Merak etmek üzerine!

BUNDAN birkaç yıl önceydi. ATV’de izledik. Savaş Ay bir televizyon çekimi için Melih Gökçek’in evinde. Evin her tarafını geziyorlar, söyleşi yapıyorlar.

Birlikte mutfağa girdiler. Mutfakta görkemli bir buzdolabı. Savaş kendisine "Açalım bakalım şu buzdolabını, içinde neler var" dedi. Melih Gökçek buzdolabının önüne geçti, "Açtırmam, açtırmam" diyor. Savaş ısrar ediyor, Melih Gökçek bir türlü izin vermiyor. Gövdesini siper etmiş duruyor.

O buzdolabı açılmadı. İçinde neler vardı? Tıkabasa yiyecek mi doluydu? Ya da içki mi vardı?

Bilmiyorum.

O gün evindeki buzdolabını merak eden gazeteciye açtırmayan ve içinde ne olduğunun bilinmesini istemeyen şahıs, şimdi elálemin uçuk, abartılı banka hesapları elinde, abartılı, saçma sapan rakamları gündeme getirip hesap sormaya yelteniyor!

Elbette başkaları da onun ve ailesinin servetini çok merak ediyor. Halk arasında -doğru veya yanlış- bir sürü söylenti dolaşıyor.

Bir sürü ihale veren, trilyonlarla oynayan her belediye başkanı, servetinin tamamını olduğu gibi kamuoyuna açıklamakla yükümlüdür.

Geçmiş yıllarda yumurta ticareti yaptığı günlerde neyi vardı? Belediyeye seçildiği 1994 yılında neyi vardı, şimdi neye sahip?

Bu servet nereden geliyor? Bu paraları nasıl edindi? Anasından babasından mı kaldı? Piyangodan mı çıktı?

Bu işler buzdolabını açtırmamaya benzemez.

Açıklayana kadar peşinde olacağım.

* * *

Bakınız, ben kendimi Maliye Bakanlığı’na dilekçe verip ihbar etmiş adamım... Ve ben bunu birkaç ay önce, AKP iktidarı döneminde yaptım. İhbar dilekçemi Maliye’ye 5 Haziran 2006 günü verdim.

"Neyim varsa inceleyin. Yasa dışı, ahlak dışı bir kuruş gelirim olmuşsa, vergi açısından bir eksiğim varsa hakkımda yasal işlem başlatın"
dedim.

Bunu hele bu dönemde benim gibi birinin yapması, yürek ister.

Maliye’den, Hesap Uzmanları Kurulu Başkanı Mahmut Vural imzasıyla gelen 22 Haziran 2006 tarih ve 259 sayılı yanıtta, "Hakkınızda herhangi bir işlem yapılmasına gerek görülmemiştir" deniliyordu. Bunları burada aynen yazdım.

(Burada bir parantez açayım. Banka hesaplarına girip bire bin katarak yayınlayanlar şimdi Ankara’da Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanıyor.)

Şimdi Gökçek’ten de aynı şeyi bekliyorum. Aynen bu yöntemi uygulasın. Kendisini parasal yönden Maliye Bakanlığı’na ihbar edip incelenmesini istesin. Verdiği ihaleler, yaptığı alımlar, imar planı değişiklikleri yönünden ise İçişleri Bakanlığı’na ihbar etsin... Ve her şeyi ile dört dörtlük incelenip aklansın!

Geçenlerde komşusu Fikri Sağlar’ın, Birgün Gazetesi’ndeki yazısından alıntı yapmıştım: "Belediye araçlarını ve olanaklarını kullanarak evinin bahçesine ağaçlar diktirdi, yüzme havuzu yaptırdı." Bunlara yanıt veremiyor. Bunları da kendisini ihbar mektubunda İçişleri Bakanlığı’na soruversin!

* * *

Bir belediye başkanı düşünün, bugüne kadar gazeteciler başta olmak üzere siyasetçiler, işadamları ve herkes hakkında açtığı davaların sayısı binleri buluyor!

Kendisi hakkında hoşlanmadığı bir yazı yazan, demeç veren, ya da ekranda konuşan herkesi arayıp "Seni dava ediyorum, 100-200-500 milyarlık dava açıyorum" diyor... Ve açıyor!

Bugüne kadar kaç dava açtığını, kaç para kazandığını özenle gizliyor. Dökümünü bir türlü açıklamıyor.

Gazeteciler, siyasetçiler, kendisini eleştirmesi gerekenler yılgın: "Aman boşver, dava yemektense yazmamak, görmemek daha iyidir."

Açık konuşmak gerekirse bu taktiğinde başarılı oldu. Övgü hariç, hakkında ne yazarsanız yazın, hemen davasını açar! Ya da açacağını söyleyip gözdağı verir.

Evinin buzdolabını merak eden Savaş Ay’a açtırmayan, açmaması için buzdolabının önüne gövdesini siper etmeyi başaran şahıs, şimdi başkalarının banka hesaplarını ve servetini merak ediyormuş! Onun buzdolabı, tiksindiklerinin serveti! Acaba kendi bürokratlarının, partili büyüklerinin servetini de merak ediyor mu?

Valla herkes de onunkileri çok merak ediyor. Ama her nedense kendi malvarlığını, servetini özenle gizliyor.

Yumurta ticaretinden bu yana yıllar geçti. 1994’te belediye başkanı oldu, 13 yıldır bu görevde.

Herkes gibi ben de merak ediyorum! Serveti belki de azalmıştır!

Başkalarını merak edeceğine... Ah bir açıklayıverse.

* * *

Emin Çölaşan’ın notu:

Fikirleri, katılmasak bile silahla susturmak mümkün değil. Hrant Dink cinayetini milletçe kınıyoruz.
Yazarın Tüm Yazıları