Güncelleme Tarihi:
ABD’de geçen ay verdiği bir mülakatta filmdeki şiddet ögeleri üzerine Tornatore şunları söylüyor: “Filmdeki şiddet sahnelerini toplasanız 3 dakikayı geçmez. Esrarengiz Kadın şiddet dolu bir film çünkü burada şiddet görünmüyor. İzleyici, görmediklerini düşünmeye zorlanıyor. Şiddeti doğrudan ben göstermeye çalışsaydım bu kadar olmazdı.” Bu bağlamda yönetmenin kesinlikle amacına ulaştığını söylemek gerekiyor.
ALLAHTAN KADIN DEĞİLDİM
Korku, gerilim ve canavar türü filmleri izlerken ortalamanın çok altında korku ve gerilim yaşayan birisi olarak bu filmde sinirlerimin son derece yıprandığını itiraf etmek zorundayım. Aklından asla çıkaramadığı ama kurtulduğunu sandığı mafyayla ve kendisine 9 kez zorla doğum yaptırıp bütün çocuklarını satan bu mafyanın hayatına getirdiği felaketlerle İtalya’da yeniden yüz yüze gelen İrena’nın hikayesini izlerken, hayatın en zifirisinden karanlık pençelerini sürekli bedeninizde hissediyorsunuz. Tornatore’nin filmi, seyrederken hiçbir sahnesinde gülemediğim belki de tek sinema çalışması oldu. Ama bunda benim hep yaşamın pembe yanlarını gören naifliğim de önemli bir etkendi hiç kuşkusuz.
Allahtan kadın değildim. Kadın olsaydım herhalde sinema çıkışında en yakın polis karakoluna uğrar, beni evime kadar korumaya almalarını talep ederdim. Evet belki fuhuş mafyası erkekler için de bir tehdit oluşturuyor olabilirdi. Ama hiç değilse benim en azından bugünkü teknoloji itibarıyla doğurgan bir yaratık olmadığımı onlar da biliyordu, dolayısıyla kaçırılma olasılığım daha düşüktü.