Anksiyete Bozukluğu

Kaygı vücudumuzun herhangi bir tehlikeye karşı verdiği doğal bir tepkidir. Neredeyse her gün insanlar gün içerisinde kaygılanabilecek olaylarla karşılaşırlar. Örneğin, topluluk önünde konuşma yapma, iş görüşmesine gitme, uçağa binme gibi gündelik yaşadığımız durumlarda insanlar kendilerini gergin ve kaygılı hissedebilir. Bu kaygı verici aktiviteler haricinde geleceğimiz gibi belirsiz olan konularda ise kaygılanmamız çok olağandır.

Haberin Devamı

Anksiyete tanımlanması zor bir kaygı ve korku duygusudur. Günlük yaşamımızda kaygı ve korkuyu çoğu zaman birbiri yerine kullanırız. Kaygı ve korku birbiri ile ilişkili duygulardır. Ancak aralarında anlamsal olarak fark bulunmaktadır. Korku, aniden çıkan gerçek bir tehlikeye karşı vücudumuzun verdiği kaç ya da savaş tepkisidir. Kaygı ise gelecekte ortaya çıkabilecek tehlikelere karşı hem düşüncelerimiz hem de bedenimizdeki değişikliklerdir.

Anksiyete bozukluğu ise kaygı duygusunun tehlikenin var olmadığı durumlarda bile oluşması halidir. Anksiyetenin sıklığı, şiddeti ve süresi herkes için aynı olmamaktadır. Psikolojik rahatsızlıklar arasında sıkça görülen bir hastalık olan anksiyete bozukluğu son derece yorucudur ve hayat kalitesinin düşürmektedir. Anksiyete bozukluğu olan kişiler günlük hayattaki işlevlerini yerine getirmekte zorlanırlar. Çünkü  kaygıyı çok yoğun bir şekilde yaşarlar ve bunu kontrol etmekte güçlük çekerler.

Anksiyete bozukluğunun insanlar üzerinde hem fiziksel hem de duygusal etkileri bulunmaktadır. İnsanlar kendilerini kaygılı hissettikleri zaman çarpıntı, gerginlik, nefes almada güçlük, terleme, baş ağrısı, halsizlik, uykusuzluk gibi fizyolojik belirtiler yaşayabilirler. Ayrıca kendilerini sürekli huzursuz hissetme, endişeli olma, olumsuz düşünceye odaklanma, sinirli olma gibi olumsuzluklar yaşayabilirler.

Yaygın anksiyete bozukluğu, panik atak, agorafobi, toplumsal kaygı bozukluğu, travmatik stres bozukluğu, seçici konuşmazlık (mutizm), ayrılma kaygısı bozukluğu anksiyete bozuklukları arasında yer almaktadır. Bireyin kaygı bozukluğu tanısı alabilmesi için bu durumun hayatını önemli derecede etkilemesi, kişide üzüntüye sebep olması ayrıca herhangi bir ilaca bağlı olmaksızın en az altı ay boyunca görülmesi gerekmektedir.

Anksiyete bozukluğunun tedavisi şiddetine ve türüne göre değişmektedir. Psikoterapi ve ilaç tedavileri anksiyete bozukluğunun tedavisinde kullanılan yöntemlerdir. Ayrıca nefes egzersizleri insanların kaygılarını azaltmada destekleyici bir tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Bireyler çoğu zaman aşırı derecede kaygılandıklarını ve endişelendiklerinin farkındadırlar. Ancak tek başlarına kaygılarını kontrol etmekte ve sakinleşmekte güçlük çekerler. Siz de kaygınızla baş edemediğiniz durumlarda  bir uzmandan destek alabilir, kaygınızla başa çıkmayı öğrenebilirsiniz.

 

Yazarın Tüm Yazıları