Güncelleme Tarihi:
"Yelpaze" adlı albümünde ilk kez R&B tarzını deneyen Emrah, yeni tarzı için vücudundaki tüyleri aldırdı. Ünlü şarkıcı, "Kim ne derse desin umurumda değil. Ben o tüyler olmadığı zaman kendimi daha iyi hissediyorum" dedi.
Daha iyi hissediyorum
1984'te Küçük Emrah olarak müzik hayatına giren Emrah, 20 albümden sonra imaj değiştirdi. Arabesk-R&B türündeki "Yelpaze" adlı albümün fotoğraf çekimleri için vücudundaki tüyleri aldıran Emrah, "Bu fotoğrafları çektirirken hoş, estetik bir görüntü olmasına özen gösterdim. Kim ne derse desin umurumda değil. Orada benim için
önemli olan fotoğrafın estetiğiydi. Ben o tüyler olmadığı zaman kendimi daha iyi hissediyorum. Yaz geldi, güneşleniyorsun. O yüzden kendimi nasıl rahat hissediyorsam, o şekilde olmak istedim" dedi.
Arabeskte yeni açılım
Müzik kariyerine arabeskle başlayıp pop-fantezi türüyle devam eden Emrah, son albümü için yaptığı radikal değişim konusunda ise şunları söyledi: "Arabeskte yeni bir yelpaze açacağıma inanıyorum. R&B'yi, dünya sound'ları ve kendi motiflerimizle buluşturup, üstüne kendi yorumumu ekledim. Çok lezzetli bir şey çıktı ortaya. Bu yeni açılımda çok iddialıyım. Ben işimi çok ciddiye aldım, bu yüzden işim de beni ciddiye aldı. Ben ciddiye almasaydım, Küçük Emrah'lıktan bir adım öteye gidemezdim."
- Sizce Emrah, müzik adamı mıdır?
Evet, ben bir müzik adamıyım ve kendimi böyle görmeye hakkım var. Tam çeyrek asır müziğe hizmet ettim. Bu az bir zaman olmasa gerek. Müzik benim için artık bir arayış. Ve ben bu arayışa 1990 yılında, "Haydi Şimdi Gel" albümüyle başladım. Tam 18 yıldır kendimi geliştirmenin, yenilemenin, müziğime yeni bir şeyler katmanın peşindeyim.
- Müziğinizle beraber tarzınızı, giyim, kuşamınıza da değiştirdiniz. Ama hepsinde de çok ağır eleştirildiniz. Gönül kırgınlıklarınız oldu mu?
Yoo, olmadı. Bir değişim ortaya koyduğunuz zaman eleştirilerin olması çok doğaldır. O yüzden çok takılmadım...
- Parlak kumaş pantalon ve göğsü açık gömleklerle kalsaydınız da eleştirilecektiniz...
Evet... Bu kez de kendini geliştirmedi, yenilemedi diyeceklerdi. Ben yapı olarak olduğu yerde kalmayı seven birisi değilim. Yaşım genç. Dünya müziğini takip eden, dinleyen birisiyim. Bu kadar takip eden, merak eden, dinleyen, kendine güvenen, riske girmeyi seven birisi olarak eğer ben bu değişimi yapmasaydım, inanın kendime saygımı yitirirdim. "Haydi Şimdi Gel" şarkısıyla bunu denedim. Bu tarzın bana uyacağını, sesime yakışacağını gördüm ve yoluma devam ettim. Tabii ki bu değişimi beğenenler oldu, beğenmeyenler oldu, "Emrah kitlesini kaybetti" diyenler çıktı vesaire... Herkes bir şey söyledi, küçümsedi falan. Herkes her şeyi söyleyebilir. Ama bunları söylerken benim 25 yıldır nasıl ayakta durduğumu da bir araştırmalılar. Burada bana haksızlık yapılıyor.
- Peki, madem riske girmeyi seviyorsunuz, madem değişmek, gelişmek istediniz neden tamamen pop müziğe yönelmediniz?
Şu an yapılan müzik tarzlarının ne kadar arabesk, ne kadar pop olduğu tartışılır Sema'cığım. Ben işimi çok ciddiye aldım, bu yüzden işim de beni ciddiye aldı. Ben ciddiye almasaydım, Küçük Emrah'lıktan bir adım öteye gidemez, hepinizle de kısa bir süre sonra vedalaşmak zorunda kalır, kaybolup, giderdim. Ne şöhret kalırdı, ne Emrah. Ne yapsanız illa ki bir şey derler. Günün sonunda ben bütün bu süreçten çok mutluyum. Önemli olan da bu zaten.
- Müslüm Gürses.... O da Teoman şarkıları okuyarak kendini geliştirmeye, değiştirmeye çalışıyor değil mi?
SEVGİLİM OLDUĞUNU KİMSEDEN GİZLEMİYORUM
- Neyse yeni albümünüz "Yelpaze"den söz edelim...
İnsanlar benim albümümü dinlediği zaman neden adını "Yelpaze" koyduğumu anlayacaklar. Ben bu albümde gerçekten dünya sound'ları kullandım. Dolayısıyla yelpazemiz çok geniş oldu...
- Arabesk-R&B... Şarkıları çok merak ettim...
R&B demek; ritm and blues demek... Yani hüznün, ritimle buluşması demek. Blues, hüzün demektir. Arabeskin içinde de hüzün var. Ben bu R&B'yi, dünya soundları ve kendi motiflerimizle buluşturup, üstüne kendi yorumumu ekledim. Çok lezzetli bir şey çıktı ortaya. Siz bunun adına ne derseniz deyin artık...
- R&A diyelim o zaman?
Yani ritim and arabesk mi, olabilir tabii... Ben kendi açımdan ilk defa böyle bir şey yapıyorum. Açıkçası arabesk diye adlandırdığımız müziğin yelpazesi, bu albümle başka bir noktaya geldi. Yani ben arabeskte yeni bir yelpaze açacağıma inanıyorum. Dinleyen, ne demek istediğimi anlayacaktır. Bu albüm benim 21. albümüm. "Haydi Şimdi Gel" albümüyle bir hazırlık dönemim başlamış. Sound olarak o günlerden bugünleri hazırlamasaydım eğer, bugün, bu kadar rahat olamazdım, bu kadar kendime güvenim de olmazdı. Bu bir süreçti... Her şey planladığım gibi ilerliyor.
- Diyelim ki bu albüm çok beğenilmedi, iyi bir satış grafiği yakalayamadı, hit bir parça çıkmadı... O zaman ne olacak?
"Haydi Şimdi Gel"de beğenilmemişti ama çok sattı... Müzik piyasasının durumu ortada... Her şey olabilir... Ben yoluma devam edeceğim. Bu albüme, şarkılara farklı renkler katarak, yaptığım bu tarzın üstüne gidebilirim. "Bundan daha iyi yok" demiyorum çünkü. Her zaman yaptığımdan daha iyi yapmaya çalışacağım. Kimi zaman hata yapacağım, kimi zaman mükemmeli yakalayacağım. Ama mücadelemden asla vazgeçmeyeceğim!
Bunu zaman zaman ben de duyuyorum. Benim böyle bir sıkıntım yok. Ben, gazetelerde ya da televizyonda olmak için mücadele eden birisi değilim. Çok teklif alıyorum, ama çıkıp röportaj vermek istemiyorum. Az ve öz insanla, gazeteci arkadaşımla ki bunlardan biri de sensin, onlarla yoluma devam etmekten keyif alıyorum. Ortalarda olmak adına bir şey yapmak istemiyorum. Ben Emrah'ım... Emrah'ın hacmini biliyorum. En önemlisi haddimi biliyorum. Dolayısıyla benim popülerlikle ilgili bir mutsuzluğum yok. Böyle bir mutsuzluğum olsa, bunu siz de görürsünüz.
- Kız arkadaşınız, sevgiliniz yok mu?
Bir kız arkadaşım var... Onunla çıkıp dolaşıyorum, kimseden kaçmıyorum da... Ama gittiğim yerlere gazeteci gelmiyorsa ben ne yapayım. Ben sadece dikkatli davranıyorum, o kadar.
- Peki niye sevgilinizin elinden tutup da sokağa çıkmıyorsunuz?
Nereden biliyorsunuz çıkmadığımı? Sadece özel hayatım olduğu için de hassasiyet gösteriyorum, o kadar. Ben, fotoğrafım çekilsin derdinde değilim. Çekilirsem de saklamam ki... Mesela geçen gün Reina'ya gittim... Kimse beni çekmedi.
- Kiminle gittiniz Reina'ya, Allah bilir erkek arkadaşlarınızla!
Erkek arkadaşımla çıkıyorum, sonra taksiye binip evime gidiyorum. (Gülüşmeler)
- Anlaşılmıştır... Sizin kadınlara karşı bir güven probleminiz var...
Kız arkadaşım tabii ki var. Olamaması mümkün mü? Sadece dediğim gibi özel hayatım bende kalmalı diye düşünüyorum, o kadar.
- Yaşıtlarınızın hepsi evleniyor, baba oluyor... Sıra size geldi...
Bu röportajı annem okursa yandım! Beni hemen evlendirmenin peşine düşecek...
- Siz birine bağlanmaktan, evlenmekten korkuyorsunuz bence.
Vallahi korkmuyorum. Sadece ben bu şekilde mutluyum. Evlilikten kıl payı döndüğüm anlar da olmuştur. Evliliğe çok acil karar vermemek gerek. Benim hayatımda annemin değeri, onun mutluluğu çok önemli.
O benim hiçbir ilişkime asla karışmaz. Sadece "Emin misin?" der, o kadar.
- Bu da yeter zaten...
Burada problem yok ki. Bana, "Eminsen yoluna devam et, senin sevdiğin insan benim başımın tacıdır" diyor. Yanlış bir şey demiyor ki.
- Canım "Emin misin?" diyerek içinize bir kuşku düşürüyor...
Düşürecek tabii... "Seni mi, şöhretini mi seviyor bunlara dikkat et oğlum" diyor. Biz neler yaşadık, yaşıyoruz da ah Sema'cığım... O yüzden benim en büyük problemim güvensizlik. Bu şöhret olmanın etkisi. Birisi size yaklaştı mı, şüpheyle bakıyorsunuz. İnsan, güvendiği insanı seviyor. Benim annemi çok sevmemin sebebi, ona çok güvendiğim içindir. Bir ilişkide güven, baş unsur benim için.
Röportaj: Sema DENKER
- Son sorum; albüm fotoğraflarınıza dikkat ettim, vücudunuzda tüy yok... Niye aldırdınız?
Ben estetiğe çok önem veriyorum. Bu fotoğrafları çektirirken hoş, estetik bir görüntü olmasına özen gösterdim. Kim ne derse desin umurumda değil. Orada benim için önemli olan fotoğrafın estetiğiydi. Spor yapan birisiyim, kendimi severim. O yüzden de görüntüye çok önem veririm. Ben o tüyler olmadığı zaman kendimi daha iyi hissediyorum. Yaz geldi, güneşleniyorsun... O yüzden kendimi nasıl rahat hissediyorsam o şekilde olmak istedim.