Olumsuzluk virüsü!

Güncelleme Tarihi:

Olumsuzluk virüsü
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 02, 2009 09:38

Bazı insanları anlamak için çabalarsınız ama anlayamazsınız.

Haberin Devamı

Bundan yorulup, o kişiyi anlamaktan vazgeçerken de ‘Neden böyle biri acaba?’ diye düşünürsünüz.

Bir süre sonra aynı durumda olan bir ya da birkaç kişiyle karşılaştığınızda cevabını bulursunuz az önceki sorunun.

Kıskançlık ve özgüven eksikliği!

Evet… Bu iki kavram insanları anlaşılmaz kılabiliyor.Â

Kıskançlık ve özgüven eksikliğini içlerinde hisseden asık suratlı insanlar bazen hayatı çekilmez yapabiliyor.

Hayat denen şu karmaşada, sayısı belli olmayan bir azınlık; çevresindekilerle iyi geçinmeye çalışan, pozitif düşüncelerle yaşamanın gerekliliğine inanan, en olumsuz, en umutsuz anlarda bile umutla ‘Bir yolu olmalı’ diyen, kendi kendine yaptıklarıyla mutlu olmayı hedefleyen, etrafına olumlu gözlerle bakmak isteyen insanların moralini bozmaya çalışıyor.

Ama nafile!

Haberin Devamı

Aslında bilmiyorlar ki; bu olumsuz davranışlarıyla, olumlu insanlara olumsuz şeyler görme ve duyma tecrübesi yaşatarak, olumsuzlukları aşabilme deneyimi kazandırıyorlar!

İnsanları üzerek, engelleyerek moral bozmayı kendilerine görev edinen bu tip insanlar, bir inat veya tesadüf sonucu başladıkları ve zamanla farkında olmadan; hemen hemen her konudaki olumsuz düşüncelerinin ve önyargılarının köklerini en başta kendi içlerine saldıkları için, ilerleyen zamanlarda isteseler de kurtulamıyorlar olumsuzluğun pençesinden.

Dedim ya içlerine işliyor zamanla. Nikotin gibi… Vücuda değil ama düşüncelere ve karaktere yerleşince bir kez... Olumsuz düşünce ve önyargılarla önce kendilerini zehirliyorlar.

Yetmiyor, sonra da çevrelerindeki insanları…

Hayatın iniş ve çıkışlarında dengeyi tutturamayanların ya da yaşamda umduklarını bulamayanların, böyle sağındaki solundaki insanlarla uğraştığını görüyorum daha çok, diğer insanlara oranla.

Hayatın inişlerinde eksinin en dibe vuruşuyla; hayatın çıkışlarında ise artının tavana çarpmasıyla bocalayan insan, mutluluğu bulamayınca kendi içinde, doğal olarak ona buna saldırıp, diğer insanların yaptığı, yapmaya çalıştığı işleri gözünde büyütüp, kıskançlık duygusunun da içine karıştığı tuhaf bir duyguyla eleştirip, beğenmemeye başlıyor.

Haberin Devamı

Halbuki böyle şeylerle uğraşmak yerine, kendi kendilerine yetebilecekleri, mutlu olabilecekleri bir alanda bir şeyler üretip, yaratmak için çabalasalar, diğer insanları da kırmadan, onlara en azından destekleyici bir çift söz söyleseler; hem kendileri verdikleri desteğin hazzını tadacaklar hem de daha mutlu ve gülen bir toplum çıkacak ortaya.

Yanılıyor muyum?

Var mısınız olumsuzluktan arınmaya?

Var mısınız sevginin elinden tutmaya?

Var mısınız dengeleri tutturmaya?

Ve de var mısınız mutluluğu kendi içinizde bulmaya?

                                                 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!