Yaşam pastasının süsleri

Güncelleme Tarihi:

Yaşam pastasının süsleri
Oluşturulma Tarihi: Kasım 17, 2008 10:13

Beklenmedik bir durumla karşılaştığımızda, çıkmaza girdiğimizde, ya da bir bitiş yaşadığımızda…

Haberin Devamı

İnsan, içindeyken, kahramanlarından biriyken bunu anlayamaz da, bir şekilde sona erince masal, oraya buraya çarpıp, can acısından ne yapacağını bilemez haldeyken, savrulmaları yaşarken farkına varır ya hani.

Çevremde, bu savrulmaları ve sonrasını yaşayan insanların sayısı çoğaldı, son günlerde.

Bu üzücü tabii ama hayat böyle maalesef. Mutluluktan uçurur, gün gelir hüzne de savurur.

Bahtiyar da eder, ihtiyar da…

Dedim ya hayat bu!

Önemli olan hayatın sürüklediği fırtınalardan, savurmalardan, depremlerden ne şekilde çıktığımız. Çünkü bu çıkışa bağlı olarak değişiyor hayata direnme gücümüz.

Daha bir kırılgan oluyoruz ya da tam tersi daha da güçleniyoruz.

Beklenmedik bir bitiş sonrasında; yaşananlardan geriye kalanlara göz atıp, içimizi acıtan, canımızı yakan olaylardan zor da olsa sıyrılmak…

Kolay değil biliyorum.

Haberin Devamı

Öyle ya da böyle o zorlu süreci atlatmamız gerekiyor. Çünkü hayat devam ediyor.

Kendimize gelip, ayağa kalktıktan sonra; mutlu, mutsuz anların bilançosu çıkarılır. Mutlu anlar daha çok olsa da, hayattan çıkarılması gerekenler ve elde kalanlarla toparlanma sürecine girildiğinde asıl değerlendirme o zaman başlar sanırım.

Canımızı acıtan bitişlerin ardından çıkardığımız sonuçlar, zamana yenilip unutulur gider. (mi acaba?) Unutulmuş gibi görünür yaşananlar.

Bir süre sonra hayatın muhasebesi yapılma gereği duyulduğunda, eski sonuçlara bakmak ister insan. İşte o süreçlerde bu şekilde tekrar ortaya çıkar zamanında yaşananların alt alta, sıra sıra dizilip de hatırlandığı o bilanço.

Dolayısıyla unutulmaz olur!

Bu yüzdendir ki; bitiş depremindeki enkaz altında kalanlara yardıma koşanlar, ilk yardım ekipleri de dindiremez acıyı. Pansuman yapılır, yaralar sarılır ama içerde kanarken o yara, istediği kadar sarılsın, ne fayda!

Ruhumuzdaki, kalbimizdeki yaraları sarma döneminde en sık duyduğumuz söz de şudur: “Atlatacaksın bugünleri, sen neler yaşadın, güçlüsün, geçecek bunlar.”

Evet neler atlatılmıştır. Atlatılacaktır da... Görünürde güçlüyüzdür ama ya kalp?

Güçlü görünürüz ama beklenmedik bir sonla karşılaştığımızda, yüzümüze gülen hayat artık bizi nefes aldırmayacak hale getirdiğinde ya da sadece hayat değil, bir dönem duygularımıza seslenen bizi anlayan kişinin, bu ılık meltemleri andıran okşayışları, hoyrat rüzgarlara bıraktığında yerini, bu hoyratlık öldürürse o güzelim, nahif anıları ve nasırlaştırırsa kalbi, o zaman nasıl hasar almadan çıkılacaktır sorarım.

Haberin Devamı

Yaşanan bitiş depremin sonrasında karşılaştığımız görüntünün ardından; nelerin yıkılıp, nelerin ayakta kaldığını ve neleri yeniden inşa etme işlemine geçtiğimizde görürüz ki; canımızı acıtan her deprem birkaç fazlalığı da alıp götürüyor aslında insan ruhundan.

Bunu anladıktan sonra; daha önceki yaşadıklarımıza benzer bir durumla karşılaştığımızda aynı şeyleri bir daha yaşamamak dileğiyle, daha az yara alarak hayatı sürdürmenin bilincine varıyoruz zaten.

O halde;

Toparlanıp da hayata yeniden dönme aşamasında; iyi kötü yaşadıklarımızı tebessümle anıp, ruhumuzun en kuytu yerinde saklayarak, yaşananlardan ders aldıktan sonra, inadına kalpte sevgiyle, umutla yola devam etme zamanı şimdi!

Hamuru mutluluk, acı ve gözyaşıyla yoğrulan hayatımızı; sevgi, umut, başarı, hayal, kariyer ve aşkla süsleyerek!

Haberin Devamı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!