Rolün Cem’den bana gelmesi endişe verdi

Güncelleme Tarihi:

Rolün Cem’den bana gelmesi endişe verdi
Oluşturulma Tarihi: Aralık 07, 2011 00:00

Yüksel Aksu’nun “Entelkoy Efeköy’e Karşı” filminin başrolünde şahin Irmak’ı izliyoruz. Filmde köy muhtarı Ali’yi canlandıran ve rolüne hazırlanmak için iki ay köylülerle birlikte yaşayan Irmak, bu tecrübenin kendisine yeni ufuklar açtığı görüşünde.

Haberin Devamı

Yüksel Aksu sana ilk teklif yaptığında neredeydin, hatırlıyor musun?
- Evde uyuyordum. Yüksel önce özellikle okutmadı filmin senaryosunu. Konuyu anlatıp merak etmemi sağladı. Senaryoyu okuyunca bu sefer ben ısrarcı olmaya başladım.

Başrol için aslında Cem Yılmaz düşünülüyormuş. Önce ona teklif edilen bir rolün sonradan sana gelmesi gerginlik yarattı mı?
- Açıkçası evet. Cem Yılmaz’a teklif edilmiş bir rolün altından kalkmak biraz endişe vericiydi. Acaba o oynasaydı nasıl olurdu diye düşünmedim değil. Ama Yüksel Aksu filme ve karaktere çok hakim olduğu için içim rahatladı açıkçası.

ŞAHİN IRMAK PATLAYACAK!

Yüksel Aksu, “Bu filmle şahin Irmak patlayacak, çok iyi bir yere gelecek” dedi. Ben de filmi izlemiş biri olarak katılıyorum ona. Nasıl girdin o rolün içine? şahin Irmak bir muhtar, hem de Egeli, Ege şivesiyle konuşuyor... Üstelik karşısında birçok amatör oyuncu var...
- Filmin konseptinden bahsedilirken endişe duymadığımı söyleyemem. Her oyuncu karşısında paslaşabileceği iyi rol arkadaşları ister sonuçta... O endişe verici bir durumdu... Bir de sorumluluğu fazla bir roldü muhtar Ali... Acaba nasıl olacak, paslaşabilecek miyiz, oyun verebilecekler mi ya da oyunumu bozacaklar mı diye ilk başlarda endişe ettim. Ama ilk sahneyi çektikten sonra baktım ki bana çok farklı bir ufuk açacaklar... Hakikaten de öyle oldu. Çok süprizleri oldu oynarken bana, bunlar çekimi çok keyifli bir hale getirdi.

Peki ya hazırlık süreci?
- Şunun senaryosunu birkaç kez okuyayım da oraya gidip filmi çekelim diyebileceğim bir iş değildi. Biraz fazla mesai harcamak gerekiyordu. Beş ay kadar burada bir ön hazırlığı yapıldı. Ben de köyde iki ay kaldım.

Nasıl geçti o iki ay, neler yaptın köyde?
- Muhtarla tanıştım, köylülerle vakit geçirdim. Ne yiyip ne içerler, birbirlerine nasıl şaka yaparlar, nasıl kızarlar, traktörü nasıl kullanırlar, inceledim. Önemli bir gözlemdi benim için ve sanırım o süreç gayet verimli geçti.

MEVLÜT SAHNESİNDE ÇOK EĞLENDİM

Şahin Irmak, gerçek hayatında Entelköylü mü yoksa Efeköylü mü?
- Aslında tam olarak ikisi de değil. Ama ikisinden de birazcık... ışte Türk olduğu için Muhtar Ali’yim... Ama diğer yanda enteller kadar olmasa da aktivist yanı olan biri denilebilir benim için.

En çok eğlendiğiniz sahne hangisiydi?
- Mevlüt sahnesinde çok eğlendim. Bir de konser sahnesinde. Mevlüt sahnesi matematiği çok iyi kurulmuş, mizahı da yerli yerinde bir sahneydi. Bulutsuzluk Özlemi de çocukluğumdan beri hep takip ettiğim bir gruptu. Nejat abiyle (Yavaşoğulları) oynamak benim için bambaşka bir deneyim oldu. Nevi şahsına münhasır, dünya taltısı bir adam Nejat abi, onun filme katkısı gerçekten şahane oldu.

ARTIK MASAMA  HIYAR GÖNDERMEYİN

Peki Hıyarlı Baba, Muhtar Ali ile karşılaşsa ne olurdu sence?
- Bazı benzer özellikler barındırsalar da birbirinden ayrılar. Hıyarlı Baba her şeyi açıkça söyleyen bir adam, Muhtar Ali öyle değil. Çünkü onun sorumlulukları var. Herhalde Hıyarlı Baba saçma bir yere götürebilirdi ikisinin ilişkisini.

Hâlâ yolda Hıyarlı Baba ile ilgili espriler yapılıyor mu sana?
- Geliyor. Yeri gelmişken buradan söyleyeyim; gittiğim restoranlarda masama hıyar gönderilmesinden de gına geldi. Yani yemek söylüyorum, bir şekilde salatalık gönderiyorlar “yan masa gönderdi” diye.

OTOBÜSE BİNEMEDİĞİM İÇİN ÜZÜLÜYORUM

Şöhret ne getirdi hayatına gerçekten? Artıları, eksileri neler oldu?
- Çok insan tanıdım tanımaya devam ediyorum, çok iyi dostlarım oldu, birçok şey öğrendim. Fakat öte yandan özgürlüğümü yitirdim diye düşünüyorum.

Ne yapamıyorsun mesela?
- Otobüse binemiyorum. Ben otobüsle seyahat yapmayı çok seven biriyim. Mesela otobüste kulaklığımı takıp müzik dinleyemiyorum, kitap okumak için çok fırsat verilmiyor. Ya da ne bileyim uyumam için çok fırsat verilmiyor. Bir yere gittiğimde çok özgür hissedemiyorum kendimi. Sürekli lafıma, hareketlerime dikkat etmem gerekiyor hissi oluşuyor.

Gözetleniyormuşsun gibi oluyor yani?
- Evet.

Haberin Devamı

DONDURMAM GAYMAK GECELERİ YAPARDIK

Yüksel Aksu’nun önceki filmi “Dondurmam Gaymak”ı izlemiş miydin?
- ızledim... Çokça izledim hem de... Bu proje gündeme gelmeden önce de izleyip çok güldüğüm bir filmdi o. Herhalde yedi sekiz kez izlemişimdir. “Dondurmam Gaymak” geceleri yapardık arkadaşlarla hatta... Açardık filmi, durdurup durdurup güler, izlerdik.

Haberin Devamı

                                                                  

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!