Sanatçı vekiller Meclis’te ne yapar?

Katılıyorum, ben de Hakan Şükür’ün Meclis’teki performansından memnun değilim...
Ama ben Meclis’teki performansla ilgili bir başka noktaya dikkat çekmek istiyorum;
Sanatçı vekillere...
Mesela ben Tolga Çandar’ın CHP’den vekil olarak Meclis’te bulunduğunu ciddi ciddi unutmuştum.
Sabahat Akkiraz geçenlerde sanatçıların sosyal haklarıyla ilgili bir soru önergesi vermese onu da unutmak üzereydik.
Sadece bu dönemin değil, geçmiş dönemlerin sanatçı vekilleri için de aynı şey geçerli...
Ediz Hun, Arif Sağ, rahmetli Osman Yağmurdereli de Meclis sıralarından geçti...
Mesela halen MESAM’da başkanlık için mahkemelik olan Faruk Demir’in 1999’da DSP’den Meclis’e girdiğini hatırlayan var mı?
Hadi bunun üzerine Zülfü Livaneli, Berhan Şimşek, Sırrı Süreyya Önder gibi vekillikleri döneminde medyada daha çok görünen isimleri de
ekleyelim...
Peki son 15 yılda tüm bu sanatçı vekiller, sanat dünyası adına çok önemli sayılabilecek hangi çalışmaya imza attılar Meclis’te?
‘Devrim’ sayılabilecek neyi değiştirdiler, hangi yasayı çıkardılar sanatçılar adına?
Adını andığım isimlerin hepsinin sanatçı kimliklerine ve kişiliklerine saygım sonsuz...
Meclis’te tek başına bir şeyler yapmanın zorluğu da malum...
Ama Meclis’e giriyorlarsa, bizim de onlardan bir şeyler beklemek hakkımız.
Madem bir şey değiştiremeyecekler, öyleyse sanatçılar siyasete atılmadan önce bin kez düşünmeli.
Sadece milletvekili olmanın şehvetine kapılıp Meclis’e girince, benim gibi birileri de çıkıp böyle yazılar yazar işte...

Hasta hakları

Akdeniz Üniversitesi Hastanesi’nin yüz naklini gerçekleştirdiği hastayı istediği gibi kullanma hakkı var mı?
İlk röportajı NTV’ye verdirdi hastane yönetimi.
NTV röportajı bir gün önce yayınlayacağını açıklayınca, hastane apar topar medyanın önüne çıkardı hastayı.
Tamam, doktorlar dünya çapında bir işi gerçekleştirdiler...
Ama unutmasınlar, kendilerine de bir robot yaratmadılar!
İstedikleri kanala çıkaracaklar, istedikleri zaman basın toplantısı yaptıracaklar...
Nereye kadar?
Hasta hakları diye bir şey yok muydu?

Oscar’ın yaşlı ve beyaz jürisine itiraz

Bu pazar yapılacak Oscar Ödülleri Töreni öncesinde tartışmayı Los Angeles Times ateşledi.
Hürriyet’in Roma temsilcisi Reha Erus’un haberine göre üç-beş gün kala “Törene zarar verir miyiz?” diye düşünmedi Los Angeles Times, “Oscar jürisi beyazların, erkeklerin ve yaşlıların tekelinde” diyerek jüriyi bombaladı.
Jürinin yüzde 94’ü beyazlardan oluşuyor...
Yüzde 77’si erkek...
Jürinin yaş ortalaması 62...
Sadece yüzde 14’ü 50 yaşının altında...
Jüride Afrika kökenlilerin oranı yüzde 2...
Latin kökenlilerin oranı ise yüzde 2’ye bile ulaşamıyor...
LA Times bu bilgileri verdikten sonra soruyor;
“Böyle bir jüri, salondaki konukların ve daha önemlisi sinema seyircisinin beğenisini yansıtabilir mi?”
Yanıtı de veriyor: Yansıtamaz!
Hatta gazete bir adım daha öteye gidiyor; böyle ırkçı kokan bir jürinin, “The Help” filmindeki müthiş performansıyla Oscar’a aday olan Afrika kökenli siyah oyuncu Viola Davis’e asla ödül vermeyeceğini söylüyor.
“Artık jüride kan değişimi gerekiyor” diyen gazete Samuel L. Jackson’ın görüşlerine de yer vermiş.
Jackson, “Son yıllarda tek tük Afro-Amerikalı oyunculara lütfen ödül veriliyor. Yetmez.
Asıl istediğimiz, bir gün Oscar Ödülleri Töreni’ni bizden biri, yani bir siyah oyuncunun sunmasıdır.
Bu tabuları artık mutlaka yıkmak gerekir” diyor. Yıllardır Oscar törenlerinde en ince ayrıntıları bize aktaran Reha Erus’a göre  Oscar bu tartışmalar eşliğinde pazar günkü törene hazırlanıyor.

Tamamen doğru

Closer oyununun striptiz sahneleri yüzünden Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde sahnelenemediğini yazmıştım...
Hıncal Uluç, “Eğer bu doğruysa” diyerek KTÜ’yü eleştirdi.
Doğru olmasa yazmam Hıncal Abi...
Ama haklısın, o kadar inanılamayacak bir haber ki, insan şüpheyle yaklaşıyor.
KTÜ yönetimi oyuna izin veremeyeceklerini sözlü olarak organizatörlere iletti.
Organizatörler yazılı istediler bunu... Organizatörlere karşı da, medyaya karşı da hiçbir yanıt vermiyor KTÜ yönetimi...