Paylaş
- Boşanma davasındaki iddiaları medyadan öğrendiğin doğru mu?
- Evet, gazetelerde okudum... Ben o ifadeleri eşimin basına bilerek sızdırdığını düşündüm önce. Ama sonradan basın mensuplarının adliyeden aldıklarını öğrendiğim. Dün yaptığım açıklamalar da eşimin basına sızdırdığını düşünerek yapılmış açıklamalardı.
- Bu yüzden mi kızgındı açıklamaların biraz...
- Kızgın olsam da ben kocam hakkında kötü tek bir şey söylemem. Çünkü oğlumun babası o... Bu yüzden de gazetelerde yer alan “Bu adam para peşinde” gibi sözler asla ağzımdan çıkmadı. Ben çocuğumun babasına hiçbir zaman ‘bu adam’ diye hitap etmedim, bundan sonra da etmem.
- Ama eşinin boşanma dilekçesindeki iddiaları yenir yutulur gibi değil... Neden bunları söyledi?
- İnan bilmiyorum... Ben de iki gündür aynı soruyu sorup duruyorum kendime... Hırsla yapılmış bir şey olduğunu düşünüyorum.
- Onu bu kadar hırslandıran ne olabilir?
- Ne yaptığını ben de anlamadım. şaşkınlıkla izliyorum...
- Boşanma kararı almış mıydınız?
- Boşanalım diye konuşuyorduk. Ortada daha kesin bir şey yoktu. Anlaşmalı boşanmayı düşünüyorduk. Ama birden bu iddiaları gazetede okudum, şaşırdım.
- Beni aldattı, çocuğuna zaman ayırmıyor iddiaları çok ağır değil mi?
- Beni en fazla kıran “çocuğuna bakmıyor” sözleri oldu. Ben ağır dizi setlerini, ıstanbul dışındaki oyunları bile kabul etmiyorum çocuğuma daha fazla zaman ayırmak için... Bunu söylemesi beni çok yaraladı. Benim için hayattaki en önemli şey oğlum Leo, ona zarar gelecek hiçbir şey yapmam, hiçbir şey söylemem.
- Bu sözlerden sonra her şey eskisi olabilir mi?
- Olması için elimden geleni yapacağım... Ben kocamı hâlâ seviyorum.
- Boşanmak istemiyor musun?
- Kim yuvasının dağılmasını ister? Hele ortada bebeğimiz varken...
- Kocan sana ağır ithamlarda bulunurken, senin “hâlâ seviyorum” demene şaşırdım...
- Ailemi korumaya çalışıyorum, çocuğum zarar görsün istemiyorum...
- Ama bu açıklamalarıyla ailene en çok zararı veren kocan olmadı mı?
- Evet o bunu yaptı. Sadece bana da değil, babam kalp hastası ve ailem de çok üzüldü bu yaşananlara... O yüzden kırgınım zaten.
- Bu ifadeler çıktıktan sonra hiç konuştunuz mu Hayim Bey’le?
- Hayır... Ben konuşamadım.
- Neden bunları söyledin diye sormadın mı?
- Avukatlarımız konuşuyor.
- Senin telefonlarına mı çıkmıyor?
- Öyle bir şey yok... Çok fevri, sinirleri bozuk, sakinleşmesini bekliyoruz.
- Boşanırsanız eğer istediği yüksek tazminat ve nafakaları ödeyecek misin?
- Hiçbir fikrim yok. Davanın nereye gideceği ve nasıl sonuçlanacağını bilmiyorum. Benim tek istediğim bebeğimizin zarar görmemesi...
- Boşanma davasını geri çekebilir mi?
- Bilmiyorum... Görünen o ki bu boşanma kesinlikle olacak. Ben istemesem de... Ben kocamı hâlâ seviyor olsam da...
- Sen çok dikkatli konuşsan da, hâlâ sevdiğini söylesen de ya o sert açıklamalarına devam ederse...
- Ben konuşmam. Sen arkadaşım olduğum için konuştum. Hayatta en istemediğim şey de başıma geldi...
- Boşanma davanın medyaya düşmesi mi?
- Kesinlikle. Daha bir-iki ay önce Burak Hakkı ve Sema şimşek’in boşanma davasında tv’de yorum yaparlarken “Medyada böyle tartışılmasın boşanma davaları, onların çocukları var, o çocuğa yazık” dedim. Korktuğum başıma geldi.
- Bundan sonra ne yapacaksın?
- Hayırlısı neyse o olsun. Bu hayırlı yolda giderken de Allah her iki tarafa da güç versin...
Son nokta
Steven Spielberg’le film meselesine bir açıklık da Yavuz Bingöl getirdi.
İsrail-Filistin meselesini anlatacak ve “şehit” adını taşıyan filmi yönetecek isim Jeremy Podeswa’ymış...
Spielberg yapımcı ya da ortak yapımcı olacak filmde.
Spielberg ve Podeswa daha önce The Pasific’te dahil olmak üzere TV projelerinde çalışmışlardı.
Jeremy Podeswa, “The Pasific” dışında “Dexter”, “Nip Tuck”, “Six Feet Under” gibi önemli dizilerin bazı bölümlerini çekmiş bir isim.
Bugüne kadar da hep TV dizisi yönetmiş. “şehit” ilk uzun metrajlı filmi olacak.
Yavuz Bingöl, “Bu filmle ilgili altı aydır görüşüyoruz, böyle bir konuyu uyduracak değilim herhalde” dedi...
Paylaş