Mafya Endüstri Meslek Lisesi

ANKARA
İKİ soruyu karıştırmamak lazım; neden Trabzon ve örnek alınan (rol modeli) kim?

Haberin Devamı

Trabzon analizini dün danıştığımız kıdemli güvenlikçiye bırakalım:

"Trabzon, PKK’ya karşı mücadelede en fazla şehidi veren kent. Dolayısıyla milliyetçiliğin öne çıkması doğal. İkincisi, kenti ayakta tutan futbol sanayii battı. Eskiden neredeyse her üç ünlü futbolcudan ikisi bu kentten çıkardı. Baksanıza Ogün Samast bile futbolla uğraşmış. Başarsaydı belki bugün farklı bir noktada olabilirdi."

Güvenlikçi muhatabımız, sohbet sırasında Trabzon için ilginç teşbihte bulunuyor:

Mafya Endüstri Meslek Lisesi.

Trabzon, suç örgütlerine kadro yetiştiren okul gibi. Ama kuşkusuz tek örnek değil.

İşsizi kahveye sığmayan her il, ilçe, yöre potansiyel Trabzon’dur.

* * *

Hrant Dink
suikastı, acı gerçeği tokat gibi yüzümüze çarptı.

Çocuğuna doğru düzgün eğitim veremeyen, trafiğini idare edemeyen, temiz içme suyu bulamayan milletin, devleti de derin olamaz. Olsa olsa kirli devlet, hatasından öğrenemeyen devlet vardır.

Hrant Dink bu aciz devlete verdiğimiz ne ilk, ne de son kurbandır.

Aşağıdaki satırları yine bu köşeye sekiz yıl önce yazmışız.

Sıkılmazsanız göz atıverin:

"Akın Birdal olayına kamu dahli yoksa da kamu sorumluluğu büyüktür. Çünkü kamu kontrollü terörden çok daha beteri, kamu tarafından beslenen terör ortamında gözü dönmüş canilerin cirit atmasıdır.

Devlete düşen, vatandaşın bağımsız yargıda hesap vermesini bekleyecek sabrı göstermektir.

Şemdin Sakık’ın (sözde) ifadeleriyle hedef haline gelen Akın Birdal’ın yargılanmasına kimse itiraz etmez. Ama yargı kararına kadar her Türk vatandaşı gibi Birdal’ın da güvenliğinden devletin sorumlu olduğu bilinmelidir. O yüzden ’Koruma istemedi’ bahanesinin ardına saklanmaya çalışmak abesle iştigaldir. Zaten en azından tek bir sorunun yanıtı verilmelidir: İnsan Hakları Derneği gibi giren-çıkanının güvenlik birimleri tarafından kontrol altında tutulacağı varsayılan bir mekánın yakınında olaya müdahale edecek tek bir polis veya istihbaratçı yok muydu?"
(14 Mayıs 1998/Hürriyet)

Biz yazmaktan bıktık, onlar vurmaktan, devlet seyretmekten utanmadı.

* * *

Ögün Samast
cana kıydı, ama kendi hayatını kurtardı.

Kimse kendisini aldatmasın, çıktığı gün şanıyla şöhreti, muteber işi hazır.

Tıpkı daha önce aynı yoldan geçen abileri gibi.

O álemin raconu/kuralı belli:

Önce devletin gıcık kaptığı, ama yasal yoldan uğraşamadığı ismi bulacaksın.

Durumdan vazife çıkartıp tenhada pusu atacaksın, hain sandığının canını alacaksın.

Az biraz yatıp çıktıktan sonra, "Ne yaptıysam devlet için" havasını basacaksın.

Senden cahil memurlar bu havaya/avantaya kanıp yolunu açacak, rantına kavuşacaksın.

Afiyet olsun!

* * *

Anadolu
deyişini bilirsiniz; it kağnı gölgesinde yürür, kendi gölgesi zannedermiş.

Devleti küçülteceğiz diye acze sürükleyince kendisini devlet sanan daha çok meczup çıkar.

Yazarın Tüm Yazıları