Güncelleme Tarihi:
Bu konsept değişikliğinin sonucu olarak sivillik vurgusu düzenlenen bütün etkinliklerde ön plana çıktı.
Örneğin Hipodrom alanında yapılan törenlerde geçmişte olduğu gibi tankların, zırhlı araçların geçmesi istenmedi. Yerine Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın Mozart’ın ünlü eseri Türk Marşı’nı çaldığı mini konser gibi detaylar konuldu. Gündüz kutlamalarındaki askeri unsurlar, TSK’nın mehteran bölüğü, piyade tüfeği ile gösteri yapan askerler ve gösteri uçaklarıyla sınırlı kaldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayrıca sivil kutlama konseptine 28 Ekim’de her ilden 10 kişinin katıldığı ‘halkla buluşma’ resepsiyonunu da dahil etti. Hepsi yan yana gelince özellikle ekranlardaki yorumcular kuvvetle ‘sivil cumhuriyet’ vurgusu yaptılar.
29 Ekim gecesi Beştepe Sarayı’nda verilen davetin de bu konsept çerçevesinde ‘sivil’ unsurların ön plana çıkacağı bir toplantı olması hedeflendi. Öyle de oldu. Toplam 2 bin 500 konuk Saray’ın kış bahçesini ve bitişik tören salonunu hıncahınç doldurdu.
Erdoğan çifti konuklarla ilgilenebilmek için kalabalık içinde zorlukla ilerleyebildi. Bu arada, Erdoğan’ın salon içindeki 9 davetliye özel bir ilgi göstermesi dikkatlerden kaçmadı. Bu gruptaki davetliler üniformalıydı ve hepsi orgeneral ya da oramiral unvanına sahipti. Bu durum Cumhurbaşkanı’nın resepsiyona damgasını vuran ‘Cumhuriyet’ filmi topluca izlendiği sırada ve ayrıca konuklara hitaben yaptığı konuşmadan sonra iyice belirginleşti.
Şöyle ki, konuklar film gösteriminden önce perde ve podyumun önünde toplandıklarında en öne mavi bir kordon çekildi ve başta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar olmak üzere orgeneraller eşleriyle birlikte bu kordonun önüne alındı. Bunun sonucu toplam 2 bin 500 kişilik davetli topluluğunun en ön sırası generallere ayrılmış oldu. Ön sırada TSK üst kademesiyle birlikte sivil kesimden yalnızca iki kişi bulundu: Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga. Erdoğan da filmi izlemek üzere en öne gelerek Orgeneral Hulusi Akar’ın yanında filmi izledi.
Atatürk’ün kendi sesiyle hitap ettiği, Adnan Menderes ve Turgut Özal’ın da gözüktüğü bu filmin ardından Erdoğan kürsüye çıkarak davetlilere hitaben kısa bir konuşma yaptı. Gecenin en ilginç anlarından biri Cumhurbaşkanı’nın konuşması bittikten sonra yaşandı. Erdoğan, generalleri de podyuma yanına davet etti. Ardından Erdoğan ve TSK üst kademesi yan yana dizilerek Cumhuriyet’in 92. yıldönümünü alkışlarla kutladılar.
Yaptığı bu jestlerle askerlere çok önem verdiğini, onların kendisi nezdinde özel bir yeri olduğunu hem salondaki konuklara hem de kamuoyuna ve bütün dünyaya göstermiş oldu Cumhurbaşkanı Erdoğan.
Peki Erdoğan’ın bu fotoğrafı vermesinin gerisinde ne var? Bu konuda pek çok analiz işitmek mümkün. Bir yoruma göre, özellikle muhalefetin, toplumun muhalif kesimlerinin Saray’a ambargo uyguladığı, protesto amacıyla buradaki davetlere katılmadığı bir dönemde, Erdoğan askerleri yanına alarak kendi açısından etkili bir yanıt vermiş oluyor. İkincisi, cemaate karşı yürüttüğü kuvvetli mücadelede zaten “doğal müttefiki” olan askerlerle birlikte fotoğraf vererek cemaate karşı bir kararlılık göstermiş oluyor.
Üçüncü bir faktör, Erdoğan ile TSK arasındaki yakın diyaloğun son dönemde konjonktürden kaynaklanan boyutuyla ilgili. Türkiye, güvenlik açısından sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Hem PKK, hem IŞİD ile mücadelede, hem de Suriye ve Irak gibi konularda politikalar belirlenirken TSK karar alma mekanizmalarında yeniden ön plana çıkıyor ve hükümet ile yakın bir çalışma ilişkisi götürüyor. Beştepe’deki bu fotoğraf da Erdoğan ile TSK arasında son dönemde şekillenen bu yakın ilişkinin tezahürü oluyor.
Bazı yorumculara göre, Erdoğan ayrıca Türkiye’nin milli gücünün en önemli bileşkenlerinden biri olarak orduyu görüyor ve bu fotoğrafla aslında özellikle bölgeye karşı Türkiye’nin gücünü göstermiş oluyor.
Tabii Erdoğan’ın jesti, bununla sınırlı kalmadı. Erdoğan önceki akşam ATV’de çıktığı programda cemaati eleştirirken “Daha önce bu yargı bizim silahlı kuvvetlerimizi... İçeri attıkları zaman bunların sesi çıkıyor muydu? Subaylar vesair 300’ü aşkın kişi içeri atıldı. Şimdi iş döndü kendilerine geldi” diyerek askerlere sıcak bir mesaj daha gönderdi.
Fotoğraflar, mesajlar yan yana geldiğinde Türkiye’nin yeni dönemine ilişkin ilginç şifrelerle karşılaşıyoruz. Bu şifrelerin tartışması ayrı bir konu ama objektif bir tespit yaparsak, TSK üst kademesinin Cumhurbaşkanı nezdinde “en ziyade protokole mazhar” kesim kategorisine terfi ettiği ortada.
Komutanlar en önde
MAVİ kordonun önündeki protokol: (Soldan sağa) Eğitim Doktrin Komutanı Orgeneral Kamil Başoğlu, Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Galip Mendi, Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki Çolak, Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Bülent Bostanoğlu, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, Yüksek Askeri Şûra Üyesi Orgeneral Akın Öztürk, Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Orgeneral İhsan Uyar, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Fahri Kasırga.