Güncelleme Tarihi:
FOTOĞRAFLARLA İBRAHİM ÇELİKKOL fotogaleri
Maço bir görüntünüz var. Öyle misiniz?
- Değilim. Kadınların kendi isteklerini ve kararlarını söylemekten çekinmediği bir ailede büyüdüm. Bu yüzden maço olmam pek mümkün değil ama ilişkilerde kontrolden çok güvene inanırım. Yine de bu, sevgilimi ihtiyaç duyduğunda koruyup sahiplenmeyeceğim anlamına gelmez tabii.
Belki de canlandırdığınız karakterlerden dolayı böyle bir imaj çiziyorsunuz. Asabi misinizdir?
- Oynadığım roller hep biraz asi, öfkeli karakterler oldu; öyle denk geldi. Özel hayatımda tam tersi duygusal bir insanımdır ama haklı öfkenin gerekliliğine inanırım.
Aynaya baktığınızda aklınızdan ilk ne geçiyor?
- Hiç fena değil! İnsanın kendisiyle barışık olması motive ediyor. Kendime hayatımın her döneminde dikkat etmeye çalıştım ve çalışıyorum. Aynaya baktığımda iyi hissetmek beni pozitif etkiliyor.
Sizi bıyıksız görebilecek miyiz?
- Bu halimle paralel bir rol çizmiyorsam ve kendim de istiyorsam bir gün görebilirsiniz.
AŞKTA RİSK ALMAYI BİLMEK GEREKİYOR
“Cemil” kötü bir karakter olsa da, arkadaşlarının yeri ve sevdiği kadın onun için çok önemli. Bu rolü kabul etmenizi sağlayan ne oldu?
- Evet, “Cemil” kötü bir karakter gibi gözükebilir ama içinde kırılgan bir taraf var. Aşık olmayı bilen, bu uğurda fedakarlık yapmaktan kaçınmayan biri. Öfkesine ve ihtiraslarına yenildiği doğru ama aşkın peşinden gitmekten de korkmuyor. Bence aşkta risk almayı bilmek gerekiyor. Onu her şeye rağmen sevilebilir kılan da bu. Ben de kendi içindeki karmaşası yüzünden seçtim bu rolü.
14 Şubat’ta doğmanızla ilgili Ekşi Sözlük’te “ironik” tanımlaması yapılmış. Çünkü bu bıçkın delikanlının pek çok kadının sevgilisi olduğu söyleniyor. Siz ne diyorsunuz?
- Bu kaderin espri anlayışı bence! Bir aşk adamı için 14 Şubat uygun bir doğum günü. Benim hep uzun soluklu ilişkilerim oldu. Doğum günlerimi ve Sevgililer Günü’nü her zaman sevdiğim kadınla kutladım.
Kadınlar size çok ilgi gösteriyor mu?
- Sadece kadınların değil, herkesin ilgisiyle karşılaşıyorum. Bu müthiş bir enerji akışı ve işimizin en güzel yanlarından biri. Sevilmekten daha fazla ne motive edebilir ki insanı?
Basketbol oynadığınız yıllarda da böylesine popüler miydiniz?
- Sporla uğraştığınız zaman, hele de başarılıysanız kendiliğinden ilgi çekiyorsunuz. Sokakta yürürken tanınmak gibi değil ama ailem, arkadaşlarım hep desteklediler beni o yıllarda.
İÇTEN, NEŞELİ, ÖZGÜVENLİ KADINLAR İLGİMİ ÇEKER
Boş zamanlarınızda ne yaparsınız? Çok spor yapıyor gibisiniz...
- Hayatımın her döneminde spor vardı. Şimdi de sporun birçok dalıyla uğraşıyorum. Basketbol dışında yüzüyorum, tenis oynuyorum, kick boks yapıyorum, dalıyorum. Çok fazla boş zamanım yok. Dolayısıyla sevdiğim insanlarla zaman geçirmeye çalışıyorum.
Spor yapmayan, fit olmayan bir kadınla birlikte olabilir misiniz?
- Bu tip keskin kriterlerim hiçbir zaman olmadı. Mevzu aşk ise her şey başınıza gelebiliyor. Ayrıca hayat sadece iyi görünmek değil, aşk da aynı şekilde.
Sizce uzun bir ilişkinin sırrı nedir?
- Birbirine saygı ve güven çok önemli. Her iki taraf da kendi hayatları olduğunu unutmamalı. Birbirini olduğu gibi kabul etmek, her şeyi akışına bırakmak gerekr. Beraberken mutluysam, uzaktayken özlüyorsam, o ilişki emek vermeye değer demektir benim için.
Bir kadında ilk olarak ne ilginizi çeker?
- İçten, neşeli, kendine güvenen bir kadın her zaman ilgimi çeker. Konuştuğumda aldığım ilk elektrik, gözlerindeki parıltı ve beni heyecanlandırması çok önemli.
YALANI ASLA KABULLENEMEM
Hayalinizdeki rol?
- Hangisini söyleyeyim? Engelli insanların yaşadıkları zorluklar beni çok etkiliyor. Yağmur Adam (Dustin Hoffman) gibi bir rolün altından kalkabilmeyi isterim.
Hayran olduğunuz oyuncu?
- Türk sinemasını seviyorum. Kemal Sunal, Şener Şen, Kadir İnanır; yabancılardan ise Jack Nicholson, Robert De Niro, Cate Blanchett.
Bir kadın ne yaparsa cinleriniz tepenize çıkar?
- Yalanı kabullenemem. Yalan olmazsa, her şey yolunda gider diye düşünüyorum.
Gece hayatını seviyor musunuz?
- Gece hayatını çok sevdiğim dönemlerim oldu. Ama olgunlaştıkça, bütün gece dışarıda olmaktansa sevgilimle ya da arkadaşlarımla güzel bir yemek yemeyi tercih eder oldum.
“FETİH”İN ÇEKİMLERİNDE KENDİMİ ÇOK GELİŞTİRDİM
“Ulubatlı Hasan” rolünü almanızda fiziğinizin etkisi oldu mu sizce?
- Bu rol hem oyunculuk kapasitesi hem de fizik gücü gerektiriyordu. Oyunculuğa çok yeni başladığım dönemde role kabul edildim. Üç sene süren çekimlerde kendimi çok geliştirdim. Geçtiğimiz günlerde Sadri Alışık Ödülleri’nde “Fetih 1453”teki performansımla “Ekrem Bora Umut Veren Oyuncu Ödülü”nü aldım. Yolun çok başında biri olarak böyle büyük iki isimle anılmak büyük gurur. Omuzlarıma daha çok sorumluluk yüklendi.