Milli Eğitim'in kuşçu Hilmi'si

Güncelleme Tarihi:

Milli Eğitimin kuşçu Hilmisi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2017 00:38

MEB Müsteşar Yardımcısı Mustafa Hilmi Çolakoğlu, Ankara’daki makam odasında papağandan hünkari güvercinine, kanaryadan dokumacı kuşuna kadar farklı türlerden 20 kuş besliyor. Çolakoğlu, “Kuş sesleri ortamı yumuşatıyor. Gelen konuklar seslerden konuşamıyoruz diye hemen konuyu anlatıyor, ziyareti erken bitiriyor. Bu da işte verimliliği arttırıyor” dedi.

Haberin Devamı

MİLLİ Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Hilmi Çolakoğlu, bakanlığın Beşevler Yerleşkesi’ndeki makam odasında 20, bahçesinde ise 30 olmak üzere 50 kuş besliyor. Bunlar arasında paçalı tavuk, Denizli horozu, Hünkari güvercini, angut, ördek, keklik, bıldırcın, papağan, dokumacı kuşu, kanarya gibi türler de var. Hayvanların bakımı için kendi cebinden aylık ortalama 400 lira harcadığını belirten Çolakoğlu, kuşlara ilgisinin çocukluktan kalma olduğunu söylüyor. Çolakoğlu, 40 - 50 yıl önce Ankara’nın mahallelerinde ipek böcekçiliği yapıldığını anlatarak, “Onlarla iç içe büyüdük” diyor. Yaklaşık 1.5 yıldır bakanlıktaki ofisinde kuş besleyen Müsteşar Yardımcısı, şunları söylüyor:

Milli Eğitimin kuşçu Hilmisi

GÜNDÜZ DOLAŞIYOR, AKŞAM GELİYOR

“Kuşlar, gelen ziyaretçilerin çok ilgisini çekiyor. Bazı konuklarla takas da yapıyoruz, isteyen istediği kuşu alabiliyor veya bize başka birini gönderebiliyor. Karşılığında bir ücret istenmiyor. Tüm masrafları ben karşılıyorum. Kuşların bakımına iki personel yardımcı oluyor. Bu hobiye kanaryayla başladım sonra diğerleri geldi. Makam odasında papağan, kanarya, saka kuşu, cennet sultan, Hint bülbülü, güvercin türlerinde 20 kuş var.
Kafesler yaptık. Onlar da alıştı. Örneğin, Sultan papağanı odada geziyor, dışarıya çıkmıyor. Güvercinler ise gün içinde Ankara’yı dolaşıp tekrar geri dönüyorlar. Ziyaretime gelenlerden kuş getirenler de var. Bu durumdan misafirler de mutlu. Çünkü resmi bir ortamda bir anda duyulan kuş sesleri ortamı yumuşatıyor. Ayrıca kuşlar benim dışımda odaya tanımadıkları biri geldiğinde ötüyorlar, ses çıkarıyorlar. Böyle olunca gelen konuk, ‘Kuşların gürültüsünden konuşamıyoruz. Ben hemen söyleyeceğimi söyleyeyim’ diyerek konuya giriş yapıyor. Bu durum da işte verimi arttırıyor.

İNGİLİZ HEYETİ ANGUTLARI GÖRÜNCE ŞAŞIRDI
Bir öğrenci velisi ziyaretime geldi, kuşları görünce ‘Ben size bir çift angut getireyim’ dedi. Göl kenarında bazı yumurtalar bulmuş, tavuğun altına koymuş, angutlar çıkmış. Angutlar ‘Peygamber tavuğu’ diye de biliniyor, tek eşliler ve sürekli eşleriyle birlikte geziyorlar. Başka bir angutla kesinlikle eşleşmiyor. Bir gün İngiltere’den bir heyet geldi, angutlar da kar yağışı nedeniyle odamdaydı. Heyet angutları görünce şaşırdı. Burada ne işleri var diye sordular, dedim bunlar danışmanlarım.”


Müsteşarlığın bahçesinde ise Çolakoğlu’nun hazırlattığı ördek, angut, horoz, tavuk kümesi bulunuyor. Çolakoğlu, “Tavukların organik yumurtalarını gelen ziyaretçilerin çocuklarına veriyoruz veya yakınımızdaki çocuk yuvasına gönderiyoruz. Ayrıca amatör kuluçka makinemiz var, civcivleri büyütüp isteyen okullara vereceğiz” diyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!