Güncelleme Tarihi:
Nasıl başladı
Projenin startı, İpek Sorak’ın, eşi Ömer Faruk Sorak’la tanışmalarındaki kimi tesadüflerden yola çıkarak tasarladığı öyküyü, senaryo yazarı Nuran Evren Şit’le paylaşmasıyla, Mart 2009’da verildi. Pek çok projedeki uygulamanın aksine, henüz senaryo yazım aşamasındayken filmin başrol oyuncularının Belçim Bilgin ve Mehmet Günsür olması netlik kazandı. Böylece onların hayatlarından anılara senaryoda yer verildiği gibi, yazım aşamasında hikayedeki karakterlere de Belçim Bilgin ve Mehmet Günsür’le örtüşen düzenlemeler yapıldı.
Mehmet Turgut’tan esinlendiler
Herkesin hayatında örneklerini yaşadığı tesadüfler ve teğet geçişlerin öyküsü oluşturulurken, karakterler de gerçek insanlardan esinlenerek yaratıldı. Filmde babasının mesleğini devam ettiren fotoğrafçı Özgür karakteri de, ünlü fotoğrafçı Mehmet Turgut’tan esinlenerek tasarlandı.
Mehmet Turgut projede yer alan konsept fotoğrafları çektiği gibi, yapım sürecinde de fotoğraf danışmanı olarak ekibi yalnız bırakmadı. Mehmet Günsür de rolüne hazırlanırken, gerçek bir fotoğrafçının hayatını Mehmet Turgut’la çalışarak ve fotoğraf çekimlerine katılarak gözlemledi. Hikayedeki tıbbi konularda danışmanlığı ise Prof. Dr. Cem Yorgancıoğlu yaptı.
Hem senaryodaki tıbbi süreç, hem de doktor diyalogları konusunda ekibe destek veren Yorgancıoğlu, yönetmen Ömer Faruk Sorak’ın ricasını kırmayarak çekimlerde de doktor rolünü üstlendi.
Ön hazırlık süresince, sanat ekibinin yoğun çalışmasına paralel olarak süren bir diğer önemli çalışma da, oyuncuların dönem yıllarına göre yaşlandırma ve gençleştirmesi için yapılan hazırlıklardı.
Altan Erkekli, Ayda Aksel, Şebnem Dönmez ve Hüseyin Avni Danyal, Paşa Fatih Tınmaz’ın tasarladığı peruklar ve Neriman Eröz’ün uyguladığı plastik makyajla 30, 40, 50 ve 60 yaşlarında geçen sahnelerde rol aldı.
Tesadüfler sette
Belçim Bilgin Erdoğan, filmde tesadüfen çocukluk sahnelerinin kendi doğup büyüdüğü evde çekildiğini söyledi.
TNK ile aynı sahnede
Filmin müzikli sahnelerinde TNK grubu Mehmet Günsür’le sahneyi paylaştı. Mehmet Günsür ve Caner Karamukluoğlu’nun yorumuyla “Bir Eylül Akşamı”nın yanı sıra, Müslüm Gürses’ten “Aşk Tesadüfleri Sever”, Demir Demirkan’dan “Zaferlerim”, Şebnem Ferah’tan “ Hoşçakal”, Redd’den “Nefes Bile Almadan”, MFÖ’den “Ele Güne Karşı”, Bülent Ortaçgil’den “Değirmenler”, Pentagram’dan “Bir” de filmin sound track’inde yerini aldı. 2 aylık bir çalışmayla Ozan Çolakoğlu’nun hazırladığı film müzikleri ise Prag Senfoni orkestrası tarafından çalındı.
Filmin özeti: Var olmak tesadüf değilse aşk tesadüf olabilir mi?
Yıl 1977, Ankara’ da bir Eylül sabahı… Hamile karısı Neriman’ı hastaneye yetiştirmeye çalışan Yılmaz Bey’ in kullandığı araba, Ömer Bey’ in arabasına çarpar. Bu çarpışma Ömer Bey’ in arka koltukta oturan hamile karısı İnci’nin erken doğum yapmasına neden olur. Iki bebek aynı gün dünyaya gelirler. İlk kez birbirlerini görür gözleri…
Bu kaza Özgür ve Deniz’ i bir araya getiren tesadüflerin başlangıcı olur. Bundan sonra yolları, çocukluk yılları ve ilk gençlik yılları boyunca Ankara’ da birkaç kez daha kesişir. Her kesişme onların hayatında büyük değişikliklere sebep olur. Birbirlerinin çocukluk aşkı olurlar, ya da ilk kalp kırıklığı…
Ama onun da ötesinde, her temasları hayatlarının rotasını değiştirir. Sadece onların değil, ailelerinin de... Bazen felaketlere, bazen mucizelere neden olurlar birbirlerinin hayatlarında. Ancak hiçbir zaman bir arada olamazlar.
Onları bir araya getiren şey her neyse, aralarına şeffaf bir duvar örmeyi de başarır her seferinde. Ta ki 25 sene sonra, İstanbul’da yolları kesişene kadar...