2000’li yıllar boyunca dizi oyuncuları şarkıcıların altındaki halıyı fena halde çekti, müzik sektörü star şarkıcı çıkarmakta ne kadar zorlanıyorsa dizi sektörü star oyuncu çıkarmakta o kadar rahat...
Popülerlik endeksinde şarkıcılar, dizi oyuncularıyla yarışamıyor artık... Eskiden ‘teenager’lar şarkıcıların peşinden koşardı, duvarlarını onların posterleri süslerdi. Şimdi iş tersine döndü, herkes dizi oyuncularının hayranı. Son 10 yılda yıldızı parlamış erkek şarkıcıların isimlerini alt alta yazın; bir de karşısına Kenan İmirzalıoğlu ve Kıvanç Tatlıtuğ isimlerini koyun... Terazinin hangi kefesi çığlık attırır?.. Sadece Kenan’la Kıvanç değil, seyirciyi pop starlardan daha çok heyacanlandıran onlarca erkek oyuncu var; Nejat İşler, Engin Altan Düzyatan, Orhan Kılıç, Mehmet Akif Alakurt, Murat Yıldırım, Mehmet Günsur, Barış Falay, Erkan Petekkaya, saymakla bitmez... Kadınlarda da durum farklı değil. Tuba Büyüküstün’ün Beren Saat’in hayranları son 10 yılda çıkmış pek çok kadın popçunun hayranından fazla. Ahu Türkpençe, Fahriye Evcen, Sedef Avcı, Berrak Tüzünataç, Melis Birkan, Sinem Kobal, Bade İşçil, Songül Öden, Cansu Dere ve pek çok genç kadın oyuncunun enerjisi pop starların yarattığı boşluğu dolduracak düzeyde... Bu saydığım ve sayamadığım isimlerin neredeyse tamamı son 10 yılda dizi sektörüyle hayatımıza girdi. Bazılarının şöhreti Türkiye sınırlarını aşıp Ortadoğu’ya, Balkanlar’a Asya’ya uzandı. Yakın zaman kadar en beğendiğiniz oyuncu sorusuna hala “Kadir İnanır-Tarık Akan” yanıtı verilirdi, bir de çıkın şimdi sorun bakalım... Türkiye’nin genç kuşak oyuncuları müthiş bir iş yaptı. Son 10 yılda star çıkarmakta zorlanan müzik sektörü ise oturup nerede hata yaptığını düşünmeli.
Ters köşe
Dün medyadaki arkadaşlara ne dedim; Bir kişinin beyanına dayanarak Angelina Jolie-Brad Pitt’in Bodrum’da tatil yaptığını nasıl haber yaparsınız... Ortada ne fotoğraf var ne de çifti gören bir muhabir... Bu durum hiç inandırıcı gelmemişti bana. İşte bugün ortaya çıktı. Bodrum’a gelen Brad Pitt-Angelina Jolie falan değil. Büyük bir teknede Brad Pitt’i andıran bir yabancı var sadece. Buradan hereketle kulaktan kulağa “Bodrum’a gelmişler” haberi yayılıyor, ‘belki gelmişlerdir aman atlamış olmayalım’ diyerek bütün gazeteler de bu yanlış haberi yapıyor. Şimdi kimse çıkıp hata yaptık demeyeceği için bütün Türk medyası adına okurlardan özür dileyen ben olayım bari... Bu olay başta güneydeki paparazzi arkadaşların olmak üzere hepimizin kulağına küpe olmalı.
Cape Town’da Ömer Üründül’ün masasında kimler vardı?..
Paraya ihtiyacı olmayan Ömer Üründül’ün çalıştığı kurumlardan maaş almadığını, sadece maçlara akreditasyon talep ettiğini, gittiği yerlerde otel, yemek, yol masraflarını kendi karşıladığını ve sırf bu yüzden ‘masrafsız’ olduğu için TRT tarafından tercih edildiğini yazmıştım geçen gün... Daha ötesini yazmak istemedim. Belki yarı final maçlarında görev almaz, gündemimizden çıkar diye... Ama çıkmadı... Madem yorumculuk yapmaya devam ediyor öyleyse bizim de yazmaya hakkımız var. TRT’nin Ömer Üründül’ü tercih etmesinin bir sebebi ‘masrafsız’ olmasıysa, diğer sebebi de cömertliğidir. Yurt dışı gezilerinde en iyi restoranlarda yemek yer, en iyi şarapları içer, en iyi yerlere gider... Yanında da beraber çalıştığı kurumun elemanlarını götürür. Birlikte yerler, içerler, eğlenirler, Allahı var son derece eli açıktır bütün hesabı da Ömer Üründül öder. Şimdi söyleyin bana; TRT çalışanları Güney Afrika’ya yanlarında bütün güzellikleri kendilerine yaşatacak Ömer Üründül’ü mü götürmek ister, yoksa ‘çulsuz’ genç bir yorumcuyu... Merak ediyorum; Acaba Uruguay-Hollanda maçı bittikten sonra Cape Town’da Ömer Üründül’ün masasında kimler vardı?.. Stada yakın Waterfront’ta limanda mı akşam yemeği yendi, yoksa Camps Bay’e geçilip şık bir restoran mı tercih edildi?.. Franschhoek şaraplarıyla mı yorgunluk atıldı, Stellenbosch üzümleri mi tercih edildi?.. Partneri Erdoğan Arıkan dışında masada kimler vardı; TRT’nin spor müdürleri, yöneticiler, editörler, kimler?.. Hesabı kimin ödediğini sormuyorum bile... Sadece TRT spor servisinin bitmeyen Ömer Üründül sevdasını anlatmaya çalışıyorum.
Dikiş tutmaz
Dün Kelebek’te “Programı yayından kalktı” dedik ya, Demet Akalın Twitter’dan yalanlamış. Olayı anlatayım da kararı siz verin... Bizim tv sayfasını yapan arkadaşlarımız yayın akışında Demet’in programını göremeyince Show TV’nin basın bürosunu arıyorlar. “Hayır devem ediyor” yanıtını alınca “Ama yayın akışında gözükmüyor” diyorlar. Basın bürosundaki görevli de “Öyleyse bir yönetime sorayım” yanıtını veriyor. Sorduktan sonra da “Doğru, yayından kaldırılmış” yanıtını veriyor bizim arkadaşlara. Biz de bunu manşet yaptık, Demet de “hayır programım devam ediyor” diye yalanladı... Bunun üzerine dün bir gelişme oldu, Show TV programı haftada bire indirdi. Demet’cim programını hiç izlemedim ama 5 günden bir güne inen program için tv sektöründe ne dendiğini bilirim; Dikiş tutmaz... yani eli kulağında, bizim manşet doğru çıkar...