Herkese sevgi vermek istiyorum

Güncelleme Tarihi:

Herkese sevgi vermek istiyorum
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2009 00:00

Birkaç aydır İstanbul'da olan ve Yunan eşi Yorgo Seitaridis'ten boşanacağı konuşulan Tuğçe Kazaz, değişen yaşam felsefesini anlattı.

Haberin Devamı

TUĞÇE KAZAZ FOTOĞRAFLARI 

Huzuru aradığımı, huzura giden bir yolum olduğunu biliyorum ve kendi içsel yolculuğumda maddiyat olmadan, çıplak halimle mutlu olmayı öğreniyorum. Doğru ya da yanlış diye bir şey var mı, bilmiyorum. Zaten ikisi beraber bir
bütünlük halinde. İçimden gelen her şeyi yapmak ve mutlu olmak istiyorum. Tabii bazen sıkıştığın, strese girdiğin zamanlar oluyor. Olumlamalar yapıyorum kendime hemen... Etrafımdaki herkese bir şekilde sevgi vermek istiyorum.

13. İstanbul Moda Fuarı, geçen hafta Cengiz Abazoğlu’nun 2009-2010 Sonbahar/Kış koleksiyonunu tanıttığı defileyle açıldı. CNR’daki defilede birçok başarılı manken podyuma çıktı. Ama o göz kamaştırıcı kalabalığa rağmen tüm dikkatler Tuğçe Kazaz’ın üzerindeydi... Birkaç aydır ıstanbul’da olan ve Yunan eşi Yorgo Seitaridis’ten boşanacağı konuşulan Kazaz, defile öncesi ve sonrasında basın mensupları tarafından ablukaya alındı. Kazaz, her ne kadar konuşma taraftarı olmasa da, Kelebek’in sorularını yanıtsız bırakmadı.

Haberin Devamı

Cengiz Abazoğlu’nun Paris şovunun hemen ertesinde, ıstanbul’daki defilesindesiniz. Öncelikle soralım: Koleksiyonu nasıl buldunuz?
- Gayet güzel, gayet seksi ve dişi... Bu şeyleri günlük hayatta, vapura binerken giymek mümkün değil tabii... Ama ben böyle işlerin içinde kendimi başka dünyalara taşıyorum. Çıplakken de kendine güvenmeyi bilmen lazım. Ama saç, makyaj, elbise ve yürümek derken, iş değişiyor. Hani çocukken annelerimizin elbisesini giyip havalara girerdik ya, ben podyuma çıktığımda birazcık öyle hissediyorum. Podyum benim oyun oynama alanım.
Cengiz Abazoğlu’nun sizde nasıl bir yeri var?
- Ben 2001 yılından beri Cengiz’le çalışıyorum. Bu süre kimine göre çok uzun, kimine göre belki çok kısadır. Sonuçta zaman göreceli bir kavram... Neyse... Sekiz senedir bir şekilde yol arkadaşlığı yapıyoruz işte... Cengiz Abazoğlu, Türkiye’nin başarılı modacılarından ve yetenekli insanlarından biri. Normalde insanlar hakkında iyi ya da kötü konuşmayı sevmem. Ama Cengiz’in kıyafetlerini giydiğimde kendimi iyi hissediyorum.

HAYIR DEMEYİ BİLMEK LAZIM

Artık eskisinden çok daha nadir rastlıyoruz size podyumlarda... Neden? Yavaş yavaş mankenliği bırakmayı mı düşünüyorsunuz yoksa?
- Hayır, özel bir sebebi yok bunun... Hayrıma öyle oluyormuş demek ki, öyle devam ediyor. Aklıma yatan ve hoşlandığım işleri kabul ediyorum hâlâ...
Belki de çok seçici davranıyorsunuz.
- Bazen “Hayır” demeyi bilmek lazım bence... Her şeyi içimden geldiği için yaptım şu ana kadar. ıçimdeki sesi dinliyorum. O ses “Yap” derse de yapıyorum.
Arkanızdan yeni modeller geliyor. Onları nasıl değerlendiriyorsunuz?
- Müthiş hoşuma gidiyor. Tempo’nun kapağında “yeni modeller” diye bir konu vardı bu ay... Önce tabii “hop” diye ego giriyor devreye. Ama sonra bastırıyorum o egoyu... Arkamızdan yeni ve başarılı insanlar elbette gelecek. Onları kendilerine has bakışları, duruşları ve dövmeleri ile görmek çok hoşuma gidiyor. Başka bir tavır getirecekler podyumlara...
Eskiden dövme ve piercing podyumda pek makbul sayılmıyordu, sorun olarak görülüyordu. Ama sanırım bunlar sorun olmaktan çıktı artık...
- Her şey değişiyor. Ona bakarsanız insanlar eskiden toplantılara da hesap makinesiyle giderlerdi. Her şey akışında güzel. Dövme, tarihi binlerce yıl öncesine dayanan bir süs sanatı ve felsefesi var. Ben çok seviyorum. Olsun da zaten. Her şey olduğu gibi güzel, her şey herkesin hayrına... Geldiği gibi kabul etmek lazım hayatı.

KENDİ KADERİMİ KENDİM YAZARIM
Kaderci misinizdir?
- Kendi kaderimi kendim yarattığıma inanırım. Bu da bir teslimiyet aslında... Ne düşündüğümüz çok önemli. Çünkü düşünce harekete geçirir. Her şey olduğu gibi güzel. Tüm gelişi ve akışı kabul ediyor, bunun için şükrediyorum.
Kullanmaktan çekindiğiniz kelimeler var mı?
- “ılk”, “en” ve “daha” kelimelerini kullanmaktan nefret ediyorum ve hayatımdan çıkarmaya çalışıyorum. Çok gereksizler çünkü... Yarış atı durumuna sokuyor insanları. Düşünsenize bir, böyle dertlerimiz hiç olmasa hayatta... “Ben senden daha iyiyim”, “Ben en iyisi olayım” ya da “Ben ilk olayım” gibi cümleler bana sıkıntı veriyor. Yarışta hissediyorum o zaman kendimi... Herkes yaratılmış, kimsenin kimseyi yargılamasına gerek yok.
Yaptıklarınızdan pişmanlık duyduğunuz zamanlar oluyor mu?
- Her yaptığım şey için önce kendi onayımı alırım. Daha doğrusu kendi onayımı sadece kendimden alırım. Ben kendi kendime yeterim çünkü... Sevgiyim her şeyden önce ve insanlara sevgi veriyorum. Bu yüzden de kimseyi yargılamıyorum. Yargılamamaya gayret gösteriyorum.

HERKESE SEVGİ VERMEK İSTİYORUM

Sözleriniz, içsel yolculuğunuzda uzun bir yol kat ettiğinizi gösteriyor.
- Ne kadar yol kat ettiğimi bilemem... Huzuru aradığımı, huzura giden bir yolum olduğunu biliyorum ve kendi içsel yolculuğumda maddiyat olmadan, çıplak halimle mutlu olmayı öğreniyorum. Doğru ya da yanlış diye bir şey var mı, bilmiyorum. Zaten ikisi beraber bir bütünlük halinde.
“Beni rahat bırakın” dediğiniz oluyor mu zaman zaman?
- O durumlarda kendi kendimin rahatını sağlıyorum. Buraya sadece işimi yapmak için geliyorum. Bir bakıyorum backstage’de sizler varsınız. Buradaki yorumlarım sizler aracılığıyla binlerce insana ulaşacak. Bu aralar fark ediyorum ki, insanlar bir şekilde benim hayatımı merak ediyorlar. Benim zaten bir duruşum var, ben böyle yaşıyorum. ıçimden gelen her şeyi yapmak ve mutlu olmak istiyorum. Tabii bazen sıkıştığın, strese girdiğin zamanlar oluyor. Olumlamalar yapıyorum kendime hemen... Mesela ben meşhur olmadan önce de bir bütündüm aslında. Bir şekilde hayatta rahatımı buluyorum. Ben, etrafımdaki herkese bir şekilde sevgi vermek istiyorum.
Son bir soru... Türkiye’de geçirdiğiniz günlerde rol aldığınız “Cin Geçidi” filmi yakında vizyona girecek, heyecanlı mısınız?
- Evet... Film 13 Mart’ta vizyona giriyor. Bakalım, hayırlısı olsun... Bugüne kadar “Kampusistan” adında bir dizide ve Yunanistan’da da bir sinema filmi ile bir televizyon filminde rol almıştım. Bu benim dördüncü işim. Yunanistan’da üç sene boyunca aldığım oyunculuk eğitiminin avantajlarını gördüm.

HER ŞEY BENİM HAYRIMA

Haberin Devamı

Kendinizle barışık mısınız?
- Olmadığım ve dolayısıyla korktuğum zamanlar oluyor. Acaba da deniyor tabii, denmez mi? Ama onun cevabı şu sözde ve inanışta yatıyor: “Olan her şey benim en yüce hayrımadır”... Yanılabilme korkusu yaşıyorsun. Diyorum ya, seninle otururken bile başıma gelen her deneyimin hayrıma olduğuna inanıyorum.
Doğu felsefeleriyle mi uğraşıyorsunuz?
- Tabii ki okuyorum, bunlar kendiliğinden pat diye ortaya çıkmıyor. Okuduğum, gördüğüm ve yaşadıklarımın birikimidir hepsi. Zaten kitaplar tek bir şeyden bahsediyor; o da sevgi... Ben kendini anlamaya çalışan biriyim.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!