Liseli arkadaşların ‘sanal’ başarısı

80’li yılların sonu. Hakan Ürey, Orkun Oğuz ve Göksen Yaralıoğlu İzmir Fen Lisesi’de okuyan üç yakın arkadaş. Lise bitirdikten sonra yolları ayrılan üç kafadar, kendi hayatlarında farklı kariyer planları çizdi. Hakan Ürey, akademik kariyerine yoğunlaşarak elektrik elektronik alanda profesör oldu ve ABD’li teknoloji şirketi Microvision’da çalıştı. Orkun Oğuz, Peppers & Rogers’ta 13 yıl çalıştıktan sonra Akbank’ta Genel Müdür Yardımcılığı yaptı. Göksen Yaralıoğlu da kariyerini akademik yöne çizerek Stanford Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı olarak görev yaptı, şimdilerde ise Özyeğin Üniversitesi’nin akademik kadrosunda. Bu üçlünün yolları yıllar sonra yeniden kesişti. 4 yıl boyunca Koç Üniversitesi Optik MEMS laboratuvarında geliştirdikleri teknolojiyle 2016’da ‘CY Vision’ adında bir startup kuran üç arkadaş, ABD’deki Silikon Vadisi’nin yıldızı olmayı başardı. Bununla kalmayıp, Silikon Vadisi’nin ve Türkiye’nin en önemli yatırımcılarından 7 milyon dolar yatırım aldılar. Kısacası Türk girişimcilerinin geliştirdiği yüksek teknoloji şu anda global çapta ses getirmiş durumda.

10 PATENTLERİ VAR

CY Vision nasıl bir yeni teknoloji geliştirerek Silikon Vadisi’nde dikkat çekmeyi başardı? Bu sorunun cevabını ve girişimin başarı öyküsünü CY Vision kurucu ortaklarıyla konuştuk. CY Vision kurucu ortaklarından ve CEO’su Orkun Oğuz, arttırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) görüntüleme teknolojileri üzerine çalıştıklarını ifade ederek, “Geleceğin en önemli teknolojilerinin başında arttırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik var. Bu teknoloji bilgisayarların ve akıllı telefonların yerine geçecek. Mevcut geliştirilen gözlükler, kullanıcıların birçok sorunla karşılaşmasını sağlıyor. Bu ürünlerde objeleri tek bir düzlemde gösterip, uzun süreli kullanımda baş dönmesi, mide bulantısı olmak üzere ciddi rahatsızlığa yol açabiliyor. Uzun süre kullanımda çocuklar ve gençler içinse farklı sağlık sorunlarına yol açabileceği saptanmış durumda” dedi.

Geliştirdikleri teknolojinin arttırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik gözlüklerinin kullanıcılar tarafından rahat, kolay ve herhangi bir sağlık sorununa yol açmadan kullanılmasını sağladığını belirten Oğuz, şunları ifade etti: “Sanal objelerin gerçekte varmış gibi farklı derinliklerde gösterilebilmesini sağlıyor. Bu konuda 10 tane patentimiz var ve bu patentlerle aslında 40-50 yıldır bilinen ama çözülemeyen bir takım temel optik problemlere çözüm getiriyoruz.” Geliştirdikleri teknolojide hem optik hem de algoritmik yenilikler kullandıklarını belirten Hakan Ürey, “Gerçek dünyanın gözlerimizde oluşturduğu 3 boyutlu sahnenin aynısını sayısal olarak oluşturuyoruz ve bunun için algoritmaların desteğini alıyoruz. İlk prototipimizi ocak ayında düzenlenecek dünyanın en büyük teknoloji fuarı CES’te göstereceğiz” dedi.

POTANSİYEL BÜYÜK

Arttırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik teknolojilerinin akıllı telefon ve bilgisayarların yerine geçeceğini belirten Oğuz, 10 yıl sonra bu alanda yıllık 100-300 milyon adetten fazla gözlük satılacağını anlattı. Oğuz, “100 milyar doları aşan bir sektörün oluşacağı öngörülüyor” dedi.

ÜRÜNLERİ OLMADAN YATIRIMCILARIN GÖZDESİ OLDU

KASIM ayında, ilk yatırımlarını aldıklarını ifade eden Oğuz, “Türkiye’nin orta gelir tuzağından kurtulması için yüksek teknoloji ürünlerine geçmesi gerektiği hep konuşuluyor. Bunun için bizim gibi şirketlerin sayısının artması gerekli. Biz henüz ürünümüz hazır olmadan ilk turda 7 milyon dolar yatırım aldık ki bu Türkiye’de ikinci 500’deki şirketlerin değerlemesine paralel bir değerlendirmeye tekabül ediyor. Amacımız Türkiye’den çıkan ilk milyar dolar değere ulaşan (unicorn) olmak” dedi.

HAZIR OLANLAR YURTDIŞINA AÇILMALI

CY Vision’ın Türkiye’de doğan bir girişim olduğunu belirten Oğuz, şunları söyledi: “Bu teknolojinin müşteri kitlesine baktığımızda bunun öncelikli olarak Silikon Vadisi’nde olduğunu ifade edebiliriz. İkincisi Türkiye iyi bir insan kaynağı ama Silikon Vadisi’ne göre kısıtlı. Burada gerçekten ayrı uzmanlıklar var. Berkeley ve Stanford Üniversitesi’nden ekibe katılanlar var. Ayrıca yatırımların devamının gelmesi gerekiyor. Türkiye’deki girişimler ne zaman hazırlarsa yurtdışına açılmalı.”

Mehmet Nane "Gelecekte sanal kişiliklerimizle fiziksel olmayan ortamlarda buluşacağız” | Ofis Dışında