesi Spor Arena’ya özel açıklamalarda bulundu. Eski futbolcular, zorlu randevuda favori olan takımı da açıkladı.
Türk futbolunun köklü takımlarından olan Galatasaray ile Beşiktaş, bugün Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından 18. kez düzenlenen Süper Kupa'da kozlarını paylaşacak. Kadrosunu yıldız futbolcularla güçlendiren iki ekip, sezon öncesi taraftarlarını mutlu ederek moral kazanma peşinde. Bir dönem Galatasaray formasıyla Süper Kupa sevinci yaşayan Olcan Adın ile Beşiktaş’ın eski santrforu Michael Eneramo, dev maçla ilgili düşüncelerini anlattı.
GALATASARAY VE BEŞİKTAŞ’IN ESKİ YILDIZLARINDAN “SÜPER KUPA” YORUMU ŞU ŞEKİLDE:
OLCAN ADIN: ICARDI’NİN FORMU ÇOK ÖNEMLİ. GALATASARAY, FAVORİ OLAN TARAF”
Galatasaray, Michy Batshuayi ve sağ bek Elias Jelert transferiyle mevcut olan kadrosunu daha da güçlendirdi. Elindeki yıldızların form tutmasıyla birlikte bu sezon şampiyonluğun da en güçlü adayı haline gelecektir. Beşiktaş ise yeni teknik direktörü ve transfer ettiği yıldız isimlerle geçen yılki formsuz geçen sezonunu unutturmak isteyecektir. Fakat Beşiktaş, yine de kötü geçirdiği sezonunu kupa ile kapatarak taraftarlarını bir nebze olsun mutlu etmiştir. Yarınki maçta ise oturmuş kadrosu, birbirleriyle daha önce oynamalarından dolayı doğan avantaj ile Galatasaray’ı şanslı olan taraf olarak görüyorum. Galatasaray için tabii ki Mauro Icardi’nin formu çok önemli. Galatasaray, maçın kaderini değiştirecek çok önemli yıldızları da kadrosunda bulunduruyor.
“SEMİH KILIÇSOY, TÜRK FUTBOLUNDAKİ ENDER YETENEKLERDEN BİRİSİ”
Beşiktaş’ta ise Rafa Silva ve Ciro Immobile’nin fark yaratan oyuncular olabileceğini düşünüyorum. Bir diğer oyuncu olan Semih Kılıçsoy’u ise Türk futbolunun son zamanlarda yetiştirdiği ender yeteneklerden birisi olarak görüyorum. Semih, gerçekten de birçok özelliğe sahip olan bir futbolcu. Yeni gelen teknik direktörü onu son maçlarda kanatlarda da görevlendirdi ve kanat forvet olarak da kullandı. Takıma yeni gelen transferlerle birlikte Semih’in de bu oyunculardan öğrenecek çok şeyi olacaktır. Çünkü Rafa Silva ve Ciro Immobile gibi futbolcular dünya çapında yıldız isimler. Onların da Semih’e katkısı olacaktır. Semih’in Türk futboluna ilerleyen yıllarda katkılar sağlayacağını düşünüyorum. Bu arada bir gün Avrupa’ya transfer olması gelişimi açısından da çok iyi olacaktır.
Fransa ve İtalya Ligi’nin önemli ekiplerinde mücadele ettikten sonra 2022 yılında dönemin Süper Lig ekibi Ankaragücü’nün yolunu tutan Kevin Malcuit, başkent ekibinde 24 maçta forma giydi. Takımına 1 gol ve 3 asistlik katkı sağlayan başarılı futbolcu, etkili oyunuyla dikkat çekti. 33 yaşındaki tecrübeli isim; Süper Lig’deki dönemi, beraber çalıştığı teknik direktörler, Ciro Immobile’nin Beşiktaş’a transferi ve Fenerbahçe-Lille maçlarıyla ilgili düşüncelerini açıkladı.
FRANSIZ FUTBOLCU KEVİN MALCUİT’İN ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:
“SÜPER LİG, HER OYUNCU İÇİN HARİKA BİR DENEYİM BARINDIRIYOR”
1 sezon formasını giydiği Ankaragücü’yle 24 maça çıkan ve takımına 1 gol, 3 asistlik katkı sağlayan Kevin Malcuit, Süper Lig’deki dönemiyle ilgili olarak, “Süper Lig'deki sezonum mükemmel bir şekilde geçti. Bu sayede harika bir kültüre sahip yeni bir ülkeyi keşfetme şansım oldu. Süper Lig, her oyuncu için muhteşem bir deneyim barındırıyor. Çünkü futbol bu ülkede çok önemli bir konumda” diye konuştu.
“TÜRKİYE’DE TAKIMLARIN HÜCUM ETMEKTEN KORKMADIĞI BİR FUTBOL OYNANIYORDU”
Türkiye’ye transfer olmadan önce Fransa ve İtalya Liglerinde yer alan üst düzey takımlarda forma giyen Malcuit, Türk futbolunu mücadele ve taraftar tutkusu açısından değerlendirerek, “Sezon başında Galatasaray ve Fenerbahçe dışındaki takımların puan sıralamasındaki yerleri asla tahmin edilemiyordu. Türk futbolu benim için daha çok gösteriye dayalı bir futbolun oynandığı bir yerdi. Yani takımların hücum etmekten korkmadığı, seyirci açısından oldukça keyifli bir futbol oynanıyordu” ifadelerini kullandı.
“GALATASARAY, BEŞİKTAŞ VE FENERBAHÇE’NİN STADYUM ATMOSFERLERİ MUHTEŞEMDİ”
Ankaragücü formasıyla birçok zorlu deplasmanda forma giyen 33 yaşındaki sağ bek, Süper Lig’deki stadyum ve taraftar atmosferinden bahsederek, “Türk stadyumlarındaki atmosfer genellikle olağanüstüydü. Çünkü Süper Lig’de mücadele eden takımların çoğu çok geniş bir taraftar kitlesine sahiptiler. Bu yüzden taraftarların her zaman yanımızda olduğu Ankaragücü'nde oynamayı çok seviyordum. Taraftarlar deplasmanda bile her zaman yanımızdaydılar. Mesela bundan dolayı Ankaragücü’nün küme düşmesinden dolayı üzüntü duyuyorum. Benim açımdan bu kulüp Süper Lig'de olmayı, Ankara halkı da Süper Lig'de temsil edilmeyi açıkça hak ediyor. Ayrıca Galatasaray, Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin stadyumlarında oynanan maçların atmosferi de muhteşemdi” dedi.
Beşiktaş formasıyla 178 maça çıkan ve 35 gol, 34 asistle oynayarak kulübün unutulmazları arasına giren Olcay Şahan, sırasıyla Trabzonspor, Denizlispor ve Yeni Malatyaspor’da da mücadele etti. Kariyerinin sonlarına doğru Afyonspor ve Ankaraspor deneyimi de yaşayan Şahan, Ankaraspor’da futbolcu/teknik direktör olarak görev yaptı. Özkaynak sistemiyle örnek bir kulüp olan Altınordu’nun teknik direktörü olarak geçen ay göreve başlayan 37 yaşındaki eski milli yıldız; teknik direktörlüğe geçiş süreci, Beşiktaş’taki unutamadığı günleri ve kariyer hedefleriyle ilgili düşüncelerini anlattı.
ALTINORDU TEKNİK DİREKTÖRÜ OLCAY ŞAHAN’IN ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
“ALTINORDU İLE BU SEZON GÜZEL BİR BAŞARIYA İMZA ATACAĞIZ”
Ankaraspor'da oynadığınız dönem futbolcu/teknik direktör olarak görev yaparak teknik adamlık serüveninize başlamıştınız. Şimdi Altınordu’da yeni bir sayfa açtınız. Altınordu’ya uzanan sürece dair neler söylemek istersiniz?
Öncelikle Altınordu camiasına bana bu şansı ve fırsatı verdikleri için teşekkür etmek istiyorum. Ankaraspor’daki futbolculuk dönemimden sonra geçiş yaparak teknik direktör olarak yeni bir döneme başlamış bulunmaktayım. Sezon başından itibaren hedefi olan bir takımın başına gelmek, o güveni hissetmek ve o inancı görmek gerçekten kendi adıma çok gurur verici. Futbolculuktan teknik direktörlüğe geçiş yaptığımda zorluklar vardı. Çünkü takım arkadaşının bir gün sonra teknik direktörü olarak sahada oluyorsun. Yani geçiş kolay olmadı ve orada otomatik olarak zorluklar yaşadık. Çünkü takım arkadaşın olduğu için duygusal bir bağın var. Ona rağmen yine de Ankaraspor ile o dönem play-off oynadık. Şampiyonluk için şansımız vardı ve genç bir takıma sahiptik. Altınordu’daki gençleri gördükten sonra Altınordu Futbol Akademisi’nin Türkiye’de gerçekten 1 numara olduğunu gördük. Ankaraspor’daki zamanım benim için bir geçiş süreciydi. Altınordu, teknik direktör olarak ilk durağım. Burada teknik direktörlük kariyerime heyecanlı ve arzulu bir şekilde başlamış bulunmaktayım. Takımıma baktığım zaman da iyi ki buradayım diyorum. Altınordu’nun tarihi büyük bir tarihtir. Bu takımla bu sezon güzel bir başarıya imza atacağımıza inanıyorum.
“ALTINORDU, SÜPER LİG’DE OLMASI GEREKEN BİR CAMİA”
Altınordu, bildiğiniz üzere bir dönem Süper Lig yolunda play-off oynamıştı. Yeni sezondaki hedeflerinizi anlatır mısınız?
Altınordu’nun bu tesislerini gördükten sonra başkanımızla görüştüğümde kesinlikle bu ligin kulübü olmadığımızı; hatta TFF 1.Lig’in bile takımı olmadığımızı ve Süper Lig’de olması gereken bir camia olduğunu söyledim. Altınordu, Türkiye’nin en iyi tesislerine sahip. Büyük camialarda oynadım ama gerçekten böyle bir tesis görmedim. Antrenmanda kullandığımız aletlere kadar tesislerdeki imkanlar inanılmaz bir seviyede. Bu sezon şampiyonluk istiyoruz. Rakip takımların maliyeti ne olursa olsun bizim takımımızın bir takım olduğunu; her şeyin gerçekten para olmadığını ve gençlerin olduğu bir karışımla nasıl başaracağımızı göstermek istiyoruz. İleriye doğru bakarsak da 5 sene içinde bu kulübün Süper Lig’de olması gerektiğini düşünüyorum.
Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi 2. eleme turu rövanş maçında İsviçre'nin Lugano ekibiyle Ülker Stadyumu'nda karşılaştı. İlk yarıda dirençli bir futbol ortaya koyan rakibini 2-1 yenerek tur atlayan sarı-lacivertliler, taraftarı önünde yeni bir zafere daha imza attı. İsviçreli meslektaşlarımız, 3.ön eleme turunda Fransa ekibi Lille ile eşleşen Fenerbahçe’nin dün geceki futbolunu ve Şampiyonlar Ligi’ndeki serüvenini değerlendirdi.
İSVİÇRELİ GAZETECİLERİN RÖVANŞ MAÇI SONRASI GÖRÜŞLERİ ŞU ŞEKİLDE:
TIM GUILLEMIN (BLICK):
“LUGANO’NUN KORKUSUZCA BİR FUTBOL OYNAMASI FENERBAHÇE’Yİ ŞAŞIRTTI”
Lugano, korkusuzca bir futbol oynayarak Fenerbahçe'yi şaşırttı. Lugano, kolektif olarak güçlüydü ama Fenerbahçe bireysel kalite açısından çok daha iyiydi. Edin Dzeko, her zamanki gibi dünya çapında bir oyuncu olduğunu gösterdi. Ferdi Kadıoğlu, tıpkı Euro 2024’deki gibi gerçekten çok iyiydi. Dominik Livakovic ise ilk yarıda Fenerbahçe'ye yardım etti. Türk taraftarlar, her zaman olduğu gibi dünyanın en iyileri arasında yer aldığını bu maçta da gösterdi.
“FENERBAHÇE’NİN LILLE’İ YOK EDECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM”
Bence Fenerbahçe, Lille'i yok edecek. Paulo Fonseca'nın baş antrenörlüğünde Lille daha tehlikeli olabilirdi. Çünkü yeni teknik direktör Bruno Genesio'nun futbol hakkında hiçbir fikri yok. O, karizması olmayan bir jimnastik öğretmeni gibi. José Mourinho karşısında kaplanın önündeki küçük bir kedi gibi görünüyor. Fenerbahçe, turu geçecektir. Bana göre Fenerbahçe, Şampiyonlar Ligi'nde son 16’ya kalabilir.
GIACOMO NOTARI (PROXIFOOT/BLUE SPORT):
İsviçre’deki ilk maçta zorlu rakibini Edin Dzeko (3) ve Ferdi Kadıoğlu’nun golleriyle 4-3 yenen Fenerbahçe, Kadıköy’deki rövanş maçında mutlak galibiyet peşinde. Jose Mourinho ve öğrencileri, her türlü galibiyet ve beraberlikte adını bir üst tura yazdıracak. İsviçreli meslektaşlarımız, her iki takımın avantajlarıyla ilgili önemli tespitlerde bulundu. Gazeteciler, mücadelede daha avantajlı olan takımı da açıkladı.
İSVİÇRELİ GAZETECİLERİN “FENERBAHÇE-LUGANO” MAÇIYLA İLGİLİ AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
GIACOMO NOTARI (PROXIFOOT/BLUE SPORT):
“TÜRK TARAFTARLAR, FENERBAHÇE’YE EKSTRA AVANTAJ SAĞLAYACAK”
Lugano'nun ilk maçın son dakikalarında attığı golle skoru 4-3’e getirmesinin tur için umutlarını canlı tuttuğunu düşünüyorum. Tabii ki turu geçmek için favori olan taraf Fenerbahçe ancak İsviçre'de ilk maçta gösterdiği performanstan daha fazlasını göstermeleri gerekecek. Türk taraftarların Fenerbahçe’ye ekstra bir avantaj sağlayacağından da şüphe yok.
“LUGANO, EDIN DZEKO’YU MÜMKÜN OLDUĞUNCA KİLİTLEMEYE ÇALIŞMALI”
Tek gollü bir fark olduğu için maçta her şey olabilir. Ama bence bu ikinci maçta sürpriz yapmak geçen sene Beşiktaş'a karşı yaptıklarından daha zor olacak çünkü Fenerbahçe’nin seviyesi Beşiktaş'tan daha yüksek. Ayrıca bu bir eleme maçı. Eğer Lugano turu geçmeyi başarırsa bu büyük bir başarı olacak. Ama dürüst olmak gerekirse bunun olacağını sanmıyorum. Edin Dzeko ile dünya standartlarında bir futbolcu olmanın ne anlama geldiğini ilk maçta gördük. 3 şans, 3 gol. Lugano, onu mümkün olduğunca kilitlemeye çalışmalı. Aksi takdirde gerçekten zorlu bir gece geçirecekler.
“CROCI-TORTI’NİN MAÇ KAZANMAK İÇİN ÇOK FAZLA ALTERNATİFİ VAR”
Yeni sezona şampiyonluk parolasıyla hazırlanan Galatasaray, kadrosunu geçtiğimiz günlerde Danimarka futbolunun yıldız adaylarından biri olarak gösterilen Elias Jelert ile güçlendirdi. 21 yaşındaki bek oyuncusu için Kopenhag’a 9 milyon euro ödeyen sarı-kırmızılılar, savunma hattını daha da sağlama aldı. Galatasaray ve Kopenhag formalarıyla adından söz ettiren eski futbolcu Tobias Linderoth, Elias Jelert transferiyle ilgili dikkat çekici ifadeler kullandı.
TOBİAS LİNDEROTH’UN “ELİAS JELERT” İLE İLGİLİ AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:
“ELİAS JELERT, ENERJİ DOLU VE ÇOK ÇALIŞAN BİR BEK OYUNCUSU”
İlk olarak Elias Jelert’in potansiyeline ve teknik özelliklerine değinen Tobias Linderoth, “Elias Jelert’i daha çok geçen sezon Şampiyonlar Ligi’ndeki maçlarda izledim. Elias, enerji dolu bir futbolcu ve takım için çok çalışan bir bek oyuncusu. Sürekli takımının ataklarına katılmak için çaba gösteriyor. Bunu yaparken de iyi becerilere sahip. Elias’ı tarz ve mantalite açısından Avrupa’daki herhangi bir bek oyuncusuyla karşılaştırmak zor. Elias Jelert, aynı zamanda sol kanatta da oynuyor” ifadelerini kullandı.
“GALATASARAY’DA ONUN ÜZERİNDE DAHA FAZLA BASKI OLACAKTIR”
Türk futbolundaki taraftar baskısıyla ilgili konuşan Linderoth, bunun Elias Jelert gibi genç futbolcular üzerindeki etkisinden bahsederek, “Kopenhag ve Galatasaray, iki harika kulüp. Taraftarlar muhteşem. Galatasaray’da çok tutkulu taraftarlar var. Galatasaray’da onun üzerindeki baskının çok daha fazla olacağını düşünüyorum. Kopenhag'da her yıl Danimarka lig şampiyonluğunu kazanma baskısı vardı. Ancak Türkiye'de ve özellikle Galatasaray’da her maçı kazanma üzerine bir baskı var. Bu Elias Jelert için önemli bir sınav olacak. Hâlâ genç bir oyuncu ve bence alışması için biraz zamana ihtiyacı var. O zaman Galatasaray'da da gerçek seviyesindeki performansını gösterecektir” diye konuştu.
“9 MİLYON EURO ÇOK PARA AMA GALATASARAY...”
21 yaşındaki futbolcu için Danimarka ekibi Kopenhag’a 9 milyon euro ödeyen Galatasaray’ın transfer stratejisiyle ilgili konuşan İsveçli eski yıldız, “9 milyon euro çok para. Bence Galatasaray'ın Elias Jelert için bir planı var. Galatasaray, Elias’ı Avrupa'nın en üst seviyesinde kaliteli bir oyuncu haline getirecektir. Bunu yapabilirlerse onu daha da büyük bir transfer ücreti karşılığında satma şansına da sahip olacaklar. Bence Galatasaray, Elias'ta büyük bir potansiyel ve onun için iyi bir gelecek görüyor” dedi.
Teknik direktör Okan Buruk önderliğinde yeni sezona odaklanan Galatasaray, kadrosuna önemli bir ismi daha kattı. Sarı-kırmızılı ekip, Danimarka futbolunun gelecek vaat eden isimlerinden biri olarak gösterilen Kopenhag’ın 21 yaşındaki futbolcusu Elias Jelert’i transfer etti. Danimarka Milli Takımı’nda 3 kez forma giyen Jelert, özellikle geçen sezon Şampiyonlar Ligi’nde oynadığı futbolla dikkat çekti. Danimarkalı meslektaşlarımız, genç yıldız adayının transferi ve son dönemdeki performansıyla ilgili düşüncelerini anlattı.
DANİMARKALI GAZETECİLERDEN “ELIAS JELERT” AÇIKLAMASI ŞÖYLE:
DANİEL NØJSEN FALLAH (BOLD.DK):
“ELIAS JELERT, OLDUKÇA SAKİN VE KENDİNE ÇOK GÜVENEN BİR FUTBOLCU”
Elias Jelert'in oldukça büyük bir potansiyeli var. İyi bir hıza sahip, agresif ve çok iyi top hakimiyetine sahip bir hücumcu sağ bek. Özellikle topla yaptığı koşular onun en özel olduğu nokta. Savunma anlamında zayıf olduğu noktalar var. Düzgün savunma yapabiliyor ama bu onun en sevdiği iş değil. Ayrıca daha fazla gol atma ve asist yapma konusunda da biraz eksik. Jelert, bu konuda daha iyi olmak istiyor. Performansı inişli çıkışlı olabiliyor ama Elias Jelert gününde olduğunda çok iyi oynuyor. Şampiyonlar Ligi son 16 turunda Manchester City karşısında Kopenhag'ın açık ara en iyi oyuncusuydu. Jack Grealish'i durdurdu ve her iki kanatta da çok iyiydi. Çok genç yaşlardan itibaren bir kanat oyuncusu olarak görev aldı ve bu da hücumdaki gücünün nedenini biraz açıklıyor. Ayrıca Kopenhag'da defalarca yaptığı gibi sol bek olarak da oynayabiliyor. Gerçekten çok çalışıyor. Saha dışında mütevazi ama sahada oldukça sakin ve kendine çok güveniyor.
“BASKIYLA BAŞA ÇIKABİLECEĞİNDEN ŞÜPHEM YOK”
Galatasaray'a karşı kırmızı kart görerek kötü bir deneyim yaşadığı kulübe ve stadyuma gelmesi oldukça ilginç. Ama bu baskıyla başa çıkabileceğinden hiç şüphem yok. Oldukça genç olmasına rağmen Kopenhag'da neredeyse 100 maç oynadı. Eski teknik direktörü Jacob Neestrup'un onu “yetenek” olarak adlandırmasının nedeni de bu. Jacob Neestrup, Jelert'i tecrübeli bir oyuncu olarak görüyor. Elbette böylesine büyük bir şehre ve taraftar kitlesine sahip bir kulübe gelen genç bir adam için kültürel bir değişim olacaktır ama Kopenhag, Danimarka'nın en büyük kulübü. Jelert’in Galatasaray'da iyi işler yapacağını düşünüyorum.
Teknik direktör Jose Mourinho önderliğinde bu sezon her kulvarda şampiyonluk hedefleyen Fenerbahçe, ilk resmi karşılaşmasından zaferle ayrıldı. Sarı-lacivertli ekip, Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turunda Stockhorn Arena Stadyumu’nda Lugano’yu Edin Dzeko (3) ve Ferdi Kadıoğlu’nun golleriyle 4-3 yenerek tur kapısını araladı. İsviçreli gazeteciler, temposu yüksek mücadeleyle ilgili düşüncelerini aktardı. Meslektaşlarımız, İstanbul’daki rövanş maçında avantajlı olan takımı da açıkladı.
İSVİÇRELİ GAZETECİLERİN “LUGANO-FENERBAHÇE” MAÇIYLA İLGİLİ DÜŞÜNCELERİ ŞÖYLE:
TİM GUİLLEMİN (BLİCK):
“JOSE MOURINHO BİLE YEDİĞİMİZ GOLDEN UTANÇ DUYMUŞTUR”
Lugano, gerçekten iyiydi ama Fenerbahçe'nin çok kaliteli oyuncuları vardı. Bana göre oyuncuların bireysel seviyelerinde farklılıklar vardı. José Mourinho’nun maça etkisinden bahsetmek için henüz çok erken çünkü bu akşam gördüğümüz Fenerbahçe’nin; José Mourinho'nun hayalini kurduğu Fenerbahçe olduğunu düşünmüyorum. Fenerbahçe, kolektif olarak çok daha iyi olabilir; takım olarak daha iyi oynayabilir ve daha iyi savunma yapabilir. Lugano'nun savunmada kaybedilen top sonucu yediği üçüncü gol utanç vericiydi. José Mourinho'nun bile yediğimiz bu golden utanç duyduğuna eminim.
“FENERBAHÇE, RÖVANŞTA YÜZDE 90 DAHA AVANTAJLI AMA LUGANO…”
Benim için her zaman net olan konu şuydu: Edin Dzeko, Avrupa'nın en az değer verilen forvetlerinden biri. O, yine de benim için en zirvede duruyor. Dzeko, teknik olarak çok yetenekli ve kalenin önünde soğukkanlı bir oyuncu. Onun zihniyetini ve takımına olan bağlılığını seviyorum. Bu arada Dusan Tadic'i de unutmamalıyız. Tadic de çok yetenekli ve teknik becerileri böylesine suni bir sahada ona avantaj sağlıyor. Şu an Fenerbahçe’nin yüzde 90 daha avantajlı olduğunu düşünüyorum. İstanbul'da çok açık bir oyun oynanacağını hayal edebiliyorum ve Lugano; kesinlikle bir ya da iki gol atacaktır. Ancak Fenerbahçe'nin kendi evinde bambaşka bir futbol oynadığını biliyorum. Ayrıca José Mourinho'nun İstanbul'daki ilk maçında Fenerbahçe'nin kaybedeceğini hayal bile edemiyorum.
Fenerbahçe, UEFA Şampiyonlar Ligi 2. ön eleme turunda İsviçre’nin Lugano ekibiyle karşı karşıya geldi. Stockhorn Arena'da oynanan mücadelede rakibini 4-3 yenerek İstanbul’a avantajla dönen sarı-lacivertliler, 30 Temmuz’daki rövanş maçına odaklandı. Fenerbahçe’nin eski yıldızlarından Ali Bilgin ve Can Arat, sarı-lacivertli ekibin performansı ve Şampiyonlar Ligi’ndeki şansıyla ilgili yorumlarını aktardı.
FENERBAHÇE’NİN ESKİ YILDIZLARI ALİ BİLGİN VE CAN ARAT’TAN ÖZEL AÇIKLAMALAR ŞÖYLE:
ALİ BİLGİN
“FENERBAHÇE’NİN KOLAY GOL YEME HASTALIĞI DEVAM EDİYOR”
Fenerbahçe, Jose Mourinho önderliğindeki ilk önemli maçına Şampiyonlar Ligi ön eleme turunda çıktı. Jose Mourinho’nun sahaya süreceği takım herkes tarafından merak konusu oldu. Mourinho, üst düzey ve geçmişi başarılarla dolu bir teknik direktör. Mourinho’nun kafasındaki şablonu sahaya yansıtabilmesi adına tabii ki zamana ihtiyacı var. İlk 11’e baktığımızda birbirini tanıyan ve 1 sezon boyunca birlikte oynamış; kimin ne yaptığını ve neler yapacağını bilen bir ekip vardı. Fenerbahçe’nin en büyük avantajı aslında bu oldu. Bu maçın hazırlık dönemine denk gelmesi nedeniyle takımın yüzde yüz seviyede olamayacağını bilmemiz gerekiyor. Lugano, Fenerbahçe’nin seviyesinde olmayan bir takım. Fenerbahçe’nin geçen seneden kalma kolay gol yeme ve çok gol yeme hastalığı devam ediyor gibi. Fenerbahçe, bu maça baktığımızda aslında o kadar da etkili olmayan bir Lugano’ya karşı 3 tane gol yedi. Mourinho’nun koyduğu teşhise yönelik çalışmalar zaten bu yöndeydi. O yüzden bu kadar kolay gol yemenin önüne geçebilmek adına Mourinho’nun zamana ihtiyacı olacaktır. İlk maça göre değerlendirme yapmak doğru olmaz ama Fenerbahçe’nin geçen sene çektiği sıkıntılar henüz giderilebilmiş değil.
“DZEKO; ARMAYI VE FENERBAHÇE’Yİ SAHİPLENEN İNANILMAZ BİR PROFESYONEL”
Ben aslında geçen sene Edin Dzeko’nun maçların yüzde 95’inde oynaması gerektiğini düşünenlerden biriydim. Çünkü Dzeko, sadece saha içinde değil, saha dışında da etkili ve inanılmaz profesyonel bir oyuncuydu. Dzeko, aynı zamanda kulübü, armayı ve Fenerbahçe’yi sahiplenen bir kaptanlık görevi üstlendi. Bunu da gücü yettiğince en üst seviyede sahaya yansıttı. Oynamadığı dönemlerde bile bunu gösterdi. Dzeko, çok iyi bir kaptan. Genç oyunculara hem kişiliği hem de oyunculuğuyla önderlik yapıyor. Diğer yandan Ryan Kent, geçtiğimiz sezon çok fazla şans bulamamıştı. Mourinho, gönderilecekler listesinde olan Ryan Kent’i yeniden sahalara sürmeyi istedi. Burada Ryan Kent’in İngiltere geçmişi de önemli rol oynuyor olabilir. Fenerbahçe, henüz hazırlık döneminde. Bu oyuncuların ağır idmanlardan çıktığını ve bugünkü maçın son 15-20 dakikasında bunun sahaya yansıdığını da görüyoruz. Bence Lugano, doğru bir rakipti ve geçen seneki hataları yeniden görme fırsatı yakaladılar. Bunun üzerinden de Mourinho, çalışmasını mutlaka ilerletecektir. Mourinho, Kent’e de şans vermek istiyor. Ona duyduğu güveni hissettirmeye çalışıyor. Krunic, geçen sene ikinci yarıda takıma geldi ve istediği performansı sahaya yansıtamadı. Dediğim gibi burada da zaman önemli bir faktör olacak.
Yeni sezon hazırlıklarını teknik direktör Alex de Souza yönetiminde sürdüren Antalyaspor, 2022 yılında Göztepe formasıyla Süper Lig’de mücadele eden Boşnak kaleci Kenan Piric’i kadrosuna kattı. Son 2 yılda AEK Larnaca takımında 91 maça çıkan tecrübeli eldiven, özellikle Avrupa Kupalarında gösterdiği performansla adından söz ettirdi. Bosna Hersek Milli Takımı’nda 8 kez görev alan Piric, yeni sezon hazırlıkları başta olmak üzere Süper Lig’deki futbol atmosferiyle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
ANTALYASPOR’UN YENİ KALECİSİ KENAN PİRİC’İN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
“SÜPER LİG’DE MUHTEŞEM BİR FUTBOL OYNANIYOR”
Süper Lig’in haricinde bir dönem Belçika, Slovenya ve Yunanistan Liglerinde de top koşturan Kenan Piric, Türk futboluyla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, “Türkiye Süper Ligi, her sezon şampiyonluk için mücadele eden pek çok iyi takımın yer aldığı rekabetçi bir ligdir. Harika gollerin ve muhteşem futbolun yanı sıra, her maçta muhteşem taraftar desteği de vardır” diye konuştu.
“FENERBAHÇE TARAFTARININ SESİ, STADYUMUN ZEMİNİNİ SALLIYORDU”
2022 yılında Göztepe forması giyen ve AEK Larnaca takımında oynadığı dönem Fenerbahçe’ye karşı mücadele eden Piric, Türk futbolundaki taraftar ve stadyum atmosferiyle ilgili olarak şöyle konuştu: “Türk futbolunun, takımlarına olan tutkuları ve destekleriyle tanınan tutkulu taraftarları var. Bu kadar coşkulu bir taraftarın önünde oynamanın her oyuncu için eşsiz bir deneyim olduğuna inanıyorum. Göztepe’de oynarken beni etkileyen ilk maç Altay’a karşı oynadığımız maçtı. Derbi maçıydı ve taraftarların performansı muhteşemdi. Göztepe taraftarının tezahüratları durmaksızın devam ediyordu ve takımlarına olan sınırsız desteklerini maç boyunca hissettim. Hepsi beni etkiledi diyebilirim ama birini seçmem gerekirse o da Fenerbahçe taraftarlarıydı. Çünkü onlara karşı üç kez oynadım. Atmosfer bakımından hatırladığım ikinci şey ise Fenerbahçe’ye karşı oynadığımız Avrupa maçıydı. Benim için inanılmaz bir deneyimdi. Maçın başlamasına 2 saat kala Fenerbahçe taraftarları tezahüratlarına başladılar ve maçın başından sonuna kadar yüksek sesle tezahürata devam ettiler. Bazı anlarda tribünlerdeki taraftarların sesinin stadyum zeminini salladığını hissettim.”
“ALEX DE SOUZA, BİLGİ VE TECRÜBESİYLE TAKIMA KATKI SAĞLAYACAK”
Antalyaspor’un yeni teknik direktörü Alex de Souza’nın takım yönetimine değinen Boşnak eldiven, “Sözleşmemle ilgili olarak benimle iletişime geçtiklerinde kulübün kendisiyle sözleşme imzaladığını gördüm. Onun uzun yıllar Fenerbahçe’de oynadığını ve o kulübün efsanesi olduğunu biliyordum. Dolayısıyla bilgi ve tecrübesiyle takıma katkı sağlayacağına inanıyorum. Burdur'daki hazırlıklarımızın ilk bölümünü geride bıraktık ve hocalarımızın çalışma şeklini beğendiğimi söyleyebilirim. İlk 3 antrenmanda çok sayıda pozisyon oyunu ve pas çalışması yaptığımızı; hocamızın oyunun kurulmasına benim de katılmamı istediğini ve bunun hoşuma gittiğini de belirtmeliyim” diye vurguladı.
Yeni sezon hazırlıklarını Slovenya’da sürdüren Beşiktaş, son hazırlık maçında Avusturya temsilcisi Grazer AK’yı 5-1 mağlup etti. Maça ilk 11’de başlayan genç futbolcu Mustafa Hekimoğlu, 2 gol ve 1 asistlik performansıyla futbolseverlerden tam not aldı. Hekimoğlu, Semih Kılınçsoy ile birlikte yeni sezonda Beşiktaş’ın hücum hattındaki önemli isimlerden biri olacağının sinyalini de verdi. Bir dönem Beşiktaş U19 Takımı’nı çalıştıran teknik direktör Şenol Fidan ile Beşiktaş’ın eski teknik direktörü Rıza Çalımbay, eski öğrencisi hakkında övgü dolu ifadelerde bulundu.
TEKNİK DİREKTÖRLERDEN “MUSTAFA HEKİMOĞLU” YORUMU ŞU ŞEKİLDE:
ŞENOL FİDAN:
“MUSTAFA, KOMPLE FUTBOLCU. BEŞİKTAŞ, 10-15 SENE SANTRFOR ARAMAYACAK”
Mustafa Hekimoğlu, komple futbolculardan biri. 17 yaşındaki herhangi bir futbolcu için bazen, ‘Fiziksel olarak eksik, oyun aklında eksiklikler var. Sürati ve kafa topu yok’ diyebilirsiniz ancak Mustafa Hekimoğlu’nda bu saydığım eksiklikler yok. Mustafa’yı U19 Takımı’nda oynattık. Şimdiye kadar bizimle beraber oynadığı bütün maçlarımızda çok iyi performanslar gösterdi. Aynı zamanda A Takım’da da maçlara çıktı. 17 yaşında olmasına rağmen 34.2 km/s hızı bulan bir futbolcu. Mustafa’nın şu ana kadar az konuşulmasının nedeni skor üretememesiydi. Dün skor kaydedince doğal olarak gündeme geldi. Benim için sürpriz bir performans değil. Beşiktaş, eğer A Takım bazında çok fazla süre verirse; Mustafa, Semih ile beraber Beşiktaş’ın geleceğini kurtaracak oyuncuların en başında gelecektir. Mustafa için teknik anlamda şu yönden eksiktir diyebileceğim hiçbir şey yok. Temel tekniği, koordinasyonu, hava topu, sürati, oyun aklı ve pas oyunu çok iyidir. Mustafa ile 5 ay çalıştık. Bu 5 aylık süreçte Mustafa’nın oyun aklını ve saha içinde fiziksel anlamdaki performansını gördük. Mustafa, biraz daha fazla süre bulursa; Beşiktaş, 10-15 sene santrfor aramayacak. Beşiktaş’ın ileride çok büyük transfer ücreti kazandıracak bir oyuncu kazandığını düşünüyorum.
“MUSTAFA’YI TARZ VE FİZİK OLARAK ERLİNG HAALAND’A BENZETİYORUM”
Mustafa’yı tarz ve fizik olarak Erling Haaland’a benzetiyorum. Mustafa, kuvvetli ve ileride topu tutabilen bir futbolcu. Aynı zamanda hava toplarında da etkili. Pas oyununu da oynayabiliyor. O yüzden Haaland’ın bu konuda en doğru örnek olduğunu düşünüyorum. Altyapıdan gelen gençlerin özellikle bu mali krizde Beşiktaş’ta çok büyük geleceği var. Yeter ki gençlere verilen süreyi artırsınlar ve güvensinler. Bu tarz gençlerin Beşiktaş’ın geleceğinde önemli roller üsteleneceğine inanıyorum. İnşallah yolu açık olur. Bütün altyapı hocalarının da Mustafa’da çok büyük emeği var. Mustafa’yı 17 yaşında olmasına rağmen U19 Takımı’nın maçlarında da oynattık. Hiçbir şekilde sırıtmadı. Hatta A Takım maçlarında da süre aldı ve orada da çok iyi performanslar gösterdi. Günümüz futbolunda bu işin meyvesi goldür. Gol atmadığın zaman bazen performanslar geride kalabilir. Mustafa’nın gösterdiği performanslar her zaman A Takım düzeyindeydi ve çok iyiydi. Dünkü performansını skora yansıtınca ister istemez spor kamuoyu biraz daha fazla konuşmaya başladı. Futbol kamuoyunun bundan sonra Mustafa’yı daha da çok konuşacağını ümit ediyorum. Beşiktaş, uzun yıllar santrfor ihtiyacı olmadan yoluna devam edecektir. Bu durum aynı zamanda milli takıma da yansıyacaktır. Mustafa Hekimoğlu’nu A Milli Takım’da da uzun yıllar rahatlıkla izleyeceğimizi düşünüyorum.
2020 yılında İzmir ekibi Altay’dan Fransa Lig 1 temsilcisi Olimpik Lyon’a transfer olan Cenk Özkacar, sırasıyla OH Leuven ve Valencia takımlarında kiralık olarak tecrübe yaşadı. Geçen sezon başında Valencia’nın satın alma opsiyonunu kullanarak 5 yıllık sözleşme imzaladığı milli futbolcu, La Liga’da geride bıraktığımız sezon 25 maçta forma giydi ve 1 asiste imza attı. Valencia ile yeni sezona odaklanan başarılı savunmacı; kariyeri, hedefleri ve şimdiye kadar 9 maçta forma giydiği A Milli Takım hayalleriyle ilgili düşüncelerini aktardı. Özkacar, ayrıca hakkındaki transfer iddialarını ve EURO 2024’ün hazırlık aşamasında yaşadığı süreci samimi bir şekilde yorumladı.
CENK ÖZKACAR'IN RÖPORTAJINI İZLEMEK İÇİN TIKLAYINIZ
“LYON VE LEUVEN KULÜPLERİ AVRUPA’YA ADAPTE OLMAK İÇİN BANA YARDIMCI OLDU”
La Liga’nın güçlü ekibi Valencia’da kendini göstermeden önce Olympique Lyon ve OH Leuven takımlarında forma giymek Avrupa’ya adaptasyon sürecini nasıl etkiledi? Ayrıca o dönem Leuven’de Marc Brys ile çalışmak futboluna neler kattı?
Olympique Lyon, aslında Türkiye’den Avrupa’ya ilk geçiş yapma sürecimi belirleyen takım oldu. O dönemde işler çok istediğim gibi gitmemişti ama Lyon ve OH Leuven’de yaşadığım süreç; aslında Avrupa’ya adaptasyon sürecimi ve Avrupa’da kalıcı olabilmem adına nasıl bir yol haritası izlemem gerektiğini bana öğretti. O.Lyon ve OH Leuven kulüpleri bana bunları öğretti. Kendimi geliştirme, Avrupa’ya adapte olma ve Avrupa’daki futbolun seviyesine uyum sağlama adına bu iki takımın bana yardım ettiğini söyleyebilirim. OH Leuven takımında o dönem Marc Brys gibi çok iyi bir hocayla çalışmamın bana tabii ki de çok büyük katkıları oldu. Brys, gerçekten potansiyelimi sahaya yansıtmam için elimden gelenin her zaman daha fazlasını talep ediyordu. Benim kendi yeteneklerime bazı noktalarda daha fazla inanmamı sağlayan bir antrenördü. Ayrıca bana aşırı bir özgüven veren bir hocaydı. O yüzden Marc Brys’ın orada olması benim sahadaki performansımı çok iyi düzeyde etkiledi diyebilirim.
“GENNARO GATTUSO’NUN HIRSI VE AGRESİFLİĞİ OYUNCULARINA YANSIYORDU”
Lyon’dan Valencia’ya kiralık olarak geldiğiniz dönem teknik direktör Gennaro Gattuso ile çalışma imkânı bulmuştun. Futbolculuk döneminde agresif ve sert oyunuyla tanıdığımız Gattuso’nun futboluna etkilerinden bahseder misin?
Gennaro Gattuso ile Valencia’daki ilk senemde çalışmıştım. Gattuso, zaten kendi futbolculuk döneminde de sahada her zaman daha fazlasını yapmak isteyen; sert, agresif ve her zaman daha iyisini sahaya yansıtmaya çalışan profilde bir oyuncuydu. Gattuso, futbolculuk döneminde olduğu gibi antrenörlük döneminde de takımından ve bireysel anlamda her oyuncudan yaptıklarından daha fazlasını isteyen bir hocaydı. Sahaya her zaman en iyi versiyonlarımızı yansıtmamızı isteyen birisiydi. Onun bu hırsı, agresifliği ve futbolda her zaman daha iyisinin mümkün olduğu inancı oyuncularına yansıyordu. Benim ilk senemde Gattuso’nun Valencia ve İspanya gibi üst düzey bir ligde ve kulüpte; adaptasyonumu ve oyunumu geliştirmemde gerçekten çok büyük katkısı oldu diyebilirim. Sadece antrenmanda değil, çoğu zaman fitness salonunda, yemekhanede ya da takıma gelen yeni bir oyuncu olduğunda onun agresif haline ve şakalarına denk geliyorduk. Sadece teknik direktörlüğünden dolayı değil, karakter anlamında da gerçekten çalışmaktan çok keyif aldığım birisiydi. Ayrıca futbolun yanı sıra hayat anlamında da çok şey öğrendiğim bir antrenördü.
Paris Saint-Germain'den ayrılarak son La Liga ve Şampiyonlar Ligi şampiyonu olan Real Madrid'e 5 yıllık imza atan Kylian Mbappe'nin transferi tüm dünyada ses getirmişti.
Fransız yıldız, dün yapılan imza töreninde taraftarların karşısına çıktı ve büyük bir coşkuyla karşılandı. Santiago Bernabeu'da 80 bin kişiyi aşkın taraftarın izlemeye geldiği törenle birlikte Mbappe resmen Real Madrid'in futbolcusu oldu.
İspanyol gazeteciler ise Kylian Mbappe'nin imzasının ardından milli futbolcumuz Arda Güler ile Fransız yıldızın bir arada oynayıp oynamayacağına dair Spor Arena'ya değerlendirmelerde bulundu.
İşte meslektaşlarımızın Kylian Mbappe - Arda Güler - Carlo Ancelotti üçgeni için yaptığı yorumlar:
VICTOR DIEGUEZ (LEGAL SPORT)
“ARDA’NIN GERÇEK POTANSİYELİNİ GÖRDÜĞÜMÜZÜ HENÜZ SANMIYORUM”
Mbappe ve Arda, özel oyuncular. Ben iyi futbolcuların her zaman birlikte oynaması gerektiğine inanıyorum. İyi bir kimyaya sahip olabileceklerini ve birbirini tamamlayan becerilere sahip oyuncular olduğunu düşünüyorum. Sahada birlikte oynayacak olmaları bu sezon beni en çok heyecanlandıran şeylerden biri. Birçok kişi Arda’nın Real Madrid'in rotasyonunda daha önemli bir rol üstlenmesini istiyor. Arda’nın gerçek potansiyelini gördüğümüzü henüz sanmıyorum. Real Madrid ve Türkiye Milli Takımıyla oynadığı son birkaç maç yeni sezonda neler yapacağının sadece bir göstergesiydi.
“MBAPPE’NİN TRANSFERİ ARDA’NIN OYNAMA SÜRESİNİ ETKİLEMEMELİ”
Teknik direktör Jose Mourinho önderliğinde yeni sezon hazırlıklarını sürdüren Fenerbahçe, geçen yılın flaş oyuncularından biri olan Alanyaspor’un yıldızı Oğuz Aydın’ı transfer etti. Akdeniz ekibiyle geçtiğimiz sezon toplam 38 maçta forma giyen Aydın, takımına 13 gol ve 8 asistlik katkı sağladı.
Oğuz Aydın’ı Bucaspor’da oynadığı dönem profesyonel yapan ve A Takım maçlarında ilk kez oynatan teknik direktör Aytekin Sümbül, eski öğrencisinin A Takıma çıkış sürecini anlattı. 23 yaşındaki yıldızın İzmir ekibinde beraber çalıştığı bir başka teknik direktör olan Levent Eriş, eski futbolcusunun gelişimini ve potansiyelini değerlendirdi. Geçen sene Alanyaspor’u çalıştıran teknik direktör Ömer Erdoğan ise eski oyuncusunun Fenerbahçe’ye transferini yorumladı.
TEKNİK DİREKTÖRLERDEN “OĞUZ AYDIN” AÇIKLAMASI ŞU ŞEKİLDE:
AYTEKİN SÜMBÜL: “OĞUZ’U PROFESYONEL YAPMAK İÇİN YÖNETİCİLERE 3 HAFTA YALVARDIM”
10 yıldan fazla bir süre Bucaspor Akademi’de teknik direktörlük ve koordinatörlük görevinde bulundum. Oğuz, bildiğiniz üzere o dönem bize Hollanda’dan gelmişti. Bucaspor Akademi’de çalışırken bizim bir scout ekibimiz vardı. Oğuz’u orada keşfedip beğenmişler. Bize geldiğinde çocuk denilecek yaştaydı. Oğuz, altyapıda uzun zaman Gökmen Kaptan Hoca ile çalıştı. 5-6 yıl bizde eğitim gördü. Oğuz ile A takıma çıkmadan önce 2-3 yıl beraber çalıştık. Yetenekleri zaten belliydi. Çok yetenekli ve zeki bir futbolcuydu. Oğuz’u A takım kadrosuna aldım ve profesyonel yapasıya kadar yöneticilere 3 hafta yalvardım. Oğuz, elimizde büyüdüğü için neler yapabileceğinin farkındaydık. Oğuz’u profesyonel yaptığım hafta ilk 18’e aldım ve oynattım.
“RAKİP TAKIMIN OYUNCULARI, OĞUZ’U TEKME ATARAK DURDURMAYA ÇALIŞIYORDU”
Oğuz Aydın, Fenerbahçe’ye çok şey katacaktır. Oğuz’un pozisyonları sonuçlandırma açısından bir sorunu yok. Topla oynamayı çok sevdiği için final paslarını bazen kaçırabiliyor. Zekiliğini oyun bilgisiyle birleştirirse çok başarılı olacaktır. Teknik özelliği ve oyun görüşü inanılmaz düzeyde. Saha içinde rahat bir futbolcu. Oyun bilgisi iyidir. Final pas özelliğini geliştirirse hem çok gol atar hem de çok gol attırır. İnanılmaz derecede süratli olan bir futbolcu değil ama teknik becerisiyle geçemeyeceği adam yoktur. Fizik kalitesi açısından da iyidir ve atletiktir. Mantalitesi iyidir ve öğrendiklerini sahada uygular. Ayrıca çabuk kavrar ve hemen öğrenir. Oğuz, Mourinho gibi dünyanın en iyi hocalarından biriyle çalışacak. Mourinho; çok akıllı, zeki ve oyun bilgisi çok gelişmiş bir hoca. Oğuz, o dönemki maçlarımızda bizim için çok büyük bir güçtü. Tek başına sağ önde oynuyordu; gol ve asist kaydediyordu. Rakip takımın oyuncuları, Oğuz’u tekme atarak durdurmaya çalışıyorlardı. Çünkü iyi bir Oğuz Aydın, sadece faul yaparak durdurulabilirdi. Düşünce kapasitesi ve psikolojisi iyi bir Oğuz’un yapamayacağı iş yoktur. Final paslarını ve oyun bilgisini biraz daha geliştirmeli. Oğuz, fizik kalitesinin üzerine biraz daha koyarsa; Mourinho, onu takıma her türlü kazandırır.
Trendyol Süper Lig'de yeni sezon hazırlıklarını sürdüren ve şu ana kadar Levent Mercan ile Çağlar Söyüncü'yü kadrosuna katan Fenerbahçe, Alanyaspor'dan Oğuz Aydın ile de anlaşmaya varmıştı.
Sarı - lacivertlilerin kısa süre içinde transferi açıklaması beklenirken, Alanyaspor Teknik Direktörü Fatih Tekke'den Spor Arena'ya özel bir değerlendirme geldi.
"ÇOK GEÇ KEŞFEDİLDİ"
Milli futbolcunun takımdan ayrılacak olması nedeniyle üzgün olduklarını söyleyen Tekke, "Oğuz Aydın, bu ülkede çok geç keşfedilmiş oyunculardan birisi. Çok potansiyelli bir futbolcu. Ayrıca karakter olarak da çok iyi bir çocuk. Oğuz’un bizden ayrılmasından dolayı üzgünüz ama inşallah onun için de en hayırlısı ve en iyisi olur. Takımda herkesin sevdiği bir oyuncu. Oğuz’un ufak tefek eksikleri var ama gösterdiğinden daha fazlasını yapabilecek bir futbolcu. Oğuz’a gideceği takımda zaman verilirse ve sabredilirse çok daha iyi yerlere gelebilir." ifadelerini kullandı.
Geçtiğimiz sezon Alanyaspor formasıyla 38 resmi maça çıkan 23 yaşındaki futbolcu, 13 gol - 8 asistlik bir performans sergiledi.
Yeni sezon öncesi transfer çalışmalarına hız veren Beşiktaş, Lazio’nun yıldız forveti Ciro Immobile’yi transfer etti. Daha önce Rafa Silva ve Gabriel Paulista’yı kadrosuna katan siyah-beyazlılar, hücum hattını güçlendirerek dikkatleri üzerine çekti. İtalyan meslektaşlarımız, ses getiren transferle ilgili düşüncelerini aktardı. Gazeteciler, Immobile’nin Süper Lig’de kaydetmesini bekledikleri gol sayısıyla ilgili tahminde de bulundu.
İTALYAN GAZETECİLERİN “CIRO IMMOBILE” HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİ ŞÖYLE:
RUDY GALETTİ (LA TV DELLA SPORT YORUMCUSU): “TARAFTARLAR, CIRO IMMOBILE’NİN GİDİŞİ SONRASI ÇOK ÜZGÜNDÜ”
Lazio taraftarları, transfer sonrası çok üzgündü ve onu çok seviyorlardı. Immobile, Lazio'nun tarihinde sonsuza kadar kalacak bir oyuncuydu. Pek çok kişi onun gitmesinden dolayı ağladı. Taraftarlar, Ciro'nun yıllar boyunca kendileri için yaptıklarından dolayı ona teşekkür etti. Ciro Immobile için iyi bir transfer oldu. O, Beşiktaş hücumunun baş kahramanı olacak ve takımının Türkiye Ligi'nde ve Avrupa Ligi'nde liderlik etmesinde önemli bir rol oynayacak.
“IMMOBİLE, MÜKEMMEL BİR FİZİKSEL GÜCE SAHİP”
Immobile, tam bir forvet. Ayrıca mükemmel bir fiziksel güce ve dünyada çok az kişide bulunan bir gol atma zihniyetine sahip. Hareket kabiliyeti, tüm takıma yardım edebilme becerisi ve mükemmel şutları nedeniyle uzun yıllar İtalya Milli Takımı’nın forvetiydi. Immobile, Beşiktaş'a kesinlikle faydalı olacak tüm becerilere sahip bir futbolcu.
“BAŞROL OYUNCULARDAN BİRİ OLACAK. EN AZ 20 GOL ATAR”
Ciro, çok zeki bir forvet ve her türlü oyuna uyum sağlayabiliyor. Son yıllarda değişik taktiklerle ve farklı antrenörlerle çalışmasına rağmen yine de performansını gösterdi. Bu yüzden daha ilk birkaç haftada Türkiye Süper Ligi’nin başrol oyuncularından biri haline gelebilir. Ciro’nun tüm müsabakalarda en az 20 gol atacağını düşünüyorum. Immobile'nin önümüzdeki iki yıl içinde Türk futbolunun baş kahramanı olacağına inanıyorum.
Bucaspor, Adana Demirspor ve Karagümrük formaları da giyen Adil Demirbağ, 2020 yılında Konyaspor’a transfer oldu. Geçtiğimiz sezon 23 maçta forma giyen başarılı futbolcu, Konyaspor’a yeniden Avrupa Kupaları heyecanı yaşatmak için yeni sezona odaklandı. U21 Milli Takım formasını 4 kez terleten Demirbağ; A Milli Takım hayali ve Avrupa hedefiyle ilgili düşüncelerini aktardı.
KONYASPOR’UN 26 YAŞINDAKİ STOPERİ ADİL DEMİRBAĞ’DAN ÖZEL AÇIKLAMALAR ŞÖYLE:
“MARİO GOMEZ, İLERİDE İYİ YERLERE GELECEĞİMİ SÖYLEDİ”
2016 yılında Bucaspor-Beşiktaş maçında genç yaşına rağmen Mario Gomez’e uyguladığın başarılı markaj nedeniyle herkesin dikkatini çekmiştin. Bu maçla ilgili duygularını anlatır mısın?
O dönem Bucaspor’un transfer yasağı vardı. O yüzden birçok genç arkadaşımla altyapıdan çıkıp mücadele ettik ve takımı ligde tuttuk. Türkiye Kupası’nda gruptan 1.olarak çıkıp son 16 turunda Beşiktaş ile karşılaşmıştık. O maçta da elimden gelenin en iyisini yapmam gerektiğine inanıyordum. Beşiktaş’a karşı oynadığımız maçta çıkışa geçtim. Bunun sonucunda daha da göze girdim. O günkü şartlar gereği kendimi göstermem lazımdı. Hedeflerim vardı ve buna ulaşmak istiyordum. Benim için bir fırsattı. Mario Gomez ile maçtan sonra bir görüşmemiz oldu ve beni tebrik etti. Gomez, benim ileride iyi yerlere geleceğimi söyledi.
“ATLETİCO MADRİD’E GİDECEKTİM AMA BAŞKAN GÖNDERMEK İSTEMEDİ”
Beşiktaş maçındaki başarılı performansının ardından ismin La Liga ekipleriyle anılmıştı. O dönem transfere dair neler yaşandı?
O sezon yeni yeni oynuyordum. Genç yaşıma rağmen maçların hepsinde oynuyordum. Kulüp başkanımıza menajerler aracılığıyla beni Atletico Madrid’in altyapısında götüreceklerine dair bir teklif gitti. 18 yaşındaydım ve hatta benimle de görüştüler. Başkanımız Beşiktaş maçından sonra yanına çağırıp böyle bir teklif olduğunu söyledi. Başkanımız beni göndermeyeceğini ve sezon sonunda oturup yeniden konuşacağımızı belirtti. Başkanımız, “Daha çok gençsin. Bu seneyi burada tamamla. Atletico Madrid’in U21 takımına gideceksin. Oradan 1 sene sonra da inşallah A takım kampına katılırsın” demişti. Ondan sonra benimle görüşen olmadı. Transfer sonuçlanmadı. Belçikalı bir menajer vardı ve bu konuyu onunla da konuştuk. Hatta 2016 yılının yaz döneminde abimle bu konuyu konuşmak için Belçika’ya kadar gitmiştik. Bir sonraki sezon (2017 yılında) benim sözleşmem bitiyordu. Yeni sezonda ilk birkaç ay forma giydim ama daha sonra sözleşme yenilemediğim için kadro dışı bırakıldım.
2016 yılında Rusya’nın KS Samara takımından Göztepe’ye transfer olan Adis Jahovic, etkileyici performansıyla Türkiye kariyerinde önemli bir iz bıraktı. 104 maçta attığı 46 golle Göztepe’nin kulüp tarihinde en fazla gol atan 2.oyuncusu olan eski yıldız, Süper Lig’de özellikle 4 büyüklere karşı attığı gollerle adından söz ettirdi. Son olarak Bodrumspor forması giyen ve futbola veda eden Jahovic, Süper Lig kariyeriyle ilgili anılarını aktardı.
37 YAŞINDAKİ ESKİ GOLCÜ ADİS JAHOVIC’İN ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
“PAZARDA SATTIĞIM 7 ELMAYLA KENDİME KRAMPON ALDIM”
İlk olarak futbola başlama serüvenine değinmek istiyorum. Makedonya’da genç yaşta maddi sorunlar içinde futbol oynadığın bir dönem vardı. Futbola başlama sürecinle ilgili neler söylemek istersin?
Futbola 7 yaşında Makedonya’da başladım. Sokakta futbol oynadığım arkadaşım bir takıma gidip futbol oynamamı tavsiye etti. O zamanlar ailemde maddi sorunlar vardı. Arkadaşımla beraber Makedonija Gjorce Petrov takımına gidip futbola başladık. Burada 16 yaşına kadar 6 numara pozisyonunda oynadım. Başka bir teknik direktör gelip, ‘Fizik gücün çok yüksek. Sen forvet pozisyonunda oyna’ dedi. Forvet oynadığım ilk maçta hat-trick yaptım ve ondan sonra hep forvet olarak oynamaya devam ettim. Ben 16-17 yaşlarındayken ailem maddi anlamda hayatla çok mücadele etti. Makedonya’da zor bir süreç yaşadık. Bir gün annemden orijinal bir krampon istemiştim. Annem, ‘Bahçemizde 7 tane elma var. Elmaları pazarda sat, kramponunu kendin al’ dedi. Bahçemizdeki o elmaları satarak kendime bir krampon almıştım. Bosna-Hersek’te her aile çocuğuna hayatla savaşmayı ve mücadele etmeyi öğretirdi. Her şeyin öyle kolayca elde edilemeyeceğini öğrenirdik. Daha sonra 18 yaşındayken ilk profesyonel imzamı attım ve yavaş yavaş maaş almaya başladım. Futboldan kazandığım ilk parayı direkt aileme verdim ve kendime herhangi bir şey almadım.
Adis Jahovic - Muhammet Duman
“TÜRKİYE LİGİ; STRESİ YÜKSEK OLAN, AGRESİF VE ZOR BİR LİG”
EURO 2024 turnuvasında final oynama hedefiyle yola çıkan A Milli Futbol Takımı, dün gece sayısız pozisyondan yararlanamadığı maçta Hollanda’ya 2-1 mağlup oldu. Samet Akaydin ile ilk yarıyı 1-0 önde kapatan ay-yıldızlılar, ikinci yarıdaki gollere engel olamayınca turnuvaya veda eden takım oldu. 6 kez A Milli Takım forması giyen eski savunma oyuncusu Fatih Sonkaya, oynadığı futbolla bir sonraki turnuvalar için ümit veren ay-yıldızlıların başarılı performansını değerlendirdi.
ESKİ MİLLİ FUTBOLCU FATİH SONKAYA’DAN ÖZEL AÇIKLAMALAR ŞÖYLE:
“MAÇTAN ÖNCE BİZE YÜZDE 20 ŞANS VERİYORLARDI AMA…”
A Milli Futbol Takımımızın performansını genel olarak çok beğendim. İlk 10-15 dakikada bir durgunluk yaşadık ama daha sonra maçın hakimiyeti bize geçti. Bunun sonucunda golü bulduk ve devre arasına 1-0 önde girdik. 2.yarının ilk 5-10 dakikasında Hollanda’nın baskısı vardı. Hollanda, golü bulduktan sonra bir canlanma geldi. Hollanda, yine de anlı şanlı bir rakip değildi. Her şeye rağmen milli takımımız pes etmedi. Gördüğünüz gibi son dakikalarda yüzde 100 net goller kaçırdık. Herkes Hollanda’yı favori görmüştü. Maçtan önce Hollanda’daki araştırmalarda bize yüzde 20 şans veriyorlardı. Sahada nasıl bir takım olduğumuz belli oldu. Son dakikada o pozisyonlarımızın golle sonuçlanmadığına dua etsinler yoksa çok farklı bir skor olacaktı.
“BARIŞ ALPER, VİRGİL VAN DİJK GİBİ BİR OYUNCUYA SAHAYI RESMEN DAR ETTİ”
Takım olarak 10 numara bir futbol oynadık ve harika performans gösterdik. Ayrıca Barış Alper’e helal olsun demek istiyorum. Her mücadelede topu kaptı ve özellikle baskı anlamında çok iyiydi. Barış Alper, Virgil van Dijk gibi oyuncuya sahayı resmen dar etti. O, Van Dijk’ı filan tanımadı. Bildiğiniz üzere Virgil van Dijk’ı konuşmaya gerek yok. O, Avrupa’nın en iyi ilk 3 defans oyuncusundan biri. Avrupa’nın en iyi takımlarından birinde oynuyor. Bu arada Arda Güler de apayrı bir futbolcu. Sadece beyniyle oynayan mükemmel bir futbolcu. Onu görünce Sergen Yalçın aklıma geldi. Real Madrid, Arda’yı çok güzel bir şekilde beslemiş ve geliştirmiş. Bu oyuncularla geleceğimiz çok parlak.
“HOLLANDALI FUTBOLCULAR, ‘NELER OLUYOR?’ DİYEREK ŞAŞKINLIK İÇİNDEYDİ”
Bence Montella, değişiklikleri zamanında yaptı. Değişikliklerden sonra 2-2’yi yakalasaydık herkes bu sefer daha farklı konuşacaktı. Montella, elinden geleni yaptı ama olmadı. Hollanda’da maçtan önce, ‘Oyuncularımız, Türkiye’nin kadrosundaki oyunculardan 2-3 kat daha değerli. Maç bizim olacak, favori biziz’ diyorlardı. Milli Takımımız, kimsenin beklemeyeceği derecede olağanüstü bir performans gösterdi. Takım olarak maşallahımız vardı. Adamları sahada resmen terlettik. ‘Neler oluyor?’ diyerek hepsi de şaşkınlık içindeydi. Bu maçı rahatlıkla geçeceklerini düşündüler. Basit bir takım olmadığımızı gördüler. Hollanda gibi bir takım bizi zar zor yendi. Milli takımımızın bu performansı ilerisi için kesinlikle bir umut ışığı değerinde. Sonuçta genç bir oyuncu kadrosuna sahibiz. Bir sonraki turnuvaya daha da tecrübe kazanmış şekilde gelecekler. O yüzden daha da başarılı bir performans göstereceklerdir. Bir sonraki turnuvada çeyrek finalin üzerinde bir başarı gösterme olasılığımız çok yüksek.
EURO 2024 finaline odaklanarak tarih yazmak isteyen A Milli Futbol Takımı, dün gece turnuvanın zorlu ekiplerinden Hollanda ile oynadığı maçtan 2-1 yenik ayrıldı. 35. dakikada Samet Akaydin’in golüyle öne geçen ve tur için umutlandıran Ay-Yıldızlılar, ikinci yarıda üst üste yediği gollerle turnuvadan elenen takım oldu.
Dün geceki mücadeleyi takip eden Hollandalı gazeteciler, A Milli Takım’ın etkili oyunu ve kaçan tur şansımızla ilgili düşüncelerini aktardı.
Meslektaşlarımızın Hollanda-Türkiye maçıyla ilgili yorumları şu şekilde:
JAN SOMMERDIJK (TV GELDERLAND):
“TÜRKİYE; TUTKU, CESARET VE GERÇEKTEN YETENEKLİ OYUNCULARLA OYNADI”
Hollanda, özellikle ilk yarıda ve maçın sonunda çok fazla sorunlar yaşadı. Türkiye; tutku, cesaret ve gerçekten yetenekli oyuncularla oynadı. Türkiye, yapılması gereken her şeyi doğru bir şekilde yaptı. Takımınız çok şanssızdı ve kaleci Bart Verbruggen de harika kurtarışlar yaptı. En azından uzatma dakikalarına gitmeyi kesinlikle hak ettiniz. Türkiye, Euro 24'te oynadığı tüm maçlarda olduğu gibi bugün de kendi evinde oynuyormuş gibiydi. Çok fazla tezahürat yapan ve takımınızı etkileyen taraftarlarınız vardı.
“BARIŞ ALPER YILMAZ, FAULLERLE BİLE DURDURULAMADI”
Arda Güler, dünyanın en iyi yeteneklerinden biri. Çok genç olmasına rağmen şimdiden takımın bir lideri. Arda, Real Madrid'de Mbappé ve Vinicius ile birlikte parlamaya devam edecek. İlk golünüzde sağ ayağıyla yaptığı asistle yeteneklerini gösterdi. Ferdi Kadıoğlu'nu 16 yaşındayken NEC'de oynarken izlemiştim. O zamanlar çok yetenekli bir orta saha oyuncusuydu. Şimdi modern bir kanat beki. Ayrıca bugünkü oyunuyla olağanüstü bir savunma oyuncusu olduğunu gösterdi. Barış Alper Yılmaz, bugün faullerle bile durdurulamadı. Barış Alper, takımına çok fazla enerji veriyor ve her topa koşuyor.
Avrupa Futbol Şampiyonası'nda 3. kez çeyrek finalde mücadele eden A Milli Futbol Takımı, dün gece Hollanda ile oynadığı maçtan 2-1 yenik ayrılarak turnuvaya veda eden takım oldu. İlk yarıdaki etkili oyunuyla Hollanda’ya gözdağı veren ay-yıldızlılar, maçın son dakikalarda yakaladığı pozisyonları golle sonuçlandıramayınca elenmekten kurtulamadı. Bir dönem Süper Lig ve Bundesliga takımlarında top koşturan eski milli futbolcu Tunay Torun, dün geceki oyunumuzla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Torun, bir sonraki turnuvalar için umutlu konuştu.
ESKİ MİLLİ FUTBOLCU TUNAY TORUN’DAN ÖZEL AÇIKLAMALAR ŞÖYLE:
“İKİNCİ YARIDA BİRAZ FAZLA GERİYE YASLANDIK. 1-1’DEN SONRA ŞOK YAŞADIK”
EURO 2024’te bu noktaya kadar gelmek bizim için çok gurur verici bir duyguydu. Oyuncularımızın ayaklarına ve yüreklerine sağlık. Çok başarılı bir turnuva oynadılar ve bizi gururlandırdılar. Dünkü maçta karşımızda çok zor bir rakip olduğunu unutmamak lazım. Maça baktığımızda ilk yarıda çok iyi pozisyonlar yakaladık ve golümüzü bulduk. Gerçekten çok iyi bir maç oynadık. İkinci yarıda bence biraz fazla geriye doğru yaslandık. Hollanda gibi bir takıma karşı 45 dakika böyle oynamak zordur. Çünkü Depay, Simons ve Gakpo gibi çok kaliteli ayaklara sahipler. Çok yetenekli ve iyi oyuncuları var. Hollanda’nın ikinci yarıda şans yakalayacağını biliyorduk. Yediğimiz ilk gole kadar çok iyi defans yaptık ve güzel bir mücadele sergiledik. 1-1’den sonra milli takımımız şok gibi bir şey yaşadı. Bu durum sahada görülüyordu. Oyuncularımız biraz daha fazla uzun top atmaya çalıştı. O sürede biraz daha rahat oynayabilirdik. Ayrıca biraz daha ofansif anlamda iyi işler yapabilseydik bizim için daha iyi olacaktı. Son dakikalarda gördüğünüz gibi yeniden güzel bir futbol oynamaya başladık. 2-1’de sonra birkaç tane net gol pozisyonlarına girdik. Oyuncularımız sahada, taraftarlarımız ise tribünlerde her şeylerini verdiler ama olmadı. Taraftarlarımızla beraber gerçekten çok güzel bir atmosfer vardı. 10 dakikalık süreçte 2 gol yedik. Turnuvalarda maalesef bazen böyle olabiliyor.
“BARIŞ ALPER, VAN DIJK GİBİ BİR DEFANS OYUNCUSUNA SÜREKLİ ZOR ANLAR YAŞATTI”
Barış Alper Yılmaz, kuvvetli ve fizik gücü yüksek bir oyuncu. Van Dijk gibi bir defans oyuncusuna sürekli zor anlar yaşattı. Barış, turnuva genelinde de çok önemli bir katkı sağladı. Bundan önceki maçlarda da çok iyi performans gösterdi. Çok yetenekli bir oyuncu olduğunu performansıyla gösterdi. Önemli bir gelişme kaydetti. Barış, geldiği seviyeyle örnek ve harika bir futbolcu. Türkiye’de gerçekten bu tarz çok özel oyuncular var. Bu yüzden bir sonraki turnuvalarda geleceğimizi parlak görüyorum. Arda Güler, çok özel bir futbolcu. Fenerbahçe’de de genç yaşına rağmen oyuna girdiğinde harikalar yaratıyordu. Arda’nın böyle bir yolda olması hepimizi gururlandırıyor. Almanya’da her gün Arda konuşuldu. Real Madrid gibi bir kulüpte bu yaşta böyle bir yükü kaldırması da kolay değildi. Dün gece bile 2-1’den sonra takımı ateşlemeye çalıştı ve sürekli motive etti. Bu gerçekten önemli bir özellik. Bu yaşta bunları yapması çok büyük bir yeteneğe sahip olduğunu gösteriyor.
“MONTELLA’YA KARŞI SABIRLI OLMAK LAZIM. JULİAN NAGELSMANN’DA ELENDİ AMA…”
A Milli Futbol Takımı, EURO 2024 Son 16 Turu’nda Romanya’yı 3-0 yenerek çeyrek finale yükselen turnuvanın zorlu ekiplerinden Hollanda ile karşı karşıya gelecek. EURO 2008’deki zaferini tekrarlamak isteyen ay-yıldızlılar, Berlin Olimpiyat Stadyumu'na mutlak galibiyet parolasıyla çıkacak. Bir dönem Ajax, Elazığspor, Sporting Lizbon, Watford ve Udinese takımlarında da top koşturan tecrübeli futbolcu Marvin Zeegelaar, hem temsilcimizin kritik maçı hem de Süper Lig kariyeriyle ilgili düşüncelerini aktardı. Zeegelaar, dev mücadelede favori olarak gördüğü ekibi de açıkladı.
33 YAŞINDAKİ SOL BEK MARVİN ZEEGELAAR’IN ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
“SÜPER LİG’DE BİREYSEL ANLAMDA ÇOK İYİ OYUNCULAR VARDI”
Türkiye’nin haricinde Hollanda, İspanya, İngiltere, Portekiz ve İtalya Liglerinde de forma giyen Marvin Zeegelaar, Süper Lig’de oynanan futbolu değerlendirerek, “5 büyük ligle rekabet etmek kolay değil ama Süper Lig’de de büyük bir mücadele olduğunu görüyorum. Her takımda her zaman bireysel anlamda çok iyi oyuncular var. Bu yüzden ülkenizdeki scout ekiplerinin bu anlamda iyi bir iş çıkardığını düşünüyorum” diye konuştu.
“OKAN BURUK, BİR GÜN TÜRKİYE MİLLİ TAKIMI’NI DA ÇALIŞTIRACAK”
Süper Lig’de oynadığı dönem beraber çalıştıkları Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk’un takım yönetimine ve 3 Süper Lig şampiyonluğu kazandığı başarısına değinen Zeegelaar, “Okan Hoca ile Elazığspor’da çalıştığımız dönem onun bir teknik direktör olarak futbolda büyük başarılar elde edeceğini zaten biliyordum. Okan Buruk, oyuncularına güven veren birisiydi. Ayrıca öngörüsü yüksek olan çok sakin bir teknik direktördü. Bu da benim iyi performans göstermeme yardımcı oldu. O, gerçekten harika bir insandı. Okan Hoca, bence daha da çok kupa kazanacak ve bir gün Türkiye’nin milli takımını da çalıştıracak” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’DEKİ TARAFTARLAR, FUTBOL İÇİN YAŞIYORLAR”
Geçtiğimiz günlerde Avusturya’yı 2-1 yenerek büyük bir zafere imza atan A Milli Futbol Takımı, bugün Berlin Olimpiyat Stadı'nda turnuvanın önemli ekiplerinden Hollanda ile karşı karşıya gelecek. Tarihinde 3.kez çeyrek finalde mücadele edecek olan ay-yıldızlılar, zorlu rakibini yenerek kupada yoluna devam etmek istiyor. Bir dönem Manchester United formasıyla başarılar kazanan Hollandalı sol bek Alexander Büttner, dev maçla ilgili düşüncelerini anlattı.
HOLLANDALI FUTBOLCU ALEXANDER BÜTTNER’İN ÖZEL AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
“GRUBU 3.SIRADA TAMAMLAMAK BENİ ŞAŞIRTMIŞTI. NEYSE Kİ…”
EURO 2024’te D Grubunu 4 puanla 3.sırada tamamlayarak sürpriz yaşatan ve Son 16 Turu’nda Romanya’yı mağlup ederek taraftarlarına nefes aldıran Hollanda’nın kupadaki serüvenine değinen Alexander Büttner, “Doğrusu grubumuzu 3.sırada tamamlamamız beni şaşırtmıştı. Kadronuzda bizim kadar kaliteli oyuncularınız varsa, grubu en azından ilk 2’de bitirmeyi beklersiniz. Neyse ki Romanya’ya karşı çok iyi bir maç oynadık. Bir sonraki tura geçtik ve en önemlisi turnuvadaki yolculuğumuza devam ettik” diye konuştu.
“RONALD KOEMAN, HOLLANDA’NIN EN İYİ TEKNİK DİREKTÖRLERİNDEN BİRİ”
Ocak 2023’ten beri takımda görev yapan 61 yaşındaki tecrübeli teknik direktör Ronald Koeman’dan övgüyle bahseden tecrübeli futbolcu, “Ronald Koeman’ın Hollanda’nın en iyi teknik direktörlerinden biri olduğunu düşünüyorum. O, takımdaki oyuncular nasıl oynamak istiyorsa buna izin veren bir antrenör. Ayrıca Koeman’ın oyuncularla çalışma şeklini ve onların her gün daha iyi olmalarına yardımcı olmaya çalışmasını da seviyorum” ifadelerini kullandı.
“CODY GAKPO’YA KARŞI SAVUNMA YAPMAK NEREDEYSE İMKANSIZ GİBİ”
Geçtiğimiz günlerde Avusturya’yı Merih Demiral’ın golleriyle 2-1’le geçen A Milli Futbol Takımı, turnuvanın bir başka iddialı ekibi olan Hollanda’yı gözüne kestirdi. Tarihinde 3. kez Avrupa Futbol Şampiyonası'nda çeyrek finale yükselen ay-yıldızlılar, Berlin Olimpiyat Stadyumu'nda yeni bir zafere kilitlendi. Hollandalı meslektaşlarımız, kritik mücadele öncesi iki takımın avantajlarını değerlendirdi. Gazeteciler, ayrıca milli yıldızımız Arda Güler’in son maçlardaki performansına da dikkat çekti.
HOLLANDALI GAZETECİLERİN KRİTİK 90 DAKİKA ÖNCESİ AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
JESPER LANGBROEK (SOCCERNEWS.NL):
“CODY GAKPO, HOLLANDA’NIN AÇIK ARA EN TEHLİKELİ OYUNCUSU”
Turnuva öncesinde Hollanda'nın grubu Fransa'nın ardından ikinci sırada bitirmesi bekleniyordu. Aynı zamanda Avusturya ile güçlü bir rekabete gireceğimizi biliyorduk. Böyle olacağı maçın gidişatından belli oluyordu ancak Avusturya karşısında alınan yenilgiyi Hollanda'nın kötü bir gün geçirmesine bağlıyorum. Oyuncular; zayıf bir tutum sergilediler, yeterince agresif değillerdi ve özellikle defansif olarak iyi değillerdi. Romanya’ya karşı oynanan maçta kendilerini bu anlamda geliştirdiler. Düellolarda daha zeki ve daha agresiflerdi. Ayrıca kazanma konusunda daha fazla istek gösterdiler. Cody Gakpo, Hollanda'nın açık ara en tehlikeli oyuncusu. Sağ tarafta hem kontrataklardaki hızı hem de dar alanlardaki driplingleriyle çok fazla tehdit oluşturuyor. Şimdiden üç gol attı ve Katar'daki 2022 Dünya Kupası'nda gösterdiği iyi performansını milli takımda da tekrarladı. Türkiye’ye uyarı!
“MONTELLA’NIN İYİ BİR SAVAŞ PLANI HAZIRLAYACAĞINA ŞÜPHE YOK”
Avusturya karşısında Montella, her rakibe karşı uygun bir taktiksel plan oluşturabileceğini gösterdi. Hakan Çalhanoğlu cezalı olmasına rağmen takımı iyi bir performans sergiledi. Turnuva sırasında Türkiye'nin savunması takımın en güçlü hattı olmadı ancak teknik direktör Montella, savunmayı her zaman güvenli bir şekilde oluşturdu. Cezalı orta saha oyuncuları Orkun Kökçü ve İsmail Yüksek olmadan bunun işe yarayıp yaramayacağını göreceğiz. Ancak Montella'nın Hollanda'ya karşı iyi bir savaş planı hazırlayacağına şüphe yok.
A Milli Futbol Takımı, maçın favorisi olarak gösterilen Avusturya’yı Leipzig Stadyumu'nda 26 yaşındaki stoper Merih Demiral’ın attığı gollerle 2-1 yenerek çeyrek finale yükselme sevinci yaşadı. Daha önce EURO 2000 ve EURO 2008’de bu başarıyı elde eden Ay-yıldızlılar, uzun bir aradan sonra ülkemize büyük bir coşku yaşattı. Bir dönem Süper Lig’de de top koşturan ve Avusturya Milli Takımı’yla 11 maça çıkan 31 yaşındaki orta saha oyuncusu Peter Zulj, çeyrek final zaferimizle ilgili düşüncelerini anlattı.
AVUSTURYALI FUTBOLCU PETER ZULJ’DAN ÖZEL AÇIKLAMALAR ŞU ŞEKİLDE:
“SONUÇ BENİM İÇİN SÜRPRİZ DEĞİLDİ ÇÜNKÜ…”
İlk olarak A Milli Futbol Takımı ile Avusturya arasında yüksek tempoda oynanan mücadeleyle ilgili analizlerini aktaran Peter Zulj, “İlk golü atan takımın bu maçı kazanacağını biliyordum ve daha önce de söylemiştim. Sonuç benim için sürpriz değildi çünkü 90 dakika içinde her skorun mümkün olacağı bir mücadele yaşandı. Avusturya’yı tanıyan herkes teknik direktör Ralf Ragnick tarafından çalıştırıldıkları günden beri takımın önde pres yapmayı ve hızlı hücum etmeyi sevdiklerini biliyordu. Bundan dolayı galibiyet için tebrik ediyorum.” diye konuştu.
“MERT GÜNOK, TÜRKİYE’NİN NEDEN EN İYİ KALECİSİ OLDUĞUNU GÖSTERDİ”
Avusturyalı orta saha Christoph Baumgartner'in 90+4.dakikada yaptığı kritik kafa vuruşunu son anda uzaklaştıran ve maçın kırılma anında önemli bir rol oynayan kaleci Mert Günok’un performansını değerlendiren Zulj, “Mert Günok, gerçekten iyi bir kaleci. Mert’i Türkiye’de oynadığım zamanlardan tanıyorum. Son saniyede yaptığı bu kurtarış onun Türkiye’nin neden en iyi kalecisi olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.
“AVUSTURYALI FUTBOLCULAR, ZOR BİR MAÇ OLACAĞINI BİLİYORDU”
Avusturya’nın mart ayında oynanan hazırlık maçında aldığı 6-1’lik galibiyetin etkisinde kalıp kalmadığını sorduğumuz başarılı orta saha, “Avusturyalı oyuncular, tabii ki geçmişte Türkiye'yi 6-1 yendiklerinin farkındaydılar ama maça çıkarken Türkiye'yi hafife aldıklarını düşünmüyorum. Avusturyalı futbolcular, maçtan önce bunun zor bir maç olacağını biliyorlardı. Çünkü sizin de gördüğünüz gibi bu maç dostluk maçından daha da önemliydi” diye vurguladı.
A Milli Futbol Takımı, EURO 2000 ve EURO 2008’de yaşattığı çeyrek final sevincini dün Avusturya’yı 2-1’le geçerek yeniden gerçekleştirdi.
Maçın favorisi olarak gösterilen Avusturya’yı soğukkanlı bir futbolla mağlup eden ay-yıldızlılar, cumartesi günü karşı karşıya geleceği Hollanda’yı şimdiden gözüne kestirdi.
Avusturyalı meslektaşlarımız, her iki takımın heyecanı yüksek mücadeledeki performansıyla ilgili düşüncelerini açıkladı. Gazeteciler, özellikle kaleci Mert Günok’a ayrı bir parantez açtı.
AVUSTURYALI GAZETECİLERİN MAÇ SONRASI AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE:
RAFAEL OBERMAİER (ORF): “AVUSTURYALI OYUNCULAR, SONUNA KADAR SAVAŞTI AMA TÜRKİYE…”
Avusturyalı taraftarlar, özellikle mart ayında kazandığımız hazırlık maçından sonra kendilerine çok güveniyorlardı. Birçok Avusturyalı, sonucun daha farklı bir şekilde olmasını bekliyordu. Bugün iki takım da iyi oynadı ve sonuçta Türkiye kazandı. Avusturyalı oyuncular, sonuna kadar savaştı. Christoph Baumgartner’in iyi bir kafa vuruşu yapmasıyla son dakikada beraberlik için umutlandık ama Türkiye’nin kalecisi bunu kurtardı. Avrupa Şampiyonası ölüm grubunu lider olarak kazandığımız için çok mutluyduk. Bu yüzden ‘Türkiye'ye karşı da kazanırız’ diye düşünüyorduk. İşim gereği son birkaç gün içinde birçok Avusturyalıya maçın kimin kazanacağını sordum. Herkes Avusturya’nın kazanacağını söylemişti. Sonuna kadar umutlandık ve heyecanlandık ama Türkiye kazandı. Tebrik ediyorum. Avrupa Şampiyonası'nın geri kalan mücadelesi için en iyi dileklerimle.
THOMAS MUCK (SPORTREPORT.BİZ): “MAÇIN SONUCU AVUSTURYA İÇİN ÇOK ACI OLDU”
Maçtan önce de söylediğim gibi bu bir eleme maçıydı ve o yüzden her şey olabilirdi. Biraz şans ve inanılmaz bir kurtarışla Türkiye maçı kazandı. Maçın sonucu Avusturya Milli Takımı için çok acı oldu. Oyuncularımız, grup aşamasında çok güçlü rakiplere karşı çok etkili oynamışlardı. Tabii ki büyük bir üzüntü var çünkü turnuvada daha da ilerlemeyi umuyorlardı. Maçın sonucu benim için sürpriz değildi. Avusturya Milli Takımı, yeterince etkili oynayamadı. Takımdaki oyuncular, Türkiye’nin hafife alınmayacak bir takım olduğunu biliyordu. Teknik direktör Ralf Rangnick, zaten oyuncularının maçı hafife almalarına izin vermedi.
EURO 2024 grup aşamasını 6 puanla 2.sırada tamamlayan A Milli Futbol Takımı, son 16 turunda D Grubu’nu Hollanda ve Fransa’nın önünde lider olarak bitiren Avusturya ile karşılaşacak. Salı günü Leipzig Stadı'nda oynanacak mücadeleye odaklanan ay-yıldızlılar, zorlu rakibini eleyerek bir üst tura çıkma peşinde olacak. Beşiktaş formasıyla Süper Lig’de bir dönem şampiyonluklar kazanan eski futbolcu Veli Kavlak, çeyrek finale çıkma yarışı öncesinde her iki ekiple ilgili düşüncelerini aktardı.
TÜRK ASILLI AVUSTURYALI ESKİ YILDIZ VELİ KAVLAK’IN AÇIKLAMALARI ŞÖYLE:
“AVUSTURYA, ÖLÜM GRUBUNDAN LİDER OLARAK ÇIKMAYI BAŞARDI”
Avusturya, çok zor bir gruptan lider olarak çıkmayı başardı. Şu an Avusturya’da inanılmaz bir coşku var. Taraftarlar, teknik direktör Ralf Rangnick’i bağrına basmış durumda. Hiç kimse böyle bir sonuç beklemiyordu, hepimiz şaşırdık. Bu başarıyla beraber diğer rakiplerine gözdağı vermiş gibi oldular. Ralf Rangnick, takım yönetme anlamında üst seviye bir isim. Kadroyu oynamak istediği sisteme göre seçiyor. Ne istediğini bilen bir hoca. Ayrıca ekibiyle de güzel bir uyum içinde çalışıyor. Sonuç olarak Avusturya, ‘ölüm grubu’ dediğimiz grupta lider olarak çıkmayı başardı.
“OYUNCULAR ÇOK FORMDA, TÜRKİYE’NİN İŞİ KOLAY OLMAYACAK”
Marko Arnautovic, hücum bölgesinde çok büyük bir silah. Hemen arkasında oynayan Christoph Baumgartner de etkili bir isim. Aynı zamanda koşularıyla çok ön plana çıkan bir futbolcu. Son maçta Hollanda’ya gol atan Marcel Sabitzer de iyi bir oyuncu. Yani Avusturya, büyük liglerde oynayan çok kaliteli ayaklara sahip bir takım. Kadrodaki oyuncuların hepsi de çok formda. Avusturya karşısında Türkiye’nin işi kolay olmayacak.
“VİNCENZO MONTELLA, EN BÜYÜK SINAVINA ÇIKIYOR”
Türkiye’nin elemelerde ve grup maçlarında aldığı sonuçlar teknik direktör Vincenzo Montella için de çok büyük bir başarı. 3 maçta toplanan 6 puan var. Montella, zaman zaman çok eleştirilmişti. Çok iyi başlamasına rağmen skorlar gelmeyince doğal olarak eleştirilerin hedefi oldu. Montella için Türkiye ile en büyük sınavına çıkıyor diyebiliriz. Onun için de çok önemli bir maç olduğu aşikâr.