Rüzgar! Dağların zirvesine, bulutlara uçuran… Sessiz sakin bir..." />  Rüzgar! Dağların zirvesine, bulutlara uçuran… Sessiz sakin bir..." />
PaylaÅŸ
Rüzgar!
Dağların zirvesine, bulutlara uçuran…
Sessiz sakin bir durumdan alıp yoğun duygulara savuran…
***
Rüzgar!
Anlatılmaz hisler bırakarak esen…
Bazen de darmadağın eden…
***
Rüzgar!
Eser mevsimine göre,
Kimi zaman sert, kimi zaman naifçe...
***
Rüzgar!
Uçuran, savuran radar…
İçimizdeki tatlı bahar…
***
Rüzgar!
Hazla karışık vuslat, heyecanla karışık sükunet, gizle karışık aşikarlık, tutkuyla karışık esinti...
***
Tutkuların alıp savurduğu bir ilişki, tatlı sularda seyir haline geldiğinde, uçuran rüzgarın da durması lazım!
DeÄŸil mi?
Arada bir esinti olarak, yüze tebessüm katarak kendini hatırlatsın, o ayrı tabii.
İşte ben de böyle olacak sanmıştım.
Tatlı sularda rüzgar da durulacak, yerini çarşaf gibi bir deniz dinginliğine bırakacak düşüncesiyle…
Ama yanıldım.
Nasıl yanıldım?
Rüzgar durmak yerine şiddetini daha da arttırdı. Hızına yetişemeyeceğim kadar hem de.
Oysa çok değil durgun sulara geçmeden bir gün önce günlük güneşlikti hava.
Normaldi yani her ÅŸey.
Ama şimdi…
Uçuruyooooorrrrrr!
Hem de ne uçurma…
***
Bindiğim arabanın camını açtığımda karşılaştığım ilk o oluyor.
Dümdüz olan saçlarımı camdan dışarı savuruyor.
Saçlarım arabanın dışında havada uçuşuyor.
Kendimi bırakıyorum rüzgara; saçlarımı uçuşturmasına, tenime değmesine ve tenimde o hoş anlatılmaz hisler bırakmasına izin vererek.
Seni hatırlıyorum o an!
Sen, benim saçlarımı, saçlarımın rüzgarda savruluşunu düşünerek…
Sonra…
Boğaz Köprüsü’nden geçerken daha da şiddetleniyor.
Bu kez saçlarım değil sadece savurduğu.
Boynumdaki, üstünde uçuk pembe çiçeklerin bulunduğu beyaz şifon fularım da, camın dışına uçuşarak dans ediyor rüzgarla.
Sadece saçlarım ve fularım mı hayat buluyor sanıyorsun o an?
Tabii ki hayır.
O rüzgar; hazla karışık vuslatla, heyecanla karışık sükunetle, gizle karışık savuruşla estikçe, o an saçlarım ve fularımın yanı sıra tenim de, kalbim de varlığını hissediyor!
Gizle ve savuruşla karışık esen rüzgar, beni kendime getiriyor!
Kendime geldiğim o an adını koyamadığım bir şey oluyor.
Gözlerim yanıyor, kulaklarımı sağır eden bir uğultu…
Dudağımda buruk ve yarım kalan bir gülümseme...
Gözlerimi yakan, kulaklarımı sağır eden uğultu rüzgar olmasın sakın!
Bunun cevabını bilmiyorum ama çok iyi bildiğim şu ki;
Rüzgar hep ama hep esecek!
Seni kucaklayacak, uçuracak her esişinde.
Serinleyeceksin her esip geçişinde.
Rüzgar öyle bir esecek ki…
Her defasında bir şeyler hatırlatarak…
Kimi zaman savurarak…
Kimi zaman kalbini köşesinden kaldırarak…
Kimi zaman gönlünün ortasına oturarak…
Kimi zaman da seni arkandan sarıp sarmalayarak…
Ve de sen gözlerini kapatıp içinden geçenleri söylerken, gerisini de sana yaşatarak!
***
Kah yüreğime üfledi serin bir rüzgar, kah içimi ve yüzümü ısıttı uzak diyarlardan esen bir deniz meltemi...
Dedim ya, rüzgar hep esecek!
Hep ama hep…
Vuuuuuuuuuuuuuuuu…
Uzun saçlarımı niye kestirmiyorum sanıyorsun? !
                                                               Â
PaylaÅŸ