O öyle bir melek ki...

Birkaç gün önce bir telefon…
Açıyorum.
‘E, hadi ne zaman geliyorsun? Çok özledim’ diyor, karşımdaki ses.
‘Ben de çok özledim’ diyorum, boğazımda bir yumru…

Haberin Devamı

Şimdi yağmur yağıyor. Gecenin yarısını üç saat geçmiş.

Pencerenin önündeyim. Şimdi telefon açsam sana, sesini duymak da yetmiyor ki.

Nedenini bilmediğim bir ağlamak var içimde.

Bir yerlere sığdıramıyorum kalbimi.

Bazen yemek yaparken bazen kitap okurken bazen çay demlerken dalıp gidiyorum.

Özlemek, sevdiği birini özlemek çok kötü, anne.

Bu özleme bir çare bulamamak daha da fena…

Onu özlemek…

Kurabiyenin üstündeki pudra şekerine dilin değdiğinde kalp kahkaha atar ya! Üzerindeki pudra şekeriyle kurabiyedeki tuzlu tat birbirini tamamlar ya hani. İşte onu özlemek de böyle şimdi. Özlemi ve yokluğu birbirini tamamlıyor.

Gözümüm önünde dans eden onun olduğu her anıda; yağmurun yağması gözbebeklerime, rüzgarın bana onun kokusunu getirmesi, özleminin ruhumu böyle zonklatması, yokluğunun kalbimi karıncalandırması bu yüzden işte.

Seni de çok özlüyorum anne.

İyiyim, iyiyim merak etme.

Hadi, yeter bu kadar keder.

Haberin Devamı

Sıra geldi gülümsemeye.

Hatırlıyor musun yedi ay önce yaptığım sürprizi?

Telefonla seni aramıştım bir gün, İstanbul’dan arıyormuşum gibi. ‘N’aber, ne yapıyorsun’ ve hoş beş faslından sonra kapının ziline basmıştım.

‘Kapı çalıyor, bir dakika’ demiştin.

‘Bak bakalım, telefonu kapatma, kim gelmiş, söyle bana’ demiştim.

Kapıyı açmıştın.

Manzara şu:

Bir elin telefonla kulağında diğer elin kapı tokmağında…

Öylece kalakalmıştın.

Beş on saniye kadar tanımaya çalışma bakışından sonra bir sevinç çığlığıyla ‘Aaa!’ şaşkınlığına bırakmıştı bu durum yerini.

Amacıma ulaşmıştım yani.

Ne güzeldi değil mi yaptığım o sürpriz?

Zaman zaman anımsadığımda ve şu an da yine aynı o anki heyecanla, mutlulukla ve gülümsemeyle yaşıyorum o dakikaları.

Şimdi, bugün de sana böyle hoş bir sürpriz yapmak isterdim ama…

Yok yok, kapı çalmıyor, gelmedim.

Gelemedim ama çok yakında geleceğim.

Kilometrelerce uzakta olsam da, bu kez sürprizimi bu yazımla yapayım dedim.

Hem kalıcı bir hediye olsun hem de cümlelerimi ve sonsuz sevgimi kalbine işle diye.

Şimdi…

Yanındayım ve sana sıkıca sarıldığımı düşün.

Yanağına sevgiyle öpücükler kondurmayı da unutmuyorum tabii.

Ve de şu cümleyi haykırıyorum.

İyi ki varsın, iyi ki annemsin.

Seni çok seviyorum.

Hayatımda aldığım her kararda, mutluluktan uçtuğumda, acıdan dibe vurduğumda, yaşadığım her olayda yanımda olduğun ve beni ben olarak yani beni; düşünceli, sevgi dolu, iyi niyetli, özgür, insancıl biri olarak yetiştirdiğin için sana çok teşekkür ediyorum.

22 Ekim…

Bugün senin günün.

İyi ki doğdun canım anneciğim.

İyi ki varsın meleğim.                 

Haberin Devamı

 

Yazarın Tüm Yazıları